28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Öğrencilerden ‘Hocama Dokunma’ sergisi Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Üniversitesi İLEF öğrencileri işbirliğiyle 15 Şubat Çarşamba günü saat 18.00’de, Mimarlar Odası Fuaye Salonu’nda, Cebeci Kampusu’nda aka demisyenlerin hukuk dışı KHK’lerle ihraç edilmesinin protesto edildiği ve sert polis müdahalesinin yaşandığı eyleme ilişkin fotoğrafların yer aldığı “Hocama Dokunma” sergisi açılacak. KHK’lerde ihraç edilen akademisyenler ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek sergide, 25 fotoğraf bulunuyor. Çarşamba 15 Şubat 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ahşaba dokunun... Balat’taki atölyesinde buluştuğumuz ahşap sanatçısı Ayhan Tomak’ın şu sıralar iki sergisi var. Öğrencileriyle birlikte hazırladığı ‘Ahşaba Dokunmak’ sergisinde diğer sergilerin aksine yapıtlara dokunmak serbest. Tomak ile ahşap sanatı ve incelikleri üzerine konuştuk. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Balat’ta cadde üstünde vitrininde ahşap heykellerin yer aldığı bir mekândayız. İçeride ağacın kokusu... Birbirinden değişik ve etkileyici heykeller, tasarımlar... Ahşap sanatı deyince ilk belki de tek akla gelen isim Ayhan Tomak’ın atölyesinden bahsediyorum... Mekânın sol tarafında bulunan tasarımlar Tomak’a sağ taraftakiler ise öğrecilerine ait. Tomak’ın ve öğrencilerinin yaptığı çalışmalar şu sıralar sanatseverle buluşuyor. Öğrencilerinin işleriyle kendi çalışmasının da yer aldığı diğer sergi “Ahşaba Dokunmak” adını taşıyor. Serginin adı gibi Tomak da ahşaba dokunun diyor. Yani bu sergide yapıtlara dokunmak serbest. Tomak, “Sizin elinizin teması ahşaba iyi geliyor. Elinizin yağı ahşabı besler. Ağacın stresini alır, daha dingin olmasını sağlar. O yüzden ahşaba dokunun” diyor. Sergi, 3 Mart’a kadar Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde görülebilecek. Her ağacın bir ritmi var Tomak’ın üç yapıtı; tasarım bir koltuk, heykel ve Artemis adını verdiği bir ayna ile katıldığı karma sergi ise 25 Mayıs’a kadar Armaggan Sanat Galerisi’nde sizleri bekliyor. Her ağacın bir ritmi olduğunu söyleyen Tomak, ağaçları özel işletmelerden temin ediyor. “En çok dikkat ettiğim olay ağaç kesimi. Orman işletme planlama yapıyor, kesimleri ise özel işletmeler yapıyor. Ben de oradan gidip alıyorum. Benim diğer atölyem Çatalca’da Istıranca orman köyünde. Orada ağaçları tedarik etmenin dışında bekletip dinlendirmek ona göre çalışmak gerekiyor, bir ağacın en az 56 ay dinlenmesi gerekiyor” diyor. Ağacın kırıntısını bile kullandıklarını söyleyen Tomak, kardeşi Tomak’ın öğrencisi Soner Tatlıdere’nin yapıtı. nin ağaç kabuklarından yaptığı bir heykel de olduğunun altını çiziyor. 2009 yılından bu yana Balat’taki atölyesinde dersler veren Tomak’a göre ahşap oyma sanatını herkes yapabilir. Tomak, “Ahşap yontuyla ilgili bilgileri öğretiyorum. Ahşap el oymasındaki bıçakların kullanılması önemli... Onun dilini ve malzemeyi de bildikten sonra sorun yok. Bir alt kültür oluşturmak Ayhan Tomak Öznur Oğraş Çolak ile birlikte. gerekiyor. Okuma yazmayı öğrendikten sonra makalesi, romanı, yani sonrası kişiye kalmış” diyor. Tomak’ın öğrencilerinin hepsi farklı meslek gruplarından; avukat, plastik cerrah, turizmci gibi... 19 öğrencisinin işlerinin yer alacağı sergide 30 yapıt sergilenecek. Sergide bir konu bütünlüğü yok. Tomak, “Öğrencilerim farklı meslek gruplarından oldukları için farklı bakış açısıyla bakıyorlar. Temeli ahşap yontuyla ilgili çeşitlemeler. Sergide heykel, klasik el oyması ahşaptan bir tabak da var” diyor. Yurtdışında da sergilere ve workshoplara katılan Tomak, yurtdışında daha çok tanındığını söylüyor. Tomak, ülkemizde ahşap sanatıyla ilgili yazılı bir metin olmamasından şikâyetçi... Özellikle İtalyanların çalışmalarını beğendiğini ve sergileri takip ettiğini belirten Tomak, “Onlarda bir gelenek var bir koma yok. Bizde ise bir kopma var. 1900’lü yıllara kadar ahşap bilgisi daha çok süsleme ile ilgiliymiş. Heykel formu zaten pek yok ama o bile unutuldu. Çünkü yazılı bir gelenek yok, hep sözlü. Birçok ahşap evler yandı rant uğruna. Onları tamir edecek ustalar yok oldu. Biz de yazılı tarihi bir bilgi yok. Amerikalılar uzaya gidiyor ama hâlâ oyma bıcağıyla almış heykelini yapıyor. Bilgiyi yazılı hale getirmek çok önemli. İtalyanların öğretmek üzerine o kadar önemli kitapları var ki öğrenmek istemiyorum diyemiyorsunuz. Biz de ise meslek okullarının kitaplarına bakıyorsunuz öğrenmemeniz için müthiş derecede bilgililer. Bakıyorsunuz ve dokunamıyorsunuz artık. Var olan meslek okullarındaki kitaplar resmen berbat” diyor. Bir dış mekân çalışmasının da olduğunu söyleyen Tomak, “Yaklaşık 3 metre boyunda, Çatalca’da hayat ağacına benzer bir çalışma ve deyim yerindeyse çok sıkı bir iş. Sanırım dış mekânla ilgili bu kadar büyük bir çalışma ahşapta yapılmadı. Aslında bütün yoğunluğumda orada bir sergi kadar tek bir eser çıkacak. Süresi bir yol gibi... Benim kafamda bir kurgu var, bu işin yüzde yetmişi kurguda ama onun yüzde otuzu ağaçla temasta benim de tarzım bu. Yaptığım işlerde; kurgu, ağaç, malzeme ve temas önemli” diyor. Cemalettin Yıldız Grafikatür Sergisi Schneidertempel’de Özen, yenilik ve içtenlik KONUK YAZAR TAN ORAL Cemalettin Yıldız’ın “Grafikatür” adıyla 9 Şubat’ta Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açılan sergisi nedeni ile birkaç söz etmek istedim. Karikatür dünyasında eşyanın kullanım ve nitelik değerlerinin yan yana birlikte çizilmesi ilginç mizahi sonuçlar doğuruyor. Bu da hayatın pek çok sorusuna karşı verilebilecek muhtemel yanıtları tetikliyor. Mizah çizerleri de bu ilginç oluşumu zaman zaman kendi bilinen naif çizgileme ve ifade biçimleri ile kullanagelmişlerdir. Giderek çizgili mizahın sanki tek anlatım yolu bu imişçesine yeni çizim meraklıları da olur olmazına bakmadan bu tür denemeleri yinelemişlerdi. Böylesi aktarma tekrarlar, mizah ve çizim kalitesinde kayıplara, anlamda da hiçliğe neden olmuştu.. Ama yeni pırıltılı çizerler ve de uluslararası mizah şenlikleri ile Doğu Avrupa ve Balkanlardan yayılan okullu grafikerlerin işleri çizgi dünyasında sıcak rüzgârlar estirdiydi. Şimdi, Anadolu Üniversitesi öğretmeni değerli bir grafik sanatçısı bu anlamda bir çalışması ile Gabrovo Uluslararası Mizah Bienali’ne katılınca ve orada “Altın Ezop” Büyük Ödülü’nü kazanınca bu işin devamını da getirdi. Çok da iyi oldu. Mizah nedeni ve grafik değeri çok yüksek işlerini yine kendi buluşu bir tür linol tekniği ile çoğalttı. “Grafikatür” adını verdiği çizimlerinde, çeşitli eşyanın kullanımı ve buluşmasından ortaya çıkan beklenmedik düşün ürünlerini, üst düzey bir mizah tadı ile Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergiledi. Bu teori kokan sıkıcı açıklamalarımı bir yana bırakıp Cemalettin Yıldız’ın bu sergisini görmeli ve tadını çıkarmalısınız. Yıldız, sergideki işleri için; “Yalın işaretler, göstergeler ve simgeler arasına kavramları, düşünceleri, duyguları saklayarak, izleyiciyi keşif yolculuğuna çıkarmaya çalışıyorum, diyor. Özen, dikkat, yenilik ve içtenliğin böylesi çalışmalara ne kadar çok yakıştığına Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergiyi izlerken tanık olacaksınız. Al Jarreau hayata veda etti Dünyaca ünlü caz şarkıcısı Al Jarreau 12 Şubat Pazar günü Los Angeles’da hayata veda etti. 50 yıllık kariyeri boyunca 7 Grammy ödülü alan ve üç kategoride (caz, pop ve R&B) Grammy alan çok az sayısa müzisyenden biri olan Al Jarreau kendine has vokal tarzıyla cazın en büyük seslerinden biri kabul ediliyordu. Sesini bir vurmalı çalgı gibi kullanan ve ilk albümünü 35 yaşındayken kaydeden ünlü şarkıcı kariyeri boyunca 17 stüdyo albümü, 5 konser albümü yayımladı. En son 2014’de bir albüm yayımlayan Jarreau ülkemizde “Mavi Ay” adıyla gösterilen dizinin jenerik şarkısını da söylüyordu. 2008 ve 2013’te İstanbul’da da konserler veren Al Jarreau hayata veda ettiğinde 76 yaşındaydı. l Kültür Servisi Ayhan Tomak’ın yapıtı. [email protected] 15 ‘Sanata OHAL Darbesi’ CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, kültür ve sanat alanına yönelik baskılarla ilgili açıklama yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, kültür ve sanat alanına yönelik baskılar, kapatılan sanat kurumları ve ihraç edilen sanatçılara dair yazılı basın açıklaması yaptı. “Sanata OHAL Darbesi” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: “Kültür ve sanat dünyası çok ağır bir saldırı altında. OHAL KHK’leri, yerel yönetimler ve valiliklerin düşmanca tavırları, baskılar, yasaklar Türkiye’nin kültürel birikimini yok ediyor, eğitim ve sanat kurumlarını tasfiye ediyor. Cumhuriyet modernleşmesinin sembollerinden DTCF ve DTCF’nin Tiyatro bölümü ihraçlarla neredeyse fiilen kapatılmış oldu. Toplumun tüm muhalif kesimleri üzerinde hoyratça kullanılan OHAL sopası, Türkiye’nin en yetenekli ve saygın sanatçılarını işsiz bıraktı. Orkestra şefi, pi yanist İbrahim Yazıcı’nın, keman sanatçısı Filiz Özsoy’un, piyano sanatçısı Eser Öykü Dede’nin, çalgı yapım sanatçısı Zafer Güzey’in kamudaki görevlerinden ihraç edilmesi kabul edilemez. Bu yalnızca Türkiye’nin birikimine değil, geleceğine de ağır darbe indirmek anlamına geliyor. Öte yandan kültüre, birikime düşman iktidarın yaygınlaştırdığı ayrımcı tavır şiddete dönüşerek kendinden olmayanı yok etmek gibi tehlikeli bir boyut kazanıyor. Dün Gül Kitabevi’ni ateşe veren, eyleme geçmiş cehalet bugün Kırmızı Kitabevi’ne yönelik saldırıyla yine işbaşında. Sanatçılar ve sanat kurumları ihraçlarla, baskılarla, yasaklarla yok olmayacak, aksine AKP’nin OHAL rejiminin baskı ve sindirme politikaları tarihimize yine başta sanat aracılığıyla kalıcı bir kara leke olarak geçecektir.” l Kültür Servisi İstanbullu müzikseverler Zorlu PSM bünyesinde 312 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek yeni bir caz festivaline kavuşuyor. İstanbul’a yeni festival! Geçen hafta İKSV ile Zorlu PSM’nin ortak düzenlediği basın buluşmasında fısıldanan yeniliklerden biri nihayet resmi olarak açıklandı: İstanbul yeni bir caz festivaline kavuşuyor. Tam adı “Zorl PSM Caz Festivali” olan etkinliğin ilki bu yıl 312 Mayıs tarihlerinde yapılacak ve dünyaca ünlü müzisyenlerle yerli sahnenin önde gelen isimlerini bir araya getirecek. Zorlu PSM’nin tüm sahnelerinin birden 10 gün boyunca tahsis edileceği festivalde caz çatısı altında blues, elektronik, etnik, funk, indie, klasik, pop ve rock müziğin harmanlanacağı bir şenliğe dönüş mesi planlanıyor. İKSV ile olan protokol sonucu tam da İstanbul Müzik Festivali başlamadan birkaç hafta önce düzenlenecek olan Zorlu PSM Caz Festivali, Murat Abbas’ın deyişiyle, biraz da temmuz ayındaki İstanbul Caz Festivali’ne ısınma niteliğinde olacak. Zengin program, önemli isimler Festivalin açılış konseri caz, Latin ve klasik müziğin Grammy ödüllü piyanisti Michel Camilo ile İspanyol flamenko virtüözü Tomatito’dan gelecek. Kuzey cazının efsane ismi Jan Garbarek’in grubuyla ve Trilok Gurtu ile birlikte vereceği konserse 5 Mayıs’ta Zorlu PSM Ana Tiyatro’da gerçekleşecek. Festivalde sahne alacak bir başka dev müzisyense Chick Korea. Chick Corea Trio with Bri an Blade & Eddie Gomez konseri festivalin son günü olan 12 Mayıs’ta ya pılacak. Stephen Micus (10 Mayıs) ve Ben Hart (10 Mayıs) festivalde sahne alacak diğer yabancı müzisyenler. Zorlu PSM Caz Festivali’ne Türkiye’den katılacak müzisyen ve gruplarsa şöyle: Gaye Su Akyol (3 Mayıs), Esra Kayıkçı (4 Mayıs), Önder Focan & Şallıel Bros (11 Mayıs), Redd (11 Mayıs). Festivalde bir de “Anadolu’nun Kayıp Şarkıları” adlı bel geselin müzikleri canlı performansla yeniden sahneye taşınacak. Beth Hart C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle