20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Mart 2017 2 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Boynundan bıçakladığı arkadaşı öldü, kendisi yaralandı Sınıfta bıçaklı dehşet 16 yaşındaki Emir Taş kurtarılamadı. Rize’nin Pazar ilçesinde, lise 1’inci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki B.K, önce ön sıradaki arkadaşı Emir Taş’ı (16) boynundan bıçakladı, ardından da bıçakla kendi boynunu kesti. Olayda ağır yaralanan Emir Taş kurtarılamadı, B.K. ise tedavi altına alındı. Aşırı kan kaybeden B.K’nin hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi. Önceki gün akşam arkadaşları ile sosyal medya üzerinden yaptığı yazışmalarda, “Yarın okulda sınavlar iptal olacak. Kendimi öldüreceğim, yanımda en yakın arkadaşımı da götüreceğim” ifadesini kullandığı öne sürülen ve arkadaşlarının ısrarlı sorularına cevap vermekten kaçınan B.K’nin okula çift bıçakla geldiği belirlendi. İkinci saatte, Tarih dersi işlenirken belinden ekmek bıçağını çıkaran B.K, ön sırada oturan arkadaşı Emir Taş’ı boynundan yaraladı. Olaydan sonra bıçağı sınıfa atan ve alt kata inen B.K. bu kez cebinden çıkardığı başka bir bıçakla boynunu kesti. B.K’nin Taş’la daha önce tartıştığı da iddialar arasında. Olay nedeniyle okulda eğitim bir gün süreyle tatil edildi. Oyundan mı etkilendi? 16 yaşındaki B.K’nin, “Testere” tema alınarak hazırlanmış korku filmi serisi “Testere” oyununun bağımlısı olduğu belirtildi. Oyunun karakterine ait maskeleri takan B.K’nin, çektiği fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaştığı görüldü. l DHA Kardeşinin ölümüne neden olan kişinin hâlâ avukat olarak görev yapmasına isyan eden ağabey, ‘Dünyanın en zor şeylerinden biri kardeş acısıymış’ dedi ‘Ailemiz dağıldı’ Uğurcan Kayı (17) motorsikletiyle yemek servisi yaptığı sırada 0.74 promil al kollü araç kullanan stajyer avukat Bora A’nın çarpması sonucu 8 ay yoğun bakımda kalmış, daha son ra ise hayata tutunamamıştı. Sa nık Bora A’nın tutuksuz yargılandı ğı davanın 6. duruşması önceki gün İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Adli Tıp Kuru mu raporuna göre; ka zanın oluş şekli, sa nığın kavşağa kont rolsüz girişi, alkollü oluşu ve diğer delille ri dikkate alarak atı SEYHAN AVŞAR lı suçun olası kastla işlenmiş olabileceği ni belirterek dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde gön derilmesine karar verdi. Sanığın tutuksuz yargılanmasına isyan eden Uğurcan Kayı’nın abisi Vol kan Kayı, “Kardeşime çarpan ki şi bir gün dahi içeriye girmedi. 17 yaşındaki kardeşim ise toprağın altında çürüdü” dedi. Uğurcan Kayı, İzmir’in Buca ilçe sinde bir restoranda kurye olarak çalışıyordu. Kayı, 16 Ocak 2016 ta rihinde sipariş dağıtımını tamam layıp saat 3:15 sıralarında iş yerine dönerken, o dönemde stajyer avu kat olan Bora A, otomobille sokak arasından hızla çıkıp, cadde üzerin de giden Kayı’ya çarpmıştı. Çarp manın etkisiyle metrelerce sürükle nen Uğurcan Kayı kaldırıldığı has tanede yoğun bakıma alınmıştı. Bo ra A. ise ka zadan etkile nerek Buca Seyfi Demir soy Devlet Hastanesi’ne gitmiş, an cak tedavi si yapılırken alkol testi için kan alı nacağı sıra da hastane Uğurcan Kayı den ayrılmıştı. İki sa at sonra polisi arayarak teslim olan Bora A.’nın kanında 0.74 promil al kol çıkmıştı. Bora A. tutuksuz yar gılanmak üzere serbest bırakılırken çarpmanın etkisiyle metrelerce sü rüklenen Uğurcan Kayı ise hayata ancak sekiz ay tutunabilmişti. ‘Alkolün etkisiyle kazayı yapmış değilim’ Sanık Bora A. duruşmada yaptığı savunmasında, “Böyle bir şey yaşanmasını istemezdim. Ölçümlere göre 0.74 promil alkollüydüm. Kaza olduktan sonra hastaneye ben gittim. Ambulansı ben çağırdım. Ancak hastaneden korktuğum için olay yerinden kaçtım. Araç kullanırken alkolün etkisiyle bu kazayı yapmış değilim” dedi. ‘Annemin psikolojisi bozuldu’ Volkan Kayı adalete olan inançlarını kaybettiklerini söyleyerek, “Dünyanın en zor şeylerinden biri kardeş acısıymış. Bu olaydan sonra ailemiz dağıldı. Annemin psikolojisi bozuldu. Bizleri bırakıp başka bir şehre yerleşti. Kardeşime çarpan kişi şu an avukat. Bir gün dahi içeriye girmedi. 17 yaşındaki kardeşim ise toprağın altında çürüdü. Tek isteğimiz adaletin yerini bulması. Kardeşimin ölümüne sebep olan kişinin tutuklanmasını istiyoruz.” diye konuştu. l İSTANBUL S Yetti garieferihisar Belediyesi’nin daveti üzerine Sığacık’ta buluşan binlerce kişi, dilek yakıldı. 400 sanatçının atölye çalışması gerçekleştirdiği etkinlikte, resimheykel, seramik balonları uçurdu, “yetti ga atölyeleri tüm gün büyük il ri” mesajları verdi. Programda dir” sözleriyle ifade etti. gi gördü. Çocuklara yüz boya konuşan Seferihisar Belediye Baş Seferihisar Belediye Bandosu’nun ması yapıldı ve belediye bünyesin kanı Tunç Soyer dileğini, “Bu kış çok konseriyle başlayan etkinlikte kına de çalışmalarını sürdüren Can Yücel uzun sürdü, yetti gari, bahar gelsin. merasimi de yapılırken, isteyen tüm Tohum Merkezi tarafından lavanta Bahar var ya umudun da ta kendisi katılımcılara ayyıldız desenli kınalar fideleri dağıtıldı. l İHA Siroza 5 liralık test Van’daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Cumhur Dülger, 3.5 yıllık araştırma ardından karaciğer sirozunun ağırlık derecesini daha basit bir testle belirlenebileceğini ortaya çıkardıklarını söyledi. Daha önce 150 liraya mal olan MELD skorunun yerini Brucella tanısında da kullanılan ve sadece 5 liraya mal olan Wright testi alacak. Doç. Dr. Dülger, yaptığı çalışmalarda Türkiye ve özellikle Doğu Anadolu’da yoğun görülen ve hayvandan insana geçen Brucella hastalığının tanısında kullanılan Wright testini karaciğer sirozunun ağırlık derecesini belirlemede kullandı. 250 hasta üzerinde MELD skoru yerine bu testi uygulayan ve takibini yapan Dülger, karaciğer sirozunun ağırlık derecesini belirlemede yüzde 95 oranında başarı sağladı. Bulduğu yöntemin hem pratik hem de ucuz olduğunu anlatan Doç. Dr. Dülger, “Bu yöntem artık karaci ğer sirozunun ağırlık derecesini kısa sürede ortaya çıkarmamızı sağlayacak. Alan taramalarımızda hastanın hastaneye gelmesine gerek kalmayacak. Araştırmamız Amerika’daki Archive of Medikal Sciences tıp dergisinin son sayısında yayınlandı” dedi. l DHA Doç. Dr. Dülger: “Test yüzde 95 başarı sağladı.” İkisi de şampiyon Birleşmiş Milletler 10 Kasım 2011 tarihli kararı ile 21 Mart’ı resmi “Dünya Down Sendromu Günü” olarak tanıyor. Down sendromunun genetik bir farklılık ve bir kromozom anomalisi olduğunu belirten uzmanlar, “Down sendromunun tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil genetik bir farklılık olduğuna dikkat çekiyor. 21 Mart Dünya Down Sendromu Günü’nde Samsun’dan güzel bir haber geldi. Türkiye Özel Sporcular Federasyonu Masa Tenisi Türkiye Şampiyonası’nda Samsunlu sporcular Salihcan Öztankal Türkiye şampiyonu, Mehmet Yasin Bayraktar ise Türkiye ikincisi oldu. Çocuklardan Türkiye Şampiyonu olan Salihcan Öztankal’ın babası Hüseyin Öztankal, “Tüm özel çocukların olduğu gibi oğlumun da ömrü, yaşaması mutluluklarına bağlı. Her zaman onların mutluluğu için çırpınıyoruz. Masa tenisine olan yetenekleri fark edilince haftanın altı günü antrenmana götürdüm” dedi. l İHA 16 Nisan: Devlet millete karşı! AKP’nin Cumhuriyet rejimine yönelttiği “ünlü” eleştiriyi bilirsiniz: “Devlet millete karşı” derler. Böylece Laiklik ve Hukuk Devleti ilkelerine dayalı olan Cumhuriyet’i, Müslüman bir toplumda İslam’dan sapmakla, dini ve dindarları ezmekle suçlarlar. Üstelik, tipik bir Radikal Siyasal İslamcı söylem olan bu Laiklik ve Demokrasi karşıtı olan eleştiri, Demokrasi adına dile getirilir... Sanki Laiklik ve Hukuk Devleti İslam dinini, dindarları korumazmış, onları ezermiş gibi! Oysa gerçek tam tersinedir: Müslüman bir toplumda uygulanan Cumhuriyet rejimi Laik bir Hukuk Devleti niteliğiyle, İslam dinini koruyan, yücelten, onu çağdaş uygarlık düzeyindeki toplumlarla rekabet edecek düzeye getiren özgürlükçü bir uygulamanın temsilcisidir. İslam Âlemi’nin geri kalan bölümü, bireysel diktatörlüklerin baskısı altında inlerken, Demokratik, Laik ve Sosyal Türkiye Cumhuriyeti, Müslüman Dünya’nın yükselen yıldızıdır. Nitekim bu kimliğiyle, İslam Âlemi’ndeki bütün diktatörlüklere karşı da “kötü bir örnek” bir “Demokrasi tehdidi” oluşturur. Ama ne yazık ki, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, ABD tarafından dünya jeopolitiğinin ana stratejisi olarak güçlendirilerek kullanılan “kimlik siyaseti”, zaten yeterince sınıfsal destek olmadan kurulan, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” hedefini amaçlayan Türkiye Cumhuriyeti’ni de, emperyalist uzantısı olan “demokrasi karşıtı, aşırı dincimilliyetçi” akımların kucağına itti! Demokrasinin güçlendirilmesini, Demokrasi karşıtı olan dincimilliyetçi kimlik politikalarını savunanlardan beklemek ancak, Türkiye’nin gelişmemiş, sözde liberal, sahte solcu yarı aydınlarının düşebileceği bir tuzaktı... Ve bu tuzağa düşüldü... Bir dizi anti demokratik hata ve uygulama ile, nihayet Parlamenter Demokrasiyi sonlandırmak, Tek Adam Sistemi kurmak isteyen, 16 Nisan 2017 Referandumuna gelindi. HHH Şimdi bir yanda “AKP’nin Parti Devleti”: Tüm yasama, yürütme ve yargı olanaklarıyla, en başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, ortada valiler, kaymakamlar, savcılar, güvenlik güçleri, en altta da muhtarlar ve mahalle baskısı uygulayıcıları olmak üzere, “Evet” için bastırıyor... Seçim adaletini ve eşitliğini yok sayıyor... Her türlü “Hayır” etkinliğini yokuşa sürüyor, toplantıları yasaklıyor, konuşmacılara saldırıyor, gençleri gözaltına alıyor... “Hayır” diyecek politikacıları, STK’leri, çeşitli grupları, en ağır biçimde, terör yanlısı olmakla bile suçluyor, tehdit ediyor... Öte yanda “milletin çoğunluğu”: Israrla “Hayır” eğiliminde direniyor! HHH Tam bir “Devlet millete karşı” durumu: Parlamenter Demokrasiyi sona erdirmek isteyen “AKP’nin Parti Devleti”, rejimi korumak isteyen “Milli İradeye” karşı... Bakalım “Milli İrade”, yani iktidarıyla muhalefetiyle tüm toplum, “Demokrasi adına” başarıya ulaşabilecek mi? Sanıyorum bu sınavdaki başarıyı, sadece muhalefet değil aynı zamanda, AKP’nin ve MHP’nin Demokrasiye inanan seçmenlerinin tavrı da önemli ölçüde etkileyecek! DHA Türkmen işçi yangında can verdi Arnavutköy’de büyükbaş hayvancılık üzerine faaliyet gösteren bir işletmede, işçilerin kaldığı konteynerde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Yangın sırasında içeride uyudukları öğrenilen Türkmenistan uyruklu Murat Baba olay yerinde ölürken arkadaşı Türkmenistan uyruklu Devlet Cumayel ağır yaralandı. Cumayel, ambulansla Esenyurt Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Cumayel’in durumu ağır. l İSTANBUL / Cumhuriyet Otobüs şoförü doktoru bırakıp gitti Marmaris Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli Dr. Sevim Sütçüoğlu (51), şehirlerarası otobüs le yolculuk yaptığı sırada dağlık alan da trafik kazasına tanık olunca, araç tan inerek yaralılara müdahale etti. Sütçüoğlu Otobüsün şoförü, telefonla ulaşamadığı doktoru dağ başında bırakarak yoluna devam etti. Yapılanın insanlık dışı oldu ğunu söyleyen Dr. Sütçüoğlu, “Ben doktorum, gidip gerekli müdahaleyi yaptım. Döndüğümde otobüs durduğu yerde yoktu. Dağ başında yal nız kaldım. Şikâyetçi oldum” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle