20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 29 Mart 2017 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Ucuz etin formülü yem W ekonomi 9 Geçen yıl fiyatı yüzde 26, canlı hayvan ve et ithalatının izin verildiği 2010 yılından itibaren yüzde 170 civarı artan kırmızı ette bir kez daha gelen müdahale için ziraat mühendisleri ve üreticiden ‘yem ucuzlamadan, et ucuzlamaz’ uyarısı geldi Yükselen et fiyatlarına müdahale için hareke te geçen Tarım ve Hayvan cılık Bakanlığı tavan fiyat uygulamasını başlattı an cak marketleri kapsamaya cak, yalnız kasaplarla sınır lı kalacak uygulama nın yurtta şa ne ka dar yan sıyacağı merak ko OBülcyaüyktaş nusu. Zira konunun uzmanları özellikle kentlerde marketlerin pazar payının yüzde 6570 civarı olduğu belirtiliyor. Ayrıca kalıcı bir müdahale için uzmanlar, dü zenleyici bir kurum gerekti ğine dikkat çekerken üretici de yem fiyatları düşürülme den et fiyatlarının düşürüle meyeceğinin altını çizdi. Yöntem yanlış Et fiyatları yıllardır artış eğiliminde. Söz konusu artışı dizginlemek için devlet hep ithalat silahını çekti. Çiftçi Sen Başkanı Abdullah Aysu’nun verdiği bilgiye göre ise söz konusu adım yetersiz olduğu gibi, ithal edilen ülke çiftçilerini ihya etmekten başka bir işe yaramıyor. Çünkü tüm atılan adımlara karşın yurttaş eti hep pahalı yiyor. Nedenleri ise özetle şöyle; Et fiyatlarının oluşumunda en büyük etken yem. Ağırlığı yüzde 75 civarında. Üç yıldır et ithalatına, 2010’dan beri de sığır ithalatına izin verildi. Müdahale aracı yok Türkiye’de doğru dürüst hayvancılık yapı lamadığının altını çizen Ziraat Mühendisleri Oda sı İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, canlı hay van ithalatı yapıldığını an cak devletin elinde piya sayı düzenleyecek kom bineleri ve yeterli tanzim satış mağazaları olmadı ğını dile getirdi. Sürek li ithalata dayanan bir ta rımla et fiyatlarının düzel meyeceğini belirten Ata lık, ülkede 15 milyon tonu kaba yem olmak üzere 20 milyon ton yem açığı ol duğunu belirterek, “Tür kiye büyükbaş hayvancı lığa uygun değil. Coğraf Kıyma fiyatı 7 yılda yüzde 175 arttı ya esas olarak bozkır küçükbaş hayvan yetiştirmeye çok daha müsa Aysu’ya göre, alınan 1 milyondan fazla baş hayvana, sığır ve et için ödenen milyarlarca dolara karşın et fiyatlarında sınırlı dizginlemeler hariç sürekli artışlar yaşandı. Fi Abdullah Aysu yatları önlemenin yolu, asıl olarak yerli üretimden geçiyor. Ama bu da yeterli değil. Bu nunla birlikte yemin de doğadan mümkün olduğunca doğal ve ucuza mal edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde dolar arttıkça ithal edilen yem de hayvan da sürekli fiyat ar tışıyla karşı karşıya geliyor. Et fiyatlarında yedi yıldır sürekli bir artış söz konusu. Örneğin en çok kullanılan kıyma nın kilosu 2010’da 16 ile 18 lira arasında satılırken bugün kasaplarda 4044 liradan satılıyor. Yani ithalata izin verildiğinden beri kıymadaki artış yüzde 175 civarında. Yerli sığır dörtte bir Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yerli sığır fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 26.3 arttı. Et tavuğu fiyatı yüzde 17.8 artarak 13.92 TL ve yumurta tavuğu fiyatı yüzde 17 artarak 15.45 TL olarak gerçekleşti. it. Ancak hem büyükbaşta ısrar ediliyor hem de üretici yeterince desteklenmiyor. Ülkedeki bitki örtüsü bozkır ve kısa otlar yaygın yani küçük baş hayvan için ideal” diye konuştu. Ahmet Atalık 20 milyar liralık kayıp AB’de sınırlama kalktı. Ekili alanın yüzde 20 artması bekleniyor. AB’li çiftçiler üretimi artıracak Avrupa Birliği ülkelerindeki çiftçiler 10 yıldır devam eden üretim ve ihracat sınırlamalarının bu yıl kalkmasıyla şeker pancarı üretimlerini hızla artırıyor. AB’nin en büyük üreticisi Fransa’nın da bulunduğu bazı ülkelerde şeker pancarı ekimi bu ay başladı. Fransa’da ekilen şeker pancarı miktarının bu yıl, AB genelindeki artışa paralel yüzde 20 büyüyeceği tahmin ediliyor. AB’li üreticiler böylece Rusya ve Ukrayna gibi üretim ölçeğini artıran yeni üreticilerin yanı sıra ithal şeker kamışından beyaz şeker üreten Birleşik Arap Emirlikleri gibi üreticilerin bulunduğu rekabetçi küresel pazara geri dönmüş oluyor. l Ekonomi Servisi Fındıkta fiyat oyunu sahnede Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, yeni fındık sezonu öncesi yüksek rekolte algısı oluşturulmaya başlanıldığını belirtti. Karan, referandum sürecinde tekelci firma değil işbirlikçilerinin sahnede olduğunu belirterek, “Dört firma bir araya gelerek referandum sürecinde alımı durduralım ve fiyat aşağıya gelsin mantığında. Bu durumu anlamakta zorlanıyoruz. Bu firmaların isimleri bizde saklı. Yapılmak istenilenin üreticileri bahçesinden bağından soğuttuğunu da hatırlatırız. Bu yaklaşımlar karşısında hiç kimse üreticiden özellikle külleme hastalığıyla ilgili bir mücadele yapmasını beklemesin” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Turizmde kayıplar devam ederken İngiliz tur şirketinden sevindiren açıklama: Müşterilerimiz Türkiye ve Mısır’ı tekrar ziyaret etmeye başladı Ukrayna sürprizi Tank güç grubu konusunda arayışını sürdüren Türkiye, bu konuda İkinci Dünya Savaşı döneminde tank üretimi yapan Ukrayna’ya da yöneldi. Ancak iki ülke başbakanları arasında imzalanan mutabakat muhtırasının “iyi niyet” düzeyinde olduğuna dikkat çekiliyor. Ukrayna ile uzlaşılması durumunda ortaya yeni bir motorun çıkacağı, üretimin de 2025’lerden sonrasına kalacağına dikkat çekiliyor. ‘Milli motor’da tıkanma Hava, kara ve deniz araçlarında Türkiye’nin en çok takıldığı nokta Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Davut Çetin, ilin yüzde 25 kayıpla gittiğini belirtirken, İngiliz tur işletmecisi Thomas Cook Group’tan umutlu bir açıklama geldi. Şirket, müşterilerinin Türkiye ve Mısır’ı tekrar ziyarete başladıklarının erken işaretlerini gördüğünü açıkladı. İngiliz tur işletmecisi Thomas Cook Group, Türkiye ve Mısır’ı turistlerin tekrar ziyaret etmeye başladıklarını belirtti. Daha önce şubat ayında yavaşlayan tur pazarı nedeniyle temkinli bir duruş sergileyen şirket, dünkü açıklamasında yıl sonu mali hedeflerini tutturacağını belirterek, “Zor geçen 2016’nın ve bu sezona yavaş başlangıcın ardından müşterilerin Türkiye ve Mısır’a gitmeye başladıklarının erken işaretlerini görüyoruz” dedi. Yüzde 25 eksi SERTAÇ EŞ Son yıllarda savunma sanayisinin tasarım boyutunda ciddi adımlar atılmasına karşın kara, hava ve deniz araçlarının motorlarının yerli üretimi konusunda sorun henüz aşılabilmiş değil. Tasarımı tamamen yerli olan Altay tankının güç grubunun yerlileştirilmesi için başlatılan ilk girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Avusturya ve Almanya’nın Türkiye karşıtı tutumu nedeniyle tank konusunda Ukrayna’nın ürettiği sis temi geliştirme seçeneği gündeme alındı. Milli Muharip Uçak konusunda da ibre İngiltere’ye dönmüş durumda. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen hafta sonu Antalya’da katıldığı Tadlıdil Forumu’nda savunma projelerinde İngiltere ile birlikte çalışma davetini yineledi, Milli Muharip Uçağı’nın ortak üretilebileceğini dile getirdi. Erdoğan’ın bu çağrısı, tasarım konusunda ciddi adımlar atan Türkiye’nin savunma sanayi araçlarının en önemli unsuru motor konusunda tıkan ma yaşadığı bir döneme denk geldi. Türkiye, tasarımını yerli olarak yaptığı Altay tankının güç grubunun (motor ve transmisyon sistemi) yerli üretilmesi konusunda ilk girişiminden Avusturya’nın AVL firmasına istenen izinleri vermemesi nedeniyle olumsuz sonuç aldı. Fırat Kalkanı harekâtına katılan ve hasar alan Leopard tanklarının yedek parçalarının Türkiye’ye verilmesinin Almanya tarafından engellenmesi de bu ülkenin tavrını ve yaşanan tıkanıklığı ortaya koydu. l ANKARA Öte yandan turizmde geçen yıl yüzde 43 oranında düşüşle 4.7 milyon turist kaybedildiğini hatırlatan ATSO Başkanı, turizmdeki kaybın dolaylı etkileriyle birlikte 20 milyar liraya yakın bir rakamı bulduğunu açıkladı. Çetin, “Martta turist sayısında sert bir düşüşle karşılaştık. Üç ayda geçen yıla göre yüzde 25 eksideyiz. Bu düşüş daha çok Avrupa kaynaklı. Almanya 3 milyonluk pazarımızdı, geçen yıl 1 milyon kaybettik, maalesef bu düşüş devam ediyor” dedi. l Ekonomi Servisi Kabin yasağı İngiltere’de görüşülecek Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, uçak kabinlerinde elektronik cihaz yasağını görüşmek üzere dün Türkiye’den bir teknik heyetin İngiltere’ye gittiğini belirtti. Arslan, CNN Türk televizyonundaki canlı yayında, “ABD ve İngiltere’nin kabinde cihaz yasağı konusunu görüşmek üzere bir teknik heyetimiz İngiltere’ye gidiyor. Her iki ülke otoriteleriyle yaptığımız görüşmelerde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerekli tedbirleri aldığımızı söylüyoruz. Kişisel düşüncem özel likle İngiltere ile ilgili yasağın kaldırılabileceği yönünde” dedi. Uygulamanın ABD ve İngiltere’ye seyahatlerde bir aktarma noktası olarak İstanbul’un cazibesini azaltması bekleniyor. ABD ve İngiltere’nin aldığı kararın ülkeler arasında farklı uygulamaya yol açtığını dile getiren Arslan, “Dünya Sivil Havacılık Birliği ile görüşmeler sonucu onların da girişimde bulunmasını sağladık. Her ülkeye farklı uygulamada bulunulursa, IATA’nın varlığı sorgulanır hale gelir” dedi. l Ekonomi Servisi ABD’den reel ekonomi dersleri Amerikan ekonomisi denilince hep ilk akla gelen konu Amerikan “Merkez Bankası’nın”, yani Fed’in, ne zaman ve kaç adımda faiz arttırmaya karar vereceği. Fed’in her toplantısı sonrasında gelen sinyaller, ezoterik sözcük oyunlarıyla ve yoğun teknik bir söylem altında mistik bir edayla yorumlanıyor. Fed’in olası faiz artışının Amerika ve küresel ekonomiyi nasıl etkileyeceği sorusu sürekli iktisat medyasının gündemini meşgul etmekte. Halbuki Amerikan ekonomisinin öncelikle yanıtlanması gereken çok acil reel sorunları var; ve bu sorunlara salt Fed’in para (veya faiz) politikaları aracılığıyla çözüm bulmak olası değil. Şöyle ki, l Son dört yıldır ABD ekonomisinde üretkenlik kazanımları yerinde sayıyor. Son üç yılın birikimli üretkenlik artışı yüzde 1’e ancak ulaşmış durumda. Bunun sonucunda ABD’nin büyüme hızında da ciddi bir durağanlık söz konusu. Amerika’nın yılda ortalama yüzde 2 ile son on yıllık büyümesi, 2. Dünya Savaşı sonrasında yüzde 4 civarında seyretmiş olan genel ortalamanın çok altında. l Ekonomik büyümede yaşanan durgunluğun ana nedeni özel sabit sermaye yatırımlarındaki zayıflama ve durgunluğa bağlanmakta. Yatırımlardaki durgunluğun da nihai olarak toplam talebin yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğu biliniyor. Talep yetersizliğinin baskısını enerji fiyatlarındaki düşme bir dereceye kadar telafi etmiş görünmesine rağmen, özel yatırım talebindeki zayıflık üretkenlikteki yavaşlamanın ana nedenini oluşturuyor. l ABD’de işsizlik oranı yüzde 5’in altına inmiş görünmesine karşın, bunun çoğunlukla işgücüne katılım oranındaki düşüşten kaynaklandığı biliniyor. Son on yılda Amerikan işgücü piyasasına katılım oranı yüzde 68’den yüzde 62’ye gerilemiş durumda. Bu sonuçta özellikle iş bulmaktan umudu kırılmış gençlerin belirleyici olduğu görülüyor. HHH Dolayısıyla, ekonomide büyümeyi ve üretkenlik kazanımlarını yeniden canlandırmak için talebin canlandırılmasının gerekli olduğu anlaşılıyor. Talebin arttırılması ise gelirlerin yükseltilmesinden geçiyor. Gelirin önemli bir bileşeni olarak işçi ücretlerinin ABD’de son on yılda yaklaşık yüzde 2.5 arttığı; bunun da enflasyon oranının çok az üstünde olduğu görülmekte. Dolayısıyla, (enflasyondan arındırılmış) reel ücretler neredeyse durağan konumda. Oysa, ücretler sadece maliyet değil, aynı zamanda bir talep unsuru olarak değerlendirildiğinde, yüksek ücret gelirinin aynı zamanda yüksek talep anlamına geleceği ve bunun da yatırımları ve üretkenliği tetikleyebileceği savı gerçekçi bir büyüme stratejisi olarak önümüzde duruyor. Ücretyönlü bir büyüme modeli, Amerikan ekonomisinde ve buradan hareketle tüm küresel ekonomide durgunluktan çıkışın bir yöntemi olabilir. Nitekim Amerikan verileri bu savları doğruluyor. Örneğin, Amerikan sanayiinde 2. Dünya Savaşı sonrasında ücret artışları ile emek üretkenliği arasında doğrudan ve güçlü ilişkiler olduğunu sergileyen aşağıdaki grafik, “ücretyönlü büyüme” modelinin gerçekçi bir almaşık olarak değerlendirilebileceğini gösteriyor. Kaynak: Conference Board; https://www.conferenceboard.org/data/ Ancak, “ücret artışlarına dayalı büyüme” stratejisini günümüzün sermaye yanlısı, hipermuhafazakâr istikrar politikalarıyla gerçekleştirmek olanaklı değil. FED’in de bu doğrultuda yapabileceği pek bir şey yok. Sonuç? İktisat medyası gene FED’in “kaç vakitte” ve “ne kadar” faiz artırımına gideceğini tartışadursun. Alarko: Hisse satışı yok Alarko Holding, ABD’li ortağı Carrier ile gelecek planlaması için görüştüklerini ancak hisse satışıyla ilgili bir karar alınmadığını açıkladı. Alarko Holding’in KAP açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Basında, müşterek yönetime tabi ortaklıklarımızdan Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ deki hisselerimizi ortağımıza satmak üzere görüşmeler yaptığımıza ilişkin bir haberin yer alması üzerine bu açıklamamızın yapılmasına gerek duyulmuştur. Ortağımız Carrier HVACR Investments B.V. ile, şirketimizin gelecek planlamasına ilişkin görüşmeler yapılmıştır. Hisse satışına ilişkin alınmış bir karar olmayıp bu yönde bir karar oluşması halinde kamuoyuna gerekli açıklama yapılacaktır.” l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle