Katalog

EKONOMİ DOLAR AVRO 3.6830 3.9450 FAİZ 11.24 BORSA ALTIN CUMHURİYET 87.357 983.74 ALTIN 24 AYAR 145.80 2.6 kuruş 4.5 kuruş 0.1 puan 1.032 puan 3.31 lira 50 kuruş Milyonerler8 EDİTÖR:PELİNÜNKER TASARIM:BAHADIRAKTAŞ Salı 7 Şubat 2017 kriz dinlemedi 2016’da yüksek enflasyon karşısında ücretler erirken yılın tek kazananı, sayıları 109 bini bulan milyonerler oldu. 2016 Aralık’ta milyoner sayısı 1865 kişi arttı Ekonominin yavaşlayıp borçlu ve işsiz sayısının arttığı 2016’da milyonerlerin sayısın daki artış dikkat çekti. Türkiye’de son bir yılda 15 bin 856 kişi daha milyo ner olurken, bankalarda bir milyon TL’den fazla parası olan kişi sayısı 109 bine yaklaştı. Bankacılık Düzen leme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre Aralık PELİN ÜNKER 2016’da hesabında 1 milyon lira ya da üzerinde parası bulunan yur tiçi mudi sayısı 108 bin 864’e çıktı. Aralık 2015’te 93 bin 8 ki şiydi. Sadece aralık ayında ise hesa bında 1 milyon lira ya da üzerinde pa rası olanlar 1865 kişi arttı. Ekonomi geçen yılın üçüncü çeyre ğinde yüzde 1.8 küçülürken büyüme nin 2016’da yüzde 2.5’in altında kal ması bekleniyor. Diğer yandan enflas yon ocak ayında yüzde 9.22’ye çıkar ken ücretlilerin reel geliri eridi. Resmi verilere göre işsiz sayısı Ekim 2016 itibarıyla 500 bin kişi artarak 3 milyon 647 bin kişi oldu. İş aramaktan umudunu kesenler dahil edildiğinde iş sizler ordusu 6.5 milyon kişiyi geçiyor. Bankalar Birliği verilerine göre ise Ka sım 2016 itibarıyla bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödememiş ve borcu halen devam eden kişi sayısı 2 milyon 979 bin 494’ü buluyor. Böyle bir ortam da milyoner sayısının istikrarlı bir şe kilde artması ekonominin tek kazana nının zenginler olduğunu gösteriyor. Yarıdan fazlası ellerinde BDDK verilerine göre Aralık 2016’da hesabında 1 milyon lira ya da üzerinde parası bulunan yurtiçi yerleşiklerin toplam mevduatı 715 milyar 340 milyon 630 bin lirayı buldu. Yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki toplam mevduatı ise 1 trilyon 358 milyar 744 milyon 560 bin lira oldu. Buna göre toplam mevduatın yüzde 52.6’sı milyonerlerin elinde bulunuyor. Aralık 2015’te ise hesabında 1 milyon lira ya da üzerinde parası bulunan yurtiçi yerleşiklerin toplam mevduatı 594 milyar 661 milyon 110 bin liraydı. Öyle ki milyonerlerin bankalardaki toplam mevduatı bir yılda 120 milyar 679 milyon 520 bin lira, diğer deyişle yüzde 20 arttı. Milyonerlerin hesaplarındaki toplam para son bir ayda da 9.3 milyar lira arttı. Yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki toplam mevduatı Aralık 2015’te 1 trilyon 160 milyar 854 milyon 900 bin lirayken milyonerler bundan yüzde 51.2 pay almıştı. Bu da milyonerlerin toplam mevduattaki payının son bir yılda daha da arttığını gösteriyor. Az kişiye çok para BDDK verilerine göre Aralık 2016’da Mevduat miktarı yükseldikçe bu miktara sahip olan kişilerin sayısı azaldı. Banka hesaplarında 1050 bin TL arasında mevduatı olan yurtiçi yerleşik kişilerin sayısı 4 milyon 989 bin 426, 50250 bin lira arasında mevduatı olanların sayısı 2 milyon 307 bin 486, 250 bin1 milyon TL olanların sayısı 462 bin 47 oldu. 250 bin 1 milyon TL arasında parası olanların toplam mevduatı 219 milyar 587 milyon TL olurken, 1050 bin lirası olanların 124 milyar 149 milyon 800 bin TL olarak gerçekleşti. 665 katı ediyor Aralık 2016 itibarıyla banka hesaplarında 10 bin TL’ye kadar parası olan yurtiçi yerleşiklerin sayısı ise 72 milyon 423 bin 116 kişiyi buldu. Buna göre 10 bin TL’ye kadar parası olanların sayısı milyonerlerin sayısının 665 katı ediyor. 10 bin TL’ye kadar parası olanların sahip olduğu toplam mevduat aynı dönemde 46 milyar 803 milyon 240 bin lira olarak kaydedildi. Öyle ki milyonerlerin toplam parası, hesaplarında 10 bin liradan az olanların parasını 15’e katladı. Verilere göre bankalarda 10 bin liraya kadar parası olanlar için ortalama mevduat 646.2 lira olurken milyonerler için ortalama mevduat 6 milyon 570 bin 957 liraya çıkıyor. Hesaplarında 10 bin liradan az parası olanlar, toplam mevduattan ise sadece yüzde 3.4 pay alabildi. Bankalardaki parası 10 bin TL’yi geçmeyenlerin sayısı 2015 sonuna göre 10 milyon 913 bin 371 kişi artarken, aynı dönemde bu kişilerin toplam mevduatı 4 milyar 651 milyon 80 bin lira arttı. Kasım 2016’ya göre ise kişi sayısında 1 milyon 335 bin 439, mevduat toplamında 2 milyar 437 milyon 360 bin lira artış görüldü. Dolardaki küresel düşüş kuru geriletiyor. Dolar/TL 3.66 seviyesini gördü Geçen hafta ABD tarım dışı istihdam verisinin etkisiyle son bir ayın en düşük seviyesi olan 3.6870’e kadar gerileyen dolar/TL, dolardaki küresel değer kaybına paralel yeni haftaya da düşüşle başladı. Sabah saatlerinde 3.69 seviyesinden işlem gören kur kademeli olarak 3.66’ya kadar geriledi. Serbest piyasada dolar, 3.6830 TL’den günü tamamladı. HSBC Portföy Yönetimi’nden İbrahim Aksoy aylık raporunda TL’nin değer kazanma potansiyelinin sınırlı olabileceğini belirtti. Raporda, “Nisanda düzenlenecek referandum öncesinde yurtiçi risk algısının dönem dönem yükselebilecek olması, makro verilerde bozulmanın devam etmesi ve lirada oynaklığın düşmesiyle Merkez Bankası’nın sıkılaştırmadan geri adım atabilecek olması bundan sonrası için lirada değer kazanma potansiyelinin sınırlı olduğuna işaret ediyor” ifadesine yer verildi. ING Bank’ın Londra merkezli stratejisti Petr Krpata ise dolar/ TL’nin bu hafta 3.60 seviyesini test edebileceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Enflasyonu gıda artırdıTCMB’nin açıklamasına göre gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon ocak ayında 2.12 puan artarak yüzde 7.77’ye çıktı. Merkez Bankası: İşlenmemiş gıda fiyatları ve TL’deki değer kaybı ocakta enflasyonun yüksek gelmesinde belirleyici oldu Merkez Bankası (TCMB), ocak ayında tüketici fiyatlarının yüzde 2.46 arttığını ve yıllık enflasyonun 0.69 puan yükselerek yüzde 9.22 olduğunu hatırlatarak, gıda enflasyonun işlenmemiş gıda kaynaklı olarak yükseldiğini ifade etti. TCMB’nin Ocak ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu’nda, gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda, enerji grubundaki fiyat artışlarının ise döviz kurundaki gelişmelerden kaynaklandığı belirtildi. Sebze sert yükseldi Raporda “Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu ocak ayında 2.12 puan artarak yüzde 7.77’ye yükseldi. Bu gelişmede, sebze grubuna bağlı olarak işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen sert yükseliş belirleyici oldu. Bu grupta yıllık enflasyon ocak ayında 4.15 puan artarak yüzde 8.67’ye ulaştı. Bir süredir ılımlı seyreden kırmızı et fiyatları bu dönemde yüzde 1.34 artarak dikkat çekti. İşlenmiş gıda fiyatları ise yüzde 1.10 artarken grup yıllık enflasyonu sınırlı bir yükselişle yüzde 6.81 oldu. Bu dönemde gıda fiyatları üzerinde olumsuz hava koşulları ile TL’deki değer kaybının etkileri gözlenmiştir” denildi. Merkez, TL’deki değer kaybına bağlı olarak dayanıklı mal alt kalemlerinde de fiyatların yüzde 1.93 yükseldiğini belirtti. Merkez ayrıca, “Talep koşulları kısmen sınırlayıcı olmakla birlikte TL’deki belirgin değer kaybının etkisiyle çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonu ve ana eğilimi yükselmiştir” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Yerli turist paket turlara yöneldi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016’nın üçüncü çeyreğine ilişkin açıkladığı ‘Hanehalkı Yurtiçi Turizm Araştırması’na göre, yurtiçinde ikamet eden 24 milyon 14 bin kişi seyahate çıktı. Paket tur harcamaları önceki yılın aynı dönemine göre 1.08 milyar liradan 1.8 milyar liraya çıktı. Paket turlar yüzde 64 arttı. Yerli turistin yurtiçi seyahat harcamaları yüzde 23.6 artarak 15 milyar 360 milyon 556 bin TL oldu. Bu harcamaların yüzde 88.4’ünü kişisel harcamalar oluşturdu. Başkanlık uğruna devlet yutuluyor En çok kaynak üreten, dev kurumlardaki kamu hisselerinin, AKP projelerinin finansmanı için Varlık Fonu’na devri, Sayıştay denetiminin dışında bırakılmalarına ilişkin son iki kararnamenin dünkü gazetemizdeki “Fon, devleti yutuyor” başlığı durumu çok çarpıcı özetliyor. Hükümet sözcüsünün eleştirilere ilişkin soruları yanıtlarken dün yaptığı açıklama maksada ilişkin daha bir açıklayıcı: “Acil, hızlı kaynak kullanımına yarayacak..” Haberlerde Varlık Fonu’na hisseleri devredilen kamu kurumları listeleri verilince, bedelini halkın ödediği en kazançlı kamu işletmelerinden, kamu eliyle yaratılmış para gücünün boyutları daha bir çıplak görünüyor. Fon yönetiminde yetkin kılınmış yönetici kadroların, tek elde toplanmış büyük güçleri, söz konusu kurumların halen hukuken var olan tüm hukuksal sorumlulukları, bakanlıklar yetkileri, denetimler aşılmış olarak kulanabilmeleri ile, Saray bağlantıları dikkat çekiyor. Bu arada Varlık Fonu’nda toplanan çok büyük kamu kaynağı gücünün, kamu yararlı büyük kamu harcamaları için kullanılacağı yolundaki Hükümet açıklamalarını unutmamak gerekiyor. Ki aynı açıklamalar içinde artık dev kamu yatırımları, harcamaları projeleri için içdış özel kaynak kapılarının kapanmış olduğu bilgisi de yer alıyor. HHH Türkçesi 15 yıllık İktidarlarının Başkanlık referandumuna da yönelik olarak son yıllarda seçmene yönelik etkin kullanılabilen, büyük yatırımların hizmet karşılıklarında ortaya çıkan dev açıklardan yola çıkmak gerek. Köprülerin, örneğin gişe gelirleriyle karşılanması söz konusu olamayacak her gün, her ay, her yıl üste binecek yüklerinden... Referandum seçimlerinde asla ortaya çıkması göze alınamayacak yaşamsal her alana dönük ekonomik kriz olasılıklarını düşünmek... Referandum öncesi olmazsa olmaz düşünülmüş “can verme” içerikli zorunlu destekleri, harcamaları öncellemek için gereken, referandumun zorluğu ile doğru orantılı dudak uçurtan boyutlara ulaşabilecek, kamu kaynaklı haksız, hukuksuz harcamalara karşılık üretmek... Asıl gündeme bile getirilemeyecek boyutları ile, İktidarlarının İslam dünyası liderliğini, Osmanlıcılığa oynama uğruna, Atatürk devrimleri, Cumhuriyetin dış politikada vazgeçilemeyecek barış ilkelerinden sapmalar, çok ağır zikzaklarla ülkenin sınırları da dahil, bağımsızlığının korunabilmesi uğruna yaratılan bedeller... En insancıl boyutu dünyanın en zengin ülkelerinin kaçtığı büyük savaş göçünün nerede ise tamamını yüklenmiş olmak. Sorgulanamayacak boyutunda teröre bulaşmanın ülkemiz içindeki ve dışındaki can bedelleri, şehitlerimiz, yaralılar, askeri dev harcamalar var... HHH İktidarları en başından Meclis çoğunluğunu, sandığı, demokrasi, hukuku, kurumların bağımsızlığı, güçler ayrılığı ilkelerini, en çok da yargı bağımsızlığını ayaklar altına almada, geçmiş çoğunluk sağ iktidarlarını mumla aratacak boyutlarda otoriterleşmede, partizanca kullanmayı becermişti. Meclis, milletvekili iradesini, milletvekili, parti yöneticisi seçmeden, üyelik bağlarına, seçmen desteği çıkar ağını kurmaya ulaşan boyutlarıyla dibe çekmiş, kamu kurumlarını üst yapılarından her türden örgütlenmelerine, ele geçirmede örneği yaşanmamış güç elde etmişti. İktidar erki adına yaşanmış sorunlarda kendi iradeleri, ortaklıkları dışında herkesi suçlamada siyaseten çok başarılı olsalar da fiili sonuç her şeyden kendilerinin sorumlu olmalarıdır. En vahimi FETÖ’cü yarım kalan askeri darbesi içinde, Türkiye’nin terör örgütlerinin kıskacında kalması, Ortadoğu bataklığı, İslam dünyası mezhepler iç savaşlarına çekilmesi, ülkemizde Kürtlerle “Barış süreci” derken yeniden PKK’nin bu kez tek başına da olmayan terör, dış odaklı parçalanma tehditleri de kendi İktidar erkleri zaafları, sınır tanımaz tutkuları ile zikzaklı ilkesiz çıkışlarının suç ortaklıkları... Kaçınılmaz siyasal İslamcı sınır tanımaz ittifakları yüzünden ülkemizde laik Cumhuriyetin tehdit altında olmasındaki sorumlulukları da saklanamaz sonuçları ile ortalıkta. Seçimler süreçlerine gelince, çatışmacılık, cepheleşme, yandaşları kayırma, biat, sadaka, gereken durumlara göre cezalandırma; “havuçsopa” güncel siyasetleri için ise en azından seçim yatırımları babında çok ciddi kaynaklar gerek. Yetmez, seçim süreçlerinde kendi İktidarlarının ekonomik yıkımından halka ödetilecek bedelleri de çok iyi saklamak, ertelemek gerek... Çok çok acil, çok büyük kamu kaynakları gerek... 7 Türk bankası zirvede Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’in yaptığı ‘Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası 2017’ araştırmasına göre Akbank,1 milyar 579 milyon dolar marka değeriyle Türkiye’nin En Değerli Banka Markası unvanını korudu. Bu yıl Ziraat’in yanı sıra, Garanti, İş, Halkbank, Vakıfbank ve Denizbank da listedeki diğer başarılı bankalar arasında yar aldı. C MY B