25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA G. Afrika’da UCM’den çıkışa fren Güney Afrika’da Yüksek Mahkeme, hükümetin geçen yıl başladığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) ayrılma çalışmalarına veto kartı çıkardı. Mahkeme, çekilme kararının parlamento onayı olmadan alınmasını “anayasaya aykırı” buldu. Ayrılma kararına UCM’nin Afrika ülkelerine karşı önyargılı olmakla suçlanmasının gerekçe olduğu belirtilmişti. Perşembe 23 Şubat 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ZARİFE SELÇUK İran’la yüksek gerilim Bolivya sokakları hareketli Bolivya’da Devlet Başkanı Evo Morales’in geçen yıl bir dönem daha seçilmesi önerisinin referandumda reddedilmesinin yıldönümünde eylemler vardı. Morales’in hem yandaşları, hem de karşıtları meydanlardaydı. 13 nilgun@cumhuriyet.com.tr Suriye’de Rakka operasyonunda sahada kimlerin olacağı tartışmaları giderek alevlenirken AnkaraTahran hattında karşılıklı sert suçlamalar peşi sıra geliyor Ankara ile Tahran arasındaki gerilim birbiri ardına açıklamalarla yükseliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın izin vermesi halinde Suudi Arabistan ve Türkiye’nin başını çektiği Sünni blok Suriye’de Rakka operasyonu yapmaya talip olurken İran’dan çok sert çıkış geldi. Riyad ile Ankara’nın Rakka planlarını ABD’ye sunduklarını açıklamaları, İran’ı ise Irak ile Suriye’yi Şii devleti yapmaya çalışmakla suçlamaları üzerine İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in başdanışmanı yanıt verdi. Başdanışman Ali Ekber Velayeti, Türkiye’ye atıfla “Suriye ve Irak’tan ya kendileri çıkar ya da halk tarafından çıkarılırlar” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan da jet hızıyla karşılık geldi. ‘Hani, Şam’da namaz kılacaktınız...’ Filistin İntifadasına Destek Konferansı’na katılan Suriye Meclis Başkanı Hediye Abbas’la ortak basın toplantısı düzenleyen Velayeti, Türkiye’nin Suriye konusunda planladığı hedeflerine ulaşamadığından bu tip açıklamalar yaptığını söyleyip “Türk makamları Şam’a gidip Emevi Camisi’nde namaz kılmak istiyordu ancak beklentileri gerçekleşmedi ve asla da gerçekleşmeyecek. Kazanan Suriye halkı ve devleti olacak” dedi. İran’ın Irak ve Suriye yönetimlerinin resmi daveti üzerine bu ülkelerde bulunduğunu belirten Velayeti “İzinsiz ve davetsiz bu iki ülkeye girenler buralardan çıkma lı. Ya kendileri çıkar ya da Irak ve Suriye halkı onları çıkarır” ifadesini kullandı. Suriye’nin kuzeyinde Fırat Kalkanı harekâtı yürüten Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki Başika’daki askeri varlığı Bağdat’la kriz çıkarıyor. Dünkü basın toplantısında Velayeti’nin sözlerinin hatırlatılması üzerine Kalın “Oraya rejimin davetiyle gittik argümanının bizim için hiçbir geçerliliği yoktur. Hangi rejimle iş tutarak İran bunu iddia ediyor, bunun muhasebesini yapması gerekiyor. 600 bin insanın katledilmesiyle ilgili bir hükümetle iş tutmak ne kadar meşrudur? Bizi eleştirmek yerine tebrik etmelidirler” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü “Türkiye bugün IŞİD’le en ön safta çarpışan bir ülke. Bunu takdir SDG’den, Deyr EzZor hamlesi YPG’nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) IŞİD’i Rakka’da tecrit operasyonuna koşut IŞİD kuşatması altındaki Deyr Ezzor’a kuzeyden girdi. Böylece Rakka’ya Bîr Heba ve Makman cephelerinden ilerleyen iki kol, Deyr Ezzor sınırındaki RakkaMakman yolunda birleşti. Onlarca köyü kuşatmaya alan SDG, Deyr EzzorRakka ikmal hattını da kesti. Deyr Ezzor’un güneyinde ise Suriye ordusu ilerliyor. etmek yerine zaman zaman Türkiye’ye dönük hiç dikkate almadığımız eleştiriler geliyor. Devlet adına konuşurken verilerle ve ciddiyetle konuşacaksınız. Biz kendi ulusal güvenliğimiz, bölge ve Suriye halkının geleceği için çok ciddi mücadele veriyoruz” diye devam etti. Mezhepçilik suçlaması Öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Körfez’i turlarken İran’ı Irak ve Suriye’de “Pers milliyetçiliği” gütmekle, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Münih Konferası’nda “mezhepçilik yapmakla” suçlamıştı. Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi’nin İran Dışişleri’ne çağrılması üzerine Türk Dışişleri Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu “Ülkesine mülteci olarak sığınan insanları dahi savaş alanına sürmekten çekinmeyen bir ülkenin bölgedeki gerginliğin sorumlusu olarak başkalarını itham etmesi kabul edilebilir değil” demişti. Rakka için Rusya da hevesli Öte yandan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, ABD ile Rakka’da IŞİD’e karşı ortak mücadeleye başlayabileceklerini söyledi. “Hedefimiz, çabalarımızı birleştirmek. Bunu yapmak için tüm imkanlara sahibiz. Uluslararası terörü hem biz hem Amerikalılar düşman kabul ediyoruz. Rakka’daki durum belli, orada kimin bulunduğu konusunda anlaşmazlık yok. Ancak çalışmalara başlamak için diyalog kurulması gerekiyor” diyen Şoygu, Türkiye’ye de NATO’ya terörle mücadele koalisyonu kurma sürecine girilmesi için öncülük etmesi çağrısı yaptı. TürkRus askeri işbirliği alanında çalışma yürütüldüğünü de kaydetti. Tatbikat sonrası ‘şamar’ çıkışı ABD Başkanı Donald Trump, daha göreve gelmeden hedefe koyduğu İran’la gerilimi tırmandırırken İran Devrim Muhafızları ABD’yi “şamar atmakla” tehdit etti. Devrim Muhafızları Başkomutanı Muhammad Pakpur, “Düşman, İran’ın savunma becerileriyle değerlendirmelerinde hata yapmasın, zira yaparsa suratına kuvvetli bir şamar yer” dedi. Açıklama üç günlük füzeli, tanklı askeri tatbikatın bitişinde yapıldı. Tasnim ajansı da bir haber analizinde Lübnan Hizbullahı’nın İran yapımı Fetih 110 füzelerini İsrail’in Dimona nükleer santralına karşı kullanması ihtimaline değindi. Daha önce Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Dimona’yı vurmaktan söz etmişti. Moskova’dan Trump dosyası Kendisinin ve ekibinin Rusya ile ilişkileri sık sık tartışma konusu olan ABD Başkanı Donald Trump hakkında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için psikolojik analiz hazırlandığı öne sürüldü. Eski Dışişleri Bakanı Andrei Fedorov, dosyanın, emekli diplomatlar ve Putin’in kadrosundan bazı isimler tarafından hazırlandığını açıkladı. Hazırlanan dosyada Trump, risk almayı seven, toy bir politikacı olarak görülüyor. Dosyanın, Putin’in iki lider arasında gerçekleştirilecek ilk görüşmeyi nasıl yönlendireceğini planlaması açısından bir avantaj sağlayacağı düşünülüyor. ndİsaevzğeadçri’erdi ABD Başkanı Trump’ın geçen cumartesi medyayı haber yapmamakla suçladığı İsveç’teki “olmayan” terör saldırısının yankıları dinmeden İsveç’in başkenti Stockholm’ün göçmen banliyösünde isyan çıktı. Rinkeby mahallesinde polis bir kişiyi uyuşturucu şüphesiyle gözaltına almak isteyince başlayan olaylar büyüyerek kontrolden çıktı. Bazıları maskeli olan eylemciler polise taş attı, araçları ateşe verdi. Irak güçlerinin SİVİLLER Musul’un doğusunun ar YİNE ATEŞ dından baHATTINDA tısını almak için başlattığı operasyon daha güneydeki havaalanına odaklandı. Elbusef köyüne konuşlanan Irak güçleri ile havalimanı arasında yalnızca 2 köy kaldı. IŞİD insansız hava araçlarıyla bomba atarak askerlere ve kaçan sivillere saldırıyor. Elbusef’ten çoluk çocuk apar topar kaçan aileler, acil yiyecek ve barınak arıyor. karanlı‘kDteamöolükyraosri’GTçrıökuçımşmlaper’ıınnnakmaWerşdPıyotlasığytı’antaısnseürtrtedpükrien ABD Başkanı Donald Trump, çoğu Müslüman nüfuslu 7 ülkenin yurttaşlarına giriş yasağının yargıya takılmasının ardından ABD’deki 11 milyon kayıt dışı göçmeni hedef tahtasına oturttu. İç Güvenlik Bakanı John Kelly, önceki gün ilgili kurumlara gönderdiği iki talimatnameyle tüm belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilmesinin önünü açtı. Obama döneminde koruma altına alınan “hayalperestler”, yani çocuk yaşta aileleri tarafından ABD’ye getirilen yaklaşık 750 bin kişiye ise şimdilik dokunulmayacak. Sınır dışı işlemlerinde öncelik hüküm giymiş ya da hakkında dava açılmış göçmenlere verilecek. ‘Cadı avı’ Evrakta sahtecilik yapan, sosyal yardımları suistimal edenler de sınırdışı edilecek. Halihazırda ülkede 14 günden fazla süredir bulunmayan ve sınırın 160 km yakınında olan kişilere uygulanan “hızlandırılmış sınır dışı” işlemleri, en az iki yıldır ABD’de yaşadığını kanıtlayamayan herkese uygulanacak. Sınırda yakalanan kişiler mahkemeleri sonuçlanana dek gözaltı merkezlerinde tutulacak. Kelly’nin talimatları arasında Meksika sınırına inşa edilecek duvar için derhal hazırlıklara başlanması, gümrük muhafaza ve sınır koruma birimlerine Chicago’da önceki gün Trump karşıtı protestolar düzenlendi. 15 bin memur alınması da var. İnsan hakları savunucuları ise yıllarca yaşadıkları ABD’de aile ve iş kuran, büyük kısmı Meksika ve Orta Amerika’dan göçmenlerin herhangi bir suç işlemeden sınır dışı edilecek olmalarını “cadı avı” olarak niteledi. Öte yandan, ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi, internet sitesinde ve sanal uygulamalarında logosunun hemen altında “Demokrasi Karanlıkta Ölüyor” sloganıyla çıkmaya başladı. Trump’ın medyayı “Amerikan halkının düşmanı” ilan etmesinin ardından bu uygulamaya geçildi. SİMGE ANITA ‘HOŞ GELDİNİZ’ PANKARTI ABD’nin New York kentinin Belediye Başkanı Bill De Blasio, şehrin polislerini sınırdışı etme memurlarına çevirmeyeceğini duyurdu. ABD’nin simgesi Özgürlük Heykeli’nin önüne de aktivistler tarafından “Sığınmacılar hoş geldiniz” yazılı dev bir afiş asıldı. Öte yandan Kanada Başbakanı Justin Trudeau, muhalefetin aksi yöndeki taleplerine karşın, ABD’den Kanada’ya kaçak giren sığınmacıları kabul etmeyi sürdüreceklerini açıkladı. SINIRDIŞI TRAJEDİSİ... Meksikalı bir göçmen 3. kez sınır dışı edilince intihar etti. ABD’den 3. kez sınır dışı edilen ve elinde plastik bir torbadan başka şey bulunmayan Guadalupe Olivas Valencia (44), sınıra yakın bir köprüden atlayarak yaşamına son verdi. ‘Yenikapı ruhu’ ABD’ye sıçradı Diplomat bir dostum “Irish Times”dan bana bir yazı yollamış... “Donald Trump ABD Başkanlığı’na ne kadar dayanır?” başlığını taşıyan yazı; Washington’daki gazetecilerle, “Müslüman yasağına” karşı çıkan ABD’li yargıçların, tıpkı Putin Rusya’sında olduğu gibi “anonim ölüm tehditleri” aldığını belirtiyor ve ekliyor: “Gidişat gidişat değil. Bu tehlikeli sarmal nerede durur? Ya Başkan’a karşı güçler onu sonunda devirecek ya da Başkan bu mevcut düzeni yıkacak!” Eskiden yalnız “üçüncü dünya demokrasileri” için yapılan bu çözümlemeler, Trump Amerika’sında sıradanlaştı. Bir ABD Başkanı’nın “alaşağı edilmesi” ya da “devrilmesi” ihtimalinden uluorta böyle söz edilmesi, çok yakın zamanlara dek şoke edici bir şeydi. Artık değil. Trump, demokrasinin asli unsuru medyayı “halk düşmanı” ilan ediyor... Medya da Beyaz Saray’a adım attığından beri “Başkanın görevden alınması/impeachment” olasılığından, şaşırtıcı olmayan, olağan bir alternatifmiş gibi bahsediyor. ‘Derin devlet’in başkanla imtihanı Bundan daha birkaç gün önce “New York Times”ın manşetinde de “(İstihbarat örgütlerinden sürekli akan) sızıntılar, ABD’de bir derin devlet oluşumu korkusuna işaret ediyor” başlığını taşıyan bir yazı vardı. Devlet kurumları arasındaki bu bilek güreşinin “Türkiye, Mısır, Pakistan gibi ülkelerde rastlanan derin devlet olgusunu” andırdığına işaret eden yazı, Trump’ın başkanlık güçlerini en abartılı sınırlara dek kullanmasının, bir anayasal çıkmaza yol açabileceğinden söz ediyordu. Konu sırf ABD’nin “Türk usulü bir derin devlet sendromu ithalinden” ibaret değil. Trump Amerika’sı, “bizden olanlar”ı “olmayanlar”a karşı sürekli tansiyonu yüksek bir miting atmosferinde gaza getiren devasa bir “Yenikapı ruhu” dalgasından da etkilenmiş görünüyor. Cuma akşamı Trump’ın first lady Melania ile yaptığı Florida mitingini izledim. Çiçeği burnunda Başkan ve karısı, gülücükler dağıtarak “Air Force One”dan inip apronun yanında kurulan miting alanındaki kürsüye yürüdüler. Nar kırmızısı giysisiyle göz kamaştıran Melania konuştu önce. Ağzını açarken hemen, Hıristiyanlığın en bilinen dualarından olan “Göklerdeki Pederimiz”i okudu. Yeni bir Evita edasında “kadınlar ve çocuklar için çalışacağını” müjdeledi. Ve pop şarkıcılarını andıran bir alkış tufanıyla kürsüden indi. Başkan Trump ise tam bir “Yenikapı üslubuyla” esip gürledi. Ayağının tozuyla basına saldırdı. Kalabalıklara “Medya halk düşmanı” dedi ve ekledi: “Okuduklarınızın hepsi yalan. Hiçbirine inanmayın. Basının kendisi başlı başına bir problem haline geldi!” Evrensel değerlerin çöküşü Trump’ın niyeti, “basının aracılığını” giderek devreden çıkarıp kalabalıklara bundan böyle Florida’da yaptığı gibi seçim kampanyaları dışında da “doğrudan” hitap etmek. Dünyanın en güçlü ülkesinin başındaki liderin yerleşik demokrasi kurallarını bu şekilde boşlayarak mayınlaması, şimdiye dek görülmemiş bir durum. Dünyanın lider ülkesindeki düzenin yıkılmasıyla eş anlama gelen bu durum, birkaç gün önce sona eren Münih Güvenlik Konferansı’nda da pek çok yanıyla ele alındı. Trump’ın Cumhuriyetçi kamptaki baş muhaliflerinden, eski başkan adayı John McCain, Münih Konferansı’nın anahtar oturumlarından birinin açılışını yaparken, 40 yıldır katıldığı toplantıda benzeri bir tabloyla hiç yüzleşmek zorunda kalmadığını söyledi ve dünyanın gelişmiş demokrasilerindeki gidişatı şöyle özetledi: 1. Evrensel değerlerden kopup eski kan, ırk bağlarına geri dönmek. 2. Müslümanlar başta olmak üzere tüm göçmenler, sığınmacılar, azınlık gruplarına artan kinle bilenmek. 3. Kalabalıkların gitgide artan şekillerde otoriterleşme ile flörtleşmesi... Bilinen uluslararası düzenin çöküşünü ilan eden dünyanın bu en etkili jeopolitik forumu da evrenin görülmemiş bir belirsizlik evresine girdiğini tescil ediyor. Belirsizlik ortamları ne yazık ki hemen hiç istisnasız, hep “tek adam”ların işine yarıyor. Burkaya yasak adımı Almanya’ya sığınmacıların giriş kapısı olan Bavyera eyaletinin hükümeti, kamudaki hassas alanlarda burkayı yasaklamak üzere bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarıda yüksekokullar, ilk ve orta dereceli okullar, çocuk yuvaları, genel güvenlik ve asayiş ile ilgili hassas alanlara ve seçimler sırasında her yerde burka yasağı getirilmesi öngörülüyor. Aralık ayında da devlet memurlarına burka yasağı getirecek bir yasa tasarısı hazırlanmıştı. C MY B nilgu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle