Katalog

Cuma 3 Şubat 2017 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KILIÇDAROĞLU AB ELÇİLERİYLE BULUŞTU ‘İlişkilerimiz değişir’ Genel Başkanı Kemal Kılıç CHPdaroğlu Avrupa Birliği (AB) ‘Doğru zamanda toplandık’büyükelçileriyle bir araya geldi. Büyü kelçiler CHP liderine “referandum süre Toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger basın toplantısı düzenledi. Yılmaz, cini, anayasa değişikliği “Bugünkü toplantımız çok önemli bir za teklifi CHP’nin nasıl bir strateji izleyeceğini”ni sordu. Büyükelçilerin “başkanlık sistemini” İKLİM ÖNGEL içeren anayasa değişikliğine “mesafeli” yaklaştığı öğrenilirken, değişik liğe onay çıkması duru munda Türkiye’de olabilecek değişimin Türkiye AB ilişkilerini etkileyebilece ği mesajı verdiği belirtildi. Kılıçdaroğlu. büyükelçilerle çalışma kah mana denk geldi. Değerlendirmelerimizde özellikle Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinin güçlendirilmesi ve bu ilişkilerin daha sağlıklı bir zemine oturtulması konusunda görüşlerimizi açıkladık. Farklı büyükelçiler söz aldı ve kendi açılarından gündeme ilişkin önemli gördükleri hususları sayın genel başkanıma sordular. Sayın genel başkanımız da bunu açık kalplilikle cevapladı” diye konuştu. Berger ise “Hem ülke ile bağlantılı ulusal konular hem de dış politika ile ilgili konular ama her şeyden önemlisi ABTürkiye ilişkileri ele alındı. Son derece doğru bir zamanda yapıl valtısında buluştu. Yaklaşık 2 saat bası mış ve gündemdeki bütün mevzuların ele na kapalı olarak gerçekleşen toplantıya alındığı bir toplantı gerçekleşti” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Öztürk Yılmaz, Selin Sayek Böke ve Bülent Tez luyor, basına sansür uygulanıyor. Haber içine çekilir ve ülke rahatlar” dedi. Kılıçdaroğlu, nüfusları çoğunluk can katıldı. Karşılıklı görüş alışverişinde verecek kanal, yazacak gazete yok. Biz Kılıçdaroğlu, AB büyükelçilerine 2010 la Müslüman olan 7 ülke vatandaşları bulunulan toplantıda; anayasa değişik CHP olarak, elimizden gelen tüm çalış yılında anayasa değişikliği için yapılan nın ABD’ye belli bir süre alınmaması liği teklifi, referandum süreci, Türkiye mayı bu süreçte gerçekleştireceğiz, tüm referandumu anımsatarak sitem etti. Kı nı gündeme getiren ABD Başkanı Do AB ilişkileri, vize serbestisi, Fırat Kal imkânlarımızı kullanacağız. Kapı kapı lıçdaroğlu, “2010 yılı referandumunda nald Trump’ın kararını da eleştirdi. Bu kanı, Suriye ve Kıbrıs konuları masaya dolaşarak vatandaşın ayağına gideceğiz. AB, bu değişiklik paketine destek ver nun “toptancı” bir anlayış olduğunu söy yatırıldı. Kılıçdaroğlu en son 1 Haziran Teklifin ne getirdiğini anlatacağız. Bu bir di. Bu değişiklik Türkiye’deki yargı ba leyen Kılıçdaroğlu, mülteci sorununda 2016’da büyükelçilerle buluşmuştu. CHP kampanyası değil. Her kim endişe ğımsızlığını bitirdi” dedi. Kılıçdaroğlu AB’nin de etkin olması gerektiğini belirt ‘Hayır çıkacak’ duyuyorsa, teklifin ciddi bir rejim deği CHP’nin, Türkiye AB ilişkilerinin de iç ti. CHP’nin Fırat Kalkanı Operasyonu’nu şikliği getirdiğini düşünüyorsa bu teklifi politikadan bağımsız olarak gelişmesi destekleyip desteklemediğini soran bü Edinilen bilgiye göre; Kılıçdaroğlu karşı durmalı. Biz CHP olarak her türlü ni arzu ettiğini kaydetti. AB’nin özellikle yükelçilere Kılıçdaroğlu’nun yanıtı ise Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin güçlen demokratik kanalı kullanacağız.” Kıbrıs ve üyelik konularında “çifte stan “Operasyonu destekliyoruz ancak daha dirilmesi ve sağlıklı bir zemine oturtulması yönündeki görüşlerini büyükelçilere iletti. Referandumda nasıl bir stra ‘Evet kutuplaştırır’ Büyükelçilerin “Sonuç “evet çıkarsa ne dart” uyguladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “En ihtiyacımız olan zamanda yargı bağımsızlığıyla ilgili 23 ve 24. fasıllar aşağı gidilmesine karşıyız” oldu. AB, referanduma mesafeli teji takip edileceğini ve OHAL sürecin olur hayır çıkarsa ne olur” sorusuna ise açılmadı. Kıbrıs’ta Annan Planı’nın ar AB büyükelçilerinin anayasa deği de ne kadar sağlıklı bir referandum ger Kılıçdaroğlu, “Ben referandumdan ‘ha dından verilen sözler tutulmadı” dedi. şikliğine “mesafeli” yaklaştığı öğreni çekleşebileceğini soran büyükelçilere yır’ çıkacağına inanıyorum. Şayet evet Kılıçdaroğlu vize serbestisinin de Türk lirken, değişikliğe onay çıkması duru Kılıçdaroğlu’nun şu yanıtı verdi: çıkarsa kutuplaşma artar, Türkiye, çok vatandaşlarının anlaşmalar gereği hakkı munda Türkiye’de olabilecek değişi “OHAL’de sağlıklı bir referandum ger daha geriye gidecektir. Hayır çıkması ha olduğunu belirterek, bunun belli şartlara min Türkiye AB ilişkilerini etkileye çekleştirmek imkansız. Basın susturu linde cumhurbaşkanı anayasal sistem bağlanmaması gerektiğinin altını çizdi. bileceği mesajı verdiği belirtildi. Bürokratlardan ‘varım’ yarışı ‘Parti devletiyle mücadele’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bürokratların oylarının rengini belli eden “evet” kampanyasına katılmasına tepki göstererek, “Artık ‘hayır’ diyenlere yönelik bir linç kampanyası başladığını da görüyoruz. Bu açıklamalar, bu süreçte sadece bir siyasi partiyle değil, bir parti devletiyle mücadele edeceğimizin en net göstergesi” dedi. Sosyal medyadaki bir paylaşımı nedeniyle Malatya İl Seçim Müdürü’nün açığa alınmasını “doğru bir karar” olarak yorumlayan Kılıçdaroğlu, benzer kararların bürokratlar için de işletilmesi ve bu isimlerin görevden alınması gerektiğini savunduklarını kaydetti. Edinilen bilgiye göre; önceki günkü MYK toplantısında, Kılıçdaroğlu, bürokratların “evet” kampanyası yürütmesinin kabul edilemez olduğunu, “hayır” diyenlere yönelik bir linç kampanyası başlatıldığını dile getirdi. Malatya İl Seçim Müdürü Gürsel Dursun’un yaptığı paylaşım nedeniyle açığa alındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bunu “doğru bir karar” olarak değerlendirdi. Benzer bir ka ‘Evetçi bürokratlar görevden alınmalı” diyen Kılıçdaroğlu, “Artık ‘hayır’ diyenlere yönelik bir linç kampanyası başladığını da görüyoruz” ifadesini kullandı. rarın bürokratlar için de işletilmesi ve bu isimlerin görevden alınması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu süreçte sadece bir siyasi partiyle değil, sadece AKP ile değil, bir parti devletiyle mücadele edeceğimizin en net göstergesi, bu açıklamalar” dediği öğrenildi. ‘Taraflı TRT’ Toplantıda, Kılıçdaroğlu’nun kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’nin AKP ile doğrudan ilintili özel medya kuruluşlarından bile daha taraflı yayın yapıyor olmasının “kabul edilemez” olduğunu anlatan MYK üyelerine hak verdiği belirtildi. MYK üyeleri toplantıda, TRT’nin “kamunun haber alma hakkını açıkça ihlal ettiği”ni, AKP içinde dar bir kadronun “sözcülüğü”nü yapıyor olmasının kabul edilemez olduğu dile getirdi. l ANKARA/Cumhuriyet ANMA Dr. Muammer Veldet VELİDEDEOĞLU 12.07.1935 02.02.2016 SENİ ÇOK ÖZLÜYORUZ VELİDEDEOĞLU AİLESİ Tepki çeken ‘Sen de var mısın’ kampanyası bürokrasiden yeni isimlerle devam ediyor İKLİM ÖNGEL İlk olarak bakanların başlattığı, daha sonra futbolcular ve şarkıcılarla devam eden, ardından kaymakam ve YSK temsilcilerinin dahi katıldığı evet destekçilerinin “Sen de var mısın” kampanyası, bürokrasiden yeni isimlerle devam ediyor. Kampanyaya son olarak Bartın’da Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ali Özdemir, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Bayram ve İl Sağlık Müdürü Dursun Koç ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Abdülsetter Bayram da katıldı. Ali Özdemir, sosyal paylaşım hesabı Facebook’a koyduğu videoda “Feyzullah Müdürüm, mesajınızı aldım. Ben de diyorum ki, Daha güçlü bir Türkiye için Evet, Evet diyorum. Abdülsetter Bey, siz de var mısınız? Yeniden başlangıç için, Yeni bir Türkiye için?” ifadelerini kullandı. Özdemir’in çağrısı üzerine Bayram da özel hesabından video ile “Ali Bey, mesajını aldım. Ben de istikrar için, daha özgür, daha güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye için Evet diyorum. Dursun Bey, sen de var mısın?” diyerek oyunun rengini belli etti ve İl Sağlık Müdürü Koç’a çağrı yaptı. Koç da “Birlikte büyük Türkiye için evet” diyerek karşılık verdi. Paylaşıma tepki Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Abdülsetter Bayram, sosyal medyada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Öcalan, Fethullah Gülen, Murat Karayılan ile yan yana gösteren bir mesaj paylaştı. CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, bunun “nefret su çu” olduğunu söyleyip suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Yalçınkaya, Valiliğin soruşturma açmasını istedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da ‘Evet’ diyeceğini açıklayan Bartın İl Müdürleri hakkında disiplin soruşturması başvurusunda bulundu. Tezcan, soruşturma başvurusunda “Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan’la bir araya konulması ve tarafsız davranma yükümlülüğünün ihlal edilmesini” gerekçe olarak gösterdi. l ANKARA MISIROĞLU Alevilere kin kustu Atatürk düşman lığı ile tanınan, kerelerce cumhuriyetin kurucu değerlerine kin kusan Kadir Mısıroğlu bu kez Alevileri hedef aldı. Daha önce “Keşke Yunan galip gelseydi, ne hilafet yıkılırdı, ne şeriat” diyen Mısıroğlu, Alevilere yönelik “Siz kimsiniz ulan” başlığıyla bir video yayımladı. Kin kusan video ise Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün resmi Twitter hesabından “beğenildi.” Hangi Abdülhamid? AKP Türkiye’sinin dinbazpolitik seyir defterinde Sultan İkinci Abdülhamid’e nur yağan günlerden geçiyoruz. “Yeni Türkiye”ye tarih icat etme yolunda Abdülhamid Osmanlı’sı adeta nirengi noktası alınmakta. Bu faaliyette topraklarımızın tarihsel akışında hem önü açılan, hem de “parantezlenen” kesitler var. Bunlara daha önce bir başka yazımızda değinmiştik. Ama tabii en kapsamlı operasyona tâbi tutulan tarihsel alan, Osmanlı dönemidir. Orada “Kuruluş” miti, şu ara hayli revaçtaki “Diriliş Ertuğrul” dizisi ile de alabildiğine abartılı (ve de yalanyanlış) kanırtılıp duruluyor. Ama mesela Niğbolu’da birleşik bir haçlı gücünü (bir anlamda son haçlı seferini) devirerek eşsiz bir başarıya imza atmış olsa da nihayetinde Timur’a yenilerek imparatorluğu bir kargaşa ve karışıklık (“Fetret Devri”) içine sokmuş Sultan I. Bayezid (Yıldırım) üzerine tıs yok. Aynı doğrultuda hiç şüphesiz 15’inci ve 16’ncı yüzyıllar baş tacı edilirken “tagayyür ve fesâd”la (bozuluş ve kargaşa) tanımlanan 17’nci yüzyıl tukaka edilecektir. Keza, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllara gelindiğinde de muazzam bir “açkapa”, “kapaaç” ameliyesi eşliğinde parantezparantez bir tarih inşası gerçekleştirilecektir!.. Lale Devri, III. Ahmed, Damat İbrahim Paşa, III. Selim, II. Mahmud, Tanzimat, Meşrutiyet(ler), Kanuni Esâsi, Mithat Paşa, İttihatçılar, bu anlayışla elbette Osmanlı mirasımızın paranteze alınacak unsurlarıdır. Kanuni Esâsi’yi rafa kaldıran, Meşrutîparlamenter arayışlara ket vuran ve istibdadı (despotizm) hâkim kılan Abdülhamid’in ise İslâmcılık ve Batıkarşıtlığı vurgusuyla elbette önü açılmaktadır. Dolayısıyla “Ulu Hakan” mı “Kızıl Sultan” mı tartışması da artık bitmiştir. Abdülhamid, pırıl pırıl parlatılmaktadır. Bu çerçevede Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu’nun şu ara hayli tartışma koparan “Parlamenter sistem canımıza yetti” sözü, özellikle başkanlık sistemi için referanduma giden yolda tabii ki AKP’ye “ilaç”tır. CHP ise sarf ettiği sözler nedeniyle Abdülhamid’in torununa ateş püskürdü. (Yine de dedesinin yaşadıkları doğrultusunda torun Osmanoğlu’nun çıkışının gayet anlaşılır bir duygusal, “öznel” tepki olduğunu da belirtmeden geçmemek gerekir.) TRT 1’de de birkaç hafta içinde belli ki muazzam bir Abdülhamid güzellemesi olarak karşımıza gelecek “Payitaht Abdülhamid” isimli bir yeni dizi başlıyor. Aslında bu, ilk değil. 2014’te yine TRT 1’de yayınlanan “Çırağan Baskını” adlı mini dizide de Abdülhamid, popülerpolitik bir sarıp sarmalanmaya mazhar olmuştu!.. Gayet açık, “Yeni Türkiye”de Abdülhamid, özellikle Atatürk karşısında, en hafif deyişle bir “denge unsuru” olarak takdim edilecektir. İyi hoş da AKP’nin “kâfir mukallitliği”ne (Batı taklitçiliği) karşı ve İslâmcılık yanlısı sayarak kendisiyle “rabıta” (bağ) kurduğu Sultan Abdülhamid’e yönelik tahlili acaba ne kadar yerinde?.. Sultan Abdülhamid iktidara geldiğinde Tanzimat’ın hayal kırıklıkları ve özellikle ekonomik açıdan halkta yarattığı tepkiler üzerinden Batıcı liberal politikalardan uzaklaştı, anayasal sistemi rafa kaldırıp saltanatı istibdatla buluşturdu. Bizim AKP ise gayet iyi bildiğimiz üzere Batıcı liberal politikalarla hemhal olup Batı’yı “bâtıl” sayan Erbakan’ın da âhını ala ala ve parlamenter demokrasi şampiyonluğu yapa yapa iktidara geldi. Abdülhamid, Batı’ya kapıyı kapadığında meşru gerekçeleri vardı: “Düyuni Umumiye”, Osmanlı’nın yarısömürge haline gelmesi, Batı’ya bağımlılığın sonucu yerli sanayinin çökmesi, vb. Anayasayı rafa kaldırmak, mutlakiyetçilik, panİslâmizm ve hilafet vurgusu bu çerçevede anlaşılabilecek tercihleridir onun... Bizim AKP’ye bakın: Küresel kapitalizmin ürünü, bir “liberalİslâm” numunesi olarak neşvünema buldu. Girişimci, sermayedar, sanayileşmiş bir muhafazakârkapitalist sınıfın, “Müslüman burjuvazi”nin itici gücüyle iktidar oldu. Yıllarca da yola böyle devam etti. Ne zaman ki “egemen parti” olup Suriye iç savasında izlediği abuk sabuk politika ile keser dönüp sap dönünce “hesap” da Milli Görüş’ü “hortlatmaya”, yeniOsmanlıcılığa, panİslâmizme, Batı düşmanlığına döndü. Ayrıca Abdülhamid, özellikle eğitim söz konusu olduğunda modern, daha da öte Batıcı bir çizgideydi. Abdülhamid’in “rüştiye” (ortaokul) ve “idadi”lerinde (lise) düşünce olarak Batıcı bir yeni nesil yetişti (ki böylece kendi sonunu kendisinin hazırladığını ileri sürenler de vardır!). Aktardığımız bilgilerin kaynağı, tarihçiliğimizin abidesi Halil İnalcık, rüştiye ve idadilerde Müslüman ve gayrimüslim (Rum, Yahudi, Ermeni) talebelerin birleştirildiğini, idadilerde Fransızca öğretildiğini, böylece de aslında Batıcı bir eğitim sisteminin yerleştirildiğini söyler. Bir de bizim AKP’nin, günlerdir bu köşede de tartışmaya açtığımız eğitim müfredatını yenileme yolunda yapıp ettiklerini düşünün ki Osmanlı’da bile bu kadar “taassubî” bir girişim bulmak zordur. Böyle olduğu için bazen, kendisini yeregöğe sığdıramayan dinbaz iktidar sahipleri karşısında Sultan Abdülhamid’in “N’aparsanız yapın, ama beni işe karıştırmayın” diyebileceğini düşünürken buluyorum kendimi... Ve o güzel torununa, “Uzak dur bunlardan, yoksa kulaklarını çekerim senin” diye tatlısert tembihte bulunabileceğini hayal ediyorum!.. C MY B