19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Nisan 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Kılıçdaroğlu YSK ve anayasa değişikliğini hedef aldı. Kılıçdaroğlu’nu dinleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memnuniyetsizliği yüzünden okunuyordu. GERGIN BAYRAM Kılıçdaroğlu, ‘mühürsüz seçim’le getirildiğini söylediği anayasa değişikliğine ilişkin ‘Milli iradeyi satıyorsunuz’ deyince Yıldırım her zamanki cümleleriyle yanıt vermeye çalıştı TBMM Genel Kurulu’nda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlenen özel oturum, ilk kez liderler arasındaki sert tartışmaya sahne oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek bir kişiye Meclis’i fesih yetkisi verilmesi ve halk tarafından seçilmeyen bir kişinin Cumhurbaşkanı’na vekalet etmesinin kabul edilemeyeceğini, Meclis’in yetkilerinin mühürsüz bir seçimle alındığını belirterek, “Milli iradeye gölge düşürülmüştür. Tarih, milletin egemenliğini bir şahsa teslim etmenin yolunu açan milletvekillerini elbette unutmayacaktır” dedi. Kılıçdaroğlu, kendisine laf atan AKP’li milletvekillerine “Milli iradeyi satıyorsunuz!” diyerek sert tepki gösterdi. Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nu 16 Nisan öncesinde kalmakla suçladı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, saat 14.00’te genel kurul salonuna gelmesine karşın birleşimi açmayarak Erdoğan’ın locada yerini almasını bekledi. Erdoğan’ın locadaki yerini almasının ardından Kahraman, birleşimi açtı. Erdoğan’ın gelişi sırasında sadece AKP’liler ayağa kalkarak alkışlarken, CHP, HDP ve MHP’liler ayağa kalkmadı. Genel Kurul’da, sadece İstiklal Marşı’nın okunması, saygı duruşunda bulunulmaması CHP’lilerin tepkisini çekti. İtirazlara rağmen konuşmasını sürdüren Kahraman’ın konuşmasının bitiminde ‘tüm tarihi şahsiyetleri bir kez daha minnet ve şükran duygularımla anıyorum” derken Atatürk’ten hiç söz etmemesi üzerine CHP’liler “Atatürk’ü unuttun” diye tepki gösterdi. Kahraman, “Ben bu görevi yerine getirdim” yanıtını verirken, CHP sıralarından “Ayıp ayıp. Tarihi şahsiyet değil, bu Meclis’in kurucusunu anıyorsunuz” sesleri yükseldi. ‘Milli iradeyi satıyorsunuz’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en zor koşullarda dahi Meclis’in denetleme görevini yaptığını, kimsenin kürsüye çıkıp, “Memleket savaş halinde siz bu soruları niçin soruyorsunuz?” demediğini ve “ayak bağı” olarak nitelendirilmediğini söyledi. Bugün gelinen noktaya dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “YSK tarafından meşruiyeti tartışılır hale getirilen Bahçeli sokağa çattı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Nisan’daki oylamayla birlikte “TBMM’nin daha da güçlendiğini” ileri sürerek, “Değişen hükümet etme sistemiyle birlikte 23 Nisan 1920 ruhu perçinleşmiş, milli egemenlik pekişmiştir. Hiç kimse kriz çığırtkanlığını yapmamalıdır. Hiç kimse sokaklardan medet ummamalı, karışıklıktan ve dış tazyikli kışkırtmalardan istifadeyi düşünmemeli, bunu aklına dahi getirmemelidir. Türk milleti 16 Nisan’da sandık başına giderek, meşru irade ve seçimiyle hükümet etme sistemini değiş tirmiştir. Bu bir milattır, herkes için bağlayıcıdır” dedi. Erdoğan’dan alkış Bahçeli’nin, kürsüye gelirken başıyla Erdoğan’ı selamlaması dikkat çekerken, Erdoğan’ın da konuşmasının bitiminde Bahçeli’yi alkışladığı gözlendi. Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında CHP sıralarından referandumda mühürsüz oy kullanılmasıyla ilgili laf atmaları üzerine yan locada bulunan yüksek yargı organlarının başkanlarına dönerek “Sizi kastediyorlar” dediği belirtildi. ‘mühürsüz seçim’le bizler, kürsüye çıkıp, bir bakana bir sözlü soru dahi soramayacağız. Soruyu sorsak dahi, sayın bakan bu kürsüye çıkıp, bizlerin sorularına cevap verme tenezzülünde dahi bulunmayacaktır. Yaratılan bu acı tablodan vicdanı sızlamayan var mı acaba?” dedi. Kılıçdaroğlu’nun ‘fesih yetkisi’nin Atatürk’e dahi verilmediğini belirttiği sırada AKP sıralarından tepki yükseldi. Kılıçdaroğlu, “Rahatsız olduğunuzu, vicdan azabı çektiğinizi de biliyorum. Milli iradeye saygı göstermediğinizi de biliyorum ama beni dinlemek zorundasınız. Milli irade, milli irade diyorsunuz, milli iradeyi satıyorsunuz” dedi. Hiçbir makam, mevki, kişi ve sınıfın TBMM’yi feshedemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Feshedemez, nokta. Ben bu Meclis’in itibarını korumak, aldığım her oyun hakkını vermek zorundayım. Türkiye Büyük Millet Meclisi köklü geçmişine, kurucu değerlerine sahip çıkmak yerine Meclis’i fesih yetkisinin, bir kişiye üstelik hiçbir gerekçe göstermeden verilmesini istemiştir. Bu anlayış milli irade üzerine düşen en büyük gölgedir ve milli iradenin reddidir. Tarih, milletin egemenliğini bir şahsa teslim etmenin yolunu açan milletvekillerini elbette unutmayacaktır” dedi. Kahraman’a dönen Kılıçdaroğlu, tek adam rejiminde TBMM Başkanı’nın Cumhurbaşkanı’na vekalet edemeyeceğini, seçimle değil atamayla gelen bir başkan yardımcısının vekalet edebile ceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bizim tarihimizde bu durum, darbe dönemlerine uygun bir uygulamadır. Bu acı gerçeğin, geriye gidişin de unutulmaması gerekir” diye konuştu. ‘Kabul etmeyiz’ Kahraman’ın anayasa tartışmalarına girmek istemediğini belirtmesine karşın “Bendeniz yasamanın başında bir kişi olarak yürütmenin de içinde olmuş olmanın verdiği sıkıntıyı bilenlerdenim” diye yanıt vermesi üzerine tekrar kürsüye gelen Kılıçdaroğlu, “Ben Türkiye’yi seçimle gelenlerin yani milli iradeyle gelenlerin yönetmesini isterim. Sayın Cumhurbaşkanı seçimle gelmiştir, yerine vekalet edecek kişinin de seçimle gelmesi lazım. Ancak ve ancak darbe dönemlerinde seçimle gelmeyenler Türkiye’yi yönetmiştir. Seçimle gelmeyenlerin Türkiye’yi yönetmesi, bir gün bile olsa, bir saat bile olsa, bir dakika bile olsa, bir saniye bile olsa bizim kabul edeceğimiz bir demokratik anlayış değildir. Nokta” dedi. Tartışma üzerine kürsüye gelen Başbakan Binali Yıldırım, Kurtulmuş’un milletvekili olmadan önce dışarıdan bakan olarak atandığını ve Başbakan’a vekalet ettiğini belirterek, “Vekalet, Cumhurbaşkanı’nın seçilmesiyle oluşmuştur. Cumhurbaşkanı’nı seçen millettir, millet” dedi. Meclis’in feshedilmesi gibi bir durumun olmadığını savunan Yıldırım, bunun karşılıklı Meclis ve ‘Barış üzerine bina edin’ Meclis’e gelişi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet 16 Nisan’da iradesini ortaya koymuştur. Katılım oranı yüksektir. Bu yüksek katılımla iradesini ortaya koyan milletimizin, özellikle bu yaklaşımını hiçe saymak öyle zannediyorum ki hakikaten insaf dışı olur. Ben milletime çok teşekkür ediyorum. Şimdi de milletimin vekilleri önümüzdeki dönemi bu parlamentoda çok daha güçlü kılacaktır” dedi. Erdoğan, Meclis’ten ayrılırken genel kuruldaki tartışmanın sorulması üzerine “Tartışmalar üzerine değil, barış üzerine bina edin” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesi olduğunu söyledi. Yıldırım’a yanıt vermek üzere tekrar kürsüye gelen Kılıçdaroğlu, Kurtulmuş’un vekalet etmesine bir itirazlarının olmadığını, çünkü hükümetin parlamentodan güvenoyu aldığını söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın anayasa görüşmeleri sırasında ‘fesih’ yetkisinden söz ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Kalkıyorsunuz fesih yetkisi yok diyorsunuz. Çocuk mu kandırıyorsunuz Allah aşkına? Bal gibi fesih yetkisi var ve biz buna karşıyız” dedi. Kılıçdaroğlu’na yanıt vermek üzere söz isteyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘fesih’ ifadesiyle ‘seçimlerin yenilenmesini’ kastettiğini söyledi. ‘YSK darbesi yaşandı’ HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise “4 Kasım’da milletvekillerinin tutuklanmasına yol açan bir yargı darbesi, 16 Nisan’da halkın oylarını hiçe sayan YSK darbesi yaşandı” dedi. Yıldırım, “Ülkemizin bugün içerisinde bulunduğu çatışmalı ortamın son bulması için yeni bir kurucu ruh ve felsefeye ihtiyaç vardır” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA /Cumhuriyet Uzlaşı umurlarında değil Başbakan Yıldırım uyum yasaları için ‘Uzlaşı bulamazsak yolumuza devam ederiz’ dedi Meclis’te 23 Nisan için toplanan “gergin” genel kurulun ardından düzenlenen 23 Nisan resepsiyonu “sönük” geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılmadığı resepsiyona Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli katıldı. HDP ise hiç katılım göstermedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün portreleri salonda yan yana asıldı. Kahraman damgası Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın kararları resepsiyona damga vurdu. Geçtiğimiz yıl 23 Nisan resepsiyonunu iptal eden Kahraman’ın bu yılki resepsiyonunda, ilahi müzikleri dinletildi. Ayrıca ikinci kez içki servisi yapılmadı. Kılıçdaroğlu, salona gelişinde, Meclis Başkanı Kahraman’la tokalaşıp, bir süre sohbet etti ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. “CHP’nin aldığı ‘sert muhalefet’ kararını, bugün uyguladınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Sert muhalefet değildi, sadece gerçekleri söyledim. Yetkileri alınan bir parlamento, ‘güçlü parlamento’ Başbakan Yıldırım uyum yasalarıyla ilgili MHP ile ortak çalışılabileceğinin sinyalini verdi. olarak sunulamaz. Bu akla ve mantığa aykırı bir söylem” dedi. ‘Muhalefetle görüşeceğiz’ Başbakan Yıldırım da gazetecilerin Meclis’teki gerilim ile ilgili sorusuna, “Olur bunlar, olağan şeyler. Herkes düşündüğünü, bildiğini söyledi” dedi. Gerilimin sürüp sürmeyeceği sorusuna ise Yıldırım, “Neden devam etsin. 3 günlük dünya, neyi paylaşamıyoruz” dedi. Olası kabine revizyonu ile ilgili soruya ise Yıldırım, “Benim karnım tok” yanıtını verdi. Anayasa değişikliği sonrasında uyum yasaları için muhalefetle görüşeceklerini dile getiren Yıldırım, “Uzlaşı ararız, bulamazsak yolumuza devam ederiz” diye konuştu. Yıldırım resepsiyonda neredeyse tüm masaları dolaştı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın bulunduğu masaya da gelen Yıldırım, Aslan ile uzun süre sohbet etti. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “Kasımda seçim var galiba” sorusuna Başbakan Yıldırım, “Kasımda var ama hangi kasımda” yanıtını verdi. Resepsiyona yargı erklerinden katılımın çok az olması ve sadece AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın katılım göstermesi dikkat çekti. Resepsiyonda MHP lideri Bahçeli uyum yasaları hazırlanmasıyla ilgili soru üzerine, bu yasalara ihtiyaç olduğunu, partilerin uyum yasalarında “aykırı düşünmemesi gerektiğini” ifade etti. Başbakan Yıldırım da Bahçeli’nin masasını ziyaret ederek, uyum yasalarına ilişkin, ikisinin yan yana durduğunu belirterek “Bundan daha iyi uyum mu olur” dedi. ‘Her şey çok güzel gidiyor’ Resepsiyona Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları tam kadro katıldı. Akar, gazetecilerin terör operasyonlarına yönelik soruları üzerine “Kahramanlıklar, fedakârlıklar devam ediyor. Her şey çok güzel gidiyor” açıklamasını yaptı. Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal, Kılıçdaroğlu’nun üs komutanlığında askeri törenle karşılanmasına ilişkin soru üzerine, “İki kelimeyle söyleyeyim, kasıt yok, kusur var” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Hayır kazandı. Çok açık... 23Nisan 2017 artık ‘HAYIR’ kutlamaları ile anılacak. HAYIR kazandı. Çok açık. ‘Hayır’ diyenlerden çok ‘evet’ diye çırpınanlar biliyor bunu. Onca baskıya, onca suçlamaya, uğradıkları saldırıya dayanıp da ‘hayır’ diyenler, kazandıklarına inanmakta zorlanıyor. Ama ‘evet’ diye yırtınanlar, oy çalıp sandık kaçıranlar, korkutup sindirenler, para verip kandıranlar neden kaybettiklerini biliyorlar. ‘Hayır’ların yükselip kazanacağı anlaşıldığı anda YSK’nin karar değiştirip yasalara aykırı karar almak zorunda bırakılması da bunun açık kanıtı. HAYIR kazandı. Çok açık. Ülkenin bu büyük kazancı da çalındı. Ülkenin bölünmesi için eyalet sistemine gerek yok. Ülke bölündü. Çok açık. Ülke, Cumhurbaşkanı, Başbakan, iktidar partisi tarafından bölündü. Ülke, ‘bizimkiler’ ve ‘onlar’ diye bölündü. Bu bölünmeyi destekleyenler artık yüzde 50 bile değil. Her gün daha da azalacak. ‘Bizimkiler’ dedikleri, giderek bir avuç ‘bağnaz dogmacı’nın küçük çevresi olarak kalacak. ‘Onlar’ dedikleri bizler, giderek artacağız. Bizler; Barışçı, paylaşımcı, kardeşçe uygar yaşamak isteyen, üretici, bilimle, sanatla çoğalan, eşitlik içinde kadınıyla, erkeğiyle ülkesiyle el ele yaşamak isteyenler çoğalacağız. Bugünün ‘Hayır’ı, yarının Çağdaş Uygar Türkiye’sini yaratacak. Bunu bugünden görmemiz gerekiyor. HHH Neden mi böyle oldu? Ah, zamanında göremediniz ki? Oysa, büyük Atatürk 90 yıl öncesinden söylemişti. ‘Birinci vazifen’ demişti: ‘Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.’ Ve eklemişti: ‘Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur’. Dikkat etmemişsin. Atatürk, senin varoluşunu anlatmış. ‘Bağımsızlığın ve Cumhuriyetin’ demiş. Bunlar varsa varsın. Bağımsızlık mı? Ata’nın kaybından sonra önce Amerika’ya yanaşmışsın. 15 yıldır da İslam Dünyası’na yanaşıp Arap kültürüyle buluşmaya çalışıyorsun. Yani, iktidara getirdiklerinin hedefi bu. ‘Cumhuriyetin varoluşundur’ demiş Atatürk. Cumhuriyet, Atatürk için ‘halkın iradesidir’. Saltanatın tek adamlığına karşı halkın iradesini anlatıyor büyük adam. Şimdi işbaşındaki iktidar ne yapıyor? Halkın iradesini ‘Tek Adam Rejimi’ne teslim etmeye çalışıyor. Toplumdan ‘evet’ istemesinin amacı bu. Ama bunu allayıp pullayıp yutturmak da kolay değil. Kabul etmeyip ‘hayır’ diyenleri terörist, hain, suçlu, günahkâr ilan ediyorsun. Muhaliflere salon vermiyorsun, sandıklara mühürsüz oyları dolduruyorsun. Atatürk 90 yıl öncesinden bunu da söylemiş: ‘Cebren ve hile ile’ demişti. Cebren ve hile ile. Cebir de var, hile de. ‘Cebren ve hile ile’ referandumda ‘evet’ kampanyası yürütüldü. ‘Cebren ve hile ile’ oylar çalındı. ‘Cebren ve hile ile’ hukuk ayaklar altına alındı. Ülke ‘hayırlılar’ ve ‘hayırsızlar’ diye ikiye bölündü. Atatürk gençliğe hitabesini şöyle bitiriyor: ‘İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’. Biz ‘damarlardaki asil kan’ın, ‘zihinlerdeki uygarlık bilinci’ olduğunu biliyoruz. Atatürk hep bunu söylemiştir: Akla dayalı bilimin, sanatın öncülüğünde çağdaş uygarlığa ulaşmış bir Türkiye. Şimdi ne mi yapılacak? Çok açıktır yapılacaklar. Hiçbir oldubitti kabul edilmeyecektir. Referandum hiç yapılmamış gibi çalışmalar sürdürülecektir. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, savsaklamadan, kent kent, ilçe ilçe, ev ev, kişi kişi doğrular anlatılacaktır. Gene, bu doğrularda yer alan partiler, meslek kuruluşları, vicdan sahipleri, dürüst yurttaşlar birleşerek güçlerini bu hedefte birleştirerek çalışmalarını sürdüreceklerdir. Yaşayacaksak böyle yaşayacağız. Öleceksek böyle öleceğiz. Tertemiz bir vicdanla. İnsan gibi... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle