27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 7 Şubat 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Provokasyona dikkat Cumhuriyet’in çalışanı ve okuru Arkadaşlarımız Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör parmaklıklar ardındaki yüzüncü günlerini yaşıyorlar şu anda. Ahmet Şık da 39 gündür aynı yerde tutuklu. Çevremden hep aynı soru geliyor: Bunlar neden içerideler? Çok uzun, 93 yıllık bir öykü diyorum. Son Osmanlı Meclisi Mebusanı’nın üyesiyken İstanbul’un işgali üzerine Ankara’ya kaçıp Mustafa Kemal’e katılarak, gazetesi Yeni Gün’ün yayınını Ankara’da sürdürürken Gazi Meclis’in 1. Grup denen grubunda Mustafa Kemal’in yakını olarak görev alan Yunus Nadi, 93 yıl önce, gazetesini yeniden İstanbul’da yayımlamak niyetini Mustafa Kemal Paşa’ya söyler. Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmış, Cumhuriyet ilan edilmiş, 3 Mart 1924 tarihli Tevhidi Tedrisat Yasası ile laikliğin temelleri atılmıştır. Bu ortamda Mustafa Kemal, İstanbul’da çıkacak olan gazetenin işlevinin Cumhuriyeti koruyup savunmak olması gerektiğini vurgular ve adının da Cumhuriyet olmasını ister. Yunus Nadi, Cumhuriyet’in ilan edildiğini ve artık geri dönülmez bir olgu olduğunu söylerse de Mustafa Kemal, “Cumhuriyet’in daha çok korunup, savunmaya ihtiyacı” olduğunu belirterek, önerisinde direnir. HHH Mustafa Kemal haklıdır. Devrimler öyle bir kez kazanıldıktan sonra kulağının üstüne yatarak sürdürülmez, onların sürekli korunup kollanılması, sürekli olarak yeniden kazanılması gerekir. Yunus Nadi, Mustafa Kemal’in mesajını almıştır. Gazete 7 Mayıs 1924 günü İstanbul’da Cumhuriyet adıyla yayımlanmaya başlar. O gündür, bugündür o işlev sürmektedir. Yüz gündür demir parmaklıklar ardında olan arkadaşlarımız ve tutukluluğunun 39. gününü yaşayan Ahmet Şık, bu görevin Silivri nöbetini tutuyorlar şu anda. Cumhuriyet kurulalı 93 yılı aşmış bulunuyor ve Cumhuriyet yüzüncü yılına doğru yol alırken, onu koruyup savunma işlevi gittikçe daha önemli ve daha zorlu oluyor. Son dönemlerde daha da zorlaşan ve daha da önem kazanan bu işlev her daim güç ve mihnetli olmuştur. Cumhuriyet, ekonomik, siyasi baskılar altında kalmış, kritik dönemlerde hep kapatılıp Türkiye’nin en fazla kapatılan gazetesi olmuş, çalışanları çeşitli dönemlerde çeşitli bahanelerle hapislere atılmışlar, bunun da ötesinde yazarlarından, Uğur Mumcu, Cavit Orhan Tütengil, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı görevlerini yerine getirme çabalarını canlarıyla ödeyip şehit düşmüşlerdir. Cumhuriyet gibi misyon gazetelerinin gazete olması için “onsuz olmaz” olan ise okurlardır. Yazarsız gazete olur, çizersiz gazete olur, ama tıpkı seyircisiz tiyatro olmayacağı gibi okursuz gazete de olmaz. Her gazete için geçerli olan bu olgu Cumhuriyet özelinde daha da bir önem kazanıyor. Her söyleneni kabul etmeyen, kendisine sunulanı aklının terazisinde tartan, sözünü esirgemeyen Cumhuriyet’in okuru zor ama bilinçli bir okurdur ve Cumhuriyet’i koruyup kollamanın pasif bir izleyicisi değil, aktif bir katılımcısıdır. Cumhuriyet okuru bu niteliğinin ağır olan bedelini de hep ödemiştir. İşinden olmuş, yargılanmış, tutuklanmış, hapse düşmüş, saldırıya uğramış, darp edilmiş, yaralanmış, ama yolundan dönmemiştir. Cumhuriyet’in yüzüncü yılına yaklaşırken, Cumhuriyet’in yöneticileri demir parmaklıklar ardında, Silivri’de Cumhuriyet nöbetinin yüzüncü gününü doldurmak üzereyken, Antalya’da da Cumhuriyet’e saldırıları Cumhuriyet okuyarak protesto eden Cumhuriyet okurları Hasan Alkan, Kadir Öztürk, Hasan Taşkın, Deniz Demirhan, Hüseyin Kabaklı, Mikail Durmuş, Ümit Yarman polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmışlardır. Daha sonra serbest bırakılan Cumhuriyet okurlarına Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ceza davası açılmıştır. Şu anda Silivri’den Antalya’ya bütün yurt sathında Cumhuriyet çalışanları ve okuyanları, Cumhuriyet ve demokrasi nöbetindeler. Herkesin desteğine de ihtiyaçları var. Sedat Peker’den ‘Evet’ mitingi ‘Evet’ kampanyası yapacağını açıklayan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, İstanbul Beykoz’da bir miting düzenledi. Mitingin görüntülerini sosyal medya hesaplarında paylaşan Peker, konuşmasında anayasa değişikliği referandumunda ‘Evet’ diyeceğini söyledi ve “Bozkurt Rabia birlikteliğini bu ülkede sağlayacağız” dedi. Sedat Peker 1 Kasım seçimleri öncesinde de Rize’de miting düzenlemiş, mitingdeki “Adeta dünyanın şah damarları kesilmişçesine oluk oluk hepsinin kanlarını akıtacağız. Nehirler dolusu kanları aktıkları zaman anlayacaklar” sözleri tepkilere neden olmuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin örgütlerine verdiği talimatta hayır kampanyası sırasında olası tahriklere kapılınmaması gerektiğine vurgu yaptı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu parti örgütlerine bir dizi uya rıda bulundu. “Küçük yerler de büyük kıvılcımlar çakılabi lir” diyen Kılıç daroğlu, daha ön ce kendisine yö nelik PKK saldırı sı ve parti örgütü yerlerine yapılan İKLİM ÖNGEL kundaklama gibi olayları da anım sattı. Referandum sürecinde mağlup olacaklarını anladıklarında işin kavga ve ça tışmaya çekileceği uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, örgüt yö neticilerine; örgütlere, işyerle rine ve kişilere yönelik provo kasyon uyarısında bulundu. Kı lıçdaroğlu örgütlere, “Provokas yonlara, tahriklere kapılmayın, polisle karşı karşıya asla gel meyin. Sizi tartışmaya sokmaya çalışanlara ‘Mevzu bahis vatan sa gerisi teferruattır’ yanıtı ve rip geri çekilin” talimatı verdi. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri, uyarıları ve talimatları şöyle: 4 Sandıklara sahip çıkın. Üye olup da seçmen olmayan larla iletişime geçin. Sandık gö revlilerini ve bu kişilerin eği timlerini en iyi şekilde yapın. 4 Tüm örgütler yürüyüş, eylem veya etkinlikten ziyade vatandaşla yüz yüze iletişime geçsin. Özellikle kadınlar ev ev, kapı kapı dolaşsın. Bu de ğişiklik geçerse Türkiye’yi ne yin beklediğini ayrıntılarıyla ve anlaşılır bir dille anlatın. 4 Kucaklayıcı bir dil kulla nın, kimseyi ötekileştirmeyin, kutuplaştırıcı dilden uzak durun, inatlaşmayın. Kimseye önyargıyla yaklaşmayın. 4 Sizi tartışmaya çekmek isteyenlere “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” yanıtı verin ve geri çekilin. 4 Polisle asla karşı karşıya gelmeyin. Polisle çatışan, tartışan bir görüntü vermeyin. 4 Örgütlere, işyerlerine, kişilere yönelik tahrikler, provokasyonlar olabilir. Mağlup olacaklarını anlayınca işi kavga ve çatışmaya çekeceklerdir. Küçük yerlerde büyük kıvılcımlar çıkarabilirler. Dikkat edin, tahriklere gelmeyin. 4 AKP ve MHP’ye oy çıkan yerlere ağırlık verin. 4 Siyasi propaganda yapmayın, asla parti bayrağı taşımayın. 4 Gençlerin oyunu mutlaka kullanmasını sağlayın. 4 Kampanyanızı her kesimden ve partiden hayırcılarla yürütün. Korkmazcan ile buluştu CHP lideri Kılıçdaroğlu dün Milli Anayasa Komisyonu üyelerini Genel Merkez’de kabul etti. Referandumdaki “hayır” sürecinin değerlendirildiği toplantıda, Milli Anayasa Komisyonu Başkanı eski TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan, anayasa değişikliğinin gerçekleşmemesi için her türlü hukuki yolun denenmesi gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu ise “CHP bu süreçte üzerine düşeni parti kimliğinden sıyrılarak yerine getirecek” dedi. l ANKARA Tekin: Ekonomi patlama noktasında CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Karaköy ve Eminönü’nde esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Tekin, ekonominin patlama noktasına geldiğini söyledi. Gürsel Tekin dün bir grup gazeteci ile birlikte CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı önünden otobüsle tarihi yarımadadaki Karaköy ve Eminönü’nü dolaştı. Burada esnafın sorunlarını dinleyen ve yurttaşlarla görüşen Tekin, “Yurttaşlarımızın çok ciddi sorunları var. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve yoksulluk tarif edilemeyecek boyuta gelmiş. Bütün bunları biz görüyorduk, defalarca da hükümeti uyardık. Bütün bu sorunlar varken, birikmiş bu kadar iç ve dış politika sorunları varken önümüze ucu be bir anayasanın gelmesini anlamakta zorluk çektik. Doğrusu halen de izah edebilmiş değiller. Dikkat ederseniz başta sayın Başbakan ve hükümet yetkililerinin, önümüze getirmiş oldukları parlamentoda müzakere bile edilemeyen 18 maddeyle ilgili söyleyebilecekleri bir tek kelime yok. Sadece ona buna çamur atalım. Bu ısrarla önümüze dayatmış olduğunuz 18 maddeyle ilgili söyleyebileceğiniz bir şeyiniz varsa çıkın söyleyin. Ve o kadar acele ettiler ki parlamentoda müzakere edilmedi. Şimdi görüyoruz ki acelesi yokmuş işte halen bekliyor. Yani bu kadar bekleteceğiniz bir anayasa paketini niye bu kadar aceleye getirdiniz. Ne sorsak bir türlü ce vap alamıyoruz” dedi. ‘Varlık Fonu’ sorusu Ekonominin daralma ve patlama noktasına geldiğini söyleyen Tekin, “Ekonomideki daralma, sıkışıklık ve sorun bir patlama noktasına geldi. Türkiye’nin en önemli kuruluşlarının bir gece yarısı, bir pazar günü fona devredildiğini görüyoruz. Hükümete soruyoruz; bütün bu fona devredilen kurumlar Bakanlar Kurulu’nda müzakere edilerek mi oldu, yoksa birilerinin talebiyle mi oldu? Bu saate herhangi bir bakan ya da Başbakan’ın hiçbir şey söylememesi oldukça manidar. Niye, neden, hangi gerekçelerle?” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Komisyondan TBMM’de ‘basın özgürlüğü’ turu Venedik Komisyonu, Meclis’te siyasi partilerin grup başkanvekillerini ziyaret etti. Görüşmelerde gazetemizin tutuklu yazar ve yöneticileri de gündeme geldi SELDA GÜNEYSU / İKLİM ÖNGEL Venedik Komisyonu Başkanvekili Herdis Kjerulf Thorgeirsdottir ve beraberindeki heyet, TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri ziyaret ederek, “kanun hükmünde kararnameler (KHK) ve OHAL kapsamında kapatılan gazete ve televizyonlar ile tutuklu gazetecileri” sordu. Görüşmelerde 100 gündür tutuklu olan gazetemiz yönetici ve yazarları da gündeme geldi. Venedik Komisyonu üyeleri, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ile 1 saate yakın görüştü. Görüşmede KHK’lerin basın özgürlüğüne etkileri, KHK ile kapatılan basın kuruluşları konuşuldu. Komisyon üyeleri görüşmede “KHK’lerin basın özgürlüğüne olumsuz etkileri neler? 7 kişilik komisyona nasıl bakıyorsunuz?” şeklinde sorular yöneltti. Özel ise buna, “KHK’leri AYM denetlemeli. Bu yasak savmak için kurulmuş, iç yolları uzatan, AİHM’ye başvuruyu geciktiren bir şeydir” ifadelerini kullandı. Özel’in “Tutuklu gazetecilerin durumu”na ilişkin bir soruda CHP’nin gazetemizin tutuklu 12 yazar, yönetici ve çizerini anımsatarak, “Karikatüristine kadar tutukladılar” demesi üzerine, komisyon üyelerinin durumu bildikleri ve çizerimiz Musa Kart’ın adını verdikleri öğrenildi. Suçun şahsiliği ilkesinin aşıldığı ve Can Dündar’ın eşinin pasaportuna el konduğunun anlatılması üzerine konunun ilgilerini çektiği, komisyon üyeleri BAKANLIK TEMSİLCİLERİ SALON DIŞINDA Edinilen bilgiye görüşmede CHP’li Özel, komisyona eşlik eden Adalet Bakanlığı yetkililerinin toplantıdan çıkmasını istedi. Özel, Bakanlık yetkililerinin çıkmasının ardından komisyon üyelerine neden çıkmalarını istediklerini şu şekilde açıkladı: “Burada kalsalar, raporlarına konuşulanları yazdıklarında sizin sorduğunuz sorulara veri len yanıtlar, hükümeti memnun etmezse, ‘CHP komisyona hükümeti şikâyet etti’ diye, bizim taşra teşkilatlarımıza saldırı başlar, siz bizi ‘Avrupa’ya şikâyet ediyorsunuz’ diye birileri saldırır, internetten linç başlar. Çünkü Türkiye’de hükümet eliyle kullanılan ve hedef gösteren bir medya dili de oluşturuluyor. O nedenle çıkardık dedik.” nin bu durumdan haberdar olmadığı belirtildi. CHP’liler, kapatılan ya da çalışanları tutuklanan gazetelerin yurtdışına, marjinal, teröre destek veren gazeteler olarak yansıtıldığına dikkat çekti. CHP’li Bilgehan’ın “Beni tanıyorsunuz, Cumhuriyet benim okuduğum, her gün aldığım gazete” ifadelerini kullandığı öğrenildi. Akçay’dan Kart örneği Komisyon üyeleri TBMM’de MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ve MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem ile de bir araya gelerek görüştü. Edinilen bilgiye göre görüşmede, MHP’li Akçay “kapatılan medya kurumlarının çoğunun te rör örgütleriyle ilişkileri nedeniyle kapatıldığını” öne sürdü. “Teröre payandalık, operasyonlarına aracılık yaptıklarına ilişkin ciddi iddialar var” diyen Akçay, komisyon üyelerinin “Kapatılan ama terör örgütü olmayan medya organları ve sırf düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklanan gazeteciler de var. Bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusu üzerine ise gazetemizin çizeri Musa Kart’ı örnek göstererek şunları söyledi: “Terör örgütü ile ilgili olmayan veya sırf düşüncelerinden dolayı tutuklananlar varsa onlar yeni bir KHK ile tekrar açılıyor. Örnekleri var. Terör örgütü ile ilişkili olmayıp da muhalif gazetecilik faaliyeti ne deniyle tutuklananların sayısı yok denecek kadar az. Mesela Musa Kart’tan bahsebedilirsiniz. Muhalif düşünceye sahip karikatürist Kart’ın durumu basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir.” Görüşmede “FETÖ’nün medya ayağı”na değinen Akçay, Hrant Dink cinayetini örnek göstererek, “Dink cinayetinin FETÖ’cüler tarafından organize edildiği hemen hemen ortaya çıkmaya başladı. Bu cinayet için provoke eden kim? FETÖ’nün gazete ve televizyonları...” ifadelerini kullandı. Komisyon üyeleri Akçay’ın bu sözlerini not etti. Baluken’le görüşme Komisyon üyeleri cezaevinden geçen günlerde tahliye olan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’i de ziyaret etti. Komisyon üyeleri Baluken ile görüşmede, anayasa değişikliği konusunda değil, sadece basın özgürlüğü ile ilgili temaslarda bulunacaklarını ifade ettiler. Bunun üzerine Baluken, “her iki konu başlığının da birbiriyle iç içe geçtiğini” anlattı. Mevcut anayasa değişiklik teklifinin düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı ve hukuk normları açısından “var olan baskı ortamını daha da artıracağına yönelik bir hassasiyetin yaşandığını” ifade eden Baluken, “Dolayısıyla bu ağır tablonun özellikle demokratik ve özgür ortamda gerçekleşmeyen anayasa değişiklik görüşmeleri ve şu anda içerisinde bulunduğumuz referandum süreci ile birlikte ağırlaşabileceğine dair toplum endişeler taşıyor” dedi. l ANKARA ‘Başkanlık çevreye zararlı’ Çevreci kuruluşlar bir bildiri yayımlayarak anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ oyu kullanacaklarını açıkladı. HAKAN DİRİK Çevreci kuruluşlar, insanların yanı sıra doğanın da tek adamın keyfi yönetimine bırakılamayacağını vurgulayarak anayasa değişikliği referandumunda “hayır” oyu vereceğini açıkladı. Daha önce anayasa uzlaşma komisyonuna sundukları önerilerin, bu değişiklikte hiç dikkate alınmadığını vurgulayan Ekolojik Anayasa Girişimi’nce açıklanan bildiride, “Bu anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen tek adam rejimi, korkunç doğa talanı yapılırken kimse itiraz edemesin, gıkını çıkaramasın diye getirilen bir baskı rejimidir, kabul edilemez” denildi. ‘AKP daha dürüst’ Girişim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “başkanlık” ısrarı nedeniyle dağılan anayasa komisyonunun çağrısını kabul eden çevreci kuruluşlar “doğadan yana” önerilerini komisyona iletmişti. Önerilerinin kilitli bir masaya konarak dikkate alınmadığını kaydeden çevreci girişim, “AKP bugün daha dürüst, en azından artık dikkate almayacağı teklifler için çağrı yapmıyor, yani ‘demokrasicilik’ oynamıyor. Katılımcılık ve şeffaflık derdi olmaksızın hazırladığı tek adam anayasası taslağını halka ve doğaya dayatıyor” görüşünü dile getirdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle