03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 26 Mayıs 2017 4 Gezi Direnişi dört yaşında Karanlığın korkusu Taksim Dayanışması, Gezi Direnişi’nin 4. yıldönümünde etkinlikler yapacak. Sözcü Yapıcı, direnişin dünyaya örnek olduğunu söyledi Taksim Dayanışması, Gezi Parkı Direnişi’nin, dördüncü yıldönümünü etkinliklerle karşılıyor. 27 Mayıs’ta saat 20.00’de İstiklal Caddesi’nde Yeryüzü Sofrası’nda buluşulacak. 31 Mayıs’ta ise saat 19.30’da Taksim’de buluşulup, Gezi Parkı’na gidilecek. Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, “Taleplerimizin arkasındayız. Bir aradayız, susmuyoruz. ‘Hayır’ bitmedi, mücadeleye devam diyoruz” dedi. Yapıcı ve Gezi Direnişi’nde polisin sıktığı mermi ile gözünü kaybeden Volkan Kesanbilici dün Karaköy’deki TMMOB’da basın toplantısı düzenledi. Dayanışmanın açıklamasını okuyan Yapıcı, “Dört yıl önce bugünlerde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere, yaşam alanlarımıza amansız ve hukuksuz bir şiddetle saldıranların karşısında omuz omuza verdik. Gençlerimizin yaratıcı zekâsıyla, annelerimizin kucaklayan şefkatiyle, işçi kardeşlerimizin emekten gelen gücüyle, kadınlarımızın gür sesiyle, LGBTİ bireylerimizin biz de varız çığlığıyla el ele verip dayanışmamızı ve direnişimizi büyüttük. Dünyaya örnek olan, umut veren; muktedirlerin ise bir hayalet gibi korktukları, dillerinden düşürmedikleri Gezi Direnişi dört yaşında” dedi. Yaşayarak öğrendik Yapıcı, her geçen gün karanlığın etrafı sardığına dikkat çekerek, “Ne anayasanın ne uluslararası sözleşmelerin, ne de AİHM kriterlerinin dikkate alındığı, hukuksuzluk ve keyfiliğin kutsandığı bir siyasal iklimde yaşıyoruz. Bu keyfiliği, Gezi sürecinden iyi tanıyoruz. İktidar sahiplerinden güç alan, hukuk ve kural ta nımaz polis şiddetinin yaşamlarımızı nasıl kararttığını unutmuş değiliz. Onlarca arkadaşımızın gözlerini kaybetmesinin, binlercesinin yaralanmasının, bunun ardından faillerin ve azmettiricilerin cezasız bırakılmasının böylesi bir kural tanımazlıktan beslendiğine şahit olanlarız. Ethem Sarısülük ile Medeni Yıldırım’ı öldüren polis ve jandarma kurşunlarının, Ali İsmail’e yönelen ölümcül tekmelerin sahiplerinin, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Berkin Elvan’ı yaşamdan koparan biber gazı fişeklerinin, Hasan Ferit’i vuran mafya bozuntularının ve Mehmet Ayvalıtaş’ı bizden alan pervasızlığın bu hukuksuzluktan güç aldığını bilenleriz... Şiddete nasıl ihtiyaç duyduklarını yaşayarak öğrenenleriz” diye konuştu. “Gezi’de barıştan, özgürlükten, doğadan eşitlik ve dayanışmadan yana kurduğumuz hayatın peşinde olanların KHK’lerle, ihraçlarla, açlıkla, tutuklamalarla sınandığı bu karanlıkta, dayanışmamızdan ve birbirimizden vazgeçmiyoruz” diyen Yapıcı, şöyle devam etti: “OHAL adı altında yerleştirilen bu karanlığa, haksızlığa, talana, şiddete, cezasızlığa Gezi’den aldığımız güç ve kazanımlar ışığında ‘hayır’ diyoruz. Bilinsin ki; Gezi Direnişi bu toplumun tarihinde bir onur sayfası olarak yerini almıştır. Dünyaya örnek olan Gezi Direnişi, en temel hak taleplerinin hukuksuzca cezalandırılmaya çalışıldığı davalarda suç unsuru olarak gösterilip kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Bunu reddediyor, kendi hukuksuz ve onursuzluklarının yarattığı korku ve kâbusları nedeniyle bu sayfanın karalanmasına izin vermiyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Milli vicdan yaralanır’ Bahçeli, Erdoğan’ın Kavurmacı’nın tahliyesine ilişkin sözlerine sert yanıt verdi. MHP lideri, ‘Kavurmacı’yı bırakın kavrulan ülkeye bakın’ dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TUSKON iddianamesi ve İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın tahliyesiyle ilgili sözlerine “Herkes kendi içine baksın, kendi içindekilerini temizlesin” sözleriyle tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, twitter hesabı üzerinden yanıt verdi. Bahçeli, “Anlaşılan odur ki, sayın Cumhurbaşkanı hiç beklemediğim, arzu ve tahmin etmediğim ölçüde grup konuşmamdaki bu sözlerden rahatsız olmuştur. Bu rahatsızlık sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi takdiri, kendi bileceği bir husustur” dedi. Bahçeli, “inandığını söylemenin ilkeli siyasetin gereği olduğuna” vurgu yaptı. Bahçeli, “Erdoğan’ın, 24 Mayıs’ta, Brüksel’e seyahati öncesinde üzücü ve üslup açısından sorunlu açıklamaları cevapsız kalmayacaktır. Bir defa bizim çağrı ve talebimiz hükümete yöneliktir. FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması siyasi otoritenin başlıca vazifesidir. Kavurmacı’yı müdafaa ederek AKP’ye fatura kesildiğini söylemek hem makul, hem meşru, hem de mantıki bir değerlendirme değildir. FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili bugüne kadar hiçbir adım atılmaması milli vicdanı ziyadesiyle sarsmış ve yaralamıştır. Sayın Erdoğan’ın, siyasi ayakla ilgili temizlik yapılmadığını iddia edenin, iddiasını ispatlaması gerektiğine vurgu yapması temelsizdir. Devleti yöneten bellidir. FETÖ’yle irtibat ve iltisakı olanların isim listesi hükümetin elindedir. İspat değil, icraatın konuşulması lazımdır. Kavurmacı’yı bırakın, kavrulan ülkeye bakın. ‘İhanet içinde olan babamın oğlu da olsa gözünün yaşına bakmayacağız’ açıklamasının sonuna kadar ardında durulması tavizsiz temennimizdir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Ödülü iptal etti... Milliyet, Abdi İpekçi’nin anısına 27 yıldır dağıtılan ‘Abdi Gazetecilik Ödülleri’ni, jürinin belirlediği haber ve gazetecilerin ‘beğenilmediği’ gerekçesiyle 2015’te dağıtmamıştı. Ödüller verilseydi ‘Yılın gazetecisi ödülü’ Suruç ve Ankara katliamlarının arkasındaki IŞİD yapılanmasını ve devletin ihmallerini haberleştiren İdris Emen’in olacaktı. Peker’e Milliyet’ten ödül! Bir zamanlar Abdi İpekçi’nin gazetesi olarak anılan ve Demirören Şirketler Grubu’na geçmesiyle yayın politikası değişen Milliyet’in ‘Şehrin En İyileri’ ödüllerinde, yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker’e ‘En Hayırsever İşadamı’ ödülü verildi. Ödül haberinin ardından Milliyet’e tepki yağdı. Okurlar, Milliyet okumama çağrısı yaptı. Milliyet’ten yapılan açıklamada ise organizasyonla herhangi bir ilgilerinin ol madığı ileri sürüldü. Uzun süre hapis yatan Se dat Peker, Kasım 2015 Genel Seçimleri öncesi, Rize’de AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek mitingi düzenlemişti. Peker, “Ne zaman ki bu kadrolar yorgun düşerse, vatandaşın kendini savunma hakkı doğarsa, meşru müdafaa hakkı doğduğu zaman; adeta dünyanın şahdamarları kesilmişçesine oluk oluk hepsinin kanlarını akıtacağız” demişti. Peker’in bu sözlerinden bir gün sonra 10 Ekim Ankara katliamı gerçekleşmişti. Peker, barış akademisyenleri için de “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” tehdidinde bulunmuştu. Peker, başkanlık referandumunda ‘Evet’ kampanyasına “Referandumu yapmamak adına sokaklara çıkan birileri olursa onları sokaklarda bekliyor olacağımızı şimdiden özellikle söylemek isterim” tehdidiyle katılmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Polis denetimi başvurusuna ret Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök, Özgür Özel ile birlikte 122 milletvekilinin Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Yasa’nın bazı maddelerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması yönündeki talebini reddetti. CHP’nin dilekçesinde, kol luk görevlileri hakkında yürütülen soruşturmaların adil, etkin ve yeterli olabilmesi için uluslararası sözleşmelere ve AİHM içtihatlarına göre bağımsız bir şikâyet sisteminin varlığının gerektiği, bağımsızlığı ise soruşturmayı yürüten mercilerle hakkında şikâyette bulunulan kolluk görevlisi ile kurumsal veya hiyerarşik bir bağlantının bulun maması, komisyonun kolluk görevlilerinin İçişleri Bakanlığı yani yürütme organı bünyesinde yer alması ve bağımsız bir bütçesinin bulunamaması, bu nedenle etkin, adil yeterli bir kolluk şikâyet sisteminden bahsedilemeyeceği belirtilerek anayasaya aykırı olduğu belirtilmişti. Ancak AYM talebi oybirliği ile reddetti. l ANKARA/Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Türkiye’yi kınama tasarısı geçti ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korumalarının Washington’daki Büyükelçilik Konutu önünde protestoya müdahalesini kınayan karar tasarısını kabul etti. Dışişleri Komisyonu Başkanı Ed Royce, Cumhuriyetçi Parti çoğunluk lideri Kevin McCarthy ile Demokrat Partili üye Whip Steny Hoyer tarafından hazırlanan tasarı Dış İlişkiler Komisyonu’nda onaylandı. Oturumda konuşan kongre üyeleri, Erdoğan’a ve korumalarına yönelik sert eleştiriler yöneltti. Olayların hesabının Türk hükümetinden sorulması gerektiğinin belirtildiği konuşmalarda, saldırıya karışan korumaların adalet önüne çıkarılması, ABD’de bulunanların sınır dışı edilmeleri, dışarıda olanların da ülkeye girişlerinin yasaklanması çağrısında bulunuldu. Demokrat Partili Gregory Meeks, “Türkiye’de bireysel özgürlüklere saldırılıyor. Şimdi de bu baskı ortamının, Washington’a taşınma sı düşünülüyor. Barışçıl protestocular, kabadayılar tarafından saldırıya uğradı” dedi. ABD Temsilciler Meclisi Sözcüsü Paul Ryan da tasarının kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada “Şiddet ve saldırılar kabul edilemez, savunulamaz. Erdoğan yönetiminin verdiği yanıtlar tamamen yetersiz. Türkiye önemli bir NATO müttefiki, ancak yöneticileri sivil haklarını kullanan insanlara yönelik acımasız davranışları kesinlikle kınamalı ve özür dilemelidir. Sorumluların hepsini adalete teslim etmeye kararlıyız” dedi. Türkiye’den tepki Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, tasarının onaylanmasına tepki gösterdi. Müftüoğlu, “Gerçekleri çarpıtan yanlı bir karar tasarısı alelacele oylayarak kabul etmiştir. Tasarıyı reddediyoruz. Olay, ABD makamlarının gerekli önlemleri almamalarından kaynaklanmıştır” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Ekrem İmamoğlu Kıbrıs anıtıBeylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, saldırıyı kınadı. tamir edilecek Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yaşam Vadisi’nde bulunan Rauf Denktaş Heykeli’ne yönelik yapılan spekülatif haberlere ilişkin, Rauf Denktaş anıtı önünde yaptığı açıklamayla saldırıyı yapanları kınadı. İmamoğlu’nun açıklamasına siyasi partilerin ilçe temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, gaziler ve çok sayıda yurttaş da katıldı. Saldırının gerçekleştirildiği anıtın tamir edileceğini belirten İmamoğlu, “Anıtın odak noktası Rauf Denktaş... Sol tarafımızda Londra’da yapılan Kıbrıs devletinin anlaşması, o dönem sözleşmeyi imzalayan Makarios, Dr. Fazıl Küçük ve Birlemiş Milletler temsilcisi, evet, o fotoğrafta rahmetli Rauf Denktaş yoktur. Yi ne Kıbrıs’ın mücadeleci kahramanlarından Dr. Fazıl Küçük vardır. Bu rölyefte verilen zararla, ortaya çıkan bu manzarada ne yazık ki n Dr. Fazıl Küçük’ün yüzünü darbeleyen kişilerin zaten tarihi bir süreci bilmediklerinin, bir ispatıdır. Buraya gelip bu anıta temasta bulunan ve bu tahribatı yapan 56 kişinin ne tarihten haberi var, ne buradaki anıtın anlamından haberi var, onun için yapılan bu tahribatla kime zarar verdiklerini bilmediklerini düşünüyorum” dedi. Saldırının olduğu gün kalabalık bir grubun Yaşam Vadisi’ne doğru yürüdüklerini gördüklerini anlatan İmamoğlu, bunun üzerine polisi uyardıklarını ancak herhangi bir tedbir alınmadığını söyledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet TRT Genel Müdürlüğü için 25 kişi başvurdu Şenol Göka’nın aniden istifa ettirilmesinin ardından RTÜK tarafından başlatılan TRT Genel Müdürlüğü adaylık süresi dün doldu. TRT Genel Müdürlüğü için RTÜK’e 25 kişinin başvurduğu öğrenildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşı olan İbrahim Eren’in, başvurusunu sunmak üzere 23 Mayıs’ta bizzat RTÜK’e gittiği, RTÜK’ün başkan İlhan Yerlikaya dahil AKP kontenjanından seçilen üyeler ile ayrı ayrı görüşerek oy istediği öğrenildi. Göka’nın istifasının ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da RTÜK’ü ziyaret etmişti. Genel Müdürlük için aday olan isimlerden birinin halen görevde olan bir astsubay başçavuş olduğu ifade edildi. l SİNAN TARTANOĞLU / ANKARA Türkiye’deki Alman vakıfları tabela indirdi Hükümete yakın medya tarafından terör destekçiliği ve casuslukla suçlanmaları, Türkiye’deki Al Vakfı Türkiye’deki 25. yılını doldurdu. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisiyle yakınlığı olan KonradAdenauer man vakıflarını tedirgin edi ve Sosyal Demokrat Parti’ye yor. Vakıflar hedef gösteril (SPD) yakın FriedrichEbert melerinin ardından tabelalarını indirdi. Siyasi partilere yakınlığı olan çok sayıda Alman vakfı yıllardır Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Alman Hür Demokrat Partisi (FDP) ile bağlantılı FriedrichNaumann Vakfı’nın Türkiye geçmişleri ise daha eskilere dayanıyor. Türkiye’de hükümete yakın medya kuruluşları Alman vakıflarını “provokatörlük ve casusluk” yapmakla itham ediyor. Vakıf yöneticileri ise bu iddiaları reddediyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle