20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 29 Mart 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kadınlar hesap sordu ‘İsimsizler’ ya da evet, evet, evet, evet! “İsimsizler”i Kanal D ekranında seyre sunulmuş olarak karşımda bulduğumda referanduma gerek bile olmadığı kanısına kapıldım bir an!.. Türkiye, mevcut dinbaztotaliter statükoya kalbinin sağsol tüm kulakçık ve karıncıklarıyla “Evet” deme noktasına varmış diye düşünür oldum. HHH 10 Kasım 2016’da odasına yerleştirilen bombayla korkunç bir terör saldırısına kurban gitmiş MardinDerik kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ü yâd ederek başlayan dizi, Güneydoğu’da hayatını kaybeden devlet görevlilerine bir kutsama gibi görünse de özde savaşa, şiddete, ölüme, ölmeye, öldürmeye bir çağrı ve yüceltme... Karanlıkta bir mum ışığı misali ufkumuzda parlamış “çözüm süreci”ne 7 Haziran 2015 sonrasında kişisel beka uğruna püf denilerek önü açılan “düğüm süreci”nin ve o düğümü kılıçla kesme stratejisinin propaganda edildiği bir yapıt bu... Terörle mücadele timlerini, özel harekâtı, özel kuvvetleri, emniyet istihbaratı Türkiye’nin “yeni normal”i (yahut “Yeni Türkiye”nin normali) yapma yolunda “hardcore” bir ideolojik girişim... Ve nihayet, “dini İslâm”ın da dehşet bir araçsallaşmaya uğratılmasıyla şekillenmiş militarist bir metin: “Kur’an’da hükmü var! İnandın mı, sen atmazsın artık... Sen tetiğe basarsın... Hedefi Allah vurur!..” HHH Bu, bizim alışık olmadığımız bir “janr” değil. Kürt sorunu bu memlekette on yıllar boyunca böyle nice dizinin seyrimizden gelip geçmesine sebep oldu. Onları saymakla bitiremeyiz. Alışıldık olmayan, böyle bir çalışmayı Doğan Yayın Holding’in televizüel “amiral gemisi”nde karşımızda bulmak. Yanlış değerlendirilmesin! Evet, bu alışıldık değil, ama elbette anlaşılmaz da değil. Hanidir değindiğimiz üzere gayet anlaşılır sebepleri var bu durumun ama burada yeni bir “Doğan ve Fetih” yazısı kaleme almak niyetinde değiliz. Hayli epridi bu konu artık. Sadece referandum sürecinde Evet’çi kampanyaya latif bir jest olarak zamanlandığını düşündüğümüzü kaydedip geçelim. HHH Bu tür yapımlara geçmişten, üstelik çok da uzak olmayan bir geçmişten alışığız dedik. Medyanın topyekun AKP’ye çalar hale gelmesi öncesinde (bir dereceye kadar aynı kategoride değerlendirilebilecek “Kurtlar Vadisi” hariç) böylesi dizilere ekran açan esasen iki yer vardı. Biri TRT idi. Diğeri ise STV! Yani Samanyolu TV... Yani Gülenci yapılanmanın ideolojik aygıtı... Bugün AKP’li yürekleri coşturan “İsimsizler”e “tohum” aranacak olsa, en başta geleceklerden biri STV ekranlarından hafızalarda hâlâ tazeliğini koruyan “Şefkat Tepe”dir denilebilir. Ve de elbette TRT ekranlarında kültleşmiş “Sakarya Fırat”. HHH Bu noktada ilginç bir ayrıntıyı kendi televizyon eleştirmenliği tarihimden alıp dikkatinize sunmadan edemeyeceğim!.. Dört yıl kadar önce bu iktidarın derdi neydi dersiniz?.. Hemen hatırlatayım: “İsimsizler” tarzı devletçi, “kontrterör”, militer dizileri dolaşımdan kaldırmak!.. 2013 yılının Mayıs ayında devlet televizyonu TRT’yi sürekli reytingin zirvesinde tutan Süleyman Çobanoğlu yaratısı “Sakarya Fırat”ın yayından kaldırılacağı haberleri önümüze düşmüştü. Gerekçe olarak da kestirmeden “Çözüm süreci, diziyi bitirdi” denilmekteydi. E, kolay değildi tabii! Birkaç ay öncesinde Newroz’da Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’da meydandan okunan konuşmasının zaten hanidir politik gündemde olan “barış kartı”nı iyice açtığı bir coşku ve heyecan hâkimdi havaya o dönemde!.. Böyle bir süreçte devlet televizyonu TRT, iktidara bugün Kanal D’nin yukarıda belirttiğimiz şekilde yaptığının tam tersi istikamette bir “jest”te bulunarak Kürt sorununa “savaşkan” yaklaşan dizisi “Sakarya Fırat”ı yayından kaldırdı. HHH Yani bugün Türkiye’yi adeta şehvetlice bir savaş cinnetine sokmuş aynı siyasi anlayış, dört yıl öncesinde savaşa çözüm ve barış arayışları içindeyken şimdi önünü açtığı kurmaca içeriklere ekranları kapatma noktasındaydı. Dolayısıyla o günlerde “zoraki final” bölümü çekmek durumunda kalan “Sakarya Fırat”ın yapımcı ve yaratıcıları bugün “İsimsizler”i izlediklerinde kim bilir belki “Kendimiz arşivde, fikrimiz iktidarda” diyor dahi olabilirler! Belli ki ileride AKP tarihini yazacak olanlar, bir iktidar zehirlenmesinin nerelerden nerelere siyasal savrulma, çelişki ve gelgitlere yol açtığını, bunun da topluma ne kadar ağır faturalarının çıktığını tespit ederken televizyon dizilerinin seyrinden de bol veri çıkaracaklar. Buna hiç kuşku yok!.. CHP’lilerin hayır çadırına davet ettiği Erdoğan’a kadınlar, kadın eşitliği, üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesi ve seçimlerin eşit şartlarda olmaması konularındaki eleştirilerini iletti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sarıyer Hacıosman metro istasyonu çıkışındaki ‘Evet’ çadırını ziyaret ettikten sonra, davet üzerine ‘Hayır’ çadırına gitti. Çadırdaki kadınlar, Erdoğan’a, kadın haklarında yaşanan gerilemeler, Alevi vatandaşların 3. köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesi nedeniyle kırgın olduklarını ilettiler. CHP Sarıyer ilçe örgütü üyesi Sebahat Sarıgül, Tele1 kanalına şunları söyledi: “Bana dönerek ‘Neden hayır diyorsunuz’ dedi. ‘Laiklik için, cumhuriyet için, özgürlük için, çağdaş bir yaşam için ve kadın hakları için hayır diyorum’ dedim. Ama tabii Cumhurbaşkanımız her zamanki gibi hakaretvari sözlerle karşılık verdi. ‘Başkanınız yalancı, sizler yalancısınız’ dedi. Bir başka arkadaşımızın ‘Siz partili bir cumhurbaşkanısınız’ sözlerine ‘Evet ben öyleyim’ yanıtını verdi. Başka soru almadan çadırdan ayrıldı.” Hayır çadırındaki konuşmaların bir kısmı cep telefonuyla görüntülendi. O görüntülerde çadırdakilere seslenen Erdoğan, “ Çift başlılık netice vermiyor. Dünyanın en ileri ülkelerine baktığınız zaman orada bir birlikle bir beraberlik var” dedi. Araya giren bir kadın, “Türkiye’de birlik beraberlik yok. Birlik beraberlik çöktü” dedi. Bunun üzerine Erdoğan, “Şu olay bizi parçaladı di ‘UMARIM TERÖRİST DEMEKTEN VAZGEÇER’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanının hayır çadırını ziyaret etmesi güzel bir olay. Hayırlı bir iş. Sonuçta tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanının hayır çadırını ziyaret etmesi güzel bir şey” dedi. CNN Türk’te canlı yayına katılan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ‘hayır’cılara terörist suçlamasını hatırlatarak, “Evet oyu kullananlara saygı gösterdiğimi hep söyledim. Çadırlarına da giderim, bizim için tüm vatandaşlarımız eşittir. Hayır çadırını ziyaret eden Cumhurbaşkanı ‘hayır’cıları terörist olarak suçladığı düşünceden vazgeçmiştir umarım” dedi. Erdoğan’ın çadır ziyaretinde “Kılıçdaroğlu yalan söylüyor” sözleri için şunları söyledi: “Cumhurbaşkanına yakışmaz. Gerçekleri ifade etmiyorsam, buyrun gelin oturalım TV’de konuşalım.” yemiyorsun” karşılığını verdi. Araya giren bir başka vatandaş da, “Somut olarak şudur; Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi, Alevi yurttaşlarımızı aşırı derecede üzmüştür” dedi. 14 yıl sorusuna farklı yanıt Bunun üzerine Erdoğan, “Senin söylediğin çok çirkin ve tarihe saygısızlıktır. Tarihe hakarettir. ‘Alevi vatandaşları üzmüştür’ demen ayrı bir çirkinliktir. Aynı şekilde Nevşehir’de ben Hacı Bektaşı Veli’nin adını üniversiteye verdim” dedi. Bir başka kişinin de “Aleviler sürekli korkarak Aleviyiz diyorlar” demesi üzerine Erdoğan buna karşılık, “Bu kadar cemevi ne zaman açıldı? Kılıçdaroğlu’nun kendisi Alevi...değil mi ?” ifadelerini kullandı. “14 yılda ne yapamadınız da Başkanlığı istiyorsunuz” diye soran ‘hayır’cılara Erdoğan, “Bu gensoru oylamaları var ya. 484 gensoru verildi. Bunlardan 4 tanesi kabul edildi. Diğerlerinin hepsi reddedildi. Bu gensoru mekanizması parlamentonun çalışamaz hale getirilmesi için. Sezer Ecevit olayı. Anayasa kitapçığını Sezer fırlattı. Ertesi gün ekonomi çöktü. İki başlılık ne hale getirdi” diye yanıtladı. Gök: Artık anlamıştır CHP’li Levent Gök, Erdoğan’ın ziyareti için “Cumhurbaşkanı da sonunda ‘hayır’ kampanyasına katılanların terörle ilgisi olmadığını anlamış durumdadır. Cumhurbaşkanı ‘hayırcılar teröristlerle işbirliği yapıyor’ söyleminden bir ‘hayır’ standını ziyaret etme noktasına gelmiştir. Hayırlı bir iş yapmıştır” dedi. CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Deniz yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımızın iki çadırı da ziyareti bizleri çok memnun etmiştir. Türkiye de özlenen bir tablodur. Kısa hoş bir sohbet yaşamışlardır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıyer Hacıosman metro istasyonu çıkışındaki ‘Evet’ çadırını ziyaret ettikten sonra, davet üzerine ‘Hayır’ çadırına gitti. Çağdaşlık ‘köprü ve yol’muş Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki programında ‘hayır’ çadırını da ziyaret ettiğini belirterek, “Evet çadırındakilerle görüştüm, bir de hayır çadırına uğradım. Hayır çadırındakilere ‘Niçin hayır diyorsunuz?’ diye sordum. Dediler ki ‘Biz çağdaş bir Türkiye istiyoruz’. Şu an çağdaş bir Türki ye yok mu? Neyiniz eksik? dedim. Yollarınız, köprüleriniz, hızlı tren, bunlar yok mu? 14 sene önce bunlar var mıydı? Ve maalesef tabii bakıyorsunuz söylediği lafa bakın ‘Siz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne niye Yavuz Sultan Selim adını koydunuz?’ Dedim ki, çok ayıp. Yavuz Sultan Selim Han’ın padişah olduğu zaman Osmanlı’nın toprağı 18 milyon kilometrekareydi. Böyle bir sultanın adını böyle bir köprüye koymaktan daha önemli ne olabilir? Ama olaya bakış ne? Mezhepçilik, hemen arkadan geldi. ‘Siz Alevi ve Sünnileri ayırıyorsunuz.’ Kardeşlerim biz bu ülkede ayrım yapmadık. Böyle bir ayrım varsa, Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisi Alevi, işte siyasi partinin başında. Neyi eksik? Ben Dersim katliamını lanetledim, o lanetleyemedi” dedi. l İHA ABD DIŞİŞLERİ BAKANI TILLERSON GELİYOR ‘Gerilimi düşürün’ DUYGU GÜVENÇ ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, Ankara’ya yapacağı ilk ziyarette, son dönemde bazı AB ülkeleriyle Türkiye arasında yaşanan gerilimden duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi ve ‘gerilimi düşürün’ mesajı vermesi bekleniyor. Ankara, yarın, Trump kabinesinden ilk ismi, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı ağırlayacak. Tillerson’ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile de görüşmesi bekleniyor. Ankara’dan NATO Dışişleri Bakanları toplantısı için ertesi gün Brüksel’e geçecek olan Tillerson’ın Türkiye gündemini üst düzey 3 ABD dışişleri yetkilisi değerlendirdi. Edinilen bilgiye göre Tillerson, Ankara’ya şu mesajları verecek: 4 Avrupa’yla kriz: Bizim pozisyonumuz her zaman olduğu gibi NATO müttefiklerimiz birlikte çalışacak yöntemleri bulmalı ve açığa çıkan gerilimleri düşürmeli. Bu ziyaretin amacı bakanın bu konuya dahil olması değil ama açık ki, eğer onun bu konuda yapabileceği bir şey varsa bunu yapar. Trump kabinesinde Türkiye’ye ilk ziyareti yapacak olan Tillerson’ın, NATO ve müttefiklik konularına vurgu yapması bekleniyor. Bu nedenle oraya gitmiyor olsa da... 4 En çok siz çektiniz: Türkiye, terör nedeniyle yaşanan kayıplardan tüm Avrupa’da yaşananlardan daha çok çekti. IŞİD’e karşı mücadelede Türkiye, kilit konumunda bir ortak. 4 Referandumun farkında: Bakan, referandum sürecinin farkında. Bir ABD Dışişleri Bakanı’nın ziyaretinin bu referanduma etkisinin ne olacağını kestirmek zor. Ama hepimiz bunun farkındayız ve bakan da ziyareti sırasında bunu aklında tutacak. 4 Gülen konusu: (Yeni belgeler sunulduğu iddialarına) Bu konu Adalet Bakanlığı’nda. Muhtemelen Türkler bu konuyu açacak ve Bakan da bunu yanıtlayacak. Ama yeni bir durum yok. 4 Farklılıklarımız var: Rakka’yı izole etme operasyonu, yüz de 75’ini Arapların oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri tarafından yapılıyor. Şu ana kadar 50 bin km2 IŞİD’den temizlendi. Elbette Türkiye ile bazı konularda, diğer koalisyon ortakları ile olduğu gibi farklılıklarımız var; bunlar üzerinde çalışacağız. 4 YPG’den vazgeçmeyiz: Biz bir şemsiye içerisinde birçok grubu barındıran SDG ile çalışıyoruz ve onlar alanda çok etkili ve biz elbette onlara destek vermeye devam edeceğiz. Elbette Türkiye’nin endişelerinin farkındayız ve bu tartışılmaya devam edecek. 4 Özgürlük beklentide: ABD hükümeti için ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün, bazıları tarafından tartışmalı ya da rahatsız edici bulunsa da demokrasiyi güçlendiren ve korunması gereken unsurlar olarak görüldüğünü vurgulayan yetkili, “Biz Türkiye’ye sürekli olarak ifade özgürlüğüne saygı duymaya ve garantiye almaya, adil yargılama garantileri vermeye, yargı bağımsızlığını sağlamaya ve diğer insan hakları ile temel özgürlükler konusunda uyarmayı sürdürüyoruz. Benim beklentim Tillerson’ın da görüşmelerde bu çizgiden çıkmaması. l ANKARA AKP’ye 4 bin 113, HDP’ye 1 dakika TRT’de ‘Hayır’ yok! MAHMUT LICALI TRT Haber kanalında 122 Mart günleri arasında haber bültenleri ve programlarda Cumhurbaşkanı, AKP ve hükümet yetkililerine toplamda 4 bin 113 dakika süre tanınırken, HDP’ye ise yalnızca 1 (bir) dakika süre verildi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, TRT’yi RTÜK’e şikâyet ederek yaptırım uygulanmasını talep etti. 16 Nisan referandumuna 19 gün gibi kısa bir süre kalırken, siyasi partilerin çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Mart ayı boyunca hem meydanlarda hem de ekranlarda gerçekleştirilen çalışmalarda TRT’nin muhalefete takındığı tutum ise tarafsız olmadığını gözler önüne seriyor. HDP’nin hazırladığı çalışmaya göre, mart ayı boyunca TRT Haber kanalının canlı yayın ve söz programı ve haber bülteni sürelerinin Cumhurbaşkanı ve siyasi partilere göre dağılımı yapıldı. Buna göre TRT haber kanalında 122 Mart tarihleri arasında yapılan program ve haber bültenlerinde Cumhurbaşkanı toplam 1390 dakika, AKP ve hükümet yetkililerine 2 bin 723 dakika, CHP’ye 216 dakika, MHP’ye ise 48 dakika süre ayrıldığı belirlendi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, konu hakkında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikâyet dilekçesi verdi. Oluç, dilekçede TRT’nin yayınlarında tarafsız olmak zorunda olan bir kamu yayıncı olduğunu belirterek, TRT’nin RTÜK’ün yayın ilkelerine de uymakla yükümlü olduğunu anımsattı. Oluç, TRT Haber kanalının iktidar partisi ve diğer iki muhalefet partisinin referandum kampanyasına canlı yayın ve haber bültenlerinde yer verirken, parlamentonun ikinci büyük muhalefet partisi olan HDP’nin referandum kampanyası faaliyetlerine yer vermediğini dile getirdi. TRT Haber kanalının yayınlarında gerek kendi yasasını, gerek RTÜK yasasını, gerekse de YSK’nin yayımladığı yayın ilkelerini açıkça ihlal ettiğini belirten Oluç, söz konusu ihlaller nedeniyle ayrı ayrı yaptırım uygulanmasını talep etti. Oluç gazecilik meslek örgütlerine gönderdiği yazıda da 17 ulusal TV kanalında 120 Mart tarihleri arasında Cumhurbaşkanı ve AKP’ye 420.5 saat canlı yayın süresi verilirken, HDP’ye hiç yer verilmediğini kaydetti. Oluç, medya ambargosunu en şiddetli ve ağır yaşayan partinin HDP olduğunu belirtti. l ANKARA Hatay’da 13 kişiye ‘Hayır’ gözaltısı Hatay’ın Samandağ ilçesinde referandum için “hayır” çalışması yürüten 4’ü Liseli Kıvılcım üyesi olmak üzere toplam 13 Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi üyesinin (TÖPG) pazar günü “Terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” suçundan gözaltına alındığı, TÖPG’nin bürosunun aranarak bazı materyal ve yayınlara el konulduğu belirtildi. TÖPG adına Kader Coşar tarafından yapılan açıklamada, gözaltındaki 13 kişinin serbest bırakılması istendi. Açıklamada, “AKP/Erdoğan iktidarı hız kesmeden ülkeyi kaosa ve faşizme doğru sürüklüyor. Bizler, bütün baskılara rağmen bu gidişata ‘dur’ diyeceğiz” denildi. l HATAY/Cumhuriyet CHP’nin afişine PKK montajı! Trabzon’da kimliği belirsiz kişiler tarafından hazırlanan bir korsan gazetede, terör örgütü PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın fotoğrafları CHP’nin reklam afişine montajlanarak dağıtıldı. Afiş haline getirilen bir kısım basılı malzeme de, kentin kalabalık olmayan bölgelerine ya da sahil kesiminde asıldı. Böylece Hayır kampanyası PKK kampanyası gibi gösterilmeye çalışıldı. Bu arada il çapında az sayıda “Hayır” afişleri yırtılırken pankartlar da kesildi. l AHMET ŞEFİK/TRABZON C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle