Katalog

Pazar 26 Mart 2017 2 Yaşamın ortasına haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Havası temiz diye Termik santral okulların taşındığı bölge ‘zehir’ İstanbul Tekirdağ sınırına kurulması planlanan termik santral, Çer soğudu buradan. Sadece biz değiliz mağdur olan, santrala yakın alanlar da yaşanmaz kezköy Eğitim Hizmetle hale gelecek. Buradan göç et ri Yurdu’na 857 metre, mek zorunda kalacağız...” okul inşaatlarının sürdüğü okullar bölgesine 1383 HAZAL OCAK Yalçın, Bulgaristan’dan komşusu emekli direksiyon metre, Enesler İmam Ha eğitmeni Mümin Öztürk ile tip Okulu’na ise 3 bin 650 met yıllar sonra yine buluşmuş bura re mesafede. Çerkezköy’deki da. Santral iki eski komşuyu yi 600 dönümlük arazideki yüzler ne ayıracak. ce ağacı da yok edecek. Santrala karşı köylülerle birlikte mücade ‘Her şey hayal oldu’ le veren villa sahipleri, “Nefesi 54 yaşındaki Öztürk, mizi kesecekler” diyor. İstanbul’dan kaçıp üçüncü yaşa Öğrenciler ne olacak? mını burada kurmuş. Canla başla para biriktirip, kredi çekerek yap Çerkezköy’deki santral alanına tığı evi ‘acele kamulaştırma’ kapgelmeden hemen önce, liseler ve samında. Öztürk de kamulaştırma Şevkiye ve Mümin Öztürk çifti. ortaokullar dikkat çekiyor. Sant kararına karşı dava açmış: ral alanına çok yakın bir lise, bu “Ben burayı devletten 12 sene yıl açılmış. Bölgede, çok sayı önce aldım. İstanbul’da geçen yıl da okul inşaatı da sürüyor. Sant ben kalp krizi geçirdim. Rahat ral alanına girdiğinizde ise ağaçlı sızlanınca dedim ki, ‘Gideyim, arazi ve tek katlı evler karşınıza son zamanlarımı Çerkezköy’de çıkıyor. Hayvancılığın da yapıl temiz havada geçireyim..’ Şim dığı alanda ineklerin ve koyunla di her şey hayal oldu. Hevesimiz rın seslerini duyuyorsunuz. kursağımızda kaldı. Herkese tav Villası proje tarafından yutula siye ediyordum. Buraya uçarak cak olan ve dava açan mülk sa geldim. Evimi hâlâ yapıyorum. hiplerinden Mahmut Yalçın’a ko Bahçemi düzenliyorum ama ter nuk oluyoruz. İlaç fabrikası olan mik santral haberini aldıktan Yalçın, arazisini, 14 sene önce sonra elim hiçbir şeye gitmiyor. “Çerkezköy’ün kirli havasından Kümes yapmaya başlamıştım, kaçmak” için almış. 2007 yılında öylece duruyor...” diktiği 300 ceviz ağacını ve mey Öztürk’ün eşi Şevkiye Öztürk ve ağaçlarını gösteriyor. de “Biz parasında değiliz, yaşa Komşuları ayıracaklar mımızdan vazgeçmek istemiyoruz” diyor. l İSTANBUL Mahmut Yalçın “Çerkezköy’de binden fazla fab rika var. Zaten hayat zor, burası zaten sanayi bölgesi. Havası kirli. Nefes alabilmek için bu ara GREENPEACE: kirliliği tetikler ziyi aldım” diyor. Bölgenin önemini şu sözlerle vurguluyor: Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu avukat Deniz hava kirliliğini de tetikleyecek. Sağlık riskini de ortaya çıkaracak. “Çerkezköy’ün okullarını buraya Bayram, santral sınırında sadece Zira termik santral bölgesi olarak taşıdılar. Burası yaşam alanı. Do okullar bölgesinin değil, sağlık planlanan yerin çevresi imar plan ğası güzel. Buradaki orman sıra merkezlerinin de olduğuna dikkat lamasında okullar, eğitim ve sağlık dan bir orman da değil. İnsanlar çekerek ‘Termik santral, bölgedeki bölgesi ilan edilmiş durumda’ diyor. santral yapılacak diye şimdiden soluyacak Vedat ARIK Gülsüm ve Beyrul Sargın çifti. ‘Çok mutluyduk’ Sargın ailesinin tek katlı bahçeli evinde tavukları, oğlakları ve keçileri var. Çatıdaki güneş panelleri, evin enerjisini sağlıyor. Aile, santral alanına komşu olmanın üzüntüsünü yaşıyor. Eve girdiğimizde bir matem havasıyla karşılaşıyoruz. Başka arazi sahipleri de gelmiş... Çaresizlik, umutsuzluk herkesin yüzünden okunuyor. Emekli sağlık memuru Beyrul Sargın (55), 2002’de İstanbul’dan geldiklerini söyleyerek, anlatmaya başlıyor: “Toprakla uğraşmayı seviyoruz. Burada ekiyoruz, biçiyoruz. Organik besleniyoruz. Termik santral kararını duyunca çok üzüldük. Bu kadar alternatif enerji varken neden termik santral? Dünya terk ediyor, biz niye savunuyoruz? Anlamıyorum... ” Sargın’ın eşi Gülsüm Sargın da “Yedi, sekiz senedir burada kış, yaz çok mutlu yaşıyoruz. Beş torun büyüttüm bu temiz havada...” diyor. Hücrede direnmek ve bilenmek Demokrasiyi... Özgürlüğü... Eşitliği... İnsan haklarını... Hukuku... Dayanışmayı... Umudu... Gerçeği... Felsefeyi... Siyaseti... Edebiyatı... Kültürü... Sanatı... Romanı... Şiiri... Bilimi... Kitabı... Karikatürü... Resmi... Belki tutukladığınızı zannedersiniz ama: HAPSEDEBİLİR MİSİNİZ? HHH Düşünmeyi... Hissetmeyi... Konuşmayı... Yazmayı... Belki yasakladığınızı zannedersiniz ama: YOK EDEBİLİR MİSİNİZ? HHH Dikta rejimleri, insana, insanlığa karşıdır: Doğaya, tarihe karşıdır... Gerçeklere karşıdır... Kısacası tüm yaşama karşıdır! Çünkü bunları kendi tekeline almaya, denetlemeye, denetleyemediğini de, baskılamaya, hapsetmeye, yok etmeye çalışır! Ama elbette bunların hiçbirini hapsedemez de, yok da edemez! Sadece bunları savunan İNSANLARI susturmaya, yok etmeye çalışır: Onları haksız ve hukuksuz olarak hapseder... Bununla da yetinmez, karalar, iftira atar... İşkence eder, derisini yüzer, yakar, öldürür. Ama ne yaparsa yapsın, özgürlüğü de, hukuku da, felsefeyi de, siyaseti de, sanatı da, edebiyatı da, bilimi de yok edemez... Ve TARİH önünde, İNSANLIK önünde sorumluluktan kurtulamaz! HHH Cumhuriyet Gazetesi’nden Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik, Turhan Günay, Güray Öz, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Ahmet Şık... Ve onlar gibi daha pek çok İNSAN: İNSAN olarak, İNSANLIK onuruna sahip çıkarak... Hapiste de, hücrelerinde de: Özgürlük için, insan hakları için, demokrasi için, hukuk için, dimdik, ayakta, kararlı olarak DİRENİYORLAR ve BİLENİYORLAR! İNSANLIĞI, İNSANLIK DEĞERLERİNİ temsil ettikleri için, onlara ödetilmek istenen bedel: Bu insanları yıldıramıyor, susturamıyor ve yok edemiyor... Tam tersine, onları diri tutuyor, güçlendiriyor ve ÇOĞALTIYOR! Gardıropta yaşam KİRAYI VEREMEYİNCE ORTADA KALAN AİLE DOLABA SIĞINDI Şanlıurfa’da, 3 ay boyunca 500 lira kira ile elektrik ve su parasını ödeyemeyen hurdacı 48 yaşındaki Veysi Hurma, ev sahibi tarafından evden çıkarılınca, kullandığı gardırobu, Kemal Sunal’ın oynadığı “Gülen Adam” filminden esinlenerek 2 metrekarelik tek gözlü mobil eve dönüştürdü. Altına da 4 tekerlek taktıran Veysi Hurma, eşi ve 512 yaşlarındaki 3 çocuğu ile Türk bayrağı astığı mobil evde yaşamaya başladı. Veysi Hurma’nın 5 kişilik ailesi için gardıroptan çevirdiği 2 metrekarelik evini görenler şaşkınlığını gizleyemiyor. Seyyar ev... Görenlerin şaşırdığı Veysi Hurma, “Kirayı ödeyemeyince sokakta kaldık. Kafamızı sokacak bir yer bulamayınca da çareyi bu şekilde seyyar ev yapmakta buldum. Birileri bize yardım edip, ev bulana kadar bu şekilde yaşamaya devam edeceğiz” di ye konuştu. Tuvalet ihtiyaçlarını camide giderdiklerini söyleyen Dilek Hurma ise, mahalle sakinlerinin verdiği yemeklerle karınlarını doyurduklarını ifade edip tek isteğinin 3 çocuğu ile başla rını sokacakları bir ev olduğunu belirtti. Ailenin gardırop içerisinde yaşadığını gören mahalle sakinlerinden Arif Doğan, gördüğü manzara karşısında utandığını söyledi. l DHA Avrupa yaz saatine geçti Avrupa ülkelerinde dün gece yarısından sonra saatler 1 saat ileri alınarak ‘Yaz saati’ uygulamasına geçildi. Böylece Avrupa ülkelerinin Türkiye ile arasındaki 2 saatlik fark 1’e düştü. Bakanlar Kurulu’nun aldığı, 7 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla, 30 Ekim’den itibaren, saatlerin 1 saat geri alınmasına son verilerek, yaz saati kalıcı hale getirilmişti. l DHA Dünya için 1 saat karanlık Dünya Saati kampanyası, iklim değişikliğine dikkat çekmek için 2007 yılından beri tüm dünyada aynı gün kutlanıyor. Dünya Saati kampanyası kapsamında dün gece 20.30 ve 21.30 saatleri arasında Eyfel Kulesi, Golden Gate Köprüsü, Pisa Kulesi ve Sidney Opera Binası gibi birçok önemli yapı ışıklarını bir saatliğine kapattı. Kampanya Türkiye’de Doğal Hayatı Koruma Vakfı işbirliği ile gerçekleştiriliyor. l REUTERS C MY B