02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Nisan 2017 4 Milat 2004’teki MGK FETÖ ile ilgili çatı iddianameye 2004’teki MGK kararı girdi, AKP’nin ‘Cemaatin terör örgütü olduğunu bilmiyorduk’ tezi resmen çöktü 15Temmuz darbe girişimine ilişkin hazırlanan çatı iddianamenin satır aralarında yer alan çarpıcı bir bilgi, AKP iktidarı nın bir dönem ittifak yaptığı Fethullah çı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele de 17 Aralık 2013 tarihini “milat” ala rak “sorumluluktan kurtulma” çaba sını boşa çıkardı. İddianamede, “Milli Güvenlik Kurulu, 25 Ağustos 2004 gü nü yaptığı toplantıda, ‘Fethullah Gü len grubunun faaliyetlerine karşı alın ması gerekli tedbirler” başlığı altın da, “Nurculuk ve Fethullah Gülen gru buna ait kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi için 15 ayrı karar almıştır” şeklinde düşülen kayıt, iktidarın “Biz FETÖ’nün terör ör gütü olduğunu bilmiyor duk” tezini çürüttü. Dö ALİCAN ULUDAĞ nemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın 2013’te yaptığı “2004’te ki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir” açık laması da FETÖ ile mücadele edilme diğinin göstergesi oldu. Savcının res mi belge olan iddianameye, 2004 MGK kararını eklemesi, iktidarın so rumluluğunu ortaya koydu. FETÖ ile mücadele konusunda sa dece 17 Aralık tarihinin “milat” ola rak kabul edilmesi ve iktidar ile cema atin ortaklık yaptığı yılların yok sayıl ması eleştiri konusu olmuştu. Savcılık lar, FETÖ soruşturmalarını yaparken 17 Aralık 2013 tarihinden sonraki ey lemleri baz alırken, cemaatin bu nokta ya gelmesine neden olan 17 Aralık ön cesi, yani buzdağının görünmeyen yü züne girmemeyi tercih etti. Başta Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üze re iktidar temsilcileri, cemaatin terör örgütü olduğunu 17 Aralık’ta anladık larını öne sürdüler. Savcılar da bu ba kış açısına uygun davrandı. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden son ra yaptığı bir açıklamada, geçmişi “... eğitim, yardım, dayanışma faaliyetleri için müsamaha gösterdik. Allah dedik leri için müsamaha gösterdik. Bir ortak yanımız var dedik” diyerek savundu. Savcı çürüttü Ancak 15 Temmuz darbe girişiminin Genelkurmay Başkanlığı’nda yaşananları anlatan iddianamede, iktidarın tüm tezlerini çökertecek iki paragraf ortaya çıktı. İktidarın siyasi sorumluluğuna işaret ettiği için görevden alınan Ankara Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen’in yazdığı iddianamede, FETÖ ile mücadelenin 25 Ağustos 2004’te başladığına dikkat çekildi. İddianamede, “Demokratik ve anayasal devletlerde mevcut sistemin nasıl değiştirilebileceği, demokrasinin ve hukukun ilkeleri çerçevesinde bellidir. FETÖ, kanunların ve hukukun boşluklarından faydalanıp bu kavramları istismar ederek egemenliği elde etme politikası izlemektedir. Nitekim örgütün bu niteliği nedeniyle Milli Güvenlik Kurulu, 25 Ağustos 2004 günü yaptığı toplantıda, “Fethullah Gülen grubunun faaliyetlerine karşı alınması gerekli tedbirler” başlığı altında, Nurculuk ve Fethullah Gülen grubuna ait kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi için 15 ayrı karar almıştır. Kararlarda, Cemaat hakkında ağır yaptırımlar gerektiren yasal düzenlemelerin yapılması ve eylem planının hazırlanması konusunda mutabakata varılmış, darbe girişiminden sonra da bu kararların bir işe yaramadığı ve örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki yapılanmasının boyutları acı bir şekilde ortaya çıkmıştır.” İddianamede, başka bir bölümünde de 2004 tarihli MGK kararına atıf yapılırken, bu toplantıda “yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanmasının uygun görüldüğü” ve bu konudaki tavsiye kararının hükümete bildirilmesine karar verildiğine dikkat çekildi. Akdoğan’ın itirafı Yani savcı, FETÖ’nün mücadele edilmesi gereken bir örgüt olduğunun kararının 2004’te alındığını resmi belge olan iddianamede yazarak kayıtlara geçirdi. Bu kayıt, iktidarın “biz bunların terör örgütü olduğunu 17 Aralık’ta anladık” savunmasını çökertirken, hukuki sorumluluğu açığa çıkardı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın 2013’te bu MGK kararının basında yer alması üzerine Twitter’da yaptığı “2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir” şeklindeki açıklama iktidarın FETÖ’nün darbe yapacak güce ulaşmasındaki rolünün itirafı oldu. l ANKARA ‘Cihat’ itirafı gibi yazı yazdılar Bolu’da İzzet Baysal Caddesi Oğuz Sokak üzerinde bulunan AKP İl Başkanlığı’nın yanındaki binaya, referandum çalışmaları kapsamında Başbakan Yıldırım’ın fotoğrafı ve parti amblemi bu lunan afiş asıldı. Binanın duvarına da, “Allah için evet inşallah” yazıldı. Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin de yazının önünde, elinde partisi tarafından hazırlanan evet broşürü ile poz verdi. Metin’in fotoğrafı, AKP İl Başkanlığı’nın Facebook hesabında paylaşıldı. AKP Gençlik Kolları üyelerinin yazının önünde toplu halde çektirdikleri fotoğraf da referandum çalışmaları kapsamında Twitter’da paylaşıldı. l DHA ‘Yapılan ağır din istismaRIdır’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye koalisyon tartışmaları olmadan, istikrar ve güven ortamı tehdit edilmeden yönetileceği bir döneme girecek. Buna karşı çıkacağım derken dünyanızı da, ahiretinizi de tehlikeye atmayın” sözlerine ilahiyatçı, yazar İhsan Eliaçık’tan tepki geldi. Eliaçık, “Yapılanlar ve söylenenler ağır derecede din istismarıdır” dedi. Referandum sürecinin adaletsiz ilerlediğini söyleyen Eliaçık “Dini kullanarak oy isteyenler veya oy verenler cehennemliktir” dedi. AKP’nin referandum kampanyasında duvarlara yazılan “Allah için evet” yazılarına da değinen Eliaçık, şunları söyledi: “Dini argümanlar kullanılarak ‘Evet diyen cennetlik’, ‘Hayır diyen cehennemliktir’ algısı yaratılmaya çalışılıyor. Konu anayasa, dine konulara girmeye ne gerek var. İnsanlar anaya sa değişikliğinin içeriğini bilmeden iki nedenden dolayı, ‘Hayır’ demelidir. Biri, adaletsizlik, diğeri din istismarıdır. Referandum süreci adaletsiz ilerliyor. AKP oluk oluk paralar akıtıyor. Her yerde dövizler, pankartlar var. Reklamlar veriliyor. Biri çıkıp da demiyor, ‘El insaf.’ Din istismarı ise insanların dini inançlarını kullanarak oy istemektir. Bu nedenler, ‘hayır’ demek için yeterlidir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘İnternette bile var!’ TBMM Darbe Komisyonu üyesi Çıray, CHP’nin hazırladığı darbe raporuna ilişkin ipuçlarını paylaştı, siyasilerin FETÖ bağlantılarına dikkat çekti İKLİM ÖNGEL TBMM Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyesi Aytun Çıray, CHP’nin hazırladığı, ancak AKP’nin darbe komisyonu raporu hâlâ paylaşılmadığı için sonucunu tamamlayamadığı “alternatif rapor” niteliğindeki muhalefet şerhine ilişkin ipuçları verdi. Raporda siyasi isimlerin olduğunu söyleyen Çıray, o kişilerin hangi yakınlarının FETÖ nedeniyle ihraç edildiği veya gözaltına alındığı gibi olaylar anlatılarak bilgi verildiğini, çevrelerinin FETÖ ile bağlantılarına dikkat çekildiğini kaydetti. Raporda belediye başkanı ve milletvekili isimlerinin bulunduğunu belirten Çıray anlattığı bir örneğin ardından “Bu siyasi ile ilgili işlem yapmak için ByLock’çu mu olması gerekiyor? Bu siyasinin ByLock’çu olup olmadığını Türkiye öğrenmek istiyor. Bu darbeyi önlemesi gereken siyasiler ve bürokratlar görevine devam ediyor. ‘Darbe neden önlenmedi’ diye CHP’ye soruyorlar. Bu siyasi ahlaksızlıktır” dedi. CHP’nin çalışmasında isimler yer aldığını belirten Çıray, “Bir siyasi düşünün. Geçmişte bürokraside bulunmuş. Valiliği sırasında bir çocuğa 84 kişinin tecavüz ettiği anlaşılmış. Bu örtbas edilmiş. Tecavüz edenlerin içinde Gülen’in kardeşi var. Olayın üzeri kapatılmasına karşın soruşturmayla ilgili CD ele geçirilmiş. Orada bu örtbas edenlerin içinde valinin olduğuna dair yurt müdürü ifade vermiş. Bu valinin kardeşi de Pensilvanya’ya giden bir rektör. Kendisi şu an milletvekili” dedi. Bu ve buna benzer olaylarla, FETÖ ile siyasilerin bir şekilde ilişkilerinin olduğunu söyleyen Çıray, “Bunların hepsi basit bir aramayla internette çıkacak bilgiler. Bunları yok mu farz ediyorlar” diye sordu. 2014’te bir belediye başkanının konuk olduğu televizyon kanalında ağlayarak, “Ne istediniz de vermedim, fazlasını verdim. Siz kalkıp başka partiye oy vermeye kalkmışsınız” dediğini anlatan Çıray, “Bu nedir şimdi, bu siyasi ile ilgili işlem yapmak için ByLock’çu mu olması gerekiyor. Bu siyasinin ByLock’çu olup olmadığını Türkiye öğ renmek istiyor” ifadelerini kullandı. rine Ala’nın bu kez de “Onu da Adalet Bir başka belediye başkanının dama Bakanlığı’na soracaksınız” diyerek topu dının ise FETÖ’den cezaevinde olduğuna Adalet Bakanı’na attığını kaydetti. dikkat çeken Çıray, “Damat, belediye ile de iş yapmış. İddialara göre ise çocukla ‘Biz tuzağa düşmedik’ rı Pensilvanya’da Gülen’le komşuymuş. Adil Öksüz’ün MİT elemanı olup olma Çevresindeki herkes FETÖ’cü bir o mu dığına dair bir belgenin kendisine mail değil” diye konuştu. atıldığını, “Bunun sahte olup olmadığını CHP’nin hazırladığı çalışmada kaç bilmek savcının işi” diyerek kendisine kişinin adının olduğu konusunda, “Kaç gelen maili savcılığa teslim ettiğini söy kişinin olduğunu söylemek spekülas leyen Çıray, şöyle konuştu: yon olur. Bunun muhatabı ‘Hesap so “Hiçbir yerde kullanmadım, basına racağız’ diyen hükümettir. Hem öyle sızdırmadım. Bana da bugüne kadar res diyecekler hem de sonra ‘Siyasi ayak mi bir yazı gelmedi sahte veya değil di yok’ diyecekler. Buna kargalar güler” ye. Bana sorarsanız o belgeyi kim gön ifadelerini kullandı. dermiş ise aslında tuzak benim üzerim Çıray, Darbe komisyonu görüşmele den CHP’ye kurulmuştu. Bu belgeyi gön ri sırasında Efkan Ala’ya “Adil derenin beklentisi, benim bunu kamuo Öksüz’ü tanıyor musunuz, yuna açıklamam ve sonra da sahte bel bıraktırılmasında rolünüz geyi açıklayan bir partinin komisyon oldu mu, bıraktırıldıktan üyesi olarak küçük düşmemdi. Biz ciddi sonra araştırma yapıp ne davrandık, bu tuzağa düşmedik.” den bıraktırıldığını ve nerede olduğunu öğrendiniz ‘Suni gündem peşindeler’ mi, bıraktırılmasından bil Hem siyasilerin hem de bürokratla giniz var mıydı?” soru rın “Darbe neden önlenmedi” di sunu sorduğu ye CHP’ye sorduğunu belir nu, Ala’nın “Em ten Çıray, “Bu darbeyi ön niyet bağlı, Jan lemesi gereken siyasiler ve darma bana bağlı bürokratlar görevine de ve onu gözaltına vam ediyor. Bu siyasi ah alan biziz” dedi laksızlıktır. ‘Evet’i anlata ğini ve kendisi mayanlar, suni gündem nin “Nasıl bı ler peşinde koşuyorlar. rakıldı, onu Referandum bitene ka öğrenmek dar başka bir şey söy istiyorum” Aytun lemeyeceğim” diye ko sözleri üze Çıray nuştu. MİT: Öksüz bize çalışmadı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) 15 ki kaynağı olmamıştır ve Milli İstihbarat Temmuz darbe girişiminin kara ku Teşkilatı’na çalışmamıştır. Adil Öksüz’ün tusu firari Adil Öksüz konusundaki sus nasıl serbest kaldığı konusu yargının işi kunluğunu yaklaşık 9 ay sonra bozdu. olup, ilgili makamlar tarafından gerekli Öksüz’ün ‘MİT elemanı’ olduğunu gün soruşturma ve takibat yapılmaktadır” de deme getiren CHP Genel Başkanı Ke nildi. Açıklamada, Kılıçdaroğlu “mesnet mal Kılıçdaroğlu’na yanıt olarak yapılan siz iddiaları dillendirerek milli güvenliğe açıklamada, “Adil Öksüz, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın terör örgütü içerisinde zarar vermekle” suçlandı. l ANKARA / Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN MSB davaya müdahil oldu Darbe girişimiyle ilgili dönemin Malatya 2. Ordu Komutanı Adem Huduti’nin de aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılanmasına Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. TBMM Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın davaya katılma talebi mahkeme heyeti tarafından oy birliği ile kabul edildi. Tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Müşterek Plan Grubu Başkanlığı Plan Koordinasyon Şube Müdürü Binbaşı Tuncay Öztürk, “Uçakların kalkmamasının nedeni pistteki araçlar nedeniyle pistin kapalı olması değildir. Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi (BHHM) emriyle kalkmamıştır. 7. Ana Jet Üssü’nden kalkan hiçbir uçak olmamıştır” dedi. Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç ise, “Emir kargaşası vardı” dedi. Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Halil Karan ise “Hayatımda ilk kez bu tür olayla karşılaştım. Darbe girişimini televizyondan öğrendim, terörle mücadele olduğunu düşündük. O gece bize verilen görevi icra ettik. Her şey olağan şekilde geliştiği için hiçbir şeyden şüphem olmadı. l MALATYA/Cumhuriyet 14 yıllık mağduriyet! Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan Düzbağ Projesi’nin temel atma töreninde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Yapacak çok işimiz var, 14 senedir bu işleri yaptık ama burnumuzdan getirdiler. Binbir engelle karşılaşarak, engelleri aşa aşa bu işleri yaptık. Şeytan taşlamadan vakit kaldıkça Türkiye’ye bu muazzam eserleri kazandırdık. Engelli koşu yaparak geliyoruz. Şimdi 16 Nisan’da kararımız net, oyumuz ‘evet’ olacak” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Başbakan Yıldırım, “Yolları birleştirdik, gönülleri birleştirdik. Ama yapamadığımız bir yol kaldı onu da siz yapacaksınız. O da demokrasi yolu, anayasa yolu. 16 Nisan’da bu 82 yılından kalan stabilize yolu otoyola çevirmeye hazır mısınız? Otoyol olduğu zaman artık engel yok, basıyorsun gaza gidiyorsun. Kılıçdaroğlu’nun 82 model arabası artık işe yaramıyor, yeni araba lazım, yeni yol lazım” diye konuştu. ‘Kontrollü darbe ne demek’ Osmaniye’de Devlet Bahçeli Bulvarı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “15 Temmuz kara gecesinden bugüne kadar duruşunu değiştirmeyen Sayın Devlet Bahçeli’ye baba yurdundan selam gönderiyorum. Ankara’da halkımızla kucaklaştık, o gece dik duran bir kişi daha vardı o da Devlet Bahçeli’dir. İlk günden itibaren bizi arayarak desteğini iletti. O gece, hakkını yemeyelim Kılıçdaroğlu da bizi aradı, bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi. Ama sonra ne olduysa çark etti. Şimdi kalkmış diyor ki, ‘15 Temmuz kontrollü bir darbedir. Ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu, 249 şehidimiz var, 2 bin gazimiz var. Sen nasıl onlara saygısızlık yaparsın? FETÖ’cü alçakları korumak kollamak sana mı düştü?” dedi. l DHA MHP’de ‘Hayır’ feshi! Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde MHP ilçe teşkilatının kayar yazılı ışıklı tabelasında 4 Nisan’da “Hayır” yazıldı. Sosyal medyadan bu ana ait fotoğraflar yayıldı. Bunun üzerine MHP Genel Merkezi, ilçe yönetim kurulunu feshetti. MHP Koyulhisar İlçe Başkanı Kemal Yıldırım, aynı gün bu durumun kendisine iletilmesi üzerine ilçe teşkilatına giderek ışıklı levhayı kapattığını söyledi. Yıldırım, şunları anlattı: “Telefonla aldığım bilgi üzerine ilçe başkanlığı binası önüne geldiğimde parti binamızın ışıklı tabelasında hayır yazısı olduğunu gördüm. Bunun üzerine ışıklı levhayı derhal kapattık. Daha sonra yaptığımız araştırma neticesinde yönetim kurulumuzda yer alan bir kişinin bu olaya sebep olduğunu ve fotoğraf çekerek sosyal medyada paylaştığını öğrendim. Bunun sonucu olarak da genel merkezimiz gereğini yapmış ve ilçe yönetim kurulunu feshetmiştir. İlçe yönetimimizin ‘Hayır’ kampanyası yapmak gibi bir kararı olmamıştır.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle