04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 13 Mayıs 2017 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Kredilere BDDK takibi ekonomi 9 KGF ve KOSGEB kredisi alanların yatırım yapmak yerine döviz, taşıt ve konut alımına yönelmesi üzerine BDDK harekete geçti. Kurum, inceleme başlattı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve KOSGEB kredilerinin amacı dışında kullanıldığı yönündeki söylentiler üzerine inceleme başlattı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) genel kuruluna katılan BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, “KGF ve KOSGEB kredileri ile ilgili taşıt, döviz ve konut alımı gibi beklenti dışı kullandırıldığı yönünde eleştiriler var; bunları da ciddi inceleyeceğiz” dedi. Akben, “Kredilerde büyüme hızlanıyor, bunun kazaya uğramadan sağlıklı bir şekilde büyümesini temenni ediyoruz” diye konuştu. Bir ayda 140 milyar TL Genel kurula katılan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise bankaların son bir ayda 140 milyar TL’lik KGF destekli kredi kullandırdığını açıkladı. Canikli, “Bazı makrolarda birtakım olumsuzluklar var, enflasyon faiz ve işsizlik oranları gibi, ama bunlar kalıcı değil. Yıl sonunda bu üç makroda tek haneli rakamları göreceğiz” dedi. Canikli, şöyle konuştu: “Beklentimiz bankacılık sektöründe faizleri artıracak şekilde mevduatta bir yarışın olmaması. Ne mevduatın elde edilmesi için aşırı rekabet, ne de bir araya gelerek tekelci fiyat oluşumuna gidilmemesi...” Öte yandan ihracatçıların KGF kefaleti başvuruları için kolaylık talep etmesi sonucu Türk Eximbank yeni bir düzenlemeye gitti. Banka bundan böyle kefalet başvurularını doğrudan kendisinin değerlendireceğini duyurdu. l Ekonomi Servisi Her şeyi doğru yapmıyoruz ama... Hüseyin Aydın Düşük faizlerde daha fazla para kazandıklarını belirten TBB Başkanı Aydın: “Yüksek faizi biz de istemiyoruz” TBB’nin 60. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında konuşan TBB Başkanı Hüseyin Aydın, “Sahada tekil hatalarımız olsa da sektör olarak ekonomimiz için en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Her şeyi doğru yapmıyoruz ama çok sayıda doğrumuz var” dedi. Bankacılık sektöründeki güncel gelişmelere değinen Aydın’ın değerlendirmeleri şu şekilde: 4 Nisan 2017 itibarıyla yıllık bazda krediler yüzde 16 arttı, kurumsal krediler yüzde 18, bireysel krediler yüzde 13 büyüdü. Sorunlu kredi oranı artışı durdu, hatta oran sınırlı da olsa aşağıya geldi. Son 45 yılın en iyi dört ayını geçirdik, en iyi kredi büyümesini sağladık. 4 2016 sonunda yapılandırma tuta rı 65 milyar TL’ye ulaştı; yapılandırılan kredilerin yüzde 23’ü bireysel. 4 KGF’yi iyi kullandırıyoruz, tabana yaygın hale getirdik, yüzde 99’luk kullandırımın amacına uygun olduğunu düşünüyorum. 4 Mevduatın büyümesi yavaş; kredi artışının sürmesi için Hazine’nin itfanın altında oranla borçlanmayı sürdürmesi, sermaye piyasalarından veya dış piyasalardan kaynak bulunması gerek. 4 Yüksek faiz ortamını biz de istemiyoruz, düşük faiz ortamında stabil ortamlarda biz de daha fazla para kazanıyoruz. Faizleri biz belirlemiyoruz, mevduat sahipleri belirliyor. Faizlerin aşağı yönlü hareket etmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. DiyarbaAkKırP’ı ’pniansrgeefaçhtiıpM20ail0yl4isga20ebl1i4tirakdareanldsaıınlddıağı TÜRKONFED: Artık kentler dikkate alınmalı. Türkiye bölge olarak hem ekonomik hem sosyal demokratik anlamda kalkınmazsa iç barışı sağlayamayacak, orta gelir tuzağından çıkamayacak Murat Yiğit Kesintilerin üçte biri kazılardan Elektrikteki arızaların yüzde 30’unun altyapı çalışmalarında kablolara verilen zararlardan kaynaklandığını söyleyen BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, “İstanbul’da 12 farklı kuruluş altyapı çalışması yapıyor. Hepimiz ayrı ayrı kazıp, hem birbirimize hem de tüketicilere zarar vermeyelim” dedi. Mevcut tüm şebekelerin galeri sisteminde olması gerektiğini belirten Yiğit, kendi bünyelerinde elektrik kesintilerini azaltmak için “kapalı ring” adı verilen akıllı şebeke sistemlerini devreye almaya başladıklarını söyledi. ‘Elektrik zammı şart’ Elektrik fiyatlarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlendiğini hatırlatan Yiğit, “Dolardaki artışın yarattığı kur baskısı ve piyasa faiz oranlarındaki değişim nedeniyle elektrik fiyatlarında bir zamma ihtiyacı var” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKON FED) İstanbul Politikalar Merkezi işbirliği ile haya ta geçirilen ‘Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Fo ŞEHRİBAN KIRAÇ rumu’ tarafından hazırla nan ‘Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiye’sine raporu na göre Türkiye bölge kent ola rak yerel anlamda hem eko nomik hem sosyal demokratik anlamda kalkınmazsa, iç barı şı sağlayamayacak, orta gelir tuzağından çıkamayacak. Diyarbakır’da bugün düzen lenecek TÜRKONFED 39. Giri şim ve İş Dünyası Konseyi ön cesi açıklanan ve 12 ilde ger Rapor Burç Baysal (soldan), Şahismail Bedirhanoğlu, Kerim Ünver, Fuat Keyman, Tarkan Kadooğlu, çekleştirilen raporu açıklayan Filiz Bedirhanoğlu, Şükrü Ünlütürk ve Aziz Özkılıç’ın katılımıyla açıklandı. İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, “Kentlerini dikkate al Merkezle yönetilemezmayan bir yönetimin hem eko nomik hem toplumsal ola rak başarılı olma şansı yok” dedi. 2030’da kürselleşmenin yeni adının tarihteki ‘şehir devletleri’ modelinde olduğu gibi kentleşme olacağını kaydeden Keyman, “Artık büyükşehirlerin belediyeleri valilikleri üniversiteleri ve iş dünyası ile bir koalisyon oluşturarak yeni bir yönetim modeline geçmesi gerekiyor. Türkiye bu süreci kaçırırsa, orta gelir tuzağından çıka Yerelin önü açılmadı TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu da Keyman, pek çok belediyenin ve şirketin kayyım ile yönetildiği bu dönemde raporu açıklamanın ‘talihsiz ancak gerekli’ bir hareket olduğunu vurguladı. “Bölge kentler kilit kentler” tespitini yapan Keyman, raporu şöyle özetledi: “Anadolu kentlerinin gelişmesini engelleyen, darbelerdir, çatışmalardır, bir de mer “Yerellerin artık merkezi sistemle yönetilemeyeceğini görüyoruz. Bir ÇED raporu için Ankara’da günlerce zaman kaybediliyor. Bunların artık yerel bazda çözülmesi gerekiyor” dedi. Raporun Diyarbakır ile ilgili bölümünde şu bilgiler yer aldı: 2000’lerin Türkiye genelin kezden yerele olan şüphedir. Şu de yarattığı refah artışından anki sistem ile yüzde 5 büyüme cüzi ölçüde yararlanabildi. TÜ sağlamak mümkün değil. Refe İK verilerine göre Diyarbakır’ın törünün itici gücü ile ekonomik bir gelişim göstermeye çalışırken, sanayinin ağırlığı yüzde 26 oldu. Diyarbakır’ın yatırım teşvik belgesi adedinde kentin ülke genelindeki payı yüzde 2.2’dir. Sabit yatırım tutarındaki payı yüzde 0.8, istihdam payı da yüzde 2.1’dir. Diyarbakır yüzde 20’ye yaklaşan işsizlik sıralaması ile de Türkiye’de 5. sırada yer alırken, işgücüne katılım ve istihdamda da ülke genelinin çok altında yer alıyor. Kentte açık ve gizli işsizlik en önemli sorun alanlarından biri. Bölgesel ve kentsel öl maz, yüzde 5 büyüme randum sonuçlarında beş ken ulusal gelirden aldığı pay, çekte yaşanan siyasal/askeri çatış ye ulaşamadığı için ekonomik düzenini sağlayamaz, iç barışı sağlayamaz” diye konuştu. l DİYARBAKIR tin 4’ü, 30 kentin 18’i hayır dedi. Referandum sonrasındaki tartışmalar kent olgusu üzerine odaklandı. Türkiye’nin nasıl yönetileceği çok önemli artık. 20042014 arasında sabit kaldı. Diyarbakır’ın 2004’te binde 9 olan payı 2014’te binde 10 oldu. Diyarbakır ağırlıklı olarak yüzde 60’lara varan hizmetler sek ma ve belirsizlikler kentin dış ticareti doğrudan olumsuz etkileniyor. Son dönemde yaşanan çatışmaların 20 binden fazla insan kenti terk etti. Soma mitingine resmi ayar Acılı aileler, avukatları ve CHP milletvekillerinin çabası sonucu son anda izin alınabildi YUSUF ÖZKAN Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamının 3. yıldönümünde, yakınlarını kör karanlıklarda yitirenlerin acıları tazeliğini koruyor. Ağır aksak işleyen hukuk mücadelesi can sıkmayı sürdürürken, ailelerin bugün gerçekleştirecekleri mitinge de, yer ve saat değişikliği koşuluyla sonra anda izin verildiği ortaya çıktı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda meydana gelen iş cinayetinin üzerinden 3 yıl geçti. O gün den bu yana adalet arayan aileler, avukatları ve duyarlı kesimlerin desteğiyle seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu nedenle bugün yapacakları mitingin adını da “Adalet” koydular. Son 2 yıldır Soma Kaymakamlığı binasının da bulunduğu Cengiz Topel Alanı’nda buluşan yurttaşlar, bugün kent merkezinden uzakta ve “Köylü Pazarı” olarak adlandırılan yerde bir araya gelecek. Miting de saat 12.00 yerine 14.30’da başlayacak. Katliamda 26 yaşındaki oğlu Uğur Çolak’ı yitiren İsmail Çolak, acılarının hâlâ çok taze ol duğunu vurgulayarak, “Mayısın gelmesini istemiyoruz aileler olarak” dedi. Savcı atandı Çolak, “Kaymakamlık 13 Mayıs Cumartesi günü valilik, büyükşehir ve ilçe belediyesiyle birlikte yapacağı resmi törenleri gerekçe göstererek mitingimize önce izin vermedi. ‘İzin çıkmasa da biz bu mitingi yapacağız ve devlet erkânını her yerde protesto edeceğiz’ dedik. CHP milletvekilleri devreye girince, mitingin saati ve yeri değiştirildi” dedi. Öte yandan Ak hisar Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Soma Davası’nın duruşmasına 11 Temmuz’da devam edilecek. Hazır olmasına karşın son 3 duruşmadır mütalaasını bir türlü açıklamayan Cumhuriyet Savcısı Şükrü Akyıl’ın Aydın’a gönderildiği belirtildi. DİSK de İstanbul’da bugün saat 14.00’de Tünel Meydanı’nda, Ankara’da saat 12.30’da, Olgunlar sokak Madenci Anıtı önünde anma için toplanılacağı bilgisini verdi. l İZMİR İktidarları ittifaklarının ‘BOP’ projesi değil mi? Gündemimizin odağında, gelişmelerini yüreğimiz ağzımızda izlemekte olduğumuz sınırımıza uzanmış, ülkemizi Ortadoğu iç savaşlar, çatışmalar bataklığına çekmekte olan gelişmeler, bal gibi de “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında değil mi? Hani tek kutuplu yeni dünya düzeninin, emperyal liberal düşlerin, ideolojik evriminin tamamlandığının ilan edildiği günlerdi? İki kutuplu dünya düzeni sonlandırılmış, Marksist, eşitlikçi ama demokratikleşemeyen blok, Sovyetler merkezli cephe parçalanmıştı... Zengin kuzey dünyasının egemeni çokuluslu şirketler, sermaye örgütlenmeleri üzerinden cephesini oluşturacak zengin kuzey dünyası, tek kutuplu düzenin cephesinde yer alabilecek ülkeler olacaktı... Siyaset, ekonominin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik, ekonomiksosyalsiyasal gelişmelerin düzenlemesinden yükümlü, ideolojisinde, insan hakları, demokrasi algısındaki değişimlerini üretirken... Geleneksel, emperyal liberal demokrat ideolojinin, Marksist, eşitlikçi, paylaşımcı ideo lojiden, iki kutuplu dünyadaki etkisi, saldırısından etkilenmiş, insan odaklı sosyal devlet, örgütlü sendikal haklar paylaşımından sapmalar yaşanabilirdi... Tek kutuplu dünyanın insan hakları, demokrasi algısının önceliklerinde, ideolojik sınıf, çoğunluk insanın eşitlikçi paylaşım hakları, örgütlülüklerinden ödünler verilebilirdi. Sosyalist enternasyonalin yıllar içindeki belgelerinde eşitlikçi haklar algısındaki değişim çok çarpıcıdır. İnsan hakları algısında öncelikte sendikal hak ve örgütlülükler gündemden düşürülürken, alt kimlikler, cinsiyet, ırk, din, her türden inanç ayrımcılığının öne çıkarılması öncelikle yoksul güney dünyası, sonrasında zenginler dünyasına da sıçrayan çatışmaları, kuralsız düzeni kuralsız savaşlarının yan ürünü terörü fışkırtmıştır... HHH Amerikadaki ikiz kuleler saldırısı, 12 Eylül’ün terörünün şokunda, Amerika’nın tek kutuplu dünyanın lideri olarak kendisini tehdit eden terör örgütleri ile odağında, ülkelerinde savaş verme karar günlerine geçelim... Irak işgali sürecinde stratejik ortak Türkiye’den beklentiler yükselmişti. Türkiye deprem yıkımının üzerine gelen büyük ekonomik, bankalar krizi ile katlanarak yıpranmış Ecevit koalisyon iktidarı döneminde. Ecevit, Türkiye üzerinden Amerika’nın Irak işgali projesine kesin ret yanıtı veriyor. Önce ekonomiyi düzeltme adına Dünya Bankası’ndan gönderilmiş Kemal Derviş üzerinden liberal, sosyal demokrat (nasıl olabiliyorsa?) kimlikli bir deneme düşünülmüş olsa da hemen vazgeçiliyor... Liberal demokrat, merkez sağdan umutlu bir oluşum üretilememiş olmalı ki... Milli Görüş hareketi içinden, Erbakan’ın parti geleneğinden, Fazilet’in çatısı altından, Erdoğan liderliğinde AKP’nin kuruluşu gündeme giriyor... Kimliklerini, “muhafazakâr demokrat” partilerinin seçmen tabanındaki algısını da “Ak Parti” olarak ilan ediyorlar. Kuşkusuz sürpriz Irak işgali süreci için Amerika’ya stratejik ortaklık sözü vermeleri... Güçlü medya destekli hızlı 2002 iktidara geliş süreçlerinde siyasal İslamcı kavramı, algısı kullanılmadan, Atatürk devrimleri, laik Cumhuriyet süreçlerinin devlet algısının karşıtlığına oturtulması... İktidarları, hele de derin devlet icraatlarının İslam inançları, özgürlükleri karşıtı diktatoryal içerikli suçlamalar ağırlıklı olması... Bugünün FETÖ’cü terör örgütlenmesi, İktidarlarının iktidara geliş sürecinin baş tacı edilen Gülen Cemaati, iktidarlarının kamu kadrolaşmalarında en yaşamsal görevlendirmelerde öncelik verileni... İktidarlarının Amerika, AB ülkeleri katında stratejik ortak olarak baş tacı edilişinde, Ortadoğu, BOP, İslam dünyası projelerine dönük biçilmiş, “ılımlı İslam yeni Osmanlıcılık” vizyon görevlendirilmeleri üzerinden Cemaat ortaklığı etkisinde, söz söylemek bize düşmez.. HHH Kuşkusuz o günlerden bugünlere aynı Büyük Ortadoğu Projesi bağlantılı Ortadoğu gelişmelerinde köprülerin altından çok sular aktı... Ancak Ortadoğu’da haritaların; ırklar, dinler, mezhepler ağırlıklı çelişen iç çıkarlar çatışmaları eksen yapılarak emperyal, Amerika, AB, İsrail, yeni güç odakları Rusya, İran faktörü gözetilerek, petrol yataklarının paylaşım dengelerinin atlanmaması koşulları içinde yeniden çizilmesi var... Bağdat’ta Saddam’ın heykelinin Amerikan işgalci gücünün aracı ile yere indirilmesi görüntülerine, Musul, Kerkük’ten nüfus ve tapu kayıtlarının çuvallarla peşmergeler eliyle yaktırılmaları eşlik ediyordu. Haritalarda Irak’ta Amerika, Suriye’de Rusya ağırlıklarının eklenmesiyle birçok değişim yaşanacaksa da, özdeki BOP yeni parçalanmalar mantığı yerinde kalacak. Stratejik ortaklık düşleri yıkılmış, yerle bir olmuş İktidarlarının sorumluluk, daha doğrusu ülkemiz çıkarları ölçeğinde bağışlanamayacak sorumsuzluklarına sevinecek halimiz olamaz... Ülkemizin, çocuklarımızın geleceği adına, kurtuluş, kuruluş destanlarının yazılımında öncü liderimiz, Mustafa Kemal Atatürk devrimlerinin ışığında, laik Cumhuriyet’in rejim, toprak bütünlüğü, barış, insan hakları, hukuk devleti düzeni, parlamenter demokratik düzenini ayakta tutacak yaşanmışlıklardan birikimlerimiz... Güvencemiz... KISA... KISA.. l Dünyanın en büyük ulaşım projesi olarak görülen Çin’in ‘Tek KuşakTek Yol’ (Modern İpekyolu) 1415 Mayıs tarihlerindeki zirveyle hayata geçiriliyor. 65 ülkeden geçen proje için 304 milyar dolar harcandı. l Rekabet Kurulu, OMV Petrol Ofisi, Milan Petrol ve TP Petrol Dağıtım hakkında, ‘haksız rekabet uygulamak’ gerekçesiyle soruşturma açtı. l TÜİK’in 2017 yılı Mart ayı verilerine göre tavuk yumurtası üretimi 1.6 milyar adet oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle