28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 15 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Bahçeli’nin sözleri Konya’yı engelledi Erdoğan ile birlikte miting yapması beklenen Yıldırım, Konya programını iptal etti. AKP’li bakan ve vekillere gerilim tırmanmasın diye televizyon yasağı kondu Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından Şükrü Karatepe’nin başlattığı “eyalet sistemi” tartışmasına MHP lideri Devlet Bahçeli’nin verdiği yanıtının ardından, Erdoğan ile birlikte gideceği Konya programını son dakikada iptal etti. Gazetelerin Ankara temsilcilerinin hatta Başbakanlık mi ting otobüsünün Konya’ya götürülmesine kadar vardırılan Başbakanlık planlaması dün sabah erken saatlerSİNAN de iptal oldu. ProgTARTANOĞLU rama Ankara’da STK’lerle buluşma ve 5 ilçe mitingi konuldu. Konya il teşkilatının bile iptalden son dakikada haberi oldu. Yıldırım, Bahçeli’nin “iki gün içerisinde ülkücülerin kararı ne olabilir” tepkisine “Milliyetçi, ülkücü kardeşlerimizin üniter devlet konusunda hassasiyeti neyse bizim de en az o kadardır” yanıtını Konya’dan değil Ankara’dan verme ihtiyacını hissetti. Ankara’da Yıldırım’ın “Anayasasının herhangi bir yerinde eyalet sistemi varsa, bir madde varsa bugün bu görevi parti genel başkanlığı hem de başbakanlığı anında bırakacağım. Bu iftirayı atanlar aynı şeyi yapabilir mi?” sözleri dikkat çekti. Konya ile başlamadı Kampayanın başlangıcında planlamalar Erdoğan ve Yıldırım’ın 5 ilde ortak miting düzenlemesine göre yapılmıştı. Buna göre ErdoğanYıldırım Ankara, İstanbul, Çanakkale, Diyarbakır ve Kayseri’de ortak miting yapacaktı. Diyarbakır ve Van mitinginde ortaklık yine son anda bozuldu. Yıldırım Vanlılara, Erdoğan da Diyarbakırlılara ‘tek başına’ hitap etti. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılmayacağının ortaya çıkmasının ardından Başbakan Yıldırım Kayseri meydanına da “Erdoğan’sız” çıktı. Kriz TV’lere sıçradı Sabah gündeme gelen Konya krizi, ekranlara da yansıdı. Konya mitinginde Erdoğan konuşurken, Yıldırım da Keçiören’de Ankaralılara sesleniyordu. Ancak TRT Haber, Erdoğan’ın konuşmasını kesmedi, Yıldırım’ın mitingine canlı bağlanmadı. Öte yandan akşam yayınlarında da bazı bakan ve AKP’li milletvekillerine yayın yasağı geldiği ortaya çıktı. AKP Genel Merkezi’nden televizyon yönetimlerinin tek tek aranarak, bakan, milletvekili ve danışmanlarının yayınlarının iptal edileceği bilgisinin verildiği iddia edildi. İptal gerekçesi de Cumhurbaşkanlığı ve hükümet ile MHP arasında yaşanan eyalet gerilimine dayandırıldı. Örneğin AKP Milletvekili Orhan Miroğlu’nun CNN Türk’te çıkacağı yayın iptal edildi. l ANKARA Konya’dan ‘eyalet’ cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Konya’da karşılayanlar arasında eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da vardı. Mitingde konuşan Davutoğlu, referandumuyla ilgili “Milletimiz, her zaman doğru karar vermiştir. O karar ne olursa olsun başımızın tacıdır. 17 Nisan’da Türkiye’nin her köşesinde hep beraber birbirimize selam verelim. Kimse o sabah kaos ve kriz beklentisine girmesin” dedi. Erdoğan ise eyalet sistemi tartışmalarına değinerek “Birkaç gündür bir dedikodu aldı başını gidiyor. Türkiye’nin üniter yapısının en büyük savunucu, en başta gelen müdafii daima şahsım başta olmak üzere biz olduk, biz olacağız. Eyaletmiş, federasyonmuş, şuymuş, buymuş, hiçbiri bizim gündemimizde yoktur, olmayacaktır. Bunların birçoğu tarih olmuştur” dedi. l DHA Erdoğan’dan çirkin üslup Cumhurbaşkanı’nın hedefinde AGİT, Kılıçdaroğlu, Baykal, Bozkurt vardı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü Michael Link için “Çok edepsiz bir şey bu. Sen HDP’nin bir üyesi misin ya” dedi. Erdoğan, canlı yayına katılarak gündemi değerlendirdi. Link’in Türkiye’de ‘Hayır’ kampanyasının engellendiği yönündeki açıklamasına “Çok edepsiz bir şey bu” diyen Erdoğan, Link’in “HDP’nin 13 vekilinin cezaevinde olmasına yönelik sıkıntıları dile getirerek bu durumun partinin ‘Hayır’ kampanyası yürütme sine engel olduğu” söylemini de eleştirdi. “Sen HDP’nin bir üyesi misin ya. HDP devletten yardım alıyor onlar o parayı kampanya yaparken mi kullandı? Bunlar aldıkları parayı Kandil’e gönderiyorlar. Buranın başı şu anda bir Alman ve Almanya’nın Türkiye’ye karşı tutumunu görüyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, ‘Hayır’ propagandası yapıldığını görmediğini söyleyerek “Ben hiçbir yerde onların propaganda şeylerini görmüyorum. Niye? Harcamıyorlar, çünkü başka yerlere gitmesi lazım o paranın” dedi. CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’u ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı hedef alan Erdoğan “Aslında muhalefetin argümanı, malzemesi yok. O yüzden söyleyecek sözü yok. Eskisi (Deniz Baykal) ‘‘Hayır’ çıkarsa denize dökmüş gibi mutlu olacağız’ diyor. Konya milletvekili ne diyor? O da ‘Denize dökeceğiz’ diyor. Herhalde hocası o. Kılavuzu karga olanın malum” diyerek sert konuştu. Kılıçdaroğlu’nun siyaseti öğrenemediğini belirterek Erdoğan, “Sen bu işlerden anlamazsın. Sana bir SSK verildi içine ettin” diye konuştu. Yıldırım: Eyalet varsa bırakırım Baykal: 123. maddede yazıyor Başbakan Binali Yıldırım, anayasanın herhangi bir yerinde eyalet sistemi varsa, bir madde varsa bugün bu görevi, parti genel başkanlığı hem de başbakanlığı anında bırakacağım” dedi. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise 123. maddenin açık açık yazdığını söyledi. Yıldırım, Ankara’daki STK buluşmasındaki hitabının ilk cümlelerinde, Bahçeli’nin tepkisi ile alevlenen “eyalet tartışmasını” değerlendirdi. ‘Abuk sabuk’ yalanlarla milletin kafasını karıştırmanın doğru olmadığını dile getiren Yıldırım, “Nereden çıktı bu? anayasanın herhangi bir yerinde eyalet sistemi varsa, bir madde varsa bugün bu görevi, parti genel başkanlığı hem de başbakanlığı anında bırakacağım. Bu iftirayı atanlar aynı şeyi yapabilir mi? Neresinde eyalet var getirin ispat edin bırakacağım, siz aynı şeyi yapacak Yıldırım Baykal mısınız soruyorum” dedi. Yıldırım, Erdoğan’ın Bahçeli’ye verdiği yanıta benzer olarak, “Esas olan anayasa içinde yazılanlardır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı olarak esas olan bizim söylediğimizdir. Bunun dışında söylenenlerin kıymeti harbiyesi yoktur” dedi. 123. maddede açık Antalya İşadamları Derneği’nin (ANTİAD) düzenlediği toplantıda konuşan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “eyalet siste mi” tartışmalarıyla ilgili, 18 madde içinde gizli bir madde olduğunu ve bunu tespit ettiklerini söyledi. Baykal, “16. madde torba madde, tek madde değil. İçinde 60 madde var. Diyor ki ‘Anayasamızın 123’üncü maddesinin 3. cümlesine aşağıdaki ibare eklenmiştir. Ya bu nedir diye döndük anayasayı açıp 123. maddeyi bulduk. Bir gördük, eyalet kurma yetkisini içeren tüzel kişilik yetkisi, kamu tüzel kişiliği kurma. Tıpkı vilayet, belediye gibi, il kurmak kamu tüzel kişiliği kurmak. Bu konularda yürürlükteki anayasamıza göre yetki Meclis’teydi” dedi. Bununla ilgili Cumhurbaşkanı’nın başbakanken televizyonda yaptığı bir açıklamayı hatırlatan Baykal, “Şu andaki cumhurbaşkanı eyaleti iyi diye düşünüyor, ‘Osmanlı’da vardı’ diyor, ismini vererek ‘Kürdistan, Laziztan’ diyerek. Halbuki unutuyor ki 1864’te Osmanlı vazgeçti o işten” dedi. Maddeye değil Erdoğan’a inandı MHP lideri Devlet Bahçeli, eyalet sistemi tartışmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarının kendisi için fazlasıyla yeterli olduğunu söyledi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe’nin sözleri ile başlayan eyalet sistemi tartışmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarını “fazlasıyla yeterli” bulduğunu söyledi. Bahçeli, canlı yayında referandum süreci ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Eyalet sistemi tartışmasına ilişkin Cumhurbaşkanı ve Başbakan ’ın sözlerinin “fazlasıyla yeterli” olduğunu söyleyen Bahçeli, “Bir partinin genel başkanı ve Başbakan’ı, seçilmiş Cumhurbaşkanı, ağzına eya let sistemi almıyorsa, bunu danışman söylüyorsa, bu danışman da cumhurbaşkanının danışmanı ise aklınıza 2 soru geliyor. Bir, bundan bilgisi var mı? ‘Ben söyleyemiyorum sen söyle’ mi diyor, yoksa bu danışman sabote mi ediyor. Bu danışman bende olsa atarım dedim. Cumhurbaşkanı kovar, kovmaz kendi bileceği iş” diye konuştu. Tek adam kaos yaratır Tartışmayı, “MHP’yi suçlayacak şekilde insanların kafasını karıştırmaya yönelik faaliyet” olarak değerlendiren Bahçeli, “‘Evet’ çifte su verilmiş çelik gibi olmuş tur” dedi. Anayasa değişikliğine ilişkin ‘tek adam’ eleştirilerini de değerlendiren Bahçeli, “Tek adam değil, devlet baba olması lazım. Bunu başarırsa bütün itirazlar ortadan kalkar. Hâlâ ‘ben halkın şu kadar oyuyla seçildim, her şeyi ben bilirim’ diyorsa o zaman zaten bu kaynama Türkiye’de başlar, ve bu kaynama istesen de istemesen de ısısıyla AK Parti’ye de düşebilir. O zaman ya bir seçime gidilir, yeni bir kaos doğabilir” dedi. Darbe girişiminin siyasi ayağına ilişkin mücaleyi de değerlendiren Bahçeli, “FETÖ’nün siyasi ayağı hâlâ boş. Çözülmesi lazım. Her darbe teşebbüsünün bir konseyi olur. Bu konsey asker ve sivil kanattan oluşur. Asker kanadının üzerine gidildi, peki bunlar netice almış olsalardı devleti kim yönetecekti, bürokraside kimler olacaktı? Bunların üzerine gidilmesi lazım” dedi. MHP içinde de FETÖ’cüler olduğunu belirten Bahçeli, “Partimiz içinde FETÖ ile ilişkili olan milletvekillerini biliyorum. Şu anda da var tabii ama sayısını söyleyemem. Bir kısmı zaten partiden ayrıldırlar. O kadar çok fazla yok bizde. Anadolu’da teşkilatlarda vardır, il başkanları arasında sızmalar olmuş” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Çığlık çığlığa... Sessizlik bize göre değil... Yıldızlar bize uzanan, içimizi ısıtan sevgililer olamadı uzun zamandan beri. Aramıza ayrılık girmeden önce belki yitik günlerin ortak bir dayanışmasıydı yüreklerimizin çarpıntısı. O son gece fırtınadan önceki buluşma, ayrılığın gizemli hüznünü çiçeklere bırakıp “elveda” deyip kaçmıştı. Bir sevda seni, beni, kıskançlığımıza benzeyen vahşi ormanlar gibi soluyup karanlığın ortasına bırakmıştı... Hep sormuş, yanıt aramıştık: “Sevdamız bıraktığımız yerde hep duruyor muydu? O her zaman olduğu gibi gülümsüyor muydu bize?” Her şeyi unuttuk... Biz neydik, neyin peşinden gidiyorduk alaca bir şafakta, günün ağardığı saatlerde. Bu ülkede yaşıyorduk... Geleceğe ilişkin uygar düşler kuruyorduk. Temel hak ve özgürlükleri savunuyorduk. Demokrasinin laiklik temelinde yükseleceğini var gücümüzle haykırıyorduk. Baskıcı rejimlerden nefret ediyorduk... Savaş değil, barış istiyorduk. Çocuklar ölmesin, insanlar mutlu olsun, hayatı kucaklasın diyorduk. Cehaletin körüklediği bir toplum yaratılmamasından yanaydık. Bir şairin dizelerinde, yıkıntıya dönüşen hayatların, bir ağacın dalları gibi, insan yüreğinin varlığından yana olmasını diliyorduk. Seven, sevişen her şeyi, yıldızlara inat, ormandaki ağaçlara inat, kuşlara, böceklere inat, doğan güneşe, yağmurlara, bulutlara inat, rüzgâra inat hep anımsadık özgürlükleri... Kıpırdamayıp aynı yerde kaldık hep. Direndik! Oysa yeryüzünde aşka karşı gelenlere amansız bir savaş açmış, özlemin resimlerini çoğaltıp çocuklarımızın gözlerindeki acıların dinmesi için çalıştık çabaladık. Şimdi bir köşede eski mevsimlerin bize dönmesini, kanadı kırık kuşların yarım kalmış aşklardan haber getirmesini istiyoruz. İnaçları kışkırta kışkırta bugünlere geldik... Bizim suçumuz şiiri, müziği, sinemayı, tiyatroyu sevmekti... Erdemli olmaktı... Sanatın gücünü göstermekti... Bunları tehlikeli görmek, yaşamı silip atmak bizim işimiz değildi. Toplumun bilinçlenmesi, özgür birey olması tek dileğimizdi bizim... Saçlarımız kırlaşmıştı. Tüm bunlara karşın sevdadan vazgeçmiyor, özgürlük destanlarının sayfalarını karıştırmayı sürdürüyoruz... Jorge Luis Borges’i okuyor, o kaçan yıldızlarda aşkı yeniden öğrenmeye çalışıyoruz. Mavi evlerde, tutuşan bahçelerde alevler gibi titreyerek bize yansımayan sevinçleri bir sabah vakti topluyoruz. Kararmış kirli köşelere, eli kanlı çetelere, kör, lanet teröre lanet okuyoruz. Korkmuyoruz... Sinmiyoruz... İnadına memleket sevdasıyla yanıp tutuşuyoruz: “Sana sen diyorum diye de bana kızma Sen diyorum bütün sevdiklerime Ancak bir kez görmüşsem bile Sen diyorum bütün sevişenlere” HHH Sessizlik bize göre değil... Bak sen siyah, mavi, sen yeşil gözlü kız. Otları dağlayan çıplaklık gibi değil aşk, sakın aldanma. Özgürlük bizim sevdamız bunu unutma. Biraz Vicente’den oku, köpürüp akan ırmağın kıyısında gizli, el değmemiş çimenlerin üzerinde yat. Kuşların özgür kanatlarını okşayışını sev yürekten. Aydınlık bir coşkunun türküsünü söyle... Özgürlüğün durmadan kucaklaştığı eski mevsimleri aramaya gerek yok artık. En güzel ve yeni giysilerimizi giyip alanlarda toplanalım. Çığlık çığlığa koşarken tüm ağaçlara, kuşlara, denizlere, çiçeklere seslenelim... “Sanki kendi kendilerine Sıra sıra doğuyor çocuklar Dünyanın en güzel şeyidir aşk (Aşk ve aşkın sonuçları) Dans edin kardeşlerim, dans edin! Ölüm arkadan gelsin!” Sessizlik bize göre değil... Alevlerin alacakaranlığında yitik zamanların sevdalarını toplamakla oyalanıyoruz artık. Gizemli hüzünleri, bizi kışkırtan bakışları kendi kıskançlığımızın içinde saklıyoruz. O son fırtınayı, yağmurları, gök gürültüsünü sen anımsıyor musun? Tanka dur diyen Erdoğan Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde 15 Temmuz darbe girişimini anlatan bir anıt dikildi. Anıtta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir tankın önünde durup eliyle tanka dur işareti yaparken, vatandaşlar ise tankın üzerine çıkıp Türk bayrağı açarken tasvir edildi. AKP’li Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz, “Bu anıtla milletimizin yazdığı büyük destanı ölümsüzleştirmek istedik” dedi. KILIÇDAROĞLU’NU ASKERİN KARŞILAMASI Genelkurmay: Abartılı nezaket sergilenmiş Genelkurmay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bandırma Hava Üssü’nde tören mangasıyla karşılanması konusunda inceleme başlattı. Askeri kaynaklar, Kılıçdaroğlu’nun devlet protokolünde olması nedeniyle tören mangasız şekilde karşılanması gerektiğini, ancak ‘darbe hazırlığı’ şeklindeki yorumların gereksiz ve abartılı olduğunu dile getirdi. Anamuhalefet lideri olan Kemal Kılıçdaroğlu, devlet protokolünün dördüncü sırasında yer alıyor. Normal zamanlar da Kılıçdaroğlu’nun resmi karşılama töreniyle karşılanması gerekiyor. Balıkesir Bandırma’daki hava üssünün ise önceden bildirim yapıp izin alınması durumunda kullanılması konusunda bir kısıtlama bulunmuyor. Küçük’e suç duyurusu CHP ise sosyal medyada bu karşılamanın, ‘darbe çığırtkanlığı’ olduğunu savunan iktidara yakın Star gazetesi yazarı Cem Küçük hakkında suç duyurusunda bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle