07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 29 Nisan 2017 KURTULUŞ ARI EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 11 CHP’DEN İHTİHAR RAPORU OHAL’de 35 intihar 40 YILLIK HESAP HÂLÂ SORULMADI 1Mayıs 1977 yılında Taksim Meydanı’nda hayatını kaybeden 34 kişi, 78’liler girişimi öncülüğünde, sivil toplum kuruluşları tarafından Kazancı Yokuşu’na bırakılan karanfillerle anıldı. 78’liler Girişimi, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Emekçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Parti si, Karşı Sanat Çalışmaları, Yeşil ve Sol Parti’nin de aralarında bulunduğu bir grup Kazancı Yokuşu’nda bir araya geldi. Saygı duruşunun ardından konuşan 78’liler girişimi sözcüsü Yunus Bircan, “Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları yasaklıysa, 1 Mayıs yasaklıdır. Ancak Taksim’den vazgeçemeyiz. Arkadaşlarımı zın kanları bu meydanda aktı. Kazancı Yokuşu’nda aktı. Bu meydanın toprağına, ağacına, yeşiline karıştı. 40 yıllık hesaptır bu. Sorulmadı hâlâ. Taksim Meydanı, 1 Mayıs Meydanı’dır, yasallaşmalıdır. 1 Mayıs 1977’nin suçluları ve güçlüleri yargılanmalıdır. Taksim’de Kazancı Yokuşu başına bir anıt yapılmalıdır” de di. 78’liler Girişimi’nden ve dönemin İstanbul DevGenç yöneticilerinden Celalettin Can, katliamların hesabı sorulmadan Türkiye’ye demokrasi gelemeyeceğini söyleyen Can, “Kötü geleceğe, faşizme karşı direnmek gerekir. Gelecek direnmektir” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Sadece uçan kuşlara selam verebiliyorduk MAHMUT ORAL HDP’ye yönelik operasyonda 7 Kasım’da tutuklanan ve çarşamba günü tahli ye edilen HDP Hakkâri Milletveki li Nihat Akdoğan, Cumhuriyet’e ko nuştu. Gazetemizin yazar ve yö neticilerinin de tutuklu bulundu ğu Silivri 9 No’lu Cezaevi’nden tah liye edilen Ak doğan, “Silivri 9 No’lu, cezaevle ri arasında tecri tin en çok oldu ğu cezaevlerinin başında geliyor. 90 günün üzerin de tek kişilik hüc Nihat Akdoğan relerde kaldık. Kitap ve gazete oku ma, spor yapma, ortak faaliyetlere çıkma durumu yok denecek kadar az. Birkaç ilçenin katı kadar nüfus var orada. O kadar kalabalık nüfusa rağmen sadece cezaevinin üzerin den uçan kuşlara selam verebiliyor duk” diye konuştu. Cunta dönemi gibi Gazetemizin tutuklu yazar ve yöneticilerini avukat görüşüne giderken uzaktan görebildiğini belirten Akdoğan, “Cumhuriyet gazetesini almaya, okumaya çalıştık ve orada tutulan arkadaşlarınızın neler yaşadıklarını da öğrenmiş olduk. Cumhuriyet gazetesi de içeride olanların aileleri de çok yara aldınız. Sadece cunta dönemlerinde rastlanabilecek şekilde ailelerin parçalanması, insanların, basın yayın organlarının mağdur edilmesi, çok üzücü olmuştır. Hele hele bunu hiç hak etmeyen insanların bu süreçte bu kadar mağdur edilmesi, bu ülkede demokratik yaşamdan, insan haklarından, hukuktan söz edenlerin bu kadar fütursuzca büyük bir hınç ve öfke ile içeri doldurulması, gerçekten hepimize kaybettiriyor. Onların sandığı gibi sadece bir kesim değil bütün ülke kaybediyor” dedi. Basın özgür mü? “Nihat Akdoğan üzerinde baskı olduğunda, o içeri atıldığında diğer tarafın özgür olduğunu kim söyleyebilir?” diyen Akdoğan, “Basın için de aynıdır. Cumhuriyet gazetesi, Özgürlükçü Demokrasi, Azadiya Welat ya da Birgün, Evrensel gazeteleri üzerinde baskılar olduğunda, diğer gazeteciler özgür müdür, basın özgürlüğü var mıdır? HDP’nin eşgenel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanlarımız, yönetici ve üyelerimizin içeride oluşu, Cumhuriyet gazetesinin ana omurgasının içeri alınmış olması, toplumun vicdanını kanatmıştır” diye konuştu. Senaryo hazırdı Referandum sonuçlarını “Hile ve hurdaya rağmen geçti” sözleriyle değerlendiren Akdoğan, “Maksat hâsıl oldu’ diyen bir hükümetin, birlikte seçime girdiği partinin, diğer taraftan ‘maç 10 da bitse, 50 da bitse 3 puandır’ diyen bir Cumhurbaşkanı ile birlikte nasıl bir tablo ile karşı karşıya kaldığımız ortada. Demek ki çok önceden hazırlanmış bir senaryo idi” dedi. Tahliye edilen HDP milletvekili Nihat Akdoğan, “Demokratik yaşamdan söz edenlerin büyük bir hınç ve öfkeyle içeri doldurulması, hepimize kaybettiriyor’ dedi Bilim, demokrasi ve laiklik ayrılmaz Bilim Akademisi tarafından başlatılan ve kamu fonları ile değil, toplumun desteğiyle yürütülen Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödül Programı’nın (BAGEP) 2017 ödül töreni Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlendi. Özgürlük, liyakat ve dürüstlük değerleri ile akademik başarıların bir arada ödüllendirildiği törende 42 genç akademisyen çalışmaları ile ödüle layık görüldü. Bilim Akademisi Başkanı Ali Alpar, “Sivil toplum tarafından böyle bir girişimin desteklenmesi Türkiye için bir ilk. Bir kurum kamu desteği alıyorsa, zaman zaman siyaset ve bürokrasi tarafından baskı altına alınabilir. Ama ‘devlet bütçesinden para alıyorsun, hükümetin istediği gibi davranmalısın’ anlayışına karşı sivil toplumun örgütlenmesi ile yapılan işler özellikle değerli” dedi. Alpar, bir toplumun mut lu olması için bilim ile birlikte demokrasi ve laikliğin de gerekli olduğunu belirterek “Türkiye demokrasi ve laiklik açısından da bilim açısından da çok zor günlerden geçiyor. Hep zor günler oldu ama bugün biraz daha kritik bir noktadayız. Bu noktanın çıkışı sivil toplum etkinliği, akıl ve mantık kullanarak ve barışçıl tartışmalarla olacak” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Kapatılan gazeteye kütüphane yasağı MİLLİ KÜTÜPHANE ARŞİVLERİNE ULAŞILAMIYOR SEMA PAŞAYİĞİT 15Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL ile birlikte yayımlanan KHK’ler, Milli Kütüphane arşivini de vurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, KHK’lere dayanarak; kapatılan gazeteler ve dergilerin araştırılmasını yasakladı. “Milli kültür araştırmalarını desteklemek, bütün eser ve belgeleri toplamak, her türlü ilim ve sanat çalışmalarını kolaylaştırmak için okuyucu ve araştırmacılara hizmet vermek” amacıyla varlığını sürdüren Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Milli Kütüphane’de KHK’lerle kapatılan dergi ve gazeteler için yasaklı bölüm oluşturuldu. Yasaklı yayın tablosu Milli Kütüphane Başkanı Zülfi Toman’a resmi yazıyla talimat gönderen Bakanlık, 15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL’i ve beraberinde gelen KHK’leri hatırlattı. Milli Kütüphane de bakanlıktan gelen talimat üzerine 29 yayınevinden çıkan dergi ve gaze telerin araştırılmasını yasakladı. Kütüphanenin araştırma katında yer alan Süreli Yayınlar Bölümü’ne ‘Yasaklı Yayınlar Tablosu’ asıldı. Bakanlık talimatının ardından kütüphane uygulamalarının dikkat çeken yanı ise yayınların belirli bir tarihe kadar değil süresiz olarak yasaklanması oldu. Dilekçeler yanıt bekliyor Yasaklı yayınlar içinde Zaman, Bugün, Millet, Meydan, Yarına Bakış, Yeni Hayat gazeteleri; Aksiyon, Nokta, Sızıntı dergileri gibi “Fethullahçı Terör Örgütüne aidiyeti, iltisaki ve irtibatı olduğu” gerekçesiyle KHK ile kapatılan yayınlar yer aldı. Geçmiş yıllara ilişkin yayınlar hakkında araştırma yapan akademisyenlerden hangi yayın hakkında ve neden araştırma yapacakları hakkında dilekçe istendiği öğrenildi. Akademisyenlerin gönderdiği dilekçeler birikmeye devam ederken yazılı izin taleplerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müsteşarları tarafından onaylanması zorunlu kılındı. l ANKARA Avukatı karga tulumba attılar Avukat Suat Eren, önceki gün, Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen cinayet davasının duruşması sırasında, sanıklardan biriyle görüştüğü için mahkeme başkanıyla tartıştı. Eren, duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle polislerin kucağında dışarı çıkarıldı. Eren, dün, Bakırköy Adliyesi’nde meslektaşlarıyla birlikte açıklama yaptı. Suç duyurusunda bulunacağını söyleyen Eren, “Özel güvenlik, polis memuru ve mahkeme heyetinden şikâyetçi olacağım. Mahkeme başkanı ısrarla ‘Atın şunu, Atın şunu, Atın şunu…’ deyince polis memurları da beni sürükleyerek dışarı attılar” dedi. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada ise Eren’e yapılanların kabul edilemez olduğunu belirterek “Yapılan savunma mesleğine doğrudan saldırı niteliğini taşımaktadır” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet CHP’nin raporunda, ‘masum olduğuna inanan insanların bunu kanıtlayabilecekleri hukuk yollarının kapatılmasının intihar vakalarının artmasında’ etkili olduğu belirtildi. İKLİM ÖNGEL CHP, OHAL sürecinde gerçekleşen intiharlara ilişkin rapor hazırladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “OHAL Sürecinde Gerçekleşen İntiharlar” başlığıyla hazırladığı raporda, OHAL’in insanı ölüme sürükleyen nedenlerini ortaya koydu. Rapora göre; FETÖ üyeliği kapsamında ihraç edilen veya tutuklanan vatandaşlardan ve yakınlarından, tespit edilebilen 35 kişi intihar etti. CHP’li Ağbaba, “OHAL Sürecinde Gerçekleşen İntiharlar” başlıklı rapor hazırladı. Raporda; masum olduğuna inanan insanların bunu kanıtlayabilecekleri hukuk yollarının kapatılmasıyla cezaevlerinden yükselen işkence iddiaları ile intihar vakalarında ciddi bir artış yarattığı ifa de edildi. Bazılarının örgüte bağlılıkları nedeniyle konuşmamak için intihar ettiğinin de iddialar arasında olduğuna dikkat çekilen raporda, herhangi bir çıkarımda veya kesin hükümde bulunulmadan durum tespiti yapıldı. Rapora göre; FETÖ üyeliği kapsamında ihraç edilen veya tutuklanan vatandaşlardan ve yakınlarından, tespit edilebilen 35 kişi intihar etti. Bu intihar vakalarının 13’ü evde, 7’si cezaevinde, 1’i nezarethanede, 1’i yurtta, 8’i çalıştığı kurumda, 5’i dışarıda gerçekleşti. İntihar edenlerden 17’si polis, 4’ü asker, 4’ü öğretmen, 2’si infaz koruma memuru, 1’i rehberlik uzmanı, 1’i kaymakam, 1’i cami imamı, 1’i savcı, 1’i mühendis, 1’i öğrenci, 1’i doktor ve 1’i diş hekimi. İntihar vakalarından bazıları rapora şöyle yansıdı: LİSTEDE EN ÇOK POLİS VAR Öğretmen Ergülü Yıldız: 47 yaşındaki EğitimBirSen üyesi Yıldız, müdür yardımcılığı yaparken FETÖ üyeliğinden açığa alındı, ardından da gözaltına alınıp adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Öğretmenler Günü’nde, evinde kendini astı. Öğretmen Mehmet Karadoğan: Afyon’da görev yaptığı dönemde arkadaşları ile ortak kullandığı internet hattı üzerinden FETÖ ile bağlantılı yasaklı bir siteye girdiği gerekçesi ile açığa alındı. Ağabeyini ziyarete giderken arabasında av tüfeğini çenesinin altına dayayarak intihar etti. Karadoğan’ın cebinden ailesine yazılmış “Beni affedin, doğru olan yol buydu” yazılı bir kâğıt bulundu. Öğretmen Behçet Emdi: 15 Temmuz’un ardından hemşire eşi ile birlikte ihraç edildi. Gözaltına alınan Emdi, koğuş tuvaletinde kendini ayakkabı bağcığı ile astı. Polis Muhammet Mertoğlu: 15 Temmuz’da Emniyet Müdürü olan Levent Mustafaoğlu, FETÖ üyesi olmayan polislere “Direnmeyeceksiniz, teslim olacaksınız” diyor ancak ifadelere göre Mertoğlu kabul etmiyor ve direniyor. Darbe girişimi başarısız olunca Mertoğlu, Emniyet Müdürü olarak atandı. Daha sonra Mustafaoğlu ile ilgili soruşturmada odası aranmak istenen Mertoğlu, “Benden de mi şüpheleniyorsunuz” diyerek tabancası ile kendini vurdu. Polis Hakkı Topal: 2 çocuk babası Topal, açığa alındığını öğrenince aracıyla ormana giderek, kendini astı. Polis Cahit Korkmaz: Olaydan yarım saat önce çay içtiği mesai arkadaşlarına “Namaz kılıyorum diye beni de FETÖ operasyonlarına dahil ederler mi, hapse atarlar mı, ailem perişan olur mu? ByLock dinlemelerine takılır mıyım, çok korkuyorum” demiş. Namaz kıldıktan sonra dinlenme odasında kalbine ateş ederek intihar etti. Bıraktığı notta, “Sizleri seviyorum, intiharımda sizlerin bir etkisi yok. Sadece korkum beni bu duruma getirdi” yazdığı belirtildi. Polis Fatih Ezber: Açığa alınan Ezber, ocak ayında görevine iade edildi. Daha sonra Sürmene Emniyet Müdürü olarak atanan evli ve 2 çocuk babası Ezber, arkasında “Ailem ve yakınlarım sizi üzmek istemezdim, beni affedin” yazılı bir not bırakarak beylik tabancasıyla kendini vurdu. Polis Hasan Erkuş: Açığa alındığı duyurulan 9 bin 103 Emniyet teşkilatı mensubu arasında ismini gören TBMM Koruma Daire Başkanlığı’nda görevli polis memuru 23 yaşındaki Erkuş, evinde beylik tabancası ile intihar etti. İntihar etmeden önce yakınlarını aradığı ve sosyal medya hesabına “Ben vatan haini değilim. Vatanıma hiçbir zaman ihanet etmedim” diye yazdığı iddia edildi. Yarbay Levent Önder: Siirt Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, 15 Temmuz darbe girişimine engel olamadığını düşünerek ve yaşananları hazmedemeyerek ruhsal çöküntü içerisine girdi. Gönüllü olarak savcılığa ifade de veren Önder, sabahın erken saatlerinde beylik tabancasıyla kendini vurdu. Yarbay İsmail Çakmak: Tutuklandığında verdiği ifadede, alay komutanının toplumsal olay var diyerek Kartal Köprüsü’ne gönderdiğini, darbe girişimini burada öğrendiğini, ardından da birliğe kışlaya dön emri verdiğini belirtmiş. Silivri Cezaevi’nde merdiven boşluğunda kendini çarşafla asarak intihar etti. Rehberlik Uzmanı Ali Derebaşı: Müdür olan, evli ve 3 çocuk babası Derebaşı’nın eşi FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındı. Yeni eğitim yılının ilk günü anaokuluna giden Derebaşı, müdür yardımcısının odasında kendini astı. Kaymakam Necmi Akman: 17 Temmuz günü görevden alındı. 20 Temmuz günü konutunu koruyan polis memurunun belindeki tabancayı ani bir hareket ile alarak kafasına ateş edip intihar etti. Ailesine yazdığı 6 sayfalık mektupta FETÖ ile ilgisinin olmadığını anlatan Akman’ın, yazdığı notta ailesine kara leke bulaştırmayı kabullenemediği ifade edildi. Cami İmamı Hasan Taştan: Hakkâri’de öğretmen olan oğlu FETÖ üyeliği suçlaması ile tutuklanınca, cami cemaatiyle yatsı namazını kıldıktan sonra lojmanına gitti, evin kapısına kendini astı. Mühendis Burak Açıkalın: MİT’in 20 bin kişilik FETÖ listesini örgüte sızdırdığı ve “Fuat Avni” isimli Twitter kullanıcısına bilgi aktaran isimlerden biri olduğu iddia edildi. Tutuklandıktan sonra cezaevinde intihar etti. Polis Hasan Hüseyin Can: Açığa alındı, daha sonra gözaltına alınıp adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Ailesi evde yokken tabancası ile intihar etti. Doktor Orhan Çetin: Açığa alındı. Bunalıma giren Çetin, çalıştığı hastanenin 10. katından atlayarak intihar etti. Doktor Mustafa Sadık Akdağ: Gözaltına alındı, sorgunun ardından serbest bırakıldı. Olayın etkisinden kurtulamayan Akdağ, Trabzon’da kaldığı evde tabancayla başına ateş ederek intihar etti. Akdağ arkasında, “Ölümümden kimse sorumlu değildir. Bana bir suç atıldı. Bu suçu bana atanları Allah’a havale ediyorum” yazan bir not bıraktı. Öğrenci Kamil İsmail Aydın: Babasının FETÖ operasyonları kapsamında tutuklanması üzerine bunalıma girerek intihar etti. Kamil İsmail Aydın’ın babası olan, İnönü Üniversitesi Tıbbi Pataloji Bölüm Başkanı iken kapatılan Bank Asya’da hesabı bulunduğu gerekçesi ile tutuklanan Prof. Dr. Nasuhi Engin Aydın uzun süreden bu yana cezaevinde bulunuyordu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle