28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazar 23 Nisan 2017 [email protected] 23 NIsanEDİTÖR:EZGİATABİLEN TASARIM:ŞÜKRANİŞCAN 21 coşkusu Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla pek çok kültür sanat etkinliği düzenleniyor. İşte bazıları... 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı pek çok etkinlikle, coşkuyla kutlanıyor. Ne sin Vakfı, 7’den 70’e tüm çocukla rı 23 Nisan günü vakıf bahçesinde düzenlenecek olan geleneksel şenli ğe davet ediyor. Saat 11.00’de başla yacak etkinlikte çocuklar rengârenk boyalarla duvarları boyayacak, Okay Temiz ritim grubuyla davul çala cak, seramik çamuruyla çamura bu lanacak, halat çekip ip atlayacak, samandan korkuluklar yapacak ve uçurtmalar uçuracak. Etkinlik için saat 10.00’da Taksim Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün önünden otobüsler hareket edecek. Sınırsız sanat Pera Eğitim, 23 Nisan’ı konser ve atölyelerle kutluyor. Dün sa heRrukheus dçoacvuektli! Nesin Vakfı, 7’den 70’e tüm çocukları bugün 23 Nisan’ı kutlamak için vakıf bahçesinde yapılacak geleneksel şenliğe davet ediyor. at 14.00’te Pera Cafe’deki konserde, Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Oda Orkestrası ve Çoksesli Çocuk Korosu bayrama özel bir repertuvar seslendirdi. Bugünse “Sınırsız Sanat” başlıklı yaratıcı drama atölyeleri 12.15 ve 15.50 saatlerinde düzenlenecek. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) bahçesinde gerçekleştirilecek aktiviteler kapsamında “Hareket ve Çizgisel Araştırma lar Atölyesi”, “Dünya Masalları Tiyatrosu” ve “Hakan Musluoğlu ile Ritim Atölyesi” yer alıyor. Çocuk şenliği Beşiktaş Belediyesi’nin Çilekli Spor Tesisleri’nde düzenleyeceği “23 Nisan Çocuk Şenliği” bugün saat 12.00’de başlayıp akşam saatlerine kadar sürecek. Sihirbaz ve palyaço gösterilerinin de yer alacağı et kinlikte çocuklar, kendileri için kurulan renkli oyun alanlarında eğlenecek. Ayrıca Beşiktaş Belediyesi Çocuk Korosu 23 Nisan’a özel olarak hazırladıkları şarkılarla kendi günlerinde, kendi besteleriyle eğlenecek ve tüm yaşıtlarını eğlendirecekler. Tüm etkinlikler ücretsiz ancak rezervasyon gerekiyor. l Kültür Servisi si, Karatepe ziyaretleri, ayrıca “uçurtma şenli ği” gibi etkinlikler birbirini izledi... Bunların tümünü paylaşmam imkânsız: An cak Türkan Şoray’ın yönetip başrolü oynadı ğı açılış filmi “Yılanı Öldürseler”in gösterimin den önce Türkan Şoray’ın sıcacık konuşmasıy la, sahnedeki var oluş biçimiyle salonu kucak laması görülecek şeydi. Rahatsızlığından dola yı geceye katılamayan Ahmet Mekin’in salo Yaşar Kemal na telefonla bağlanması, filmin çocuk oyuncusu Pars Sezer’in 37 yıl sonra Türkan Şoray’la ilk kez karşılaşması gibi sürprizler ve Yaşar kültürel belleğimiz Kemal’in “Benim en usta yönetmenim” dediği Şoray, tüm izleyiciyi bir kez daha büyülüyor du... “Yaşar Kemal benim için memleket demek”... “Benim için çocukları en çok seven yazar demek”... “Bence o Anadolu’dur”... “Ama asıl Çukurova’dır”... “İnce Memed’dir”... Cıvıl cıvıl çocuklar. İlk ve ortaokullar arası resim yarışması sergisinin açılışındayız. Osmaniye’deyiz... Yazarın doğup büyüdüğü Hemite köyü Osmaniye’ye bağlı... Yarışma konusu “Yaşar Kemal’in ve Benim Çukurovam”. Çocukların yaratıcılığı anlatılır gibi değil. Düşünceyi, Yaşar Kemal araştırmaları İki açık oturumun ilki “Yaşar Kemal Edebiyatında Çocuk” konuluydu. Feridun Andaç’ın saptamasıyla Yaşar Kemal sadece çocuklar için yazmakla kalmamıştı, aynı zamanda çocuk ruhuyla yazmıştı. Evet, bir çocuk kadar saf ve temiz... Üzerinde durmak istediğim “Yaşar Kemal araştırmaları nasıl yürütülmelidir?” başlıklı ikinci oturum: Prof. Kenan Mortan, Ya kavramları resmetmişler. Ya şar Kemal araştırmaları için ile zarın kitaplarından türküler akıyor; kazaya uğrayan gö riye dönük bir yol haritası çizdi. Satır başlarını şöyle özetle zünde kuşlar uçuyor, kalemin yebilirim: den Toroslar yükseliyor; yaza Yaşar Kemal, barışın yaza rın gözlükleri sarı sıcak doğayı rıydı, barış kavramı üzerinden rengârenk bir dünyaya dönüş araştırılmalıydı... türüyor... Ah o görseydi bu resimleri çıldırırdı... İşte diyorum Yaşar Kemal, yani kültürel bel Beİl.iÖna.Oy)Çreetsiinm’inça(1lAışm/ Üaslkı.ü. Dil üzerinden araştırılmalıydı. Ali Püsküllüoğlu’nun Yaşar Kemal Sözlüğü’nde leğimiz... ki yüzlerce deyiş, sözcük yaşama so İmece ve gönüllü emekle kulmalıydı... Değişimin yazarıydı. Her romanı ekonomik, Baştan başlıyorum: Her şey bir avuç insanın “Doğduğu Yerde, Büyüdüğü Topraklarda...” diyerek kolları sıvamasıyla ve Yaşar Kemal Platformu kurmasıyla başladı. Arif Keskiner’in deyişiyle kendilerini “borçlu hissettiler.” Her yıl tekrarlanacak “Yaşar Kemal Buluşmaları”nın ilki için 8 ay boyunca çalıştılar. İmece usulü ve sadece gönüllü emekle... Sonra Vali Kerem Al’a ve Belediye Başkanı Kadir Kara’ya gittiler. İki politik ve toplumsal değişimi ortaya koyuyordu, değişim üzerinden araştırılmalıydı. Belge, bilgi, anı, anekdot toplanmalıydı. (Vakıf yaptığı çağrıyla buna başlamıştı.) 52 kitabı 57 dile çevrilmişti. Bunların karşılıklı araştırılması... Abidin Dino’nun deyişiyle “Yaşar Kemal türkülerin müfettişi”ydi. Bu araştırılmalıydı. Prof. Sedat Sever, Yaşar Kemal’in tüm ya si de destek sözü verdi. Tüm kamu kuruluşları, zınsal metinlerini Anadolu’daki çok katmanlılık valilik, belediye, üniversite, kültür müdürlüğü, müzeler, okullar, herkes seferber oldu... Öyle ya, Yaşar Kemal, bu toprakların, la ele almamız gerektiğini vurguladı: Çokseslilik, çok dillilik, çok dinlilik, çok kültürlülük açılarından... Anadolu’nun bir kültür değeriyse; bu çok kat Üç gün boyunca Yaşar Kemal’in doğduğu manlı topraklardan gelmiş geçmiş tüm uygar yerde, büyüdüğü topraklarda, her yaştan, her lıklardan nasibini almışsa ve bugün sadece disiplinden insanla Yaşar Kemal’i konuşmak, Türkiye’ye değil, gerçek anlamda dünyaya mal düşünmek, düşlemek inanın insana çok iyi ge olmuşsa, eh Osmaniyelilerin, Çukurovalıların liyor... Üstelik her yer buram buram portakal biraz övünme hakkı olsundu artık! Hem zaten çiçeği kokuyor... Yaşar Kemal’in doğduğu ve büyüdüğü toprak Ayşe Semiha Baban’ın bizle paylaştığı Ya ları gördükçe, tanıdıkça, Yaşar Kemal olmanın şar Kemal’in sözleri dönüş yolunda bile içimde rastlantısal olmadığını daha iyi anlıyorsunuz. umut çiçeklerini yeşertiyor. İstanbul’dan akademisyen, yazar, sanatçılar “Sanat, daha doğrusu söz sanatları, bir ateş dan oluşan Yaşar Kemal dostları, üç gün sü gibi ulaştığı yerdeki bütün kirleri temizler, gök ren buluşmada konferans, açık oturumlar, ser yüzü gibi pırıl pırıl eyler.” gi, konser, okullar arası öykü ve resim yarışma Emeği geçen, katkıda bulunan herkese ları yanı sıra, Hemite köyü, Osmaniye Kent Mü teşekkürler. zesi, çok çarpıcı, çok ilginç Bella Bartok Müze İyi ki varsınız... Eleştirmenler ödüllerini verdi Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin verdiği 2017 TEB Ödülleri, önceki akşam Şişli’deki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ndeki törenle sahiplerini buldu. Törende ‘TEB Özel Ödülü’ “Şatonun Altında” performansıyla Fiziksel Tiyatro Araştırmaları Topluluğu’na, ‘Yılın Oyunu Ödülü’ Stüdyo Oyuncuları’nın “Godot’yu Beklerken” oyununa, ‘Yılın Kadın Oyuncusu Ödülü’ Tiyatro Pera’nın “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike” oyunundaki rolüyle Tilbe Saran’a ve Tiyatro iN’in “Akciğer” oyunundaki rolüyle Nergis Öztürk’e, ‘Yılın Erkek Oyuncusu Ödülü’ Yolcu Tiyatro’nun “Joko’nun Doğum Günü” oyunundaki performansıyla Tolga İskit’e, ‘Yılın Yerli Oyun Yazarı Ödülü’ “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” oyunuyla Murat Mahmutyazıcıoğlu’na verildi. ‘2017 TEB Onur Ödülü’ ise Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü’nden KHK ile ihraç edilen akademisyenleri temsilen Prof. Dr. Süreyya Karacabey’e sunuldu. ‘Yılın Yerli Oyun Yazarı Ödülü’ Murat Mahmutyazıcıoğlu’na verildi. [email protected] Mara/ ‘Bu Hayat Senin’ / Rigel Müzik Yapım Ağaç altında anlatılan hikâyeler 11 yıl önce ilk albümünü çıkaran Mara, yaşamın boğuculuğuna, sıkıcılığına, acımasızlığına kırılgan cümlelerle ama içindeki nahif sorgulamayı elden bırakmadan yanıt vermiş, yeni kuşak müzik dinleyicilerini umutlandırmıştı. Kendi yağıyla kavrulmuştu Mara ilk albümde. Bu ilk heyecanın devamı gelmedi; hayat katarında evlilik vagonuna binenler, işine gücüne bakanlar oldu, ama annesine seslenen çocuğun ruhu içerde hep gizli kaldı. Bu ruh şimdi “Bu Hayat Senin” albümünü vücuda getirdi. Mara kadrosu haliyle çok değişmiş. Sadece kemancı Özge Metin yerinde ve tabii esas oğlan Doğan Sovuksu. İlk albüme ağırlık koyan klavyeli çalgılar artık yok; onun yerini ukulele ve viyola almış. Bu da Mara soundunu hayli değiştirmiş. İki albüm arasında değişen şeylerin tek Y. G. Hanedan / ‘The Voyage’ Trenle gece yolculuğu... Ürettikleriyle kişiliği arasında hiçbir çelişki taşımayan, sıra dışı bir karakter Y. Güney Hanedan. Onun Roland FantomG6 synthesizer ile 2013 yılında yaptığı ilk albümü “Insight” ve 90 model demode synth Gem Equinox 61 ile yapılmış “Pseudo Existence” adlı çalışması bizi yalnızlık ile derin bir sevgi ihtiyacının buluştuğu dünyalara davet etmişti. Güney’in daveti “The Voyage” ile sürüyor. Adından, kapağından anlaşılacağı üzere bu tren ile yapılmış bir gece yolculuğu. Albüm boyunca bir kompartımandasınız. İstasyon haricinde lokomotif sesini mütemadiyen duyuyorsunuz, farklı frekanslarda da olsa. Geçtiğiniz yerlerde çıkan ufak tefek sesler de kulağınıza çarpıyor; sanki bir film müziğinin efekt müsebbibi aslında zamandı; o halde ikinci albümünde ana meselesi bu olmalıydı. İki albüm arasında zamanın nasıl geçtiği ve neyi değiştirdiği çok net hissedili yor. Bunu sembolize eden nesne ağaçlar. Hikâyeler sanki bir defne ya da limon ağacının altında anlatılıyor. Yirmi yıla merdiven dayayıp, bizi sadece iki albümle teselli eden Mara’dan “Bu Hayat Senin” sonrası ilk beklentimiz, yıllar ile albümler arasındaki oran makasının tez elden kapatılması. leri gibi, dahili ve harici. Altmışlı yıllara ait fantastik bir kara film bu. “The Voyage” dengeli ve mantıklı bir ses paleti içinde sunulmuş toplam (her biri sanki bir istasyon gibi anlaşılan) 10 bölümden oluşuyor. Pink Floyd’vari zarif gitarlı “Curtain Flap Over Anxiety” ile harika melodili “That Insignificant Station” farklı bir boyutta olsa da bütünün parçaları. Zira gürültülerle uyumlu minik melodiler usta işi parmaklarla ilmiklenmiş. Ciddi ve saygı duyulması gereken konsept bir albümle karşı karşıyayız. Cengiz Tekin İstanbul Modern’de İstanbul Modern’in “Uluslararası Sanatçı Filmleri” isimli sergisine “Cennetten Hemen Önce” adlı video çalışmasıyla katılan sanatçı Cengiz Tekin, 27 Nisan Perşembe günü saat 18.30’da İstanbul Modern’de gerçekleştirilecek bir söyleşiye katılacak. Söyleşi Tekin’in daha önceki yıllarda ürettiği video ve fotoğraf çalışmalarından bir seçkinin gösterimiyle başlayacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle