29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 20 Şubat 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Reform yoksa istihdam da yok TÜRKONFED: Sadece işe almak yeterli değil, eğitmek ve verimli hale getirmek önemli. Mevcut çalışanların muhafaza edilmesi için gerekli düzenlemeler hayata geçirilmeli Bölgesel ve sektörel iş dünyasının çatı kuruluşu, Türkiye’nin en büyük iş dünyası örgütü Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde başlatılan Milli İstihdam Seferberliği’ne şartlı destek verdi. TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, eleman almanın yanında mevcut çalışanların muhafaza edilmesinin ya da birkaç ay sonra istihdam edilenlerin işten çıkartılmaması için de gerekli düzenlemelerin ve desteğin verilmesinin önemli olduğunu vurguladı. “Sadece işe almak yeterli değil, eğitmek ve verimli hale getirmek de önemli” diyen Kadooğlu, ülke genelinde başlayan istihdam seferberliğinde özel sektörün payının artması için tüm üyelerini harekete geçireceklerinin söyledi. 4şi0rkbeitn TÜRKONFED çatısı altındaki 25 federasyon, 190 dernek, 24 bin 100 iş insanı ve 40 bine yakın şirketi istihdamda sürdürülebilir büyüme hedefiyle harekete geçireceklerini belirten Kadooğlu, “TÜRKONFED olarak; özel sektörün gelişmesi, özellikle kadın ve genç istihdamının toplam istihdam içindeki oranının artırılması, bölgesel ve sektörel kalkınmanın sürdürülebilir olması için önemli çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu. Hükümetin gereken ekonomik ve yapısal reformları hızla hayata geçirmesiyle, yaratılacak istihdamın ve ekonomik getirilerinin sürdürülebilir olacağına yürekten inandıklarını dile getiren Kadooğlu, “Milli İstihdam Seferberliği’nde büyümenin kalitesine odaklanan, ve rimlilik artışını hedef alan ve bu doğrultuda insan kaynağının etkin kullanılmasını ilke edinen bir anlayış, sadece işsizlik sorunumuzun çözümünde değil aynı zamanda cari açık ve katma değerli yüksek üretimin artışında da ivme yaratacaktır” dedi. l Ekonomi Servisi Tarkan Kadooğlu Dedeler iş kuyruğunda Aralık 2016’da Türkiye İş Kurumu’na 65 yaş üstü 331 kişi iş başvurusunda bulunurken, 2017 Ocak’ta bu sayı yüzde 13.6 artış göstererek 376’ya yükseldi. Bağımsız SağlıkSen’in Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, yalnızca Ocak 2017’de İŞKUR’a 1010’u 6064 yaş aralığında, 376’sı ise 65 yaş üstü olmak üzere toplam 1386 kişi iş baş vurusunda bulundu. Başvuruda bulunanların büyük bir çoğunluğunu erkekler oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sayıları 4 milyona yaklaşan işsizler ordusunun yanı sıra Türkiye’de mezarda emeklilik de hayal oldu. Bağımsız SağlıkSen Genel Başkanı Mehmet Bayraktar, Türkiye’de emeklilerin aldıkları ücretlerle geçinmesinin zorluğuna dikkat çekerek, memurlara da fiilen çalışırken yapılan ek ödeme ve tazminatların emekli aylıklarına yansıtılmaması nedeniyle düşük bağlanan emekli aylıkları nedeniyle mağduriyet yaşadıklarını söyledi. Bayraktar, “Türkiye’de ortalama yaşam süresine ulaşmış yaştaki kişilerin iş aramaya mahkum edilmesi Türkiye açısından kara bir tablodur. Bu nedenle emeklilerin geçim şartlarını iyileştirmek elzemdir” dedi. l Ekonomi Servisi Kayyım önce emekli etti sonra işten attı Batman Belediyesi’ne atanan kayyım Ertuğ Şevket Aksoy, daha önce emekliye ayırdığı Şükri Acar ve Mehmet Selim İş isimli işçileri, yine kendi imzasıyla gönderdiği yazı ile işten çıkardı. Dihaber’e yer alan habere göre, Batman Belediyesi’ne kayyım olarak atanmasının ardından 200’ü aşkın işçinin işine son veren Aksoy, hızını alamayarak emekliye ayırdığı iki işçinin de işine son verdi. Farklı tarihlerde emekliye ayrılma istemli dilekçelerini belediye başkanlığına veren ve kayyım Aksoy tarafından imzalanması sonucu emeklilikleri kabul edilen Şükri Acar ve Mehmet Selim İş isimli işçilerin 7 Şubat’ta belediye başkanlığı tarafından 31 işçiye gönderilen tebliğ yazısında işten atıldığı ortaya çıktı. l Ekonomi Servisi Mehmet Günsür Hasan Süel Colman Deegan Sezai Hazır Suriyeli çocuklara yönelik kodlama eğitimlerinde, dünyanın en iyi teknik üniversitesi olan MIT’nin geliştirdiği “Scratch” programının Arapça versiyonu kullanılacak. Arapça konuşan 10 gönüllü eğiticinin yönetiminde gerçekleştirilecek 4 saatlik eğitimlerinde Programlama Nedir, Algoritma Öğreniyorum, Scratch’e Giriş gibi dersler olacak. çVoocduağfoankeod25ö0ğrSeutreiyceelki Siemens’ten 80 milyonluk yatırım Ekonomi Bakanlığı desteğiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülen Raylı Sistemler URGE Projesi’nde ilk yurtdışı pazarlama faaliyeti Viyana’da gerçekleştirildi. Siemens Satış Müdürü Christoph Masopust, İstanbul’daki metro ihalesi başta olmak üzere tüm projelerde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından yüzde 51 yerlilik şartı getirildiğini hatırlatarak, bu yüzden yerli tedarikçiye fazlasıyla ihtiyaç duyduklarını ve Türkiye’ye ilk etapta 80 milyon Avro yatırım yapacaklarını söyledi. l Ekonomi Servisi Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat’ın hayata geçirdiği ‘Yarını Kodlayanlar’a Suriyeli çocuklar da dahil oldu. Vodafone Türkiye CEO’su, kodlamanın kardeşlik dili olduğuna inandıklarını söyledi. Vodafone, Türkiye’yi dijital geleceğe taşıma hede fiyle geçen yıl başlattığı “Yarı nı Kodlayanlar” projesinde ye ni bir döneme giriyor. Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat işbir liğiyle hayata ge çirilen proje kap samında İstan ŞEHRİBAN KIRAÇ bul, Samsun, İzmir, Kayseri ve Mardin’de yaşla rı 714 arasında değişen çocuklara yönelik dü zenlenen eğitimlerin ardından şimdi de Şanlıurfa’da Suriyeli çocuklara kodlama eğitimi ve rilmeye başlandı. “Yarını Kodlayanlar” pro jesiyle Suriyeli çocuklara di jital geleceğin kapıları açılır ken, sosyal hayata da enteg re olması sağlanacak. GAP İdaresi’ne ait Çok Amaçlı Top lum Merkezleri’nde (ÇATOM) gerçekleştirilecek eğitimlerle 4 ayda 250 Suriyeli çocuğa ula En çok ilgi Mardin’den Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır, proje ile dezavantajlı ailelerin çocuklarına dokunduklarını dile getirerek, 3 bine yakın gönüllü ile eğitimler verdiklerini anlattı. Hazır, “Latin Amerika bile kodlama konusunu çocuklar için zorunlu hale getirmiş durumda. 5 pilot ilde başladık. En büyük katılımı Mardin’de gördük. Bu eğitimlerin Suriye li çocukların toplumla entegrasyonunu sağlayacak” dedi. Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel de, Arapça çağrı merkezi yatırmı da yapmak istediklerini, her türlü renge yönelik hizmet verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, şu anda Vodafone Türkiye’nin 300 bin Suriyeli abonesinin bulunduğunu aktardı. şılması hedefleniyor. “Yarını Kodlayanlar” proje si kapsamında bugüne kadar 5 ilde 1330 çocuğa kodlama eğitimi verildi. Her ilde düzenlenen, Türkiye’nin en kapsamlı çocuk hackathon’larına yaklaşık 600 çocuk katıldı. Projenin ikinci etabında Şanlıurfa’da 10 Suriyeli çocuğun katılımıyla düzenlenen ilk kodlama eğitimine Vodafone Türkiye Üst Yö neticisi (CEO) Colman Deegan, Türkiye Vodafone Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Süel, Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır ve sanatçı Mehmet Günsür de katıldı. 29 milyonluk yatırım Türkiye’de 10 yıldır faaliyette olduklarını ve şimdiye kadar 20 milyar TL yatırım yaptıklarını anımsatan Deegan, Vodafone Vakfı çatısı altında bugüne kadar 29 milyon TL’lik sosyal yatırım yaparak 4 milyona yakın insanın hayatına dokunduk. Kodlama eğitiminin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın bir eğitim politikası haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Deegan, “Yarını Kodlayanlar projesiyle ‘sadece teknoloji tüketen’ değil ‘teknoloji üreten’ bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bir kardeşlik dili olduğuna inandığımız kodlama eğitimlerini şimdi de Suriyeli çocukları da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Suriyeli mülteciler için sadece barınma, gıda, giyecek gibi tek seferlik yardımlar sunmanın yeterli olmayacağını, mültecilerin topluma uyum sürecini kolaylaştıracak sosyal projelere de ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. l ŞANLIURFA ekonomi 9 ‘Sözde hâkimler’ ‘yalancı basın’ ABD’de yaşananlar (bir türü iyi anlayabilmek için en gelişmiş örneklerine bakmak gerekir) bize, kapitalistliberal demokrasinin işleyişine ilişkin önemli ipuçları veriyor: Bu devlet biçiminde, egemen sınıfın iktidarını öncelikle, seçilmişler (geçici yönetim) değil, anayasa ve ona göre atanmışlar (kalıcı yönetim) ve “kapitalist gerçekçilik” içinde kaldığı sürece basın güvence altına alır. Bu yüzden, “atanmışlarseçilmişler”, ikilemi üzerinden yasamayı ve yürütmeyi (güçler ayrılığını) etkisizleştirmeye, muhalif sesleri susturmak için yandaş basın yaratmaya çalışan bir siyasi çizgi aslında devletin yapısını değiştirmektedir. Trump’ın ilk adımları ABD’de Başkanlık seçimlerini kazanan Trump’ın ilk uygulamalarına, şekillenen yeni hükümete bakınca, “alternatifsağ” olarak tanımlanan bir akımın projesi üzerinden, “devletin biçimine”, egemen ideolojinin meşruiyet sınırlarına yönelik bir müdahale girişimi ile karşılaşıyoruz. Devletin güvenlik bürokrasisi, federal bürokrasi, yargı ve büyük medya, bu müdahaleye, şu ana kadar görebildiğimiz kadarıyla, başarıyla direniyor. Trump hemen bir seri kararnameyle, BeyazHıristiyan üstünlüğü fantezisine, “uygarlıklar çatışması” projesine uygun olarak, Müslümanların ABD’ye girişine kısmi bir yasak getirdi; arkasından, dini kuruluşların özgürlüklerini, LGBT bireylerin haklarını kısıtlayacak yönde genişletti. Müslüman nefretiyle, Rusya ile sınırları pek de belli olmayan ilişkileriyle ünlü bir emekli general Flynn’i Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı. Çalışma Bakanlığı’na da “fast food” dükkânları zinciri olan bir milyarderi getirdi. Atanmışların direnişi Yargı ve güvenlik bürokrasisi: Yargı, Müslümanlara ilişkin kararı iki kez bozarak durdurdu. Güvenlik bürokrasisi basına sızdırdıkları bilgilerle, Trump’ı Flynn’i görevden almaya zorladı. Trump’ın General Flynn’in yerine düşündüğü yeni aday, teklifi kabul etmedi. Bu sırada Wall Street Journal’da istihbarat kurumlarının, “Trump yönetiminde güvenmedikleri için rapor vermek istemedikleri” aktarılıyordu. CIA ve NSA Trump yönetiminin kadrolarının Rusya bağlantılarını araştırmaya devam ediyor. Federal Bürokrasi: Bu kaynaktan basına sızan bilgiler üzerine, savunma bakanı emekli General Mattis, deniz komandolarının bir İran gemisini, “Yemen’de Husilere silah götürüyor” gerekçesiyle ele geçirmesine ilişkin (potansiyel olarak savaş çıkarabilecek) bir emri geri aldı; Trump da, CIA’nın, işkence merkezlerini yeniden açmaya, federal bürokrasi içinde LGBT bireylerin haklarını kısıtlamaya yönelik kararları rafa kaldırdı. Trump’ın, Filistin sorununa ilişkin “artık iki devlet çözümünü desteklemiyoruz” sözlerini, bizzat kendi atadığı Birleşmiş Milletler Temsilcisi yalanladı. Bu sırada, Savunma Bakanı Mattis ve Dışişleri Bakanı Tillerson’un, Obama döneminde egemen olan çizgiyi, benzer bir Rusya politikasını izledikleri görülüyordu. Basın: New York Times, Washington Post, Wall Street Journal, The Atlantic Monthly, CNN gibi ulusal çaplı yayınların, Trump yönetimini izlemeye aldığı, liberaldemokratik mutabakata ters, egemen ideolojinin meşruiyet sınırlarını aşan girişimlerini teşhir ederek, popülaritesinin, ilk 30 günde, önceki başkanlara kıyasla tarihte görülmemiş seviyelere düşmesine yol açtılar. Bu gazetelerin satışları da artmaya başladı. Trump’ın düş kırklığıyla sarf ettiği “sözdehâkimler” ifadesi, basına yönelik “sahte haber” suçlamaları, Twitter’deki hezeyanları ise tepki çekiyor, alay konusu oluyor; yönetemeyecek algısını güçlendiriyor. Anlaşılan, atanmışlara karşı seçilmişleri desteklemek de her zaman “demokrasiyi” savunmak anlamına gelmiyor, aksine kimi zaman da biz de olduğu gibi totaliter bir rejime gidişin önünü açabiliyor. Siber saldırıların yüzde 77’sinin hedefi Türkiye Marsh & McLennan Şirketler Grubu ve Siber Güvenlik Şirketi FireEye, 2016 Siber Tehditler Raporu’na göre geçen yıl Avrupa’ya düzenlenen siber saldırıların yüzde 77’sinin hedefinde Türkiye vardı. Raporda dikkat çeken bir diğer detay ise 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’de sayısı artan fidye yazılımları oldu. Bu dönemde siber saldırılar yoğun olarak hükümetleri hedef aldı. Raporda siber saldırıları gerçekleştirenlerin özellikle altyapılar, üretim tesisleri, enerji santralları, havacılık sistemleri ve ulaştırma şebekelerini hedef aldığı belirtildi. Geçen yıl sadece Belçika ve Avusturya’da gerçekleşen 2 siber saldırının 2 ülkeye maliyeti ise 100 milyon Avro’yu buldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle