20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 8 Mart 2017 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY 9 Zihinler değişmeli İş dünyasının önde gelen kadın yöneticilerine göre, kadınların daha fazla iş hayatına katılması gerekiyor. Kadına bakışta zihniyet değişimi şart Türkiye’de kadınların sadece yüzde 33’ü iş hayatına katılıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Daha hızlı koşmamız, kapıları daha çok zorlamamız, daha çok çalışmamız lazım” derken, Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir topluma ve hukuka geçiş için öncelikle dil ve zihniyet dönüşümünün başlaması gerektiğini vurguladı. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’a göre ise kadınların potansiyelinin kullanılmadığı bir ülkede, ilerlemeden ve refah Reform şart Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, kadınların iş hayatına nitelikli katılımı meselesinin, Türkiye’nin yapısal reform alanlarından biri olmak zorunda olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu sefer treni doğru zamanda yakalamasının önemli olduğunu anlatan Bodur Okyay, “Bunun için, özel sektörün, hükümetin, akademik çevrelerin ve sivil toplumun sosyal mutabakat temelinde bir arada çalışması elzem. Nüfusun yarısının potansiyelinin kullanılmadığı bir ülkede sürdürülebilir ekonomiden, ilerlemeden ve refahtan bahsedilemez. Türkiye’nin yazacağı yeni başarı hikâyesinde, sanayiyi merkeze koyan ve kadınları ekonomiye etkili şekilde dahil ederek potansiyelini tam olarak gerçekleştirmesinin önünü açan politikalar belirleyici olacak” diye konuştu. tan bahsedilemez. Ümit Boyner, toplumsal cinsi yet eşitliği konusunda öncelikle dil ve zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu söyledi. Boyner, ülke olarak kadınların hayatın her alanına eşit katılımları için hedeflenen seviyenin gerisinde kalmaya devam ettiğini bu durumdan sadece kadınların değil tüm toplum olarak herkesin zarar gördüğünün fark edilmesinin önemli bir değişimin başlangıcı olacağını aktardı. Önce kadın Grup olarak 2009’dan bu yana her yıl 8 Mart’larda toplumsal cinsiyet eşitliğini gündeme taşıdıkları ilanların bir devamı olarak bu yılki kampanyalarında, toplumda kadınlar tanımlanırken, hatta bazen kadınların kendilerini anlatırken kullanmaktan ve yüksek sesle söylemekten imtina ettikleri “KADIN” kelimesini ön plana taşımak istediklerini kaydetti. Boyner, “Kadınlara tüm diğer kimliklerinden önce ‘kadın’ demenin, aynı zamanda kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerine kulak, hatta ses vermenin; farklı toplumsal cinsiyet kimliklerine saygı göstererek insani haklarını tanımanın ilk adımı olduğunu düşündük ve ilanımızın sonunda ‘Bize kadın deyin’ dedik. İş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmeyi sadece bir ‘kadın’ meselesi değil, bir ‘demokrasi’ meselesi olarak görüyoruz. Kadın kelimesiyle birlikte ona her zaman eşlik eden eşitlik, özgürlük, demokrasi, umut, barış ve yaşam kelimelerinin de dilden dile yayılması, daha yüksek sesle söylenmesi dileğiyle” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Ümit Boyner Güler Sabancı Zeynep Bodur Okyay Herkes için eşitlik Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, kadının değişen dünyada kendine yer bulması sosyal haklara erişmesinden yönetim kademelerine gelmesine, cinsiyete duyarlı bütçelemeden teknolojiye erişimine çok çeşitli değişkenlere dayandığını anlatarak, “Elbette aşılacak engeller, kırılacak cam tavanlar çok. Türkiye’de kadının işgücüne katılımı hâlâ yüzde 33 seviyesinde. Kamusal alanda, siyasette, eğitimde hâlâ gidilmesi gereken çok yol var. Bunların hiçbiri yeterli değil. Biz daha iyisini hak ediyoruz. Daha hızlı koşmamız, kapıları daha çok zorlamamız, daha çok çalışmamız lazım. Ama bir yanda da yadsınamaz ilerlemeler var. Tünelin ucundan bir ışık sızıyor” dedi. Sabancı Holding’in, Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlediği “Hayata Yön Verenler” toplantısında yaptığı konuşmasının satır başları şöyle: 4 Kadınlar artık sınırların ötesine geçiyor, şartları zorluyor. Ben okula gittim, iş sahibi oldum, bu bana yeter demiyor. 4 Cinsiyet eşitliği kavramını sadece rakamlardan ibaret görmemeliyiz. Eşitlik sadece kadın için değil, eşitlik herkes için. Sadece bugün değil, eşitlik gelecek için. 4 Kadınlara ve kız çocuklarına ‘cam tavanları’ aşmaları için destek oluyoruz. Sabancı Vakfı olarak kadın alanındaki çalışmalara son 10 yılda 15 milyon TL’ye yakın kaynak aktardık. Bu çalışmalarla doğrudan 170 bin kişiye ulaşıldı. Çalışanlarımızın yüzde 40’ı kadın. 8 Mart unutmamaktır Hazine’yi zarara sokan, hepimizin ama en çok çocuklarımızın ekonomik geleceğini rehin alan “imtiyazlı” projelere; iktidarın yol verdiği rant ortaklıkları uğruna göz yumulan usulsüzlüklere bir yazı ara verip; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nden söz edecektim bugün. Bir yandan, ne kadar güzel çiçekler, nasıl da mutena kenar süsleri olduğumuza dair asap bozucu alt metinler üzerine yazılı kozmetik, akıllı telefon, tablet ve giyim sektörlerindeki Kadınlar Günü indirimlerini müjdeleyen epostaları siliyordum. Ki, o anda belirdi ekranda acı haber: Ankara’da bugün toplanacak 22. Kadın İşçiler Büyük Kurultayı için yola çıkan Türk Metal Sendikası 1 No’lu Şube üyeleri trafik kazası geçirmişti. Leyla Çiçek, Refika Barışsever, Özlem İnan, Fatma Hacıoğlu, Güleydan Sezer, Elvan Mutlu ve Leyla Yalçın’ın, 8 Mart yolculuğunda yaşamını yitirmesi, kederi çoğaltıyor, kelimeleri hükümsüz kılıyor. Bu çağda başka ülkede yaşasak, tarihsel anlamı olan bir günde yan yana gelmek isteyen emekçi kadınlar için şehirlerarası bir yolculuk ölümle sonuçlanmayabilir miydi? İnsanın yüreğinin içine oturan kazada, sendikacı yedi emekçi kadının aramızdan ayrılışında, ülkedeki toplumsal ve insani değerlerin erozyona uğramasının, toplumu bir arada tutması gereken adalet duygusunun kaybolmasının doğrudan değilse bile dolaylı payı vardır. HHH Kadınların yıldan yıla değil, artık günden güne ağırlaşan büyük sorunları var bu ülkede. Ve mevcut iktidarın, çözmek şöyle dursun, siyasal İslamı bazen kabalık bazen incelikle referans alan politika ve uygulamalarının, kadını eve kapatan sosyoekonomik politika tercihlerinin, sorunların bizatihi nedeni olduğu yüksek sesle tartışılıyor. Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği habere göre, 2017’nin ilk iki ayında erkekler 53 kadın öldürdü, 13 kadına tecavüz etti, 17 kadını taciz etti, 48 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 51 kadına şiddet uyguladı. Bu tablonun nasıl yönetildiğimiz ile bir bağı olsa gerek. HHH Neşesi, özgürlük hayali çalınarak, dinsel kurallar dünyasına hapsedilen kız çocuklarının nasıl da son yıllarda çoğaldığına, çocuk evliliklerinin nasıl da hızla yaygınlaşan biçimde gelir kapısı olarak görüldüğüne, kız çocuklarının derme çatma tarikat yurtlarında yanarak ölüme mahkum edilişine bir bakın. Sonra da Cumhuriyet’in kız çocuğuna hak ettiği değeri veren, kadını eşit bir yurttaş olarak görüp politik tercihlerini buna göre şekillendirdiği yıllara bir dönüp bakın. Cumhuriyet’i kuran değerler ve kurallar bütününün tek başına yetmediği, peşi sıra on yıllara yayılan uzun soluklu çabalar ve mücadelelerle var edilen kazanımlar, cinsiyetçi ve siyasal İslamcı politikalarla çok hızlı ve derin bir aşınmaya uğratıldı. Kadınları eşit işe eşit olmayan ücretten, siyasal alandaki eşitsiz katılıma uzanan bir hayat alanında geri plana iten, “töre” zorbalığıyla kadını ezen sistem bir kader değil. Tam da bu nedenle kadın cinayetlerinin artık tek bir günü dahi “pas” geçmediği, çocuk evliliklerinin ekonomik bir girdi olarak görüldüğü, cesaretiyle, dik duruşuyla, özgüveniyle, mücadele azmiyle insanlara umut veren pek çok kadın yaşıyor bu ülkede. İyi ki yaşıyorlar... 8 Mart’ın bir kutlama değil, unutmama gününe dönüşmesi onlar sayesinde çünkü... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle