25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Şubat 2017 6 Subaylara başörtüsü TSK’de dönüşüm son sürat! Kadın memurlardan sonra kadın subaylarda da türbana olanak sağlayan düzenleme yapıldı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) çalışan sivil memurların ardından muvazzaf su lin tamamına belirlenen koşul mayacak şekilde takabilirler.” larda türban takma izni veriliyor. Düzenlemede herhangi bir yan İlgili madde metni şöyle: lış yorumlamaya olanak tanınma 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 11 Kasım 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bay, astsubay ve diğer askeri personelin türban takmasına olanak Şapka ve kep altına... ması amacıyla darbe girişimi öncesi dönemde olduğu gibi örnek yönetmelik değişikliğiyle TSK ve Jandarma Genel Komutanlığı bün sağlayan düzenleme yapıldı. Dü “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetle kıyafet yayımlanacağı, “Bu yönet yesindeki kadın sivil memurların zenlemeyle yüzü kapatmayacak ri mensubu bayan subaylar, söz melik ekine yer alan örnek kıyafet türban takmalarına izin verilmiş şekilde ve şapka/kep altında tür leşmeli subaylar, astsubaylar, söz biçimleri, bu maddede er alan dü ti. Değişiklikle erkek sivil memur ban takılabilecek. leşmeli astsubaylar ve askeri öğ zenlemelere aykırı olarak yorum larının da kirli sakalla çalışabil TSK Kıyafet Yönetmeliği’nde renciler ile bunların adayları ve lanamaz” ifadesine yer verildi. mesi benimsenmişti. değişiklik yapılmak üzere tas kursiyerleri, resmi üniformalarıy Ayrıca, herhangi bir örgütün, Bu değişikliğin de Resmi lak hazırlandı. Taslakla yönetmeliğin “Genel Hükümler” bölümüne bir madde ekleniyor. Eklenen madde ile kadın askeri persone la birlikte şapka, bere veya kep altına başlarına taktıkları üniforma renginden istihkak olarak verilen desensiz giysileri yüzlerini kapat grubun arması, simgesi veya işaretini barındırmaması amacıyla türbanın desensiz olmasının benimsendiği öğrenildi. Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girmesi bekleniyor. l ANKARA/ Cumhuriyet Bürosu Darbeci mi?Halisdemir davasında AKSAKALLI İÇİN soru işaretleri kahraman mı 4 4Terzi’yle gelen tim 15 Zekai Aksakallı, gün ÖKK’de darbe Halisdemir’i vuran 4 Binbaşı Fatih Şahin’den Zekai 4 ‘Bizi İskenderun’dan Diyarbakır’a cileri derdest etmiş üsteğmeni tebrik etmiş Aksakallı’ya suçlamalar Aksakallı getirtti’ 15 TemmuzşşiüpkhÂeliylereintdeçni AEtrodpolğuadna’dvaan nkara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşması görülen Ömer Halisdemir davasında sanık askerlerin savunmalarının alınmasına devam edildi. Duruşma ALİCAN ULUDAĞ kat çekti. Haziran ayı ortasında Amonos Dağları bölgesinde operasyon yapmak üzere İskenderun’da görevlendirildiklerini belirten Şahin, daha sonra Aksakallı’nın yazılı em Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili suçlar nedeniyle “devletin başı, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin birliğinin temsilcisi” sıfatıyla tüm FETÖ şüphelilerinden şikâyetçi oldu. Suç duyurusu dilekçesinde, Erdoğan’ın liderliğinde mücadeleye başlanması darbeye teşebbüs ettiği ifade edildi. Avukat Hüseyin Aydın, müvekkili Erdoğan adına başsavcılığa 6 sayfalık suç duyurusu dilekçesi verdi. Dilekçede, Cumhurbaşkanı’nın anayasaya göre devletin başı olduğu, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil ettiği anımsatıldı. Ayrıca dilekçede, Cumhurbaşkanı’nın başkomutanlık ya Halisdemir’in eşi Hatice Halisdemir’in yanı sıra FETÖ kumpası sonucu intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar da izledi. Eski kıdemli çavuş Furkan Aslanbay, savunmasında daha önce avukatının sunduğu yazılı savunma dilekçesinin geçerli olduğunu belirterek, sözlü savunma yapmak istemediği ri ile Diyarbakar’da görevlendirildiklerini kaydetti. Şahin, “4 ay sürmesi gereken görev yarıda kesildi, 28. günde Diyarbakır’a geldik. Diyarbakır’a 14 Temmuz sabahı intikal ettik. ÖKK’de güven esastır. Zekai Aksakallı tarafından görevlendirilmesinde bir kumpas olacağını düşünmedim. Tıpkı Semih Terzi’den şüphelenmem ile örgütün yol olmayı önlemek için görevine de yer verildi. l ANKARA ni bildirdi. Bunun üzerine Mahke mümkün olmadığı gibi” dedi. me Başkanı İsmail Ademoğlu, “Bi Davada ayrıca Aksakallı’nın, Salıncak fotoğrafı ortaya zim olaya ilişkin sorularımız ola 15 Temmuz darbe girişimi sıcak” diyerek, sanıktan olayı tek rasında cuntacı general Semih çıkan müdür gözaltında rar ayrıntılarıyla anlatmasını is Terzi’yi vurduktan sonra şehit tedi. Sanık Aslanbay, “Bu şekilde edilen Ömer Halisdemir’e son iki 15Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında soruşturma açılarak açığa alınan Karasu İlçe yeniden görevden alınırken, bir soracaksanız, susma hakkımı kul kurşunu sıkan üsteğmen Mihralanacağım. Her şeyi yazılı ifadede li Atmacı’yı “darbecileri derdest zaten anlattım. Bu şekilde bunla ettikleri için” tebrik ettiği orta Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çalık süre sonra rı sözlü konuşmak hoşuma gitmi ya çıktı. Halisdemir davasında hakkında araştırma yapması için İl Milli Eği yor” karşılığını verdi. ki sanıklar, 15 gün boyunca Özel müfettiş olarak Kocaali İlçe Mil tim Müdürli Eğitim Müdürü Mustafa Çuhadar lüğü emrine verildi. Fotoğrafın or Aksakallı’ya suçlamalar Kuvvetler’de “güvenli tim” olarak görüldüklerini ve Aksakallı’nın görevlendirildi. Mustafa Çuhadar, taya çıkmasının ardından görev Öte yandan davanın bir numa kendilerine çok güvendiğini be Mehmet Çalık’ın FETÖ ile alaka den alınan Çuhadar son yayımla ralı sanığı olan eski Binbaşı Fa lirtirken, 15 gün boyunca ÖKK’de sı olmadığı yönünde rapor yazdı. nan Kanun Hükmündeki Kararna tih Şahin’in, önceki günkü savun darbecilerin derdest edilmesinde Ancak Çalık’ın Çuhadar’ı salıncak me ile kamudan ihraç edildi. Çuha masında Özel Kuvvetler Komutanı görev yaptıklarını söyledi. ta sallarken çekilen fotoğraf orta dar dün FETÖ soruşturması kapsaya çıktı. Görevine iade edilen Çalık mında gözaltına alındı. l DHA Zekai Aksakallı’yı suçlaması dik l ANKARA ‘FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı’ Adil Öksüz’ün kardeşine FETÖ davası 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında 16’sı akademisyen, 2’si avukat, 2’si asker, 70’i polis, 31’i öğretmen, 19’u adliye ve cezaevi görevlisi, diğerleri vatandaş toplam 171 kişi hakkında iddianame hazırlanacağı belirtildi. Bunlardan 108 sanık hakkında ayrı ayrı hazırlanan iddianamelerin Kara bük Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiği bildirildi. İddianamesi kabul edilenler arasında, Adil Öksüz’ün kardeşi, Karabük Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü eski Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Ahmet Öksüz ile dönemin Safranbolu 125’inci Jandarma Eğitim Alay Komutanı İstihkam Kurmay Albay Sedad Arıcan da bulunuyor. l DHA Emniyet yapılanmasına operasyon: 86 kişiye gözaltı, 8 tutuklama Bursa’da FETÖ’nün emniyet yapılanmasına yönelik operasyonda, ByLock kullandığı belirtilen aralarında eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 72 eski emniyet personeli gözaltına alındı. Rize’de FETÖ soruşturması kapsamında 1’i KHK ile ihraç edilen 4 komiser yardımcı sı ile 4 polis memuru, Elazığ’da şifreli haberleşme programı ByLock kullandıkları belirlenen 6 eski emniyet personeli gözaltına alındı. Şanlıurfa merkezli 7 ilde düzenlenen FETÖ operasyonu kapsamında gözaltına alınan 50 şüpheliden 8 polis tutuklandı. l DHA Astsubay Kemal Saatçi: Gerçek darbeci olsaydım kaçardım Kırklareli’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı personelinin yargılandığı davada, Astsubay Kemal Saatçi, emir astsubaylığını yaptığı 65. Mekanize Piyade Tugay Komutan Tuğgeneral Cemalettin Doğan’ın angarya işlerini yaptığını söyleyerek, “Gerçek darbeci olsaydım şu an karşınızda olmazdım, kaçardım. Darbeden 3 gün sonra gözaltına alındım. İstediğim tek şey suç ve suçsuz iyi ayrılsın. 7 aydır çok sayıda masum insan içeride yatıyor” dedi. l DHA Bir gün önce inceleme yapılmış 15Temmuz darbe girişimine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı’nca ana iddianame tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı savcılarından Can Tuncay tarafında hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, Gülen ve “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu ve Tuğgeneral Eyyüp Gürler’in de aralarında bulunduğu 10 şüphelinin, 89 kişinin ölümünden sorumlu tutularak 92’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 174’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, İstanbul genelinde darbecilerin ateşiyle hayatını kaybeden 89 isim maktul sıfatıyla, olay tarihinde kaçırılmaya te şebbüs edilen 1’nci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Harp Okulu Komutanı Mesut Özel, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tayyar Ertem ve eşi Emel Ertem ile Harp Akademileri Komutanı Tahir Bekircioğlu ise müşteki olarak yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanlığı, 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, AKP İstanbul İl Başkanlığı, Doğan Holding, Digitürk, Casper Bilgisayar “suçtan zarar görenler” sıfatıyla yer aldı. İddianamede, askerlerden İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan’ın, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit ile birlikte darbe girişiminden bir gün önce Atatürk Havalimanı’nın krokisini incelediği ortaya çıktı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Zekai Aksakallı haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Üniversiteler niye durmadan dayak yiyor? Uzun zamandır tezim şu, birkaç kez geçmişte yazdım: Eğer üniversitelerimizin en azından bir kısmı, evrensel çapta birer üniversite olabilselerdi, mesela dünya üniversite sıralamalarında ilk 100 içinde görünenleri olabilseydi... Birkaç uluslararası ses getiren buluşa imza atabilselerdi.. en azından bir iki Nobel veya bilim madalyaları almış olsalardı... evrensel işbirlikleriyle sıkı bir bilim ağı içinde olabilselerdi... Bilim veya teknoloji alanında ülkeye en azından önemli birkaç kazanç sağlayabilselerdi... Sadece bu kadar değil: Felsefe, politik ve sosyal alanda kabul görmüş kuramlar ortaya atmış olabilselerdi... Üniversitelerimizin başında üniversitenin kimliğini her şeyden yüksekte tutan ve üniversitesinin sadece ve sadece bilimsel alanda yükselişi için ter dökenler olsaydı... atandıkları siyasi makamların emir ve talimatları içinde, derin çukurlarda yalpalanan yönetimler olmasaydı... Bilim üretimine odaklı olabilselerdi... vb. Şüpheniz olmasın ki, üniversitelerimiz geçmişte olduğu gibi sürekli dayak yiyen kurumlar olmazlardı. Atanan rektörlerin çoğu siyasi Düşünün ki, üniversitelere rektör atama yetkisine sahip yöneticiler asla liyakata göre davranmadılar. Geçmişte de sorunluydu üniversitelere atamaları, AKP iktidarı döneminde de tepeden tırnağa sorunlu. Gül zamanında da derin sorunluydu ve tüm o atamaların acısını çekti kurumlar... Erdoğan zamanında da etkisi uzun yıllar sürecek atamaların acısını çekecek. Düşünün ki mesela bir zamanlar Cumhurbaşkanı Gül, çoğunluk olarak sürekli Cemaatçi rektörleri üniversitelerin başına getirdi. Fethullah Gülen’e bağlı üniversite örgütlenmesi, bu dönemde inanılmaz bir ölçüde yatay ve dikey yaygınlık kazandı. Bir ağ halinde tüm üniversiteleri sarıp sarmaladılar. Rektörlüklerden başlayın dekanlara, bölüm başkanlarına ve alınacak öğretim üyelerinin Cemaatçi niteliklerine kadar. Bir alçak düzen kuruldu. Ele geçirdikleri sınav sistemleri, neredeyse tamamı Cemaatçilerden oluşan üniversite ve yönetimleri, komiteleri, jürileri vb. sayesinde bu kurumlar bilim aleyhine manipüle edildi. Üniversite tabelası altında yeni liseler açıldıkça da, genellikle cemaatçilerle dolduruldu. Çok hızlı akademik yükseltmelerle, düşük eğitim kalitesi, sıfır araştırma ile öğrenciler bilgi ve bilim yoksunu diplomalarla salıverildiler. Bunları yazıyorum, kimse alınmasın. Genel durumun fotoğrafını çekiyorum. HBT’de üniversitelere neşter İyi bazı üniversitelerimizin olması, gerçekten kaliteli ve ev rensel düzeyde araştırma yapan, dışarıya gitmeyen ve burada kalan çok iyi araştırmacılarımızın olması, Türkiye’nin açısından durumu değiştirmiyor. Yarın yayımlanacak Herkese Bilim Teknoloji dergisinin kapak konusu, üniversitenin öncelikle akademik sorunlarına neşter atıyor. Üniversiteye derin bir neşterAkademik yükseltmelerde sorunlar ve öneriler, başlıklı Prof. Metin Balcı’nın yazısında, akademik kriterlerin giderek aşağıya doğru çekildiği, değeri düşük ve para ödenen dergilerde yayımlanan makalelerle akademik yükseltmeler yapıldığı ve üstelik birbirinin makalelerine atıf veren çetelerin her yeri sardığı belirtilmekte ve önerilerde bulunmakta. Ayrıca şu araştırmaya da dikkat çekiyor Balcı: “Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ziya Toprak tarafından yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin yüzde 34’ünde ‘ağır intihal –bilim hırsızlığı’ olduğunu göstermiştir. Bu sayı vakıf üniversitelerinde yüzde 46 seviyesine kadar çıkmakta...” Askeri vurmuş siyasisi vurmuş Askeri vurmuş, siyasisi vurmuş, siyasi olarak hoşlanmamış vurmuş, adamını atamış çetesini kurmuş vurmuş üniversiteye... Atama ve bilimsel kriterler koyup akademik düzeyi yükselteceğine, üniversitelerin önüne ülkenin büyük sorunlarına çözüm arama problemleri koyacağına, sürekli baskı altına alınan üniversite, Türkiye’nin temel gerçeği. Bunu sanırım kasıtlı yapıyorlar aynı zamanda. Üniversitelerimiz evrensel niteliğe ulaşırsa, baş edemeyiz, en iyisi biz şimdiden ve durmadan canlarına okuyalım, diyorlar. En azından elimizde olan sonuç bu. Bilimi ve araştırması ile yükselen üniversite değil, sürekli baskılar ile adından bahsedilen bir üniversite ve baskılarla yaratılan kahramanlar var elimizde. Yazık ki yazık... HAYIR İÇİN KİMLER KONUŞMALI Okur Notu, Özer, G: Yazılarınızı ilgiyle okuyan okurunuzum. Yazınızda Kesici’nin çevresinde ayrı bir kampanya oluşturulabilir gibi, her türlü alternatifi düşünmek gerektiğini öneriyorsunuz. Bu görüşünüze aynen katılıyorum ve birkaç öneride bulunmak istiyorum: l Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Ana birçok ortamlarda konuşturulsun. l Toplum tarafından ilgi gören kim varsa onlara mitinglerde yer verilsin. l Yeni yüzler ortaya çıkarılıp etkili konuşmalar yaptırılsın. l Yani kısacası her miting ya da toplantılarda etkili ve güven veren, yıpranmamış kişiler konuşsun. Samsun’da IŞİD operasyonu: 3 gözaltı Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri terör örgütü IŞİD’in çatışma bölgeleri ile irtibatlı şahısların eylem ve faaliyetlerini tespit ve deşifresine yönelik yaptığı çalışma doğrultusunda örgütle bağlantılı oldukları iddia edilen Irak uyruklu Abdulsattar Ali O. (30), İsmail I. (27) ve Maherhameed K.’yi (46) İlkadım ilçesinde 3 ayrı adreste yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan Irak uyruklu Abdulsattar Ali O.’nun daha önceki dönemlerde Irak’ın Bağdat, Musul, Kain ve El Ambar şehirlerinde terör örgütü IŞİD içerisinde faaliyet gösterdiği, daha sonra Irak’tan Suriye’ye, oradan da yaklaşık 5 ay önce kaçak yolla Türkiye’ye giriş yaptığı, Maherhameed K.’nin Irak’ta IŞİD içerisinde faaliyet gösterdiği, yaklaşık 7 ay önce Irak’ın Musul şehrinden Samsun’da geldiği, İsmail I.’nın ise 20142015 yıllarında IŞİD’in Irak Telafer şehrinde IŞİD adına faaliyet gösterdiği, 2015 yılı aralık ayında ise kaçak yolla Türkiye’ye giriş yaptığı tespit edildi. Gözaltına alınan üç şüpheli hakkında başlatılan soruşturmanın geniş kapsamlı devam ettiği bildirildi. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle