Katalog

EKONOMI Çay Kanunu geliyor Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, çay üreticilerinin olası mağduriyetlerini giderecek, yaş çay bitkisi üreticileri ve çay imalatçılarının haklarını koruyacak Çay Kanunu tasarısının hazırlandığını açıkladı. 8 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Altına yatıran kazandı Bu hafta tüm yatırım araçları kazandırırken, en çok getiri yüzde 3.68 yükselen 24 ayar külçe altından elde edildi. Borsa İstanbul haftayı yüzde 0.16 kazançla kapattı. Dolar/TL yüzde 1.09, Avro/TL yüzde 2.82 arttı. Pazar 21 Mayıs 2017 Cumhurbaşkanı tatilini haber yapmayan gazeteci değildir Elbette biliyorsunuz, cumhur halk demek. Cumhurbaşkanı da halkın başkanı. Dolayısıyla arkadaşlar, Cumhurbaşkanı’nın adımları halkı ilgilendirdiği için haber değeri taşır. Bilmeyen olabilir; Gazetelerin Ankara bürosu, her sabah düzenli haber toplantısı yapar. Toplantılara öncelikle “rutin listesi” yön çizer. Muhabirlerin, o gün hangi lideri, kurumu, toplantıyı izleyeceğinin, yer, saat ve isim olarak listelendiği programdır o. Bürolara kaynağından aktarılır. Bir de yine muhabirlerini kişisel yetenek ve çabalarıyla hazırladıkları “özel haberler” vardır. Her günün gündemi kabaca böyle şekillenir. Önemli kişi ve toplantıların haberleri ve özel haberler. HHH Cumhurbaşkanı izlemek, programlarını takip etmek, katılmak, bu toplantılarda soru sormak (Şimdi pek sürpriz soruya mahal verilmiyormuş. Bunun adı da gazetecilik oluyormuş.) her Ankara bürosunun asli görevlerindendir. Eğer Cumhurbaşkanı’nın nerede olacağı bilgisi resmen paylaşılmamışsa, bulup açığa çıkarmak ve mümkünse izlemek de bu göreve dahildir. Eğer günlerden bir gün Cumhurbaşkanlığı’ndan rutin izleme programı gelmemişse, bunu merak eden kişiye gazeteci denilir. Bu merakı duymayan kişinin gaze teci olmadığından emin man Demirel, Ahmet olabilirsiniz. Necdet Sezer, Abdul Cumhurbaşkanı, cum lah Gül ve nihayet Re hurun başkanıysa, gaze cep Tayyip Erdoğan. teci de o cumhur gerçek Hiçbir cumhurbaşka leri öğrensin diye çalışan nının tatilinin haber kişidir zira. leşmesi, bir ceza so Dolayısıyla arkadaş ruşturmasına konu ol lar, cumhurbaşkanları, madı. başbakanlar biraz ka Sözcü gazetesi falarını dinleyip herkes ne darbe girişimin ten uzak tatil yapmak den 10 ay sonra ve 19 istediklerinde, tatil ye Mayıs Atatürk’ü An rini bulup haberleştir ma Gençlik ve Spor mek, mütevazı da olsa Bayramı günü ve res bir başarıya dönüşür. Biz ise bu başarı Sözcü, 20 Mayıs 2017 mi tatilde düzenlenen operasyonun gerekçe nın, hapis cezası tehdi si olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip dine dönüştüğü bir ülkede yaşıyo Erdoğan’ın tatilini haber yapmak ruz artık. gösteriyor. Gazeteciliğe başladığım yıl, dar Gerçekliğin bu kadar uzağına beci Kenan Evren devlet başka düşmenin, sözü de yazıyı da an nıydı. Sırasıyla Turgut Özal, Süley lamsız kılan bir tarafı var aslında. En aleni meslek Yeryüzünde gazetecilik kadar aleni icra edilen ikinci bir meslek yoktur. Herkes için yapıldığı için, herkesin gözü önünde yapılan tek iştir gazetecilik. Her düzeyde aleni. Buna mecbur. Çünkü doğası başka türlüsüne izin vermez. Gazetecilik gizli yapılamaz. Bilakis, her gazeteci bir haberi mümkünse yeryüzündeki herkes okuyabilsin hayaliyle yapar ve yazar. Gazeteciliği, gazetecileri durmaksızın terör örgütleriyle ilişkilendirmek gazeteciliğin dinamik leri konusunda az, ama çok az fikir sahibi olmakla (da) açıklanabilir. Bakın, Cumhurbaşkanı’nın nerede tatil yaptığına dair haberin, terör örgütleriyle ilişkisinin kurulmasına, yandaş gazetelerden de tepkiler yükseliyor. Bir önerim var. Sözcü gazetesindeki meslektaşlarımız hakkındaki soruşturma bir davaya dönüşürse, yandaş gazetelerden müdahillik ve tanıklık talep edilmeli. Ve sorulmalı: “Cumhurbaşkanı tatilini haberleştirmek” gazeteciliğe dahil midir. değil midir? Ayhan Sicimoğlu Ankara’dan geçti Bilen biliyor. Özlem Oktar Varoğlu, Ankara’daki küçük bir mucizenin sembol ismidir. İnatçı bir müziksever olan Özlem Oktar Varoğlu, Uluslararası Ankara Caz Festivali’nin 21.’sine de öncülük ederek, Ankaralılarla buluşturmayı başardı. Davet ederken “Bizim gündeme pek uymasa da hava alırsınız” diyecek kadar da nazik. Dopdolu ve normal şartlar altında her müzikseveri heyecanlandıracak programın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’na rasgelen konseri “Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars”dı. Sicimoğlu, tumbası, soh beti, etkileyici hançereye sahip Kübalı iki kadın vokal (ki, bizden şarkılar seslendiriyor) ve enstrümanlarını konuşturan diğer orkestra üyeleriyle, ömür uzatan bir konser verdi. Kendisine has üslubuyla “Hastasıyız” dediği Atatürk’ü saygıyla, güzelim anekdotlarla ve Küba’daki antiemperyalist tarihle Castro’yla buluşturduğu izlenimlerle andı. Festivalin son haftada ağırlayacağı can alıcı konukları buraya not düşeyim: 23 Mayıs Aydın Esen & Randy K./ 24 Mayıs’ta Al di Meola/ 25 Mayıs’ta Enrico Rava Quartet ve final günü 26 Mayıs’ta da Mihriban Aviral Jazz Project. Oğuz Güven’in niyetini okumak Aralıksız 203 gündür demir kapıların ardında. Aralıksız 203 gündür bir parça gökyüzünden, eşlerinden, çocuklarından, biz dışardakiler için belki sıradanlaşmış, en insani ortamlardan özellikle yoksun bir tutukluluk içinde yaşamdan koparılıyor. Gazeteci onlar. Arkadaşlarımız. Her gün gazetemizin sağ üst köşesinde, o insanlık ayıbının takvimi yayımlanıyor. Yaprakları azalmayıp her gün haksızlıkla çoğalan bir takvim o. Gazetemizin internet portalı cumhuriyet.com.tr’nin Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, memleketin en köklü gazetesine yönelik bitmeyen kuşatmadan payını alarak bu utanç takvimine eklenen son isim oldu. Zarif, dayanışmacı, Oğuz Güven cezaevinde 6. gününde. Sedat Ergin’in dünkü yazısı, Oğuz Güven’in tutukluluk kararını irdeliyordu. Okurları Ergin’in ele aldı ğı “dosya”lara bakışındaki analitik muhakemeyi iyi bilir. “Niyet okuyup gazeteci tutuklamak” başlıklı yazısında Ergin önce, tutuklama kararına dayanak yapılan TMK 7/2’deki suç tanımına atıfta bulunuyor: “terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak..” Sonra şu can alıcı tespiti yapıyor: “Atılan başlıkta FETÖ’nün şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven ya da teşvik eden bir propagandadan söz edebilmek mümkün değildir. Ancak hâkim, somut bir suç fiili göstermekle birlikte, başlık atan gazetecinin o anda kafasının içinden geçen düşünceyi, niyeti okuyarak, bu okuma üzerinden yaptığı bir yorumla suçlamayı yöneltiyor. Bunu yaparken, başlığın 55 saniye sonra kaldırıldığına değinmiyor.” Türk şirketleri umutsuz Türkiye’deki şirketlerin mali işlerini yürüten en üst düzey finans yöneticilerinin dörtte üçü geleceğin neler getireceğini kestiremiyor Türkiye’den 183 CFO’nun katıldığı Deloitte Avrupa CFO Araştırması, Türkiye’de şirketlerin mali işlerini kontrol eden en üst düzey finans yöneticilerinin yatırımlar, istihdam, gelirler ve kâr konusunda kötümser olduklarını ortaya koydu. Deloitte’un anketine göre Türkiye’deki Üst Düzey Finans Yöneticileri (CFO), ülke gündemi ve dalgalı seyreden döviz kurları gibi gelişmeler nedeniyle risk almaktan kaçınarak, daha temkinli bir tutum sergiliyor. Buna göre Türk CFO’ların beklentileri şöyle: 4 Finansal gelecek: Şirketlerinin finansal performanslarının daha iyiye gideceğine inanan CFO’ların oranı 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 33.5 iken, 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 30’a geriledi. 4 Gelir: Gelir artış beklentisi 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 71 iken, 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 53’e düştü. Buna karşılık şirket gelirlerinde düşüş olacağını düşünenlerin oranı yüzde 27 seviyesinde. 4 Faaliyet kârı: Faaliyet kârının daha iyiye gideceğine ina nan CFO’ların oranı geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 60 iken, üçüncü çeyrekte yüzde 54’e gerilemişti. 2017 ilk çeyreğinde ise bu oran yüzde 40.7’ye düştü. Seferberlik yok 4 Yatırım: Yatırımlarının artacağını belirten CFO’lar 2016’nın ilk ve üçüncü çeyreğinde yüzde 40 seviyesinde iken; 2017’nin ilk çeyre CFO’lar ne yatırım ne de istihdam artışı bekliyor Gelirler düşecek beklentisi artıyor Deloitte Türkiye CFO Hizmetleri Lideri Cem Sezgin “Ülke olarak geçen yıldan bu yana birçok zorluğu geride bıraktık. Tüm bu olayların ekonomimiz üzerindeki etkileri, geçen dönemde yaptığımız anketlerimizde de ortaya çıkmıştı. Şirketlerinin gelirlerinin düşeceğini düşünen CFO’larımızın oranı giderek artıyor (en son anketimizde her dört CFO’dan biri). Kuşkusuz bunda döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme oranı beklentileri ve yakın dönemdeki mütevazı performansın etkisi var” dedi. ğinde bu oran yüzde 34’e geriledi. 4 İstihdam: CFO’ların istihdam da artış beklentisi 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 36, üçüncü çeyreğinde yüzde 46 seviyesindeydi. Bu yılın ilk çeyreğinde ise bu oran yüzde 31’e gerilemiş durumda. 4 Belirsizlik: Son ankete göre Türkiye’deki CFO’ların dörtte üçü geleceğin neler getireceğini kestiremiyor ve belirsizliklerin olduk ça fazla olduğunu düşünüyor. 4 Risk: 2016 ilk çeyreğinde da ha fazla finansal risk almamak gerektiğini düşünen CFO’ların oranı 2016’nın üçüncü çeyreğinde yüzde 86 iken, bu oran 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 89’a yükseldi. CFO’lar için en önemli ilk üç risk: Jeopolitik riskler, TL’nin değer kaybı ve nakit akışındaki muhtemel aksamalar. Amerikalıların yüzde 44’ünün 400 doları bile yok Acil bir masrafı karşılamak için borç almak zorunda olduklarını belirtiyorlar. Fed’in raporu, Amerikalıların yüzde 44’ünün 400 dolar lık sürpriz bir masrafı karşılamayacağını ortaya koydu. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) “ABD Hanehalkı Eko ken, yüzde 23’ü aylık faturalarının tamamını ödeyemediklerini bildir nomik Refahı” raporuna göre, ül di. Katılımcıların yüzde 44’ü 400 kede yaşayanların genel finansal dolarlık acil bir masrafı karşılaya durumu geçen sene mütevazı iyi mayacaklarını veya ödemek için leşme gösterdi ancak eğitim düze borç almak zorunda kalacaklarını yi düşük Amerikalılar bundan ye belirtti. Bu oran, 2015 yılında yüz teri kadar yararlanmadı. de 46, 2014’te yüzde 47 ve 2013’te Rapor için Ekim 2016’da gerçek yüzde 50 seviyesindeydi. leştirilen ankete katılan Amerika Ankete katılanların yüzde lıların yüzde 70’i ekonomik açıdan 28’inin emeklilik için herhangi “rahatça yaşayabildiklerini” ya da bir tasarrufları bulunmadığı rapo “iyi durumda” olduklarını söyler ra yansıdı. l Ekonomi Servisi TZOB’a göre hayvancılık sektöründe acil tedbir alınması gerekiyor. TZOB: Çiğ süt fiyatları artırılmalı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar “21 Mayıs Dünya Süt Günü” ile ilgili açıklamasında süt sektörünün sorunlarına değindi. Bayraktar “Temmuz 2014’te 1 lira 15 kuruş olan çiğ süt fiyatı, şu anda 1 lira 21 kuruş olsa da kesintilerle birlikte üreticimizin eline ortalama 1 lira 7 kuruş geçiyor. Hatta bazı bölgelerde üreticinin eline geçen fiyat, 90 kuruşa kadar iniyor. Bu sürdürülebilir değil. Milyarlarca dolar harcanarak oluşturulan damızlıkların kasaba, desteklerin boşa gitmemesi için çiğ süt fiyatları artırılmalı” dedi. l Ekonomi Servisi Üretim değeri 24.3 milyar lira Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre süt sektörünün hayvancılıkta yüzde 39 payı bulunuyor. Üretim değeri ise 24.3 milyar lira. Perakende süt, peynir, yoğurt fiyatları artarken, üç yıla yakın bir süredir çiğ süt fiyatlarının doğru dürüst artmaması çiftçi için çok önemli bir sorun haline geldi. Sürdürülebilirlik açısından 1.5 olması gereken süt/yem paritesi 1’e kadar indi. Bir kilogram sütle ancak bir kilogram yem alınabiliyor. Rus işadamları Türkiye’ye döndü Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmeye başlamasıyla, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından gıda ve tekstil sektöründe nisan ayından bu yana gerçekleştirilen alım heyeti organizasyonları kapsamında kente gelen 114 Rus işadamı, çeşitli düzeylerde ticari bağlantılara imza attı. BTSO’nun, Uluslararası Rekabeti Geliştirme (UrGe) projesi kapsamında 1924 Nisan’da düzenlediği gıda alım heyeti organizasyonuna 10, 1014 Mayıs’taki tekstil alım heyeti organizasyonuna ise 104 Rus işadamı katıldı ve Bursalı firmaların temsilcileriyle ikili iş görüşmelerinde bulundu. l Ekonomi Servisi C MY B