28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 15 Şubat 2017 sağlık 2 [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: zarife selçuk Sağlıkta ikinci el alarmı EpilepsiDadanikligkkıaantslııklmvaeya olabilirsiniz Kişinin zaman zaman tekrar eden nöbetler yaşamasına yol açan epilepsi (sara), beyinde bulunan sinir hücrelerinin aktivitesinin değişikliği sonucu ortaya çıkan bir merkezi sinir sistemi rahatsızlığı olarak biliniyor. Vücutta kasılma, istemsiz hareketler, morarma, ağızdan köpük gelmesi gibi tipik belirtilerle kendini gösteren hastalıkta kişinin aniden dalgınlaşması, soruları yanıtsız bırakması ve kasılmaları olabiliyor. Uzmanlar, “Bu tip şüpheli durumlarda mutlaka hekime başvurulmalı” uyarısında bulundular. Dünyada 50 milyon, ülkemizde ise 750 bin kişiyi etkileyen epilepsinin bir yıllık maliyeti ortalama 5 bin 700 TL. İkizler: Engel değil İkiz kardeşler Arya ve Sonat da aynı hastalığı taşımanın kendilerinde hissettirdiklerini paylaşarak şunları anlattı: “İlaç kullanımında özellikle herkesin rahatsızlıkları olabilir. Hobilerine, sevdikleri işleri yapmalarına devam etmeli, okullarına gitmeleri gerekiyor. Böyle bir rahatsızlığın olması onlara engel olmamalı. Duyduğumuza göre epilepsi yüzünden sokağa çıkamayan insanlar var.” Önyargı, yaşamı vuruyor Türk Epilepsi ile Savaş Derneği başkanı Prof. Dr. Naz Yeni, önyargılar nedeniyle epilepsi hastalarının iş bulmadığını belirterek “Epilepsili çocuklarımız ise okula gidemiyor. Birçok birey hastalığını saklamak zorunda kalıyor” dedi. Epilepsinin beynin bir hastalığı olduğuna dikkat çeken Yeni, “Çok yanlış inanışlara sebep olan bir hastalıktır. Beyinde nöron dediğimiz hücre yapısından kaynaklanır ve bu hücrelerin aşırı elektriksel aktivitesi sonucu ortaya çıkan klinik bir rahatsızlıktır. Epilepsi hastalığı çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilir” diye konuştu. Kanser olmadığı 10 yıl sonra anlaşıldı Adana’da, 10 yıl önce “kolon kanseri” teşhisi konulan 26 yaşındaki Salih Murat’ın, 7 kez ameliyat geçirip, 55 kilodan 26 kiloya düştükten sonra kanser olmadığı anlaşıldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün “crohn hastası (iltihaplı bağırsak hastalığı)” olduğunu tespit ettiği genç, bu yönde yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuştu. Murat, “Ölümü kabullenmiş durumdaydım. Zorla gittiğim Balcalı Hastanesi’nde de umudum yoktu. Önce raporlarım incelendi, çeşitli tetkiklerin ardından kanser olmadığım, crohn ve FMF (Akdeniz ateşi hastalığı) olduğum söylendi. Tedavi boyunca bıçak altına yatmadım, ağrı kesici bile kullanmadım” dedi. Gümürdülü ise hastalığın belirtilerinin 16 yaşında görüldüğünü anımsatarak “Bu yaşta ailesel bir geçiş yoksa kanser hastalığı düşünülemezdi. Hastamız, tedavimize 2 ay içinde cevap verdi, hızla düzeldi” diye konuştu. l ADANA/İHA Fiyatlarda yaşanan sorun nedeniyle ikinci kez kullanılmak zorunda kalınan, kanla ve dokuyla temas eden tıbbi cihazlar hastalıklara davetiye çıkarıyor Tıbbi cihaz sektörü şırıngadan ameliyat ipliğine, laboratuvar testlerinden kalp piline, orto pedik implantlardan ileri cerrahi mal zemelerine kadar geniş bir alanı tem sil ediyor. Araştırmacı Tıp Teknolojile ri Üreticileri Derneği (ARTED) Başkanı Özgür Tomruk, son günlerde sektörün ayakta kalmasının güçleştiğini belirte rek “İlaç sektöründe kurla ilgili ayar lama yapıldı ama bizim sektörde halen bir ayarlama mevcut değil. Bu durum, kalitesiz ürün kullanımını artırmak ta, tek kullanımlık ürün lerin tekrar kullanımına yol açmakta, enfeksiyon riskini beraberinde getir mekte” uyarısını yaptı. SİBEL BAHÇETEPE ARTED, Türkiye’de tıbbi cihaz ala nında yaşa nan sorunlarla ilgili çö züm önerilerini dün dü zenlenen toplantı ile gündeme getirdi. Geri ödeme sorunu Türkiye’nin 6 milyar liralık tıbbi cihaz sektörüyle dünyadaki önemli pazarlar arasında yer aldığını belirten Tomruk, Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) 2007 yılında yayımlanmasından bu yana tıbbi cihaz ve hizmet ödemelerinde artan maliyetleri karşılayacak bir düzenleme yapılmadığına dikkat çekti. Tomruk “10 yıl önce 100 TL’lik bir ödeme bugün için 40 TL’ye denk geldiğinden kurda yaşanan artışa karşın değişikliğe gidilmeyen geri ödeme fiyatları, döviz ile hammadde sağlayarak, üretim tesisi kurarak üretim yapan, teknolojileri, cihazları yurtdışından dövizle getiren, tıbbi cihaz sektörünü çok ciddi şekilde vurmuştur. Hastanelerimize ve vatandaşımıza hizmet verebilmek için geri ödeme fiyatlarının düzenli olarak güncellenmesi şarttır” dedi. Tek çözümün SUT fiyatlarının güncellenmesi olduğunu vurgulayan Tom Tomruk, laparoskopik ameliyatlarda doku kesme işleminde kullanılan cihazların (solda) ucunun birden fazla kullanılabildiğini, bunun enfeksiyon riski yarattığına dikkat çekti. Özgür Tomruk ruk, “Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ ‘Bizim ihale sistemimizde Mercedes ile Şahin’i yarıştırıyoruz’ demişti. Buradan hareketle, fiyatlar düştükçe piyasadan ilk çıkmak durumunda kalan ürünlerin Mercedes’ler olduğu aşikâr. Umuyoruz ki; en kısa zamanda ilgili makamlarca gerekli düzenlemeler yapılacaktır” diye konuştu. 3 yıldır yeni ürün yok Tomruk, ödemelerde vade sıkıntıları yaşandığını da anımsatarak, “Üniversite hastanelerinde ödemelerde vade 3 yılı aşmış durumda. Biz bugün satış yaptığımızda 2020’de tahsilat yapıyoruz. Bunun sonucu olarak pek çok firma üniversite hastanelerine hizmet götüremiyor, giderek de hepsi değil ama pek çoğunun ürün tedarik ettiği firma sayısı azalmış durumda. Bununla ilgili çö züm bekliyoruz. 3 yıla yakın zamandır yeni teknoloji ürünleri ülkemizde yok. Bunlar örneğin kalçadiz implantları, laparoskopik el aletleri gibi ürünler. Tedavinin sürdürülebilmesi için hastaneler ve hekimler istemedikleri halde hasta sağlığı, güvenliği ve etiği açısından sakıncalı seçeneklere başvurmak zorunda kalmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Tomruk, sorunları şöyle özetledi: n Kalitesiz ürün kullanımı artmakta: Örneğin standart bir implant 15 yılda hastada kalırken 2 yıl içinde revizyon cerrahisi gerektiren bir implant, kalitesiz bir implanttır. Kaliteli ürünler yerini kalitesiz ürünlere bırakmakta, bunun sonucunda hasta sağlığı tehlikeye girmektedir. n Tek kullanımlık ürünler farklı hastalarda tekrar kullanılmakta: Bazı tıbbi cihazlar var ki, tek kullanım lık üretilmelerine karşın sterilize edilip tekrar tekrar kullanılabiliyor. Bu da iki açıdan sakınca doğurur. Birincisi, bu ürünler sökülüp steril edilmedikleri zaman içlerinde doku kaldığı için enfeksiyon riski teşkil eder. İkincisi, bu ürünler tekrar kullanıldıklarında işlevlerini yitirir ve ameliyattaki başarı oranını düşürür. n Güvenli tedavi için gerekli ürünler ya hiç kullanılmamakta ya da daha az sayıda kullanılmakta: Bu durum halk sağlığını, ülkemizdeki sağlık hizmeti kalitesini olumsuz etkilemektedir. n Hastadan fark ödemesi talep edilmektedir: SGK ile yapılan sözleşmeler uyarınca özel hastaneler kategorilerine göre, belli tedavi alanlarında, belirlenmiş oranlarda fark talep edebiliyor. Minik kalp hastaları enfeksiyona açık Ülkemizde her yıl yaklaşık 12 bin çocuk, doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gözlerini açıyor. Uzmanlar, doğuştan kalp hastalığının anne kar Kalplerinde orta veya ye konuştu. Doğuştan hastalıklar arasında en sık görülenin kal nında teşhis edilebildiğini belirterek “Bu bebekler solunum yolu enfeksi geniş deliklerle doğan bebeklerde, bin yapısal bozuklukları olduğunu anımsatan Özbarlas, şöyle devam etti: yonlarına daha kolay yakalanabilmektedir” dedi. 714 Şubat Dünya Doğumsal Kalp Hastalığı erken teşhis ve tedavi olmazsa kalp yetersizliği gelişebilir, “Bu hastalık değişik şiddet ve şekilde olabilir. Hastaların yüzde 49’una hayatlarının bir döneminde an Farkındalık Haftası. akciğer tansiyonu jiyo ya da ameliyat yoluy jBtAieaTvnşeşüknrKhakneaiıPlspPekdrCaoieafrr.trrnDaikrhı.niKNsdiaarDzadaeinrynoÖeloğzbi ayrlüask, vseeglgeeebrliiilşkirma,lebırlüe.yriümkuerdteadrbörıiuncvnlıieaieomşi,thllehaetodimbeylairaallvnieyciyröıboginnoreedl.braye”eenankkplealçıibrlokmıiknldiarööüs.znçıTeteheelmadbbyaiiinart “Kalplerinde orta veya geniş deliklerle doğan bebekler erken teşhis edilmez ve zamanında tedavi edilmezlerse kalp yetersizliği gelişebilir, akciğer tansiyonu yükselebilir, büyüme ve gelişmeleri geri kalır, sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarıyla sağlıkları ve tüm ailenin yaşamı etkilenir” dedi. Doğuştan kalp hastası bebekler için en önemli konulardan birinin enfeksiyon riski olduğunu kaydeden Özbarlas, “Doğuştan kalp kusuru olan bebekler Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV), influenza A, B, adenovirus gibi etkenlerle oluşan solunum yolu enfeksiyonlarına daha kolay yakalanabilmektedir” di ‘Yakından takip edilmeli’ Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu da bu tür bebeklerin beslenme, büyüme ve gelişmesinin yakından takip edilmesi gerektiğini belirterek “Özellikle içinde bulunduğumuz kış aylarında enfeksiyon hastalıklarından korunmaya çok dikkat edilmeli. Bu tür hastalıklar genellikle solunum ve direkt temas yoluyla bulaşır. Dolayısıyla hasta insanlarla aynı ortamda uzun süre kalmak, el sıkışmak ve benzeri temaslarda bulunmaktan kaçınılmalı” dedi. Uzmanlar uyarıyor: Stres, kronik bağırsak problemlerine yol açıyor. Örneğin, toplum önünde konuşmaya çıkarken veya bir sınavdan önce, stres yaşadığımız bir durumda çoğumuz midemizde, bağırsaklarımızda olumsuz hareketler hisseder. Stres, mide ve bağırsağı vuruyor Hepimiz stresli ve kaygılı lara neden olabilir. Fiziksel bir olduğumuz zaman mide problem olduğu zaman doktor mizdeki bükülmeyi, kelebek bu problemi çözer fakat her ler uçuşuyormuş ya da bulantı hangi bir vurgu yoksa dokto hissini zaman zaman yaşarız. run kişinin stres seviyesini ve Psikologlar, stresin kronik ba duygu durumunu da göz önün ğırsak problemlerine yol açtığı de bulundurur” diye konuştu. nı belirterek “Örneğin, toplum Baykal, şöyle devam etti: önünde konuşmaya “Birçok araştırma çıkarken veya bir sı şunu göstermiş. Fonk navdan önce, stres siyonel midebağır yaşadığımız bir du sak problemleri olan rumda çoğumuz mi birçok hastaya, biliş demizde, bağırsakla seldavranışçı yakla rımızda olumsuz bazı şım uygulanarak stres hareketler hissederiz. ve anksiyete azaltma Kızgınlık, mutsuz amacıyla destek veril luk, kaygı, sevinç gibi duygu durumunda da Bülent Baykal diğinde, sindirim sistemlerindeki semp benzer belirtiler olur” dediler. tomlar daha hızlı düzelmekte. Stres ve acı ilişkisi Stresin sindirim sistemindeki problemlere, örneğin mide ek Araştırmalar, stres reaksi şimesi, abdominal kramplar gi yonunun mide, bağırsak has bi, yol açıp açmadığını bilir talıklarındaki acıağrının nor sek, doktorumuzla bunları pay malden çok daha fazla hisse laşıp, daha kaliteli ve çabuk te dilmesine yol açtığını gösteri davi olma imkânı bulabiliriz. yor. Psikolog Bülent Baykal, Doktor, psikolojik desteğe ihti beyin ve bağırsak bağlantısı yacımız olduğunu düşünürse, nın psikolojik dışavurumları uygun tedaviyi verdikten son nı anlattı. Baykal, problemli ra bizi uygun mercilere yön bir bağırsak sisteminin beyne lendirecektir. Bağırsak prob sinyal yolladığını belirten Bay lemlerimizin stres ve anksiye kal, “Midebağırsak sistemin te ile ilgili olup olmadığını an deki bir sıkıntı kişide anksiye lamak için genel durumumuza te, stres, depresyon gibi sorun bakmak gerekmektedir.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle