14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Şubat 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Dolar kuru tahmini 3.96’ya çıktı TCMB şubat ayı beklenti anketi sonuçlarına göre Merkez’in kur, cari açık ve enflasyon tahminleri yükseldi. Buna göre ekonomik verilerde bozulma sürüyor Merkez Bankası beklenti anketine göre yılsonu dolar/TL tahmini 3.8807 olurken, 12 ay sonrası için beklenti 3.96’ya çıktı. Ankette dolar/TL tahminlerinde yaşanan yükselişin devam ettiği görüldü. Geçen yılın üçüncü çeyreğine kadar stabil bir görüntü çizen 12 ay sonrası dolar/TL tahminleri ekim ayında 3.1913’ten 3.25’e kırılma yaşamıştı. Ocakta 3.9533’e yükselen tahmin, şubat anketinde 3.96 geldi. Diğer yandan yılsonu Tüketici Fi yatları Endeksi (TÜFE) beklentisi 39 baz puan arttı. Cari yılsonu TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 8.48 iken, bu anket döneminde yüzde 8.87’ye yükseldi. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, 12 ay sonrası oran yüzde 8.19’dan yüzde 8.21’e çıktı. 24 ay sonrası beklenti yüzde 7.59 ile önceki ankete göre değişim göstermedi. Merkez’in açıklamasına göre “Şubat ayı için tüketici enflasyonu bek lentisi bir önceki anket döneminde yüzde 0.69 iken, bu anket döneminde yüzde 0.62 oldu. Mart ayı TÜFE beklentisi bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 0.76 olurken, nisan ayı TÜFE beklentisi yüzde 0.95 olarak gerçekleşti.” Büyümede düşüş durdu Büyüme beklentisi ise son iki ankette daha istikrarlı bir profil çizdi. Büyüme beklentileri 2017 için ocak ayı an ketine göre değişmeyerek yüzde 2.9’da kaldı. 2018 için tahmin ise yüzde 3.6’dan yüzde 3.5’e geriledi. Ankette dikkat çeken bir diğer gelişme ise fonlama maliyetinde oldu. Ocak ayında yüzde 9.13 olan ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti tahmini şubatta yüzde 10.37’ye yükseldi. BİST Repo ve TersRepo pazarında oluşan gecelik faiz oranı beklentisi cari ay sonu için 64 baz puan artışla yüzde 10.19 oldu. l Ekonomi Servisi Kırmızı et zamlanınca tavuk kanatlandıYÜEBZTDİREFYİ3YI0LADTAAIRTTI Kırmızı etteki fiyat artışı halkı beyaz ete yöneltti. Kasımda 86.5 milyon adet olan tavuk kesimi aralıkta 95 milyon adede yükseldi. Kırmızı etin fiyatı tavuğun fiyatını dörde katlıyor Kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş tavuk eti üretimini artırdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre kasım ayında 86.5 milyon adet olan tavuk kesimi aralıkta 95 milyon adede yükseldi. Kesilen tavuk sayısı aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 9.6, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1.6 arttı. Kırmızı et fiyatları ise tavuk eti fiyatını en az dörde katlıyor. Kırmızı ette fiyatlar son bir yılda yüzde 30 civarında artış gösterdi. 163 bin ton üretildi Tüketici Fiyatları Endeksi’ne göre Temmuz 2016’da 8.3684 lira olan tavuk eti fiyatı, Aralık 2016’da 8.2229 liraya geriledi. Aynı dönemde dana eti fiyatı 38.7291 liradan 39.0856 liraya, koyun eti fiyatı ise 34.0637 liradan 34.9974 liraya çıktı. Buna göre altı ayda tavuk eti fiyatları yüzde 1.74 düşerken, dana eti fiyatı yüzde 1, koyun eti fiyatı yüzde 2.74 arttı. TÜİK verileri tüm Türkiye’yi kapsadığı için fiyatlar daha düşük duruyor. Marketlerde dana kuşbaşının fiyatı 45 lirayı buluyor. Şubat 2016’da kuşbaşı ete 34 TL tavan fiyat getirilmişti. Öte yandan TÜİK verilerine göre aralıkta tavuk eti üretimi 163 bin 337 ton, hindi eti üretimi ise 4 bin 380 ton olarak gerçekleşti. Üretim bir önceki aya göre yüzde 9.8, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.5 arttı. Aralık ayında hindi eti üretimi ise bir önceki aya göre yüzde 13.1 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13.5 azaldı. Süt ve yumurta arttı TÜİK’e göre tavuk yumurtası üretimi 1.6 milyar adet olarak gerçekleşti. Tavuk yumurtası üretimi aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 4, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12.3 arttı. TÜİK, 2016 yılı Aralık ayı ‘Süt ve Süt Ürünleri Üretimi İstatistikleri’ni de açıkladı. Buna göre, toplanan inek sütü miktarı aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1.2 arttı. Aralıkta ticari süt işletmeleri tarafından içme sütü üretimi 140 bin 890 ton olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8.8 artış gösterdi. l Ekonomi Servisi ‘Türkiye’de bitirilenZOMİDÜRAAHSAENITTDEİPSLKEİLRİİ TİGEM Afrika’ya taşınıyor’ Bakanlığın Sudan’da örnek çiftlik kurulacağı açıklaması, son 15 yılda 26 milyon dönüm tarım arazisinin vasfını yitirdiği hatırlatılarak eleştirildi Türkiye’nin Sudan’da çiftlik kuracağı açıklaması, Ziraat Mühendisleri Odası tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) Sudan’da 12 bin 500 hektar arazi üzerinde kuracağı işletmenin örnek çiftlik olacağını söyledi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesini yanıtlayan Çelik, TİGEM’in kuracağı işletmenin Sudan’da tarım alanında yatırım yapacak özel sektör firmalarına örnek teşkil etmesi amacıyla kurulmasının öngörül düğünü belirterek, “TİGEM’in kuracağı çiftliğin büyüklüğü, Sudan’da ülkemiz girişimcilerinin yatırımlarına açılacak 780 bin 500 hektar arazi büyüklüğünün yüzde 1.5’ine denk geliyor” dedi. Dalaman’ı bitirdiler Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Dr. Ahmet Atalık, hükümetin bu konudaki tavrını eleştirerek, “Tarım Bakanı Mehdi Eker döneminde, TİGEM arazileri Arap şeyhlerine gezdiriliyordu, ‘işlevsiz kalan arazileri onlara kirala rız’ diye. Dalaman’da havaalanının bulunduğu arazi bile TİGEM arazisi. Önce bu arazileri işlevleri dışında kullanıp sonra işe yaramıyor diye yabancıya kiralıyorlar” diye konuştu. AKP döneminde 26 milyon dönüm tarım arazisinin işlevini yitirdiğini, bunun Brüksel kadar olduğunu, her yıl 40 milyon dönüm tarım arazisinin de nadasa bırakıldığını, bunun da Hollanda’nın yüzölçümüne eşit olduğunu anlatan Atalık, ülke içinde tarımı bitirmeye dönük uygulamalara imza atan hükümetin, Afrika’da yaptıklarının düşündürücü olduğunu söyledi. l Ekonomi Servisi Türkiye için büyüme tahmini aşağı çekildi Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin 2017 için büyüme tahminini yüzde 3’ten yüzde 2.8’e düşürürken, 2018 büyüme beklentisini yüzde 3.2 olarak açıkladı. TÜFE beklentisi 2017 için yüzde 8’de, 2018 için yüzde 7.6’da bırakıldı. Komisyonun işsizlik beklentisi bu yıl için yüzde 11.2 ve 2018 için yüzde 11.5 oldu. 2016’nın üçüncü çeyreğinde ekonominin 7 yıl sonra ilk kez daraldığı belirtilen Avrupa Komisyonu raporunda “Öncü göstergeler ekonomik türbülansların 2017’de de devam edebileceğine işaret ediyor” denildi. l Ekonomi Servisi İstanbul Tüneli için altı firmaya davet Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nce 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi’nde etüt, proje ve mühendislik hizmetleri için 30 Kasım 2016’da yapılan ihalede, teklif veren 7 firmadan 6’sı ön yeterlilik aldı. Söz konusu firmalar, 15 Şubat’ta yapılacak ihalede, teknik ve mali tekliflerini vermek üzere davet edildi. l Ekonomi Servisi Sigaraya milyarlar harcandı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) verilerine göre, sigaraya 20062015 yılları arasında 256.7 milyar lira harcandı. İç piyasada bir trilyon adedin üzerinde sigara satışı gerçekleşti. Sigara paketlerinin üzerindeki uyarı yazılarının uygulamaya başlandığı 2010 yılında, Türkiye’de sigara tüketimi yüzde 15 azaldı. 2015 yılına kadar aynı seviyede devam eden sigara tüketimi daha sonra tekrardan artışa geçti. Ajans Press, medya araştırmasında 20062015 arasında, sigara konulu 357 bin haber tespit etti. Sigara en çok zam ve kaçakçılık haberleriyle anıldı. l Ekonomi Servisi Erken rezervasyon 3 ayda 2.6 milyonu geçti 12 Aralık’ta başlatılan erken rezervasyon kampanyasına talep, üç ayda 2 milyon 600 bini aştı. Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Türkiye turizminde 2015’e kadar yüzde 15 civarında olan yerli turistin payı kampanyalar sayesinde hızla arttı. Geçen yıl ilk 5 ayda erken rezervasyon miktarı 5 milyon 400 bine yakındı. Bu yıl daha iyimseriz” dedi. l Ekonomi Servisi Evetçi terör rüzgârları... Sözde referandum kampanyası sürecine girmiş bulunuyoruz. 12 Eylül darbesinin beşli cunta yönetimi bile 12 Eylül anayasası oylamasını biçimsel kalıplara uydurabilme adına bir referandum süreci ilan etmiş, söz konusu anayasa metninin içerik olarak tartışılmasını kamuoyuna açmıştı. Şakası yok, askeri darbenin cezaevleri, işkenceler, askeri darbe hukuku, yaşamın her alanına dönük sıkıyönetim icraatlarının gölgesinde korku dağları bekiyordu. Yine de Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) çatısı altında, iş ve anayasa hukukçularının katkılarıyla düzenlediğimiz seminer sonuçlarında, insan hakları, sendikal haklar boyutları ile anayasaya yönelik bilimsel eleştirilerden oluşan “beyaz kitap”çığımızı Konsey’e göndermiştik. Meraklılarına 12 Eylül referandumu öncesi, sonrası insan hakları, sendikal haklar ağırlıklı gelen yasakları anlatan en az 5 tane kendi kaleme aldığım Cumhuriyet’te yayımlanmış uzun yazı dizilerini anımsatırım. Dönemin simge yazarları İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Ali Sirmen’in, söz konusu anayasa değişiklikleriyle ülkenin geleceğine konulan ipoteklere ilişkin iz bırakmış eleştirileri ilk aklıma gelenler. Çok sayıda demokratik örgüt ve DİSK yönetimi hâlâ hapiste, Türkİş yönetimi olarak yürütülmüş ortak kampanyalar sonucunda da metinde kimi makyaj niteliğinde de olsa hukuksuzluklardan geri dönüşleri elde edebilmiştik. Referandum sürecine girişin ilk günlerinden “hayır” kampanyacılarına yönelik estirilmekte olan terör rüzgârlarına bakarak, “askeri darbecilerin” bile uymak zorunluluğunu duydukları referanduma dönük tartışabilme sürecine ilişkin, sivil darbeci kültürün daha kaypak ama acımasız baskıcı olabildiğinin birbirinden çarpıcı, olumsuz bir o kadar da hukuksuz örnekleriyle yüz yüze kaldığımızı söyleyebiliyoruz. HHH Televizyoncugazeteci arkadaşımız İrfan Değirmenci özel hesabından referandumda “hayır” oyu vereceğini açıklaması üzerine işinden oluyor. Yandaş medya yüzde doksanlara varan bir ağırlıkla, haberciler, yorumcular “Evet” çığlıkları attırmaya zorunlu görevlendirilmişlerken, seçim kampanyaları kapsamında siyasetçilerin eşit yayın haklarına katlanılamıyor. Sözde darbeye karşı çıkarılmış KHK ile YSK’nin yetkisine el konuluyor. KHK operasyonları ile üniversiteler, kamu kurumları, eğitimden atılan binler, on binlerce FETÖ’cülük bahane, en nitelikli, uzman kadroların en çok laiklik, Cumhuriyet, hukuk devletini savunan kimlikleri nedeniyle atılmalarında dur durak yok. Şimdi iş hukuku, basın hukuku haklarıyla yoğrulmuş olarak size desem ki gazeteci Değirmencioğlu arkadaşım, yargı yoluyla hakkını arasa ve de gerçekten bağımsız bir yargıç karar verebilse, kesin kez açtığı davayı kazanır, işe iade kararı alır. Olmadı gerçekten çok yüklü bir tazminat ödenmesi gerekir. Yine desem ki, bugüne kadar askeri darbeciler de içinde, hiçbir siyasi erk, insanların ekmek kapısı, işten atmalarda bu kadar izansız, vicdansız olmamıştı. Hukuk devleti düzeni en asgari koşulları ile işletilebilse, işe iade, tazminat davalarının sonu gelmez. Kim inanır? Gazetecilik örgütlerinin son raporlarında işsiz gazeteciler, daha doğrusu haksız işten atılmış gazeteci sayısı, işi olabilenlerin çok üzerinde. Sözü uzatmadan 12 Mart, 12 Eylül, sivil iktidarlar hukuksuzlukları üzerine hep haklar ve anayasal hukuk düzeninden yana dik duruşları ile bilinen profesörlerimizden Cem Eroğul, Fazıl Sağlam, Kemal Gözler, Naz Çavuşoğlu, Rona Aybay, Ülkü Azrak hocalarımızın son KHK operasyonları ile üniversitelerden atılan hocalarımıza ilişkin açıklamalarından birkaç cümleyi paylaşmakla yetineyim.. “Son günlerde Türkiye’de yaşanan olaylar, ülkemizin geleceği açısından endişe verici, korkutucu bir boyut kazanmıştır. Temelinde OHAL KHK’lerinin öz amaçlarını aşarak tüm muhalif unsurları sindirme aracı haline getirilmesi yatmaktadır.. Anayasa Mahkemesi, bu kararnamelerle, anayasanın öngördüğü yetkilerin dışına çıkılarak temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine.. sindirilmeye seyirci kalmaktadır... Üniversitelerimizin yılların emek ve birikimi ile yetişmiş öğretim üyelerinin tasfiyeleri, bu ülkenin yükseköğrenimine verilebilecek en büyük zarardır...” EPDK’den şirketlere uyarı Geçen aylarda elektrik tedarik şirketleri, döviz kurlarındaki yükselişe bağlı olarak mevcut sözleşmelerdeki fiyatlardan kâr edemediklerini savunarak Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ile sözleşmelerini bir bir feshetmeye başlamıştı. Sözleşmede sorun yaşayan OSB’ler çözümü devletten elektrik almakta bulmuştu, ancak bu da yüzde 20 ek maliyeti beraberinde getirmişti. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK), elektrik tedarik şirketlerinin geçmişte imzaladıkları anlaşmaları tek taraflı feshetmesi nedeniyle piyasadaki güvenin zedelenebileceğine işaret ederek, bu konuda mevcut anlaşmalara sadık kalınması uyarısında bulundu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle