28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 23 Nisan 2017 4 Üniversiteye AB görevi haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Erdoğan ‘sürpriz yapacağız’ dese de hükümetten Erasmus atağı geldi. Üniversite yönetimlerine ‘Türkiye hakkındaki olumsuz algı ve karşı tavrı değiştirmek için özel çaba gösterin’ talimatı verildi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Avrupa ile ilişkiler için “16 Nisan’dan sonra num yapıldı. Sunumu yapan Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yü ğını, Türkiye’nin AB tarafından sağlanan fonlar ve imkânları kullanma konusunda elindeki bütün imkânları Müsteşar Yardımcısı Yücel’in, “Üniversitelerin bütün bağlantılarını ve imkânlarını kullanarak Erasmus prog sürprizle karşılaşabilirsiniz” ve “Gerekirse o konuda da referan cel, Erasmus değişim programı kullanması gerektiğini ifade ettiği ak ramlarının genişleyerek devamı için için Türkiye’ye gelen ve Avru tarıldı. özel bir çaba göstermelerini bekledik dum yaparız” açıklamalarını yapsa da hükümetin, Erasmus öğren SİNAN TARTANOĞLU pa ülkelerine Türkiye’den giden öğrenci sayılarına ilişkin ci değişim programlarının yeni bilgi verdi. Buna göre, 2014 den canlandırılması için talimat veril 2015 eğitim öğretim yılında, program Edinilen bilgiye göre AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yücel, 15 Temmuz 2016 sonrası dönemde Türkiye ile AB ülkeleri arasında yaşanan sıkıntıların lerini, gelen öğrenci sayısının azalması ve sözleşme iptallerinin güvenlik endişesi, Türkiye hakkında yaratılan olumsuz algı ve karşı tavır sebeplerin diği öğrenildi. kapsamında yurtdışına 14 bin 708 Edinilen bilgiye göre Üniversitelera Türk öğrenci gönderildi. Avrupa ül Erasmus Plus programını olumsuz etki den kaynaklandığını, üniversitelerin lemeye başladığını anlattı. Gelen öğren bu yanlış algı ve karşı tavrı değiştir rası Kurul’un son toplantısında “Eras kelerinden Türkiye’ye gelen öğren ci sayısının azalmasının yanında gönde meye yönelik çabalar göstermeleri ge mus Plus Programı Kapsamında Ülke ci sayısı ise 7 bin 950 olarak belirlen rilecek öğrencilere yönelik iptallerin de rektiğini” söylediği belirtildi. mize Gelen Öğrenciler” başlıklı bir su di. Yücel’in, aradaki farkın kapandı söz konusu olmaya başladığı ifade edildi. l ANKARA 23 Nisan 1920 23 Nisan 2017 Senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı, Ziya Öztan’ın yönettiği Cumhuriyet filminde Yunus Nadi rolünü oynarken orijinal haliyle film setine dönüştürülmüş olan Ankara’daki 1. TBMM binasında geçirdiğim birkaç gün sırasında, yakın tarihimiz ve Cumhuriyet konusunda hayatımın en büyük dersini aldım. Eğer Milli Eğitim’in amacı Cumhuriyeti anlatıp benimsetmek olmuş olsaydı bütün öğrencilerin o mekânı ziyaret etmesi sağlanırdı. Ama şimdiki Milli Eğitim’in ne öyle bir amacı var ne de o eski kırık dökük yapının, 23 Nisan 1920 günü neden yeryüzündeki bütün mazlum uluslarının kâbesi olarak, tarihin kalbinin attığı yer olduğunu anlatabilecek kadroları. 97 yıl önce bugün, tarihin kalbinin o eski alçakgönüllü, kırık dökük tahta okul sıralı binasında atmasının nedeni, yalnızca bir ulusal kurtuluş savaşı ile işgale hayır deyip emperyalizme karşı direnen insanların, bu mücadelelerinin, benzeri diğer örneklerde pek rastlanmayan bir şekilde askeri gücün, halkın oylarıyla seçilmiş sivil iradenin emrinde olduğu bir savaş demokrasisi ile yönetilmiş olması değildi. HHH 97 yıl önce bugün tarihin kalbinin Ankara’nın ortasındaki o köhne binada atmasının nedeni salt, bir işgalin bir toplumda nice çabanın harekete geçiremediği uluslaşma sürecini ateşlemesi de değildi kuşkusuz. “Kuvvacı”ların, karşısında bağımsızlık, özgürlük ve var olma mücadelesi verdikleri güçlerin parlamento binalarıyla karşılaştırıldığında görülen aradaki büyük fark herhangi birinin dudaklarını uçuklatacak kadar büyüktü. Ama, tarihin kalbi o kadim, o görkemli binalarda değil, Ankara’da atıyordu. Hayır diyerek, teslim olmayı reddetmiş bir toplumun, yurdun dört bir yanında çoban ateşleri gibi parlayan yerel kongrelerden, bölgesele, bölgeselden ulusala tırmanan sürecin sonunda oluşmuş olan Meclis’in Reisi’nin adı, dünyanın dört bir yanında emperyalizmin boyunduruğu altında yaşayan ülkelerde bir umudun ifadesi olarak yeni doğan çocuklara veriliyordu. Çünkü o Meclis yalnız yeni oluşmakta olan bir ulusun değil, ama aynı zamanda bütün mazlum ulusların umudu idi. Ve o Reis gücünü, büyüklüğünü yalnız askeri zaferlerinden değil, yetkilerini herkese karşı büyük titizlikle savunan Meclis’in temsilcisi olmasından alıyordu. O Meclis ile hemen hemen eşzamanlı olarak aynı yıl içinde Bakü’de, Sultan Galiev mazlum uluslar tezini dillendiriyordu. HHH Marksist olmayan Mustafa Kemal de Sultan Galiev gibi mazlum uluslar kavramını çokça işlemiş, 1930’lu yıllarda Kadro dergisi çevresinde toplananlar da bu görüşü temel alarak, Kemalizm ideolojisini oluşturmaya çalışmışlardır. 20. yüzyılın ikinci yarısında boy gösteren bloksuzlar hareketi de mazlum uluslar görüşünden etkilenmiştir. Mustafa Kemal’in mazlum uluslar görüşü anti emperyalist olmasına karşın, kendi varlığını koruyup pekiştirmek için düşmanlar yaratmak yerine çağı yakalamayı hedef aldığından, Ankara hiçbir zaman dışlanıp yalnızlaştırılmamıştır. 23 Nisan 2017’nin, egemeninin BOP’un eşbaşkanı olduğunu ilan ettiği Ankara’sı artık, mazlum ulusların kâbesi olmayıp zaman zaman komşularının istikrarsızlığını emperyalizm çıkarına attırmak amacıyla, terör ihraç eden ülkenin başkenti konumuna düşmüştür. 23 Nisan 1920’nin Ankara’sının çağını yakalama hedefini bir yana bırakmış olan 23 Nisan 2017 Ankara’sı ise, artık içeride ve dışarıda, her yerde düşmanlar vehmetmekte, olmadı bizzat yaratmaktadır. Bu politikanın sonucunda 2017 Ankara’sı yalnızlık çukurunda debelenmektedir. Bu ortamda tek umut, 23 Nisan 2017 Ankara’sının temelinde de tıpkı 23 Nisan 1920’de olduğu gibi, kendisine dayatılan, bütün güçlüklere ve baskılara karşın “hayır” diyen toplumsal bir cevherin varlığını sürdürmesidir. ‘AB müzakereleri durduracak’ iddiası Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt, gelecek hafta yapılacak Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin durdurulmasının gündemde olacağını ileri sürdü. Diplomatik çevrelerde, AB Komisyonu’nun Türkiye’de insan hakları, özgürlük ve demokrasi ilkelerinin ciddi ve sürekli ihlal edildiğine vurgu yaptığını belirten gazete, görüşmelerin askıya alınmasının toplantıda gündeme geleceğini yazdı. Üyelik görüşmelerinin belirli bir süre durdurulacağı beklentilerinin hâkim olduğunu aktaran gazete, bunun için AB üyesi 28 ülkenin değil, 16 devletin onayının yeterli olacağını belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle