14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Şubat 2017 10 107 gündür özgürlüğünden yoksun... YILIN BAŞARILI GAZETECİLERİ ÖDÜLÜ ÇGD’den Cumhuriyet’e 3 ödül Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) her yıl düzenlediği “Yılın Başarılı Gazetecileri” ödüllerinin 2016 sonuçları açıklandı. “Çağdaş Gazeteciler Derneği Dayanışma Ödülü” cezaevindeki tüm gazeteciler adına, gazetemiz muhabiri Ahmet Şık’a verildi. Muhabirimiz Pelin Ünker’in 17 Temmuz 2016 tarihleri arasında “Panamacı Türkler” başlığıyla yaptığı “Panama yazışmaları ve belgeleri” haberi Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü’ne; muhabirimiz Sibel Bahçetepe’nin 19 Ocak 2016’da yaptığı “Yabancı Doktor Varoşa” adlı haberi ise “Behzat Miser Ödülü”ne değer görüldüğü kaydedildi. Ödül töreninin mart ayında Ankara’da yapılacağı kaydedildi. Ödül alan diğer gazeteciler ise şöyle: HABER ÖDÜLÜ: Serbay Mansuroğlu ( BirGün Gazetesi) ”Karaman’da 45 erkek öğrenciye tecavüz”, Erk Acarer (BirGün Gazetesi) “Mülteci Kampı’nda 30 çocuğa tecavüz edildi”, MUSTAFA EKMEKÇİ ÖDÜLÜ: Eylem Nazlıer (Evrensel Gazetesi) “Çocuklara Maket Kâbe Etrafında Tavaf”, RAFET GENÇ ÖDÜLÜ: Barış Pehlivan (ODA TV) “FETÖ operasyonu yapan savcı FETÖ üyeliğinden yargılanıyor”. FOTOĞRAF: İZZET KEZER FOTOĞRAF ÖDÜLÜ: Burhan Özbilici (AP)– Rus büyükelçisine suikast fotoğrafı, KARİKATÜR: Latif Demirci (Hürriyet Gazetesi) “Ekoseli Yargıç” ve 2016 yılı karikatürleri RÖPORTAJ: Müzeyyen Yüce (Antalya Körfez Gazetesi) “Doğu İzlenimleri” Zeynep Yüncüler (BirGün Gazetesi) “İstanbul’da Bir IŞİD’çi”, İNCELEME ARAŞTIRMA: Çetin Yiğenoğlu – İncirlik Romanı. TELEVİZYONRADYO: Mahmut Tali Öngören Televizyon Programı Ödülü: Ünsal Ünlü (Patronsuz), TELEVİZYON HABER ÖDÜLÜ: Umut Yertutan Cemal Gökçamlı (FOX TV) Meclis’in bombalanması, RADYO PROGRAM ÖDÜLÜ: Yavuz Oğhan (RS FM) “Bi de bunu dinle”. İNTERNET: Hatice Kamer (BBC Türkçe) Diyarbakır ve Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili haberleri. YEREL BASIN: Umut Karakoyun (9 Eylül Gazetesi) “Bir Kolin eksikti” ve “Belge Sordu Görevinden Alındı” haberleri, Meltem Karakaş (Eskişehir Yenigün Gazetesi “Çalışan çocuklara tatil yok”, “Yardım Edin” ve “8 Mart Kadın Hayat” haberleriyle. Dünya Basın Fotoğrafı Büyük ödül Burhan Özbilici’nin Dünya Basın Fotoğrafı 2017 ödülü (World Press Photo), Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yapılan suikast sırasında çektiği fotoğraflarla Burhan Özbilici’nin oldu. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği üyesi, Associated Press (AP) Foto Muhabiri Burhan Özbilici, suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş’ı soğukkanlılıkla fotoğraflamıştı. Özbilici, 1955 yılından bu yana düzenlenen yarışmada büyük ödülü kazanan ikinci Türk oldu. Tanrıkulu keyfi uygulamayı sordu Gazetemiz yazar ve yöneticilerinin 100 gündür özgürlüklerinden mahrum kaldıklarını ve iddianamenin bir an önce hazırlanarak yargılanmayı beklediğini belirten CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazetemiz yazar ve yöneticilerinin Silivri’de mektup alamama ve yollayamamasını Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. TBMM Başkanlığı’na dilekçe veren Tanrıkulu, “100 gündür özgürlüklerinden mahrum olan Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlara mektup alma yollama yasağının ‘keyfi’ bir biçimde uygulandığı iddiası doğru mudur?” sorularını yöneltti. Tanrıkulu, “2014 2017 yılları arasında yıllar bazında 12 Şubat tarihi itibarıyla toplam kaç gazeteci gözaltına alınmış, kaçı tutuklanmıştır?” sorusunu da yöneltti. haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ S ana yine böyle sesleneli altı yıl olmuş. Her seferinde daha bir kalabalık oluyorsunuz içeride. Yazayım da ne yazayım? “Görüldü”cüden kaçıracağım imla hatalarına kaç testere gizleyebilirim acaba. Kitaptan bomba oluyor da benim mektuptan bir lokum olsun bir şey çıkmaz mı? Keşke bütün kapıları açacak bir anahtar gizleyebilsem şu mektuba. En son bir grup arkadaş, “Birbirimizi dünya gözüyle son bir görelim” deyip bir araya gelmiştik. Olan şeylerin neden olmuş olamayacağı ve olamayacak şeylerin nasıl olacağı gibi şeyler konuşmuştuk sanırım. Hepimiz nasıl da endişeliydik gelecek için. En çok da senin için… O gün de tutuklu gazetecilerden konuşmuştuk. Zamanında senin tutuklanmanda bilerek veya bilmeyerek rolü olmuş veya en azından “sorun etmemiş” kişilerin de, yani çok öfkeli olmak için yeterince sebebin olan meslektaşlarının dahi tutukluluklarının seni nasıl rahatsız ettiğini hatırlıyorum. Herhalde şu gerçeği artık herkes anlamıştır: Sen herhangi bir davadan tutuklanıyorsan, o dava anlatıldığı gibi bir dava olmayacaktır. Dava bitmiştir. Devlet içindeki “cemaatçi” yapılanmay Kardeşim Ahmet la ciddi bir hesaplaşma olacağını umanların da bu gerçeği bir an önce kabullenip ona göre tavır almalarında fayda var. Sonra “aldatılmışım”larla topyekun suçlarken gösterdikleri gayretkeşliği topyekun aklarken de göstermelerine gerek kalmaz. Senin henüz yayımlamadığın bir kitabının eskizlerinden yargılanman epeyce şaşırtmıştı insanları. Şimdiyse senin o gün işaret ettiğin örgütlenmeye karşı delil olarak kullanıyorlar. Üstelik sen içerideyken utanmadan… O kitap için gündeme gelen isimlerden olan ama yanılmıyorsam koymamayı düşündüğün “imamın ordusu” ise 15 Temmuz’da kendi adını koydu. Sahi o gün ne oldu? Bu sorunun cevabına en yakın kişilerden biri, belki de olayın içindeki aktörlerin bir kısmından bile daha yakın olabilirdin. Çünkü doğru soruları soruyor ve cevaplarını arıyordun. Tutuklanmanın bir işlevselliği de o günün gerçekliğini anlamamızı geciktirmeleri olacaktır. Hadi şimdiden düşünmeye başlayalım. Bu, “ben yapmadım miki yaptı” ve ardından “miki de değilmiş” örüntüsünde bir son raki ihale kime kalacak sence. Devletin içindeki hangi grup bu dönemin sorumlusu ilan edilecek, bir sonraki “soruşturma dalgaları”na mazhar olacak? Peki biz, aslı yerine taslaklarıyla uğraşmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Senin FETÖ’cü olmadığını en iyi sana bu yaftayı yapıştıranlar biliyor. PKK’li olmadığını da… Tıpkı zamanında Ergenekoncu olmadığını da bildikleri gibi… Değil sen, senin eskizin yeter Ahmet bu ülkede dönen kirli oyunları ayan etmeye. Ama yok işte. Biz tutuklanmayanlar, “dışarıdakiler” beceremiyoruz bu işi, biz dostların, hakkını veremiyoruz dostluğun. Utanç içinde eziliyoruz. Senin bir adım önde olmanın sebebiyse sarih aslında. Haberin değil gerçeğin peşinde olman. Habere ulaşmak için değil, gerçeğe ulaşmak için doğru soruları sorman ve cevaba ulaşana kadar da peşini bırakmaman. Cevaba ulaştığındaysa, istediği kadar senin tezini doğruluyor olsun, gerçeğin tamamını kapsamadıkça o cevapla yetinmemen ve yeni so ruyu sorman. Senin sosyalistliğinin gazete ciliğinin önünde olduğunu söyleyenler oldu. Sanki ceza kanununda suçmuş gibi. Gazeteciliğinin önünde mi arkasında mı bilmem ama şimdi herkesin dilinden düşürmediğini ilk yazanlardan değil misin? Sen şimdi tutuklusun ve seni onların bugün söylediklerini daha önce söylediğin için yuhalayanlar dışarıda. Bununla barışık nasıl yaşıyorlar utanmadan. Bu ülkenin gerçekleri daha uzun süre “iyi haber” olacak. Ve onları sen ve senin gibiler yazacaksınız. En iyi kitabını henüz yayımlamadın. O yüzden henüz yapmadığın şeylerden korkmaları çok normal. Bu ülke hangi ülkenin eskizi Ahmet? Neden böyle yarım yamalak her şeyimiz? Kimin hangi suçunun cezasını yatıyoruz? Kimin hangi yalanına kelepçeledik kendimizi? Elbet devran dönecek. Ama üç gün su verilmediğini, “üçüncü gün verdik” diyerek yalanlama cüretine sahip utanmazlarınki gibi olmayacak adalet. Suları eksik edilmeyecek. Sende yoktur ya hiç, yüreği kararanlara, beklemekten bıkmakta olanlara olsun sözüm. Babamın beklenenin ağzından yazdığı iki satırı gelir aklıma böyle zamanlarda: “Sakın unuttum sanma güzelim geleceğim elbet / Gecikmeme neden aslında bu fazla yakınlığın / Soranlara böyle bellet, geleceğim elbet.” Bak diplerde birikerek çoğalan nehir, bir gün İstanbul’da “hepimiz Ermeniyiz” diyerek, bir gün New York’ta “hepimiz Müslümanız” diyerek yüzeye çıkıyor. Daha hava yeni kararırken müjdelemiştim ya; hiçbir mağduru olmayacak düşlerinin müstakbel zaferinin. Bu koyulaşan karanlığa aldırmam. Gecikmesi gelişinin yakınlığına işaret… Sarılıyorum, Not: 15 Şubat Çarşamba günü, 6 yıl önceki davanın –umarız son celsesine gelip, birkaç dakikalığına da olsa sesini duymak, yüzünü görmek için bütün dostların orada olacağız. Yanlış ve yavaş birleşince, hem ona karşı hem onunla bir olmaktan, aynı anda yargılanabiliyorsun bu ülkede. Tuğrul Eryılmaz Erol Önderoğlu Yıldırım Türker Ertuğrul Mavioğlu Jülide Kural Ahmet Nesin Şebnem Korur Fincancı Hasan Cemal Necmiye Alpay Şanar Yurdatapan sAedvlgİyİelİdleer günüdÖbuazyggaüünnrışGstaıüğnnııkidçseinamn2d1ggaaalyzzeeesttienesdciyeile Mesaisinin çoğunu mahkeme salonlarında veya savcılık ta geçirmek zorunda bırakı lan gazeteciler, kalabalık bir kadroyla bugün yine hâkim kar şısında olacak. Necmiye Alpay, Hasan Cemal CANAN COŞKUN ve Tuğrul Eryılmaz gibi isimlerin de arala rında bulunduğu 21 gazeteci, gün boyu İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde terör örgütlerinin açıklamalarını basma ve yayınlama ile örgüt propagandası suçlamalarına yanıt verecek. Özgür Gündem gazetesine yönelik artan baskıya dikkat çekmek için 3 Mayıs 2016 Dünya Basın Özgürlüğü gü nünde, Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası başlatılmıştı. Savcılık, kam panyaya katılan 36 gazeteci hakkında peşi sıra soruştur malar başlatmış, kampanya ya destek veren Sınır Tanıma yan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Ön deroğlu, Türkiye İnsan Hak ları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve gazeteciyazar Ahmet Ne sin bir süre tutuklu yargı lanmıştı. Önderoğlu, Fincan cı ve Nesin’in aralarında bu EMSAL AİHM KARARLARI Özgür Gündem gazetesinin geçirdiği hukuki sürecin bir benzerini 1992 yılında Gerçek dergisi yaşadı. Derginin, hemen hemen her sayısına örgüt propagandası davası açılır, sahibi avukat Kamil Tekin Sürek’e para cezası verilirdi. Sürek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), Türkiye’yi mahkum ettirdi. Sürek’e adil yargılanma hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle tazminat ödendi. Sürek’in AİHM davası içtihat olarak Türkiye’deki pek çok davada referans gösterildi. Sürek, cezaevlerindeki gazetecilerin sayısı ile gazete ve dergilere yönelik açılan davaların sayısının siyasi duruma göre değiştiğini vurguluyor. “Masanın devrilmesi ve AB ile iplerin koparılmasından sonra ise yine 90’lı yıllara dönüldü ve davalar hızla arttı” diyor. Nöbetçi Yayın Yönetmenliği dayanışma eylemi gibi geçmişte de eylemler olduğunu anımsatan Sürek, şöy le devam ediyor: “Şimdiki cezalar AİHM’ye gittiğinde Türkiye hükümeti aleyhine kararlar çıkacaktır. İfade, basın, düşünce, örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiği çok açık. Siyasi duruma göre belki davalar azalacak, beraatler artacak ya da tam tersi davalar çoğalacak, cezalar ve hapse atmalar artacak. Bu açıdan referandum önemlidir örneğin. Referandumda ‘hayır’ çıkarsa durum farklı olur, ‘evet’ çıkarsa farklı olur.” l İSTANBUL lunduğu 36 gazeteci, yazar ve oyuncu, 7.5 yıl ila 36.5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. 36 gazeteci hakkındaki iddianamelerin 12 tanesini, FETÖ davasında yargılanan Cumhuriyet Savcısı Murat İnam, hazırladı. İddianamelerin en uzunu iki sayfa. ‘Sanık’ listesi renkli Davanın sanıklarından biri dilbilimci yazar Necmiye Alpay. Doktorasını Paris Nanterre Üniversitesi’nde uluslararası iktisat alanında yaptı. Kısa süreli öğretim üyelikleri dışında, çevirmen, dil danışmanı ve yazar olarak da çalı şan Alpay, 20012011 yılları arasında Radikal gazetesinde yazdı. Alpay, 1980 askeri darbesi sonrası 35 yaşındayken girdiği Mamak Cezaevi’nde 3 yıl kalmıştı. Alpay aynı zamanda gazetenin yayın danışma kurulunda olduğu gerekçesiyle 4 ay tutuklu kaldı. 47 yıldır gazetecilik yapan Hasan Cemal, 1980’den bu yana PKK ve Kürt sorunu ile ilgilendi. Çok sayıda kitaba imza attı. Cemal, İmralı Zabıtları’nın yayınlanmasının ardından 2013’te Milliyet gazetesindeki görevinden kovulmuştu. Müzisyen, insan hakkı sa vunucusu Şanar Yurdatapan, 12 Eylül darbesinin ardından yurttaşlıktan çıkarıldı. 1991 yılında Türkiye’ye döndü. Sivil itaatsizlik eylemlerinin öncülerinden biri olan Yurdatapan, birçok kez tutuklu yargılandı. Yurdatapan, geçen günlerde Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği davası kapsamında ertelemeli 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin TL para cezasına mahkum edildi. Oyuncu Jülide Kural, Ankara Sanat Tiyatrosu, Kenterler Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Tiyatro Stüdyosu, Paris’teki Liberte (özgürlük) Tiyatrosu dahil pek çok sahnenin tozu nu yuttu. En iyi kadın oyuncu dahil çok sayıda ödülü var. Yazar Murat Uyurkulak’ın Tol dahil 5 kitabı bulunuyor. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, PKK gerillalarının gündelik ve siyasi hayatının ele alındığı Bakur belgeselinin yönetmenlerinden. 34. İstanbul Film Festivali’nde Kültür Bakanlığı’nca sansürlenen, belgesel yurtdışında birçok ülkede ödül kazandı. Gazeteci Yıldırım Türker, uzun yıllar Radikal gazetesinde yazdı. Türker aynı zamanda, şair ve tiyatro çevirmeni. 158 davaları var Özgür Gündem gazetesi çalışanları da yargı kıskacında. Gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, eski Sorumlu Yazıişleri Müdürleri Reyhan Çapan ve 175 gündür tutuklu bulunan İnan Kızılkaya hakkında da kapatma kararının ardından Cumhurbaşkanı’na hakaret Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlamalarının da bulunduğu 158 tane dava açıldı. Gazetenin Yayın Danışma Kurulu’na yönelik soruşturma kapsamında ise yazarlar Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay 4.5 ay tutuklu kalmıştı. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle