19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 5 Şubat 2017 2 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET Bahar erken geldiMüjde Polatkan eşliğinde yoga yapılırken dünün en mutlusu kuşkusuz çocuklardı. Fotoğraflar: Vedat Arık Maçka Parkı’nın bir bölümünden geçecek tünel projesine karşı İstanbulluların parka sahip çıkma eylemleri devam ediyor. Dün 7’den 70’e herkes ‘Maçka Parkı hepimizin’ dedi Maçka Parkı’nın bir bölümünden geçecek olan tünel projesine karşı, semt sakinleri ve doğa savunucuları, “Ba harı erken getiriyo ruz” çağrısıyla dün bir araya geldi. Parkta, gün boyu, koşudan yo gaya, birçok etkinlik gerçekleştirildi. “Maç HAZAL OCAK ka Parkı hepimizin” yazılı tşörtler giyen çok sayıda kişi, par ka sahip çıkma eylemine koşu yapa rak başladı. Bisikletleriyle parkta tur atanlar, köpeklerini dolaştıranlar da gün boyu eylemdeydi. Yaklaşık 4 ki lometrelik koşunun ardından, Müjde Polatkan eşliğinde yoga yapıldı. Yo ga eğitmeni Polatkan, “Burası bizim hep yoga yaptığımız park. Korumak için buradayız” dedi. ‘İBB’ye güvenmiyoruz’ İstanbul Kent Savunması üyesi peyzaj mimarı Çağdaş Öztürk, “İBB’nin yayımladığı görsele göre, tünelin iki çıkışı da park içerisinde Maçka Parkı’nda kimisi kitap okudu, kimisi de köpeklerini gezdirdi. ki kapatılan alanda olacak. Ancak, askıda olan planlarda ise tünelin çıkışının açıkhava tiyatrosunun altından olduğunu görüyoruz. Yani parkta kapatılan alanın dışında, açıkhava tiyatrosunun olduğu yerin altında da bir çıkış var. Bu nedenle bütün bölge gidiyor. Parkta yarıklar oluşuyor. Yüzlerce ağaç yok olacak. Proje Or taköy vadisini de bitirecek. İstanbul bir deprem şehridir. Bu tünellerle sağlam olan zemini delik deşik edecekler” dedi. Koşuya katılan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Civardaki neredeyse tek park. Çevre halkının bilgilendirilmesi lazım, projelerin ise şeffaf yürümesi gerekiyor. Ancak görünen o ki bizlere parkla ilgili bilgi verilmedi. Bu parkta her gün yürüyen, koşan insanlara bilgi verilmedi. Bir sabah uyandıklarında parkın bölündüğünü gördüler” diye konuştu. 90 yaşındaki destekçi Bakırköy’de yaşayan Safter Kartoğlu da Maçka Parkı’nı korumak için koşuya geldi. Kartoğlu, kızının Tesvikiye’de yaşadığını belirterek “Kızımı ziyarete geldiğimde erkenden kalkar burada koşarım” dedi. Denge etkinliği olan Snackline grubundan Cihan İlhanlı ise şöyle konuştu: “15 gün önce kapatıldı park. En büyük sıkıntımız bilgi. Soruyoruz bilgi yok. Proje ihaleye girmiş kazanılmış bizim hiçbir fikrimiz yok. Biraz baskıdan sonra İBB açıklama yaptı ama açıklamalar da hiç tatmin edici değil. Ağaçlar taşınacak deniyor ama önceden taşınanların durumu hakkında hiç bilgi yok. Bizler buradayız bu park hepimizin. Nefes alabildiğimiz son yer. O yüzden sahip çıkmalıyız.” l İSTANBUL Lösemiye dikkat çekmek için saçlarını kazıtıp klip çektiler Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, kadın ve erkek amatör 40 bağlamacıdan oluşan “Sazdan Adam Grubu” lösemi hastalığına dikkat çekmek için saçlarını kazıtarak klip çekti. Daha önce Michael Jackson’un 5. ölüm yıldönümünde, “They don’t care about us” adlı şarkısına ve Çanakkale zaferinin 100. yılına özel çektik leri kliplerle gündeme gelen “Sazdan Adam” grubu, bu kez sözleri kendilerine ait olan “Görmek lazım” şarkısı klibinde lösemi hastalığına dikkat çekti. Lösemili bir ilkokul öğrencisinin günlük yaşamının anlatıldığı klipte, grup üyeleri de saçlarını kazıtarak kamera karşısına geçti. l ZONGULDAK/DHA Trump küreselleşmeye karşı 3 Haklarında iddianame bile hazırlanmadan hâlâ hapis yatanları selamlayarak, onlara yapılan zulmü iliklerime kadar duyumsadığımı belirterek başlıyorum Pazar yazıma. HHH Her ülke dünya konjonktüründen etkilenir: Ama her ülke bu konjonktürden farklı etkilenir... Çünkü her ülkenin kendine özgü koşulları vardır: ABD’nin kendi yarattığı ve büyük yarar sağladığı “Küreselleşme” sürecine Trump’ın karşı çıkmasındaki çelişkiyi burada aramak gerekir! Trump’ın Küreselleşme sürecine karşı çıkmasının nedenleri, onu iktidara taşıyan koşulların belirlenmesiyle daha iyi anlaşılabilir hale gelebilir. HHH Trump’ı İktidara Taşıyan Küreselleşme Karşıtlığının Temelleri: 1) Ortadoğu Savaşı. Küreselleşme süreci çerçevesinde, siyasal/askeri bağlamda, ABD’nin dünya liderliğini koruyabilmek için giriştiği Ortadoğu Savaşı, ülke içinde bu savaşın maddi ve manevi maliyetinin faturasını elbette Obama/Clinton ikilisinin temsil ettiği “kurulu düzene” kesecekti! Hem masraflar ve dolayısıyla vergiler arttı, hem de Amerikalılar ölmeye başladı. 2) Küreselleşme süreci çerçevesinde ekonominin içine girdiği “balon krizi”. ABD’nin, dünya ekonomisiyle bütünleşme bağlamında ortaya çıkan artı değeri daha fazla sömürmek için başvurduğu mali ve ekonomik yöntemler geri tepti, zaten dünyanın Neoliberal, Neoemperyalist, Neokapitalist sistemi de sürekli patinaj yapmaya başlamıştı... Ortaya çıkan krizde, bu krizi yaratanlar yani krizden sorumlu olanlar kurtarıldı, sistemin bir süre için daha işlemesi sağ landı ama bedeli orta sınıfa ve yoksullara ödetildi. 3) Obama ve Obamacare. Bir siyahinin Başkan olması, örneğin, benim Michigan Üniversitesi’nde öğrenciyken siyahilerin hakları için mücadele ettiğim yıllarda, hayal bile edilemeyecek bir fanteziydi. Obama’nın başkanlığı, WASP denilen BeyazAnglo/SaxsonProtestan Amerikalıları, muhafazakârları, köylüleri tedirgin etti. Trump, Afrika kökenli Amerikalıları katletmekle ünlü Ku Klux Klan’ın resmî desteğini bile aldı. Obamacare ise, Amerikan halkına ilk kez sağlık sigortası güvencesi getirdi ama, topluma maliyeti vardı, Trump özellikle vergileri düşürmeyi vaat ederek bunu istismar etti. 4) Yabancı ve Müslüman düşmanlığı. Küreselleşmenin 2001’de İkiz Kulelere yapılan saldırı ile başlayan İkinci Aşaması, bütün Müslümanları şaibe altında bırakan “İslam Terörizmi” nitelemesi ile anılır oldu. Batı Avrupa’da ve ABD’de devam eden aynı nitelikli saldırılar bütün Batı Dünyası’nda bir “İslamofobi” oluşturdu. Amerika ayrıca, Meksika’dan gelen kaçak göçmen sorunuyla da boğuşuyordu; bunların ucuza çalışarak Amerikalıların işlerini ellerinden aldıkları öne sürülüyordu. HHH Bütün bu faktörlerin doğurduğu tepkiler, aynen Batı Avrupa’da görüldüğü gibi, ABD’de de, ırkçılığın, yani “mikromilliyetçiliğin” yükselişine ve Trump’ın iktidarına yol açtı. Ama Amerika, ülkeyi göçmenlere kapatabilir mi?.. Kendisini uluslararası sermayenin, akışkan Küresel özelliklerinden soyutlayıp içine kapanabilir mi? Sanmıyorum! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle