25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Arkansas’ta 8 günde 4 idam ABD’nin Arkansas eyaleti, 12 yıl aradan sonra idamları başlatıp öldürücü ilaçların son kullanma tarihinin geçmemesi için 8 günde 4 infaz gerçekleştirdi. Avukatlarına göre zihinsel engelli Kenneth Williams’ın önceki günkü infazının ardından BM “derin rahatsızlık” açıklayıp ABD’ye “dur” çağrısı yaptı. Almanya’da kısmi burka yasağı Almanya’da parlamentonun alt kanadı Bundestag (meclis), burkayı kısmen yasaklayan yasa tasarısını onayladı. Üst kanadın onayına gidecek tasarı, memur, yargıç ve askerlerin işyerlerinde burka giymelerini yasaklıyor, “Kendini ideolojik ve dinsel açıdan tarafsız sunmak devletin görevidir” diyor. Cumartesi 29 Nisan 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Makedonya’da kaos nilwgun@cumhuriyet.com.tr 7 Sosyal DemokratArnavut ittifakının ilk kez Arnavut başkan seçtirdiği meclisi Makedon milliyetçileri bastı, 102 kişi yaralandı. Taraflar geri adıma yanaşmıyor Balkan ülkesi Makedonya, 2001’de eşiğine geldiği içsavaşa geri dönme sinyalleri ve Eski Başbakan Gruevski’nin liderliğindeki VMRODPMNE partisi üyeleri ve destekçileri mecliste terör estirdi. Sosyal Demokrat vekillere saldıran, kadınları saçlarından sürükleyen, parti lideri Zaev’i kan revan içinde riyor. 10 yıllık başbakanlığın ardın bırakanlar arasında maskeli kişilerin bulunması da dikkat çekti. dan aralıktaki seçimi kaybeden Niko la Gruevski’nin Makedon milliyetçisi partisi VMRODPMNE ve destekçileri, seçimden birinci çıkan Sosyal Demok ratların iki Arnavut partisiyle ittifaka gidip Arnavutçanın resmi dil yapılma sını önermesini aylardır protesto edi yordu. Önceki gece solArnavut ittifa kı ilk kez bir Arnavut’un meclis başka nı seçilmesini sağlayınca Makedon mil liyetçileri, meclisi bastı. Arnavut vekil ler linç edilmekten tahliye edilerek kur tarıldı. Gruevski yandaşlarının genel ku rulu istila edip muhalifleri dövmeleri ve güvenlik güçleriyle çatışmalarıyla baş layan kargaşa, gece boyu devam etti. Ya ralanan 102 kişi hastanelere kaldırıldı. Bunların en az 10’u milletvekili, içlerin de gazeteci ve polisler de var. Anayasa ihlali iddiası Gruevski, “Sosyal Demokratlar ve müttefiklerinin bile bile yasaları ve anayasayı ihlal etmesinin meclis baskınına yol açtığını” savundu. Sosyal Demokratların lideri Zoran Zaev ise geri adım atmadı. Arnavut asıllı Talat Caferi’nin meclis başkanı olarak göreve başlamasını beklediğini, bununla ilgili Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’a mektup gönderdiğini belirten Zaev, sıranın kendisinin hükümet kurmakla görevlendirilmesine geldiğini söyledi. Ülkeyi parçalayacağı gerekçesiyle 5 aydır Zaev’e görev vermeyen İvanov ise siyasi parti liderlerini toplantıya, vatandaşları sakin olmaya çağırdı. Makedon milliyetçileri, tüm bunların Batı’nın komplosu, Zaev’in de Batı’nın kuklası olduğu, Makedonya’nın ikiye bölünerek Büyük Arnavutluk kurulması için uğraşıldığı iddiasında. Dinleme skandalı Kriz iki yıl önceki telekulak skandalına uzanıyor. Zaev, Gruevksi’nin siyaset çi ve gazeteciler dahil 20 bin kişinin telefonlarını dinlettiği, bakanların seçimde hile planladığı ve bazı cinayetlerin üstünü örtmeye çalıştığına dair kayıtlar yayımlayınca bir dizi istifa gelmişti. 2001’deki ulusal uzlaşmanın mimarı AB, NATO ve ABD dün Makedonya’daki şiddeti kınadı, demokrasinin korunması ve sorumluların yargılanması uyarısı yaptı. Almanya, aksi halde AB üyeliği perspektifinin kalmayacağını belirtti. Karadağ’da Rusya yanlıları, NATO’yu “eli kanlı katil” diye protesto etti. Karadağ NATO üyeliğini onayladı Eski Yugoslavya cumhuriyeti Karadağ’da, tepkilere rağmen NATO üyeliği sürecine onay çıktı. 81 vekilden muhaliflerin boykotuna rağmen 46 vekilin lehte oy vermesiyle NATO üyeliği kabul edildi. NATO 1999’da Kosova vesilesiyle o dönem Yugoslavya’nın parçası olan Sırbistan ve Karadağ’ı bombalamıştı. 2006’da bağımsız olan Karadağ’ın 650 bin nüfusu ve 2 bin askeri var. NATO, Rusya’nın itirazlarına karşın Aralık 2015’te Karadağ’ı 29. üyeliğe davet etmişti. Muhalefetteki Demokratik Cephe lideri Milan Knezevic, NATO bombardımanına atıfla “Kararı tanımayacağız. Elleriniz kanlı” dedi. Papa, Kıptiler için Mısır’a gitti Katoliklerin ruhani lideri Papa Françesko, IŞİD’in Kıpti Hıristiyanları katlettiği Mısır’a 27 saatlik ziyaret düzenledi. Papa’yı “ayrımsız herkes için barış ve kardeşlik” mesajıyla gittiği Kahire’de Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi karşıladı. Sünni İslamın merkezi El Ezher’e gidip üniversitenin imamı Şeyh Ahmed Tayyip’le görüşen ve barış konferansında konuşan Françesko, Kıpti Papası 2. Tavadros ile buluşup 11 Aralık’ta IŞİD’in katliam düzenlediği kiliseyi de ziyaret etti. AKPM Başkanı’nı Esad ziyareti yaktı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) komisyonu, kurumun başkanı Pedro Agramunt’un görevden alınması için işlem başlattı. Yazın görevden alınması beklenen AKPM Başkan Agramunt hakkında daha önce Rus askeri uçağıyla Suriye lideri Beşar Esad’ı ziyaret ettiği için AKPM adına açıklamada ya da ziyarette bulunmaması kararı alınmıştı. Trump: Kuzey Kore ile savaş kuvvetli ihtimal ABD Başkanı koltuğunda ilk 100 günü bugün dolduracak olan Donald Trump, Beyaz Saray’da Reuters’e verdiği mülakatta Kuzey Kore ile ilgili karışık sinyaller verdi. Trump, K. Kore ile “büyük, büyük çatışma riski” olduğunu söylerken diğer yandan K. Kore lideri Kim Jongun’a anlayışla yaklaştı ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’i övdü. K. Kore ile savaş çıkması ihtimalinin kesinlikle bulunduğunu söyleyerek “Diplomatik bir çözümü çok isterdik. Ancak oldukça güç” ifadelerini kullanan Trump, K. Kore’yi “ABD için en büyük risk” olarak tanımladı. Kim’in makul bir lider olup olmadığı sorusu üzerine “Makul bir kişi olduğunu düşünmek istiyorum. 27 yaşındayken babası ölüyor ve rejimi devralıyor. Ne derseniz deyin, kolay bir şey değil. Hele o yaşta. Yaptıklarını mazur göstermeye çalışmıyorum, sadece çok zor olduğunu söylüyorum” dedi. Trump, bu ay başında ağırladığı Çin liderini “ülkesini seven çok iyi bir adam” diye niteledi. Şi’nin K. Kore için diplomatik çabalarını överken “Bir şeyler yapabilmeyi çok istediğini biliyorum ama belki de elinden bir şey gelmeyecek” sözleriyle ABD’nin K. Kore’ye tek taraflı saldırısını ima etti. Yüz yüze görüşürüz Dün BM Güvenlik Konseyi’ne K. Kore brifingi veren ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, öncesinde “Çinli yetkililer bize daha fazla nükleer deneme yaparsa Pekin’in yaptırımlarıyla karşılacakları konusunda K. Kore rejimini uyardıklarını söyledi” dedi. En son 2003’te yapılan Kuzey Kore ile yüz yüze görüşmelere geri dönülmesine de kapıyı açtı: “Doğrudan görüşme elbette bizim bunu çözmek için istediğimiz yol. Ama K. Kore doğru gündemle bizimle konuşmaya hazır olduğuna karar vermeli.” G. Kore borçlu, Suud çok masraflı Trump, NATO müttefiklerinin kendilerine milyarlarca dolar borçlu olduğunu iddia etmesi gibi Güney Kore’den de topraklarına THAAD konuşlandırması için 1 milyar dolar ödemesini talep etti. Trump “Güney Kore’yi ödeme yapmalarının uygun olacağı konusunda bilgilendirdim. Bu 1 milyar dolarlık bir sistem. Tam bir fenomen” dedi. Suudi Arabistan’a “Bize adil davrandığına inanmıyorum, çünkü onları savunurken büyük miktarda para kaybe diyoruz” diye çatan Trump’ın, eski hayatını özlediğini açıklayıp “Daha önceki hayatıma göre bu, çok daha fazla iş demek. Daha kolay olacağını düşünmüştüm” demesi ise Twitter’da alay konusu oldu. “Ben de o seçilmeden önceki hayatımı daha çok seviyordum”, “Lütfen eski hayatına dönmekten çekinme! Kimse seni yargılamaz” gibi mesajlar paylaşıldı. Holokost inkârı peşlerini bırakmıyor Fransa Cumhurbaşkanlığı adayı Le Pen’in liderliğinden ayrıldığı FN, yerine anti Semitist olmayan lider çıkarmakta zorlanıyor. Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turuna kalan iki adaydan biri olan aşırı sağcı Marine Le Pen partiler üstü yarışmak için Ulusal Cephe (FN) liderliğinden ayrıldı, ama bu kez de partide yeni kriz baş gösterdi. Le Pen’in yerine geçmesi istenen yardımcısı JeanFrancois Jalkh’ın, 17 yıl önce verdiği bir mülakatta Nazilerin gaz odalarında katliam yaptığına inanmadığını belirterek “Holokost inkarcılığı” yaptığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Jalkh parti liderliğini reddederek “suçlamalara karşı kendisini savunmaya odaklanacağını” duyurdu. Yerine bir diğer yardımcı Steeve Brioris’in getirilmesi kararlaştırıldı. Marine Le Pen, babası JeanMarie Le Pen’i Holokost’a “2. Dünya Savaşı’nda bir detay” dediği için kurucusu olduğu partiden ihraç ettirmişti. Neo liberal rakibi Emmanuel Macron ise dün Nazi kurbanları anıtını ziyaret etti. Navalni’ye yeşil boyayla saldırı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en popüler muhalifi Aleksi Navalni, ikinci kez boyalı saldırıya uğradı ve boyanın gözüne isabet etmesi sonucu korneasının zarar gördüğünü açıkladı. Blog sayfasında yüzü yeşil boyalı ve tek gözü yarı kapalı halde göründüğü fotoğrafı “Shrek 2: şimdi tek gözlü” başlığıyla paylaşan Navalni, “Hastanede ‘Sağ gözde kimyasal yanık’ yazdılar. Çok rahatsızlık verici. Anestezi yapmak zor, gözüm cehennem ateşiyle yanıyor ve açamıyorum” diye ekledi. Geçen ay başkent Moskova’da başını çektiği protestolarda gözaltına alınıp kısa süre sonra serbest bırakılan Navalni, gelecek yılki seçimlerde Putin’e rakip olacağını duyurmuştu. Siyasi teknolojilerle yaratılan cumhurbaşkanı adayı Kamuoyu yoklamaları yanılmazsa Macron, 7 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı olacak. Henüz 40’ını bile devirmemiş, genç bir adam Macron. Partisi dahi yok. Ağustosa dek ekonomi bakanı olarak sosyalist hükümette yer almış. Sondajlarda partinin tepetaklak gittiğini görünce bakanlıktan ayrılarak, sade 6 ay önce “bağımsız aday” sıfatıyla cumhurbaşkanlığı ateşini yakmış. İlk turun sonucuna baktığımızda, Emmanuel Macron’un ne kerte öngörülü ve isabetli bir karar aldığını anlıyoruz. 2012’de Elysées’nin yanı sıra meclis, senato, büyük kentler ve tüm önemli bölgelere sahip olan sosyalistler, Fransa’da 23 Nisan’daki ilk sınavda tarihi bir hezimet yaşadılar. Sosyalist partinin adayı Benoit Hamon oyların yüzde 6’sını alabildi. Sosyalistlerin, ağızlarıyla kuş tutsalar sandıkta hezimet yaşayacakları önden belliydi. Macron daha yolun başında artık bu sosyalistlerden köy, kasaba olamayacağını saptadı. Mesele ancak yalnız bunu kavramakla bitmiyor. Fransa’da V. Cumhuriyetin kuruluşu olan 1958’den beri hiçbir “bağımsız aday” Elysées’yi fethetmemiş. Hal böyleyken Macron’un bu kadar ilerlemesinin nedeni nedir? “Şans” unsuru dışında, her şeyi “üst akıl”, “dış mihraklar” ve “projeler”e indirgeyen kesimlerin yanıtı ortada: Macron büyük iş çevrelerinin ve bankaların adamıdır. Olabilir. Rothschild Bankacısı, eski bir ekonomi bakanının arkasına “büyük finans”ı alması zor değil. Ama bu yeterli mi? Finans çevrelerinin desteklediği her aday büyük halk kitlelerinin oyunu alır mı? Obama tekniği uygulanmış Meseleye bu açıdan baktığımızda Macron’un başvurduğu iletişim stratejilerinin bulunduğu yere çok büyük katkı yaptıklarını görüyoruz. Fransa’nın cumhurbaşkanı adayı zamanında kendisi gibi hiç kimsenin tanımadığı bir isim olan Obama’nın yöntemlerini kullanmış. 2008’de Obama’yı hızla Beyaz Saray’a taşıyan iletişim teknik ve stratejilerini uygulamış. Bu iş için ABD de, Obama kampanyasında çalışan Fransız gençlerini transfer etmiş. Bunların arasında öne çıkan 3 isim var: Guillaume Liegey, Arthur Muller ve Vincent Pos. Paris’te kendi isimleri altında bir siyasi danışmanlık ve teknoloji şirketi kuran bu gençler, Macron’a, kapı kapı ikna yöntemiyle üzerinde çalışılacak özel seçmenmahalle algoritmaları çıkartmışlar. “Google”a adlarını yazdığınızda önünüze hemen “LiegeyMullerPons” isimli bir site geliyor. Sitenin girişinde üç kafadarın Obama kampanyasında tanıştıkları ve en yeni siyaset teknolojilerinde uzmanlaştıkları yazıyor. “Big data” yardımıyla “sıfırdan kalkışa geçen” kampanyalara danışmanlık verdikleri anlatılıyor. CHP’ye rağmen yüzde 49 Siyaset artık heyhat! ideoloji değil, büyük teknolojilerin işi. Bunları sade Macron olgusunu merceğe almak için yazmadım. CHP için bu serüvenden çıkarılacak hiç ders yok mu? Referandumda alınan son yüzde 49’a bakmayın... O, CHP yüzünden değil, CHP’ye rağmen alınan bir sonuç. Kendisi de bunun ayırdında olan parti, kampanyaya nitekim “CHP” logosunu vermedi... “Şaibeli seçimi” izleyen ataletli tutumlarına gelmeden önce... tüm büyük dönemeç sandık sınavlarında olduğu gibi bu kampanyada da alabildiğine pasif kaldılar. Seçmen algoritmalarını bırakın, “Google”dan indirildiği iddia edilen rastgele bir kız çocuğu üzerinden hazırlanan reklam panolarının basitliği ve kullanılan propaganda şarkılarının sıradanlığı, baştan savmalığı bile bu partiden artık ümit kesmeye yeterdi. Sanki hepsi kapıdan geçen bir reklamcıya yaptırılmış, kendileri bile ürünlerine en baştan inanmamış gibiydi. Modern siyaset teknolojilerinin kullanıldığı dünyada, “Düşmez şaşmaz bir Allah, ‘Hayır’ olur inşallah” şarkısı da nedir allahaşkına? “Hayır”cıların, amatör olanaklarla hazırladığı videolar ve tanıtımlar dahi çok daha güçlü, umut verici, başarılı ve etkileyici olabildiler. Ama onlar da son tahlilde sosyal medyadaki belli çevreler içinde kalıyor, Obama ve Macron örneklerinde gördüğümüz üzere geniş seçmen kitlelerine ulaşamıyordu. Diyeceğim o ki, 2019’a bu sürüklenmeyle varamayız. Ya CHP’yi bu köhnelikten kurtarmak; ya artık başka yeni oluşumlara yönelmek zorundayız. Londra’daki terör zanlısı Mavi Marmara’dan Britanya’nın başkenti Londra’da önceki gün bakanlıklar çevresinde üzerinde çok sayıda bıçakla yakalanan “terör” zanlısının, 2010’da Türkiye’den Gazze’ye giderken İsrail baskınına uğrayan Mavi Marmara’da bulunduğu ileri sürüldü. Reuters’in özel haberine göre Londralı Halid Ömer Ali, Mavi Marmara’da bulunmasının ardından birkaç kez daha Gazze’ye yardım ulaştırmaya çalışmış. Britanya polisi dün Londra ve Kent’te bir dizi baskın düzenleyip 6 “terör” zanlısını gözaltına alırken operasyonda bir kadın zanlı da ağır yaralandı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle