03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Melih Gülgen vefat etti Yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarı Melih Gülgen (71), akciğer kanseri nedeniyle dün öğleden sonra tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Gülgen’in cenazesi bugün ikindi namazını takiben İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii’nde kılınacak ce naze namazını müteakip defnedilecek. 1946 İstanbul doğumlu Gülgen, Türk sinemasına 1968’de “Kafkas Kartalı” filminin yönetmenliğiyle adım atmış; “İnsanları Seveceksin”, “Adalet”, “Düşkünüm Sana”, “Tatar Ramazan” gibi filmlerin de aralarında olduğu 150’ye yakın sinema filminin yönetmenliğini ve yapımcılığını yapmıştı. Perşembe 23 Şubat 2017 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] Bir karikatüristin trajikomik idamı Yusuf Franko Kusa Bey Karikatürist kimliğini herkesten saklayan 19. yüzyıl Osmanlı bürokratı Yusuf Franko’nun albümü ilk kez ANAMED’deki sergide izleniyor Yusuf Franko Kusa Bey, 19. yüzyıl sonunda yaşamış bir Osmanlı bürokratı, hariciyeci, mutasarrıf ve cemiyet adamı. Ay ALBÜMÜN İSTANBUL’DAN İZLANDA’YA UZANAN HİKÂYESİ nı zamanda da oyunbaz bir karikatürist! Ama herkesten gizlemiş... Hicvin sıklıkla devlet erkanını hedef al Peki, nasıl olmuş da onlarca senedir kayıp bu albüm şimdi göz miş. Albümü ailenin vârisleri Toronto’daki Aga Khan Müzesi’ne teklif etmişler. dığını hesaba katınca, ta lerimizin önüne serilmiş? Müze küratörü Filiz Çakır rihte Yusuf Franko gibi Hikâyesini, albümü Ömer M. Phillip arayıp görmem ge başka kaç isim vardır di Koç özel koleksiyonuna ka rektiğini söyledi. İnceledim ye düşünmeden edemiyor zandıran sergi küratörü Ba ve kesinlikle almamız ge insan. İlişkileri gereği ya hattin Öztuncay anlatıyor: rektiğini düşündüm. Albü EZGİ ATABİLEN kından tanıdığı, farklı koşul ve ortamlarda gözlemleme fırsatı bulduğu dev let adamlarını karikatürlerine yan sıtmış, Franko. Aslında her birinin “Albümü Amerikalı bir aile 1957’de İstanbul’daki bir halıcı dükkânından satın almış. 60 senedir aynı ailedey mü sahibinden bir İzlanda adasında alıp. İstanbul’a getirdim. Ömer M. Koç Özel Koleksiyonu’na girdi.” foyasını ortaya çıkartıp tarihe ema net etmiş. Yıllar sonra İstiklal Cadde ‘Kefaret’, Yusuf Franko Kusa Bey, tarihsiz. si’ndeki, yani sık sık adımladığı eski Pera’daki bir adreste bu karikatürlerinin merakla izleneceğini bilse ne düşünürdü kim bilir. bayılmış, elinden ‘kılıcı’ düşmüş vaziyette çizmiş. Karikatürün üzerinde bir not var: “Onur Arazisinde Ölüm”. Bir başka karikatürde Almanya kurulmuş halde görüyoruz. Bayağı havaya girmiş de, kucağında tuttuğu udu tıngırdatmaya çalışıyor. Udu ters tutuyor olması ise yalnızca kü adlı bir karikatüristin yaşadığı biliniyor. Ama sadece isim olarak. Daha önce eserleri hiç Enstrümanı tersinden çalmak Büyükelçiliği’nin Birinci Tercümanı Charles de Testa’yı bir kumar masasının başında çiziyor Franko. Bir di çük bir detay... Hiç bedel ödedi mi? gösterilmemiş. Sergi metinlerini hazırlayan K. Mehmet Kenter’in söylediğine göre, Yusuf Franko’nun albümünde pek ğerinde ise Kont Preziosi’yi elinde Franko’nun albümündeki bah son 40 yıl içinde Franko hakkında çok ilgi çekici karika ileriyi gösterdiği bas si geçen tüm bu karikatürler ve da yazılmış makaleler dördü, beşi geç tür var. Birkaçından tonuyla koşar adım ha fazlası bugünlerde Koç Üniversite miyor. Onlar da hep birbirlerini tek bahsetmek, aklınızda yürürken bileğine si Anadolu Medeniyetleri Araştırma rar eden kısa metinler. Zaten Fran albümün geri kalanına dolanmış bir yılan Merkezi’nde (ANAMED) açılan “Yu ko da kendisini hiçbir zaman karika dair bir izlenim oluş la. Karikatürün kena suf Franko’nun İnsanları: Bir Osman türist olarak tanıtmamış. Hiçbir kari masına yardımcı ola rında bir kadın ete lı Bürokratının Karikatürleri” baş katürünü yayımlamamış. Ancak bazı bilir... Zamanının ço ğinin görünüyor ol lıklı sergide ilk kez gösteriliyor. 1 karikatürlerini oyun olsun diye sos ğunu Pera’daki bir bi ması tesadüf mü, di Haziran tarihine dek sürecek sergi yal çevresindeki yakınlarına göster racıda geçirdiğinden ye düşünmeden ede nin büyük özenle hazırlandığını be miş. Çizdiği bazı diplomatların onun ismi “Bira Paşa”ya çı miyoruz. lirtmeden geçmek olmaz. Animas aynı zamanda yetenekli bir karikatü kan, Alman Askeri Bir diğerinde yon ve kukla tekniğiyle bazı karika rist olduğuna dair yazıları da var. Eğitim Misyonu’ndan Fransa Büyükelçi türler canlandırılmış. Karikatürler Franko karikatürleri sebebiyle hiç General Ristow lik Sekreteri N.A. Franko’nun kimliğini de yansıtacak bedel ödedi mi, bilmiyoruz. Ancak Paşa’yla başlayalım. Jarosjinski’yi ‘Oryan şekilde tarihsel ve mekânsal bir çer sergideki “Kefaret” adlı karikatürde Franko onu yedikle tal Salonu’nda bir çevede sunulmuş. Ardındaki büyük kendini asmış, idam ipini de karika rinden arta kalan tabakların oluşturduğu kulenin ardında r‘Fi r‘oanrysaanBtüalysüakleolnçuili’nkdSae’,k1r8e8t6e. ayağını Şarklıların yaptığı gibi kalçasının altına alıp divana emek sergiye adımınızı attığınız an türlerine konu ettiği simaların eline da kendini hissettiriyor... vermiş olması, en azından bir tehlike Osmanlı’da Yusuf Franko Kusa Bey hissettiğinin göstergesi olabilir. Başkent Üniversitesi: ‘Gençlerimiz geleceğimizdir’ ‘Cumhuriyet eserlerle yaşatılıp taçlandırılır’ Başkent Üniversitesi, “gençlerimiz geleceğimizdir” sloganıyla Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’ni (GSTMF) yeniledi. Açılış töreninde konuşan Başkent Üniversitesi kurucusu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal, Atatürk sayesinde ülkenin bugünlere geldiğini vurgulayarak “Cumhuriyet eserlerle yaşatılır, konuşarak değil” dedi. Canlı resim performansı Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nin yeni binası üniversite yönetimi, akademisyenler ve öğrencilerin katılımı ile açıldı. Fakülte içerisinde yapılan çalışma ile 22 adet derslik ve stüdyo, 73 adet ofis, 11 bin metrekarelik alan restore edildi. Açılış töreni kapsamında ayrıca Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü tarafından hazırlanan “Atatürk Portreleri”, Başkent Üniversitesi GSTMF öğrencilerinin çalışmaları ile Res sam Hikmet Çetinkaya’nın canlı resim performans gösterisi sergilendi. Törende konuşan Başkent Üniversitesi kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, “Atatürk sayesinde bu ülkenin kurumları ve makamları var. O makamlarda oturanlar da Atatürk sayesinde oralardalar. Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde yaşayan vatandaşların birinci görevi bu ülkeyi korumaktır. Başkent Üniversitesi de bunu yapıyor. Bir zamanlar bozkır olan bu topraklar, şimdi ise güzel sanatlar fakültesi. Cumhuriyet eserlerle kutlanır, eserlerle yaşatılır ve taçlandırılır. Atatürkçülük ve milliyetçilik eserlerle yapılır, konuşarak değil” dedi. Açılış konuşmalarından sonra, Haberal ve beraberindeki yönetim kurulu, akademisyen ve öğrenciler, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi önünde kırmızı kurdele kesilmesinin ardından fakültenin yenilenen sınıf, stüdyo ve öğrenci dinlenme alanlarını gezdi. n ANKARA Yenilenen fakültenin kurdelesini Başkent Üniversitesi kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal kesti. Saldırgan yakalandı Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni kundaklayan servis şoförü Mehmet Ali Aligül, Sancaktepe’deki evinde gözaltına alındı Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni kundaklayan kişi yakalandı. İstanbul polisi olayla ilgili olarak 39 yaşındak Meh met Ali Aligül’ü, Sancaktepe’deki evinde gözaltına aldı. Servis şoförü olduğu öğ renilen Aligül’ün saldırı öncesi ve sonrası sosyal medyadan Müjdat Gezen’i tehdit eden hakaret içerikli mesajları yazması dikkat çekti. Aligül, TEM ekiplerine verdi ği ilk ifadesinde “Müjdat Gezen’in Osman TYS’den ziyaret lı padişahlarından Abdülhamit Han’ın torununa hakaret ettiği için buna tepki olarak yaptım, alkollü olduğum için bunun Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) yönetim kurulu ve üyeleri, kundaklanma tehlikesi geçiren Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni ve Müjdat Gezen’i ziyaret etti. Yazarlar, gerici saldırıyı kınadıklarını söyleyerek, Müjdat Gezen’in yanında olduklarını ve çağdaş bir ülke için etkisiyle olayı gerçekleştirdim” dediği öğrenildi. 20 Şubat’ta Kadıköy’de bulunan Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne gelen bir kişi binayı kundaklamaya çalışmış, benzinle kapıyı ateşe verip kayıplara karış savaşımlarını sürdüreceklerini belirttiler. mıştı. l Haber Merkezi Sanatçılardan Trump’a: O yasağı geri çek 65 sanatçı Donald Trump’a mektup yazarak Müslüman ülke vatandaşlarının seyahat yasağını geri çekmesini istedi Aralarında Orhan Pamuk, Margaret nı mektupta Suriyeli müzisyen Omar Atwood, Philip Roth, Zadie Smith Souleyman’ın New York’taki Dünya gibi yazarların ve oyuncu Patrick Ste Müzik Enstitüsü’nde konser veremeye wart gibi isimlerin bulunduğu 65 sa cek olmasına da dikkat çekiliyor. natçı ABD Başkanı Donald Trump’a hi “Bu kararnamelerin hedef aldığı ül taben bir açık mektup yazdı. PEN Ame kelerde en çok da baskı ve teröre kar rika tarafından yayımlanan mektupta şı en ön saflarda mücadele veren ya sanatçılar Trump’tan 7 Müslüman ül zarlar, sanatçılar, müzisyenler ve sine kenin vatandaşlarına ve göçmenlere macılar bu yasağın ceremesini çekiyor ABD’ye giriş yasağı getiren kararname lar” ifadelerine yer verilen mektupta sini geri çekmesini istediler. bu seyahat yasağı yüzünden Trump’ın Ortak mektupta söz konusu yasa “çok önemli sesleri susturduğu ve kü ğın “ABD’nin ulusal çıkarlarıyla çeliş resel çatışmaları körükleyen düşmanlı tiği” belirtiliyor ve Oscar’a aday oldu ğı azdırdığı” belirtiliyor. Mektubu imza ğu halde bu yasak yüzünden törene ka layan yazar ve sanatçılar arasında No tılamayacak olan İranlı sinemacı Ash bel ödüllü yazar J.M. Coetzee, Paul Aus gar Farhadi örnek gösterilerek, dün ter, John Green, Dave Eggers, Jonathan yaca ünlü birçok ismin bu kararname Franzen, Teju Cole ve Hindistanlı Anish den etkilendiği vurgulanıyor. Yine ay Kapoor gibi isimler de bulunuyor. 15 Müjdat Gezen’le dertleşiyorum... Sevgili Müjdat Gezen... Günlerdir tüm dostların uğradığın saldırı karşısında söylediklerini okuyorum, dinliyorum... Ne söylesek, hep eksik kalacak... Sadece dostlar mı! Sanatı seven, çağdaşlığı seven, Cumhuriyeti seven, aydınlığı seven, başta Atatürk’e olmak üzere Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan insanların seninle dayanışma içinde olmaları çok doğal. Doğal olmayan şu: O, beyni kara, kafası, yüreği kara, o kara sakallı, kara cüppeli yobazın yaktığı ateşle seni korkutacağını sanması... Seni doğru bildiğin yolundan döndüreceğini, vazgeçeceğini sanması! İşte asıl gafil, bunlar! Seni hiç tanımamış olan gerizekâlı azmettiriciler! Seni ilk kez ustan Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda izlediğimde (60’lardaydı) neredeyse çocuktun... 70’lerde TRT’ye Perran Kutman’la birlikte yaptığın, güldürü ve eleştiriyi harmanladığınız o sımsıcak programlarda toplumun nabzını avucunun içine aldın... Hapse düşmen tiyatrodan değil, kitaptan! Savaş Dinçel’le, Cem Yayınları’ndan çıkan (1978) “Çizgilerle Nâzım Hikmet” kitabı yüzünden tutuklanıp hapishaneyi de okula çevirdiniz, önünüze geleni eğittiniz! Sonra yıllar boyu sinema, tiyatro, televizyon ve yazın yaşamın birbiriyle yarıştı… Ama yetinmedin! 1991’de tüm mal varlığını satıp “Müjdat Gezen Sanat Merkezi”ni (MSM) kurdun. Hatta “Ücretsiz özel okul açmak YASSAK!” diye, (eğitim ücretsizdi) iki yıl boyunca hapis cezasıyla yargılandın da, sonunda beraat ettin. Beraat edince sevinçten olsa gerek bir de MSM Ormanı kurdun! Yıllar içinde buradan yetişen gençler, günümüzün başarılı oyuncuları oldu. Hatta yeri geldi onlar da eğitmen oldu. O arada nice çocuk okuttun. Vatanını seven, aydınlık kafalı çocuklar yetiştirdin! E senden de korkulur be Müjdat! Okuyan insan istemiyor bu ülke, hâlâ anlamadın mı!.. Okuyan öğrenir. Öğrenince düşünür. Düşününce sorar. Yorumlar. Eleştirir. Tartar... Yalanla gerçeği; doğruyla yanlışı ayırmaya başlar!. Yani bir gün söylediğini ertesi gün inkâr edeni dinlemez olur. Bir öyle bir böyle fır dönenleri lanetleyiverir! Yani “aldatıldım” , “yanıldım” diye sallayanlara biat etmez olur! Okuyan, düşünen, tiyatro yapan, nitelikli müzik besteleyen, yorumlayan, dinleyen, sanatın zenginleştirici ve yaratıcı gücünden yararlanan, aydınlık, çağdaş insan istemiyor bu ülkeyi yöneten zihniyet... Daha anlamadın mı canım kardeşim. Bak daha dün Kırmızı Kedi Yayınevi’nin camını çerçevesini indirdiler; dağıtımını yasaklattırdıkları Bahçeli’yle ilgili kitap yüzünden ... Bunca akademisyene savaş açmaları da korkudandır. Hapishanelerin biat etmeyenlerle doldurulmuş olması da korkudandır. Ve inan bana sevgili kardeşim, şu referandum tarihi yaklaştıkça korkularının daha da büyümesine hiç ama hiç şaşmıyorum. “Hayır” diyeceklere bedel ödetmek için ellerinden geleni yapıyorlar ve daha da yapacaklar. Korktukları için. Nefreti, öfkeyi, gerilimi, tehditleri, saldırıyı, pencere cam indirmeleri, senin sanat ve kültür merkezini kundaklamaları, korkudandır... KORKULARININ BÜYÜMESİNDEDİR. Ama canım kardeşim, Sevgili Müjdat, sen kendin dedin ya: “İçimizdeki bu Atatürk ve Cumhuriyet Ateşini” ne yobazın karanlığı ne de “evlerinde zor tutulan yüzde 50” söndürebilir... Bütün mesele korkmayanların çoğalmasında... Umarım gerçekleşir. ‘Neydi O Günler’ Akbank Sanat Sinema Kuşağı kapsamın da düzenlenen Yakın Dönem Hollanda Sineması, 25 Şubat Cumartesi günü gösterilecek “Neydi O Günler” filmiyle sona eriyor. Ineke Houtman’ın yönettiği 2014 yapımı film, saat 15.00’te orijinal dilinde ve Türkçe altyazılı olarak izleyiciyle buluşacak. Film, 1974’te Hollanda, Dünya Kupası finalini kaybettikten sonra Jaap Kooiman’ın televizyonu pencereden fırlatmasıyla işlerin çığrından çıkmasını konu alıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle