23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Nisan 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 140/7 0 220/1 2 0 140/5 0 180/1 0 0 160/5 0 130/0 0 120/2 0 90/ 2 0 210/7 0 210/7 0 160/1 0 220/1 3 0 140/1 0 210/1 3 0 170/7 0 90/ 1 0 170/2 0 270/8 0 130/6 0 200/9 0 120/1 0 0 150/1 2 0 TARİHTE BUGÜN 1877: ’93 Harbi olarak anılan OsmanlıRus savaşı başladı. 1920: Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi reisliğine seçildi. ‘Enstitüler olsaydı yüzde 95 hayır çıkardı’ Köy Enstitüsü mezunlarından 88 yaşındaki Halime Kocataş, “Köy Ensti tüleri kapanmasaydı eğer geçtiği miz referandumda en az yüzde 95 ‘Hayır’ çıkardı ve Türkiye’de oku ma oranı yüzde yüz olurdu” derken; 89 yaşındaki Ethem Sezgin de “Köy Enstitüleri devam ediyor olsaydı re ZEHRA ÖZDİLEK ferandumdan böyle bir sonuç almak mümkün değildi. Örnek teşkil ede cek kalkınmaları gerçekleştirilme si Köy Enstitülerinin sayesinde ol du” diye konuştu. Köy Enstitüleri, öğretmen yetiş tirmek, toplumu aydınlatmak ve ileri taşımak amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde yasal düzenleme lerle kuruldu. 1954 tarihinde ka panan ve etkileri günümüze ka dar tartışılan Köy Enstitüleri unu tulmayacak ve bugüne kadar aşı lamamış bir özgün eğitim modeli olarak eğitim hayatımızda yer al dı. Köy Enstitülerinin kuruluşu nun 77. yılı nedeniyle önceki gün Caddebostan Kültür Merkezi’nde “Köy Enstitülerinden Günümüze” başlıklı panel düzenlendi. Panel öncesi 1944 Arifiye Köy Enstitüsü mezunu Halime Kocataş ve 1946 Beşikdüzü Köy Enstitüsü mezunu Ethem Sezgin ile bir araya geldik ve Köy Enstitülerini konuştuk. İnsanlığa hizmet n Kendinizden bahseder misiniz? H. Kocataş: 1929’da Şile Kabakoz köyünde doğdum. 1940 yılında Arifiye Köy Enstitüsü’ne girdim. 1944 yılında mezun olarak kendi köyüme öğretmen olarak atandım. Burada 14 yıl öğretmenlik yaparak her alanda çalışmalarımı sürdürdüm. Evlenecek fakir kızların çeyizini diktim, iğne ve pansuman yaptım. O dönemin valisi Prof. Fahrettin Kerim ile görüşerek köye yol, su, elektrik gelmesini sağladım. Beşiktaş Ortaköy İlkokulu, Beşiktaş Turgut Reis İlkokulu, Etiler Hasan Âli Yücel İlkokulu’nda görev yaparak emekli oldum. 1981 yılında Beşiktaş ilçesinde yılın öğretmeni seçildim. E. Sezgin: 15 Şubat 1928 yılında Trabzon’un Beşikdüzü ilçesine bağlı Korkuthan köyünde eğitimci bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. 1941’de Beşikdüzü Köy Enstitüsü’ne girdim, 1946 yılında enstitüden mezun oldum. Üç köy okulunun yapımında halkla beraber kazma kürekle çalıştık, 7 km yol yaptık. Toplam 33 yıl öğretmenlik yaptım. n Köy Enstitüsü sistemi nasıldı? H. Kocataş: Köylerin canlan Köy Enstitüleri 77 yaşında. İki mezun, Halime Kocataş ve Ethem Sezgin o günleri anlattı Köy Enstitüsünde tarım eğitimi. ETHEM SEZGİN 1946 MEZUNU. HALİME KOCATAŞ 1944 MEZUNU. ‘Halk uyanmasın diye kapattılar’ n Köy Enstitüleri kapanmasaydı eğer Türkiye’nin şimdiki durumu nasıl olurdu? H. Kocataş: Halk uyanmasın diye enstitüleri kapatma yoluna gittiler. Hangi kuruluş vardır ki kapanışından 67 sene geçmesi halinde bile güncelliğini korur. E.Sezgin: Köy Enstitüleri kapanmamış olsaydı eğer şu an Mec liste tarımcılık, hayvancılık yapan köylünün çocuğu olurdu. Halkı temsil ederdi. Para babalarının değil emekçinin temsilcisi olurdu. Bunun tehlikesini görmüş olan ağalar ayaklandı ve korku içerisinde Köy Enstitülerinin kapatılması konusunda kampanya başlattılar. Bugün hâlâ ağalık sisteminin etkisi sürüyor. BİR EĞİTİM DEVRİMİ PROJESİYDİ Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Güler Yalçın şunları söyledi: “Köy Enstitüleri ezilen bireyin özgürleşmesi ve ülkenin eğitim yoluyla demokratlaşması niyetiyle kurgulanmış bir eğitim devrimidir. Günümüzde yararlanılması gereken ve bugün Finlandiya, Kanada ve hatta Amerika’da uygulamaları olduğunu bildiğimiz eğitim devrimi projesinin evrensel öğelerinin hayata geçirilmesi için günümüz koşulları ve aciliyet sırası göz önüne alınarak hayata geçirilmesi gerekmektedir.” masında, eğitimden yararlanmayı amaçlayan bir okullaşma, kalkınma, demokratikleşme eylemidir. Enstitüler eylemi büyük bir çoğunluğa, nüfusun yüzde 80’ine yararlı olma hareketiydi. Gerçek yurt sevgisini geliştiren, ulusalcılığı insanlıkla bütünleştiren bir eğitim sistemi uygulandı. E. Sezgin: Biz eli nasırlı, ayağı çarıklı, toprağın özünü tırnaklarıyla sökmesini ve icabında bu topraklar için ölmesini bilenlerin çocuklarıyız. Köy Enstitüleri bizleri Ata’nın istediği gibi fikri, irfanı, vicdanı hür öğretmenler yetiştirdi. Atatürk ve devrimlerini, devlet, millet sevgisini yeni yeti şen gençlere öğretmemizi sağladılar. Yeniliklere kapalı bağnaz bir öğretmen olmamamız gerektiğini insanlığa hizmetin en yüce ibadet olduğunu kavrattılar. Eğitim destanı n 16 Nisan’da gerçekleştirilen referandumda Anadolu’da ağırlıklı ‘Evet’ oyu çıktı. İnsanların aklına acaba biz Anadolu’yu ihmal mi ettik sorusu geldi... H. Kocataş: Köy Enstitüleri kapatılmasaydı eğer 16 Nisan referandumunda en az yüzde 95 ‘Hayır’ çıkardı. Türkiye’de okuma oranı yüzde 100 olurdu. Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı her şey çok farklı olurdu. Kütüphaneler çoğalacak, kitap okuma alışkanlık haline gelecekti. Kadın hakları tartışılmayacaktı. Şu an Türkiye’nin sıkıntı çektiği birçok konu yaşanmayacaktı. Köy Enstitüleri bir eğitim destanıdır. E. Sezgin: Köy Enstitüleri devam ediyor olsaydı referandumdan böyle bir sonuç almak mümkün değildi. Anadolu’nun ‘Evetçileri’ oranın yoksul halkı doğrudan doğruya çıkarcıların para babalarının siyasi oyuncağı haline gelmiştir. Önce yoksullaştırdılar sonra da istedikleri istikamette oy kullanmaya sevk ettiler. l İSTANBUL haber 3 Annenin en büyük dileği: Beraber çay içebilsek İstanbul Avcılar’da yaşayan Ülkü Uslu (54), yanından ayıramadığı akli dengesi bozuk 27 yaşındaki oğlu Mustafa’ya evinde bakmaya çalışıyor. Zor durumdaki anne, kıt olanakları ile evin geçimini ve oğlunun bakımını sürdürmeye çalıştığını söyledi. Akli dengesi bozuk oğlunun gürültü yaparak, tahta kapıyı kırması nedeniyle içerisini görebileceği parmaklıklardan oluşan demir kapı yap tırdığını anlatan gözü yaşlı anne, “Kapıyı açmadan açılan bölmeden yemeğini plastik tabakta veriyorum” diye konuştu. Uslu, geçimini oğluna evde bakım hizmeti için devletin verdiği 960 TL aylıkla ve kendisine 3 ayda verilen para ile sağladığını anlattı. Gözü yaşlı anne “Tek istediğim; şu andaki gibi sakin olsa, onunla oturup çay içebilmek. Masrafı çok. Para gidiyor” dedi. l DHA Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç yaşamını yitirdi Anayasa hukukçusu, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç (81), tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde dün sabah saatlerinde kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi. Teziç,1955 yılında Galatasaray Lisesi’nden, 1959 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Paris Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi üzerinde yükseklisans ve doktorasını yapan Teziç, daha sonra mezun olduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yaptı. Erdoğan Teziç, 1961 Anayasası’nı hazırlayan hukuk çular ekibinde yer aldı. Teziç, 19932000 yılları arasında da TBMM Başkanlığı Hukuk Danışmanlığı görevini yürüttü. Teziç 2003 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından YÖK Başkanlığı’na atandı. 9 Aralık 2007 tarihinde YÖK Başkanlığı görevinden emekli oldu. Erdoğan Teziç’e, 2004 yılında Paris 1 Pantheon Sorbonne Üniversitesi tarafından Fransızca eğitim veren Galatasaray Üniversitesi’nin gelişmesine yaptığı önemli katkılardan dolayı fahri doktora unvanı verildi. Teziç, üniversitenin nadir olarak verdiği bu unvanı alan ilk Türk oldu. l ANKARA / Cumhuriyet Babasının cenazesinden dönerken oğlunu kaybetti Zonguldak Esenköydeki cenazeden İstanbul’a dönen Erdem Aktan yönetimindeki midibüs, karşı yönden gelen kamyonetle çarpışıp şarampole yuvarlandı. Kaza sonucu Bilal, İsmail, Rabiye, Zekiye ve Naciye Aydın, Mustafa Uludağ, Kadriye, Şaban Turhan, Şevket Turhan ve Aygül Afacan hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren 9 kişi için Esenköy’de cenaze töreni düzenlendi. Dokuz tabutun yan yana sıralandığı cenazede aynı isimli oğlu Mustafa Uludağ’ı toprağa veren baba Mustafa Uludağ gözyaşlarına boğuldu. Kendi babasının cenazesinden dönerken meydana gelen kazada oğlunu yitiren Uludağ “Dün babamı kaybettim, bugün oğlumu kaybettim” diyerek ağladı. Hayatını kaybedenlerden Aygül Afacan’ın ise hamile olduğu öğrenildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle