20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Tanklar ve iş makineleri feribotlarla Fırat’ı geçti Suriye’nin Rakka kentini IŞİD’den almak için koalisyon güçlerinin hava desteğinde başlatılan operasyon Rakka’nın Tabka ilçesi ve Tabka barajı çevresinde yoğunlaşırken, ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG), köprü olmayan yerlerde tankları ve iş makinelerini Fırat nehrinden feribotlarla taşıyarak karşıya geçirdikleri belirtildi. Bölgedeki Kürt internet siteleri ve SDG’nin sosyal medya hesaplarında, operasyonda kullanılan tank ve iş makinelerinin de Fırat nehri üzerinden taşındığını gösteren fotoğraflar paylaşıldı. [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Musul’da ölüm ‘sessizliği’ 13Pazar 26 Mart 2017 [email protected] Musul’da sivillerin kaçışı sürüyor ‘Rakka konseyi’ için hazırlık Suriye’de çözüme yönelik Cenevre’de BM arabuluculuğunda toplantılar devam ederken IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik operasyon için geri sayım sürüyor. Reuters’in haberine göre, Rakka için kurulan “polis gücü” Ayn İssa’da YPG liderliğindeki SDG ve ABD tarafından eğitiliyor. Rakka’yı yönetmek için yerel aşiret liderlerinin de bulunduğu bir yerel konseyin kurulmaya başlandığı da iddialar arasında. Konseyin çoğunlukla Araplardan oluşacağı ancak Kürtler ve diğer toplulukları da temsil edeceği öne sürülüyor. Öte yandan muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cihatçıların kontrolündeki İdlib’e önceki gece düzenlenen hava saldırılarında bir cezaevinin hedef olduğunu, en az 16 kişinin öldüğünü duyurdu. Suriye’nin başkenti Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki Hamuriye beldesine düzenlenen hava saldırısında da 17 sivilin öldüğü iddia edildi. S. Arabistan’a 11 Eylül davası ABD tarihindeki en büyük terör saldırısının yaşandığı 11 Eylül 2001’de hayatını kaybedenlerin yakınlarının El Kaide’ye destek verdiği iddiasıyla Suudi Arabistan’a dava açmasının ardından ABD’li sigorta şirketleri de harekete geçti. Eski Başkan Barack Obama’nın vetosuna rağmen, ABD Kongresi geçen yıl Suudi Arabistan ve yabancı şahısların 11 Eylül saldırılarından sorumlu tutulmalarının önünü açan yasayı kabul etmişti. Pazartesi günü 850 kurbanın ailelerinin yanı sıra saldırıda yaralanan 1.500 kişi Manhattan Federal Mahkemesi’nde dava açtı. ABD’li sigorta şirketleri ise perşembe günü El Kaide’ye para aktardıklarını iddia ettikleri Riyad hükümeti ve bazı Suudi vakıflara 6 milyar dolarlık tazminat davası açtı. Tillerson’dan ‘gönül alma’ ABD’de Trump yönetiminin işbaşı yapmasıyla Washington ile NATO ve AB arasında tansiyon yüksek seyrederken ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, 30 Mart’ta Türkiye’ye yapacağı ziyaretin ardından, ittifak üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla Brüksel’de bir araya geleceği belirtildi. Daha önce Tillerson’ın 56 Nisan’daki NATO dışişleri bakanları toplantısına katılmayabileceği açıklanmış, bu ittifakta soğuk hava estirmişti. Kimi ABD’li kaynak görüşme tarihi üzerinde çalışıldığını, bunun 31 Mart olabileceğini söylerken, NATO’nun tüm üye ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla bir buluşma olup olmayacağına ilişkin ayrıntı vermedi. Irak güçleri sivil kayıplar nedeniyle operasyonu durdurma kararı aldı Irak’ta IŞİD’in elindeki Musul’un kurtarılmasına yönelik hava ve karadan süren yoğun operasyonlarda yüzlerce sivilin yaşamını yitirdiğine yönelik haberlerin ardından Birleşmiş Milletler’den (BM) “kaygılıyız” açıklaması geldi. Bunun üzerine Irak güvenlik yetkilileri dün “son günlerde yüksek boyutlara ulaşan sivil ölümleri, planımızı, taktiğimizi yeniden gözden geçirmek için operasyonu durdurma kararı almaya zorladı” açıklaması yaptı. Bölgeden kimi kaynak, Irak ya da ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Musul’un batısı ve doğusunda yaklaşık son bir haftadır düzenledikleri operasyonlarda meydana gelen patlamalar sonucu binaların yıkıldığını duyur du. Hava saldırılarında evlerin yakınlarındaki IŞİD’e ait bomba yüklü araçların patlamış olabileceği de gelen bilgiler arasında. Irak güvenlik güçlerinden yetkililer, IŞİD’in bölgeden kaçmaya çalışan sivilleri hedef aldığını, canlı kalkan olarak da kullandığını söyledi. Irak İnsan Hakları Gözlemevi de Musul’un batısında en az 500 sivile ait cesedin mahalle ve caddelerde mahsur kaldığını savundu. Koalisyon güçlerine ait uçakların Musul’un El Cedide Mahallesi’nde düzenlediği bombardımanda 3 evin hedef olduğu, binalardaki yaklaşık 200 sivilin yaşamını yitirdiği haberleri basına yansımıştı. Saldırının 17 Mart’ta gerçekleştiğini ve Irak ordusunun talebi üzeri ne burayı vurduğunu açıklayan ABD, dün “bu bombardımanla ilgili gerçekleri ve sivil ölüm iddialarının doğruluğunu kanıtlamak için” soruşturma başlattığını da duyurdu. Çatışma bölgesinde kalan sivillerin kaçışı ise sürüyor. Irak İnsan Hakları Gözlemevi tarafından açıklanan henüz teyit edilmemiş raporlara göre 19 Şubat’tan bu yana Musul’da, Irak ordusu ve koalisyon güçlerinin ya da IŞİD’in düzenlendiği saldırılarda yaklaşık 700 sivil yaşamını yitirdi. Yetkililer Batı Musul’a yönelik geçen ay başlatılan operasyonlardan bu yana bölgeden 200 bini aşkın sivilin kaçtığını belirtiyor. Ancak 600 bin sivilin bölgede sıkıştığına da dikkat çekiliyor. Liderler Roma’da nikâh tazeledi Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin liderleri İtalya’nın başkenti Roma’da bir araya geldi. Zirvede, birliğin gelecek on yılına yön verecek bildirgeye imza atıldı 60.yaşına sorunlarla giren Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin liderleri, birliğin kurucu anlaşması kabul edilen 1957 tarihli Roma Anlaşması’nın yıldönümünde İtalya’nın başkenti Roma’daki Conservatori Sarayı’nda buluştu. Zirveye geçen yıl haziran ayında düzenlenen referandum ile AB’den ayrılma kararı alan Britanya’nın Başbakanı Theresa May katılmadı. Yoğun güvenlik Roma’da zirve nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Ev sahibi Başbakan Paolo Gentiloni tarafından karşılanan 27 ülkenin liderleri birliğin gelecek 10 yılına yöne verecek bir bildirgeye imza attı. Üç sayfalık sonuç bildirgesinde dört hedefe yer verildi: Güvenli ve iyi korunan bir Avrupa, refah durumu yüksek, kalıcı bir Avrupa, sosyal bir Avrupa ve son olarak da güvenlik ve savunma alanlarında ortak hareket eden güçlü bir Avrupa. Bildirgede gerektiği noktalarda farklı hızlarda olsa bile daima aynı yönde hareket etme sözü verildi. Bildirgenin sonunda ise “Avrupa bizim ortak geleceğimiz” ifadesi yer aldı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “Bugün Avrupa’nın liderleri olduğunuzu, 60 yıl önceki kahramanlardan bize kalan bu büyük mirası koruyabildiğinizi kanıtlayın” çağrısı yaptı. “Siyasi bir varlık olarak Avrupa ya birlik olarak kalacak ya da hiç var olmayacak” diyen Tusk, Roma’daki bu zirvenin ardından AB’nin aynı ilkelere ve birlik olmaya her zamankinden daha çok önem vermesi gerektiğini vurguladı. 9 Mart’ta Tusk’ın AB Konseyi Başkanı seçilmesine engel olamayan Polonya’da Başbakan Beata Szydlo, bildirgeyi imzalarken bir an kasten duraklamanın ardından imzasını attı. ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden ise AB’nin 60. yıldönümü için tebrik mesajı geldi. Roma’ya gelişin Roma’da zirve nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Birlikten ayrılma kararı alan Britanya’nın başkenti Londra’da ise AB yanlıları sokaklara çıktı. de yaptığı açıklamada “AB’nin 100’üncü doğum günü de olacak” diye konuşan AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, 27 AB ülkesinin imzaladığı bildirgeye ilişkin ise “Birliğin geleceği hakkında konuşmak için iyi bir başlangıç sinyali oldu“ ifadelerini kullandı. Trump damadına da kızdı Sağlık reformu tasarısını geri çekmek zorunda kalan ABD Başkanı’nın, Aspen’e kayak tatiline giden başdanışmanı aynı zamanda damadı Kushner’e sinirlendiği öne sürüldü Trump’ın en önemli seçim vaatlerinden biri olarak gösterilen yeni sağlık sigortası tasarısı için Chicago’da yapılması planlanan protestolar, yeterli desteği bulamayan Başkan Donald Trump’ın geri adım atması üzerine zafer kutlaması haline geldi. ABD Başkanı Donald Trump, ciddi bir siyasi sınav olarak görülen sağlık reformu tasarısını Kongre’deki oylamadan hemen önce geri çekmek zorunda kalmasının hesabını Demokratlara kesti. Trump, tasarının geri çekilmesinden sonra yaptığı açıklamada, “Çok yaklaşmıştık. Bir Demokratın bile desteğini alamadık” dedi. CNN’nin haberine göre ise Trump, böyle kritik bir haftada, başdanışmanı yaptığı damadı Jared Kushner’in ailesi ile birlikte Colorado eyaletinin gözde kayak merkezi Aspen’e gitmesine de çok kızdı. Kushner’in önceki akşam Beyaz Saray’da olduğu belirtildi. Eski Başkanı Barack Obama döneminde geçirilen ve milyonlarca Amerikalıyı sağlık sigortası kapsamına alan Obamacare’in yerini alacak tasarının Kongre’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nden geçmesi için 215 oy gerekiyordu. Ancak en az 28 Cumhuriyetçi üyenin karşı çıkması nedeniyle tasarı rafa kaldırıldı. Cumhuriyetçilerin Kongre’nin iki kanadında çoğunluğu ellerinde bulundurmalarına rağmen, tasarının geri çekilmesinin Trump için büyük bir darbe olduğu belirtiliyor. Muhalif Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, milyonlarca ABD’linin sağlık sigortalarını kaybedebileceği endişesiyle tasarıya karşı çıkıyordu. Biz poşetlenirken Suudi kadın özgürleşiyor Bunca gürültü patırtı, uluslararası kavga, savrulma arasında kaynamasın... “Vogue”, devrim sayılacak bir hamleyle Suudi Arabistan’da “ilk” sayısını çıkardı... Derginin kapağında, “Victoria’s Secret”ın iç çamaşırı tanıtımlarıyla ün kazanan Filistin kökenli manken Gigi Hadid’in yüzü var. Genel yayın müdürü pozisyonunda da.. “Ortadoğu’nun ABD moda gurusu Anna Wintour’u” olarak tanımlanan Suudi Arap bir kadın, Dina Aljuhani Abdülaziz bulunuyor. Suudi Arabistan gibi gene şeriatla yönetilen Katar, Bahreyn, Kuveyt, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde dağıtılacak olan dergi aylardır büyük ilgiyle bekleniyor ve konuşuluyordu. Böyle bir derginin başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinde yayımlanmasının devrim niteliği arz etmesinin nedeni, “Vogue”un salt bir moda yayını olmaması... Dergiyi bu bölgede ilk kez on yıl önce çıkarmayı düşünmüşler. Ancak o dönem, dergi grubunun başında olan kişi; “Bizim bu yayınımız, ifade özgürlükleri ve cinselliğin açık ifadesi, kadınerkek eşitliği gibi Ortadoğu’da köktenci unsurların karşı çıktığı Batı değerlerine bağlıdır. O nedenle bu iş burada olmaz” demiş ve “riskli” bulduğu yatırımdan vazgeçmiş. On yıl arayla şimdi bir Suudi Arap kadın genel yayın yönetmeni, hemcinslerini öne çıkaran ve vitrine koymaktan çekinmeyen, edilgen harem kültürü yerine proaktif kadın bireyselliğini vurgulayan derginin başına geçmekten çekinmiyor. İlk değerlendirmeler Suudi Arabistan Vogue’unun, güçlü bir başarı grafiği yakalayacağını gösteriyor. Neden “Suudi Vogue”unu bu şekilde uzun uzadıya hikâye ettiğime gelince; en koyu şeriat ülkesinde dahi kadına tanınan alan böylesine açılıp saçılırken.. bizde mütemadiyen kapanıyor ve daralıyor. ‘Muzır etki’ Bu çok çarpıcı tezatın son örneği, Türkiye’de “Elle” dergisi için alınan “muzır neşriyat” kararı oldu. 24 Mart tarihli Resmi Gazete’de, “(Elle’de) yer alan bazı fotoğrafların ve yazıların muzır etki yapabileceği” belirtilmiş... Derginin kapağına ayrıca “küçüklere zararlıdır” damgası basılacakmış. Elle ayrıca “açık satılamayacak” ve satışı için, alkollü içki gibi “reklamı yapılamayacak”mış! Gazetelerin hafta sonu eki tadındaki “Elle” gibi bir dergiyi poşetlemek de nedir? AKP iktidarı böylelikle sadece bir dergiyi değil, kadını poşete soktuğunu ilan etmiş oluyor. Bu; “Kadın sokakta kahkaha atmayacak. Mahrem, namahrem bilecek. Hareketlerinde cazibedar olmayacak!” görüşünün birebir tercümesi ve karşılığı. Sonra yazar çizer arkadaşlarımız BM’nin yıllık “insani gelişme” raporlarında yer alan “cinsiyet gelişme endeksi”nde baş aşağı çakılmamıza şaşıyorlar. Dün Sedat Ergin yazmıştı. Genel “insani gelişme endeksi”nde Türkiye’nin altındaki çok sayıda ülke, sıra “cinsiyet gelişme endeksi”ne gelince.. hoop Türkiye’nin üstüne çıkıyormuş... Sedat bunu “rahatsız edici” buluyor ve anlaşılıyor ki şaşıyor: Türkiye Ortadoğu ülkeleriyle (tüh tüh, nasıl da) “aynı kümeye” düşüyormuş... Ya başka ne olacaktı? Bunca yıldır uygulanan malum politikaların sonucu başka nereye varacaktı? Cumhuriyetin bütün kazanımlarını birer birer “yeni Türkiye”de yitirmek artık işten değil ne yazık ki... Alman Cumhurbaşkanı yeni söyledi; “Türkiye’de yıllarca, on yıllarca elde edilmiş kazanımların, kısa zamanda kaybedileceği endişesini taşıyoruz. Bu yüzden bugünkü Türkiye’ye gururla bakamıyoruz!” dedi. Düşününce kafam almıyor. 94 yıllık Cumhuriyetin mirası sahi bu kadar kırılgan olabilir mi? Çağdaşlıkla en kavgalı ülkeler dahi, küreselleşme itişiyle açılımlar ve ilerlemeler kaydederken, biz koca bir yüzyılın edinimlerini bu kadar kolay heba edebilir miyiz? Bu kadar yok ve yaşanmamış varsayabilir miyiz? 16 Nisan’ın sonucu, bu sorunun yanıtı olacak. Çifte vatandaşlığa revize Der Spiegel dergisi, Almanya’da Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Entegrasyon Ağı tarafından hazırlanan seçim programının çifte vatandaşlığın revize edilmesini öngördüğünü yazdı. Türklerin doğuştan çifte vatandaşlık hakkı elde eden çocuklarının bu hakkı koruması, torunların iki vatandaşlıktan birini tercih etmesi düşünülüyor. Düzenlemeye Başbakan Angela Merkel’in de sıcak baktığı belirtiliyor. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle