07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 13 Şubat 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Saç ektirenler terör dinlemedi Türkiye turizmi güvenlik endişeleri nedeniyle 2016’da dip yaparken saç ekimi ve burun estetiği için gelenlerin sayısı yüzde 5 arttı 2016’da canlı bomba eylemleri güvenlik endişele minde dünyada ikinci büyük pazara sahip Türkiye’ye Avrupa ül ri nedeniyle Türkiye’ye kelerinden özellikle Al gelen turist sayısı yüzde manya, Hollanda, Avus 30 düşüşle 25 milyon ki ŞEHRİBAN turya ve İngiltere’den şiye gerilerken saç ektir KIRAÇ binlerce hasta akın et mek, estetik ameliyat ol ti. Avrupa’da yapılan saç mak için gelen turist sa ekimi operasyonu 10 bin yısı ise yüzde 4.7 artış gösterdi. Avro’ya mal olurken, bu rakam 2015’te 360 bin kişi ABD’de 30 bin dolara kadar çı Türkiye’ye sağlık turizmi için kabiliyor. Türkiye’de ise söz ko gelirken bu sayı 2016’da 377 bi nusu hizmet ortalama 5 bin lira. ne çıktı. 2015’te bu alanda 638 milyon dolar gelir sağlayan Tür Türkiye 32’nci kiye geçen yıl bu oranı 715 mil Türkiye, Medical Tourism yon dolara çıkardı. Sağlık turiz Endeksi’nde 32. sırada bulunu mi için en fazla Ortadoğu ülke yor. Araştırmaya göre sağlık tu lerinde geldiler. Türkiye’nin ter rizminde en popüler destinas cih edilme nedeni ise Avrupa ül yonlar içinde Kanada, İngilte kelerine göre neredeyse yarı ya re, İsrail, Singapur ve Hindistan rıya daha ucuz olması. ilk sıralarda. Almanya, Fransa, 5 bin lira G.Kore, İtalya ve Kolombiya ilk 10 içinde yer alıyor. Türkiye, sadece tıbbi ameli Yılda ortalama yüzde 25 büyü yatlar için değil, saç ekimi ve yen medikal turizmin gelecek 10 estetik için de turistlerin göz yıl içinde 440 milyar dolarlık iş desi. Yapılan araştırmalara gö hacmine ulaşması bekleniyor. Dün re 2015’te 188 bin turist sade ya nüfusunun yaklaşık yüzde 3 ila ce saç ekimi ve kanser tedavi 4’ünün sağlık ve sağlıkla ilgili te si için Türkiye’ye geldi. Saç eki davi için uluslararası seyahat et mesi bekleniyor. 3 trilyonu bulacak Turistik bölgeleri tercih ediyorlar Yapılan araştırmalara göre sağlık turizmi; medikal turizm, termal turizm ve medikal SPA ile yaşlı ve engelli turizmini kapsıyor. Dünya genelinde yılda yaklaşık 30 milyon kişinin sağlık amaçlı seyahat ettiği; sağlık turizminden elde edilen cironun 150 milyar doları bulduğu ifade ediliyor. TÜİK verilerine göre 2015’te sağlık ve tıbbi nedenlerle Türkiye’ye gelen kişi sayısı 2014’e göre yüzde 13 azalarak 360 bin kişi oldu. 2016’da ise tekrar yükselişe geçti. Sağlık turizmi kapsamında gelen ziyaretçiler çoğunlukla turistik bölgeleri tercih ediyor. Ziyaretlerde Antalya, İstanbul, İzmir ve Muğla gibi şehirler ön plana çıkıyor. Yılda 1011 milyon kişinin katıldığı medikal seyahat pazarında iş hacmi ise 2025 yılında 3 trilyon gibi uçuk rakamlara ulaşacak. Tahminlere göre Çin, medikal harcamalarda 10 yıl içinde ABD’yi geçecek. 1015 katı Körfez ülkeleri, Türkiye’ye özellikle saç ekimi operasyonları için büyük ilgi gösteriyor. Körfez ülkelerinden Türkiye’ye gelen turistlerin yarıdan fazlası saç ekim merkezlerinin yolunu tutuyor. Bu turistler, saç ekimi dışında termal sağlık hizmeti, tüp bebek, ortopedi, fizik ve rehabilitasyon tedavisi için de Türkiye’yi seçiyor. Türkiye sağlık turizmi hizmetlerinden faydalanmak isteyen Irak, Dubai, Tunus’tan sonra Mısır ve Libya’nın da dikkatini çekiyor. Körfez ülkelerindekiler, yılda 60 milyar dolardan fazla sağlık turizmine harcama yapıyor. Sağlık için Türkiye’yi tercih eden yabancılardan elde edilen gelir normal bir turistin yaklaşık 1015 katı. Türkiye’de hasta başına gelir 2 bin dolardan başlıyor, medikalde ise 12 bin dolara kadar uzanıyor. En çok Iraklı geliyor Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Sağlık Turizmi Komitesi Başkanı Yeşim Kıral, Türkiye’ye en çok Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan, Kenya, Kazakistan ve yakın Avrupa ül kelerinden sağlık turizmi için gelindiğini söyledi. Kıral, turizm gelirlerindeki düşüşün sağlık turizmi alanında da hissedildiğini anla Yeşim Kıral tarak, şu tesbitlerde bulunduı: n Estetik amaçlı başta saç ektirme, burun ameliyatı, kanser tedavisi, kalp ve damar cerrahisi öncelikli sıralarda talep görüyor. Önümüzdeki yıllarda kök hücre, obezite cerrahisi, yaşlı bakımı gibi alanlarda talebin artacağı öngörüsü dikkat çekiyor. n Sağlık turizminde, Türkiye dünyanın ilk 5 merkezi içinde. Hastaneler ve yerel yönetimler, hedef pazara yönelik Türkiye marka konumlandırmasında optimum paket fiyat politikası ve hızlı sağlık hizmeti ile fark yaratma çalışmalarına devam ediyor. Akreditasyon çalışmaları devam ediyor. n Sağlık Turizmi, döviz kazandırıcı hizmetler faaliyet kapsamında değerlendiriliyor. Ekonomi Bakanlığı tarafından sektöre yönelik bir destek programı uygulanıyor. Engelsiz çalışma n Engelsiz turizm çalışmalarına; otelleri, müzelerin, kaldırımların, cafelerin erişilebilirliğinin artırılma çalışmaları sürüyor. Konaklama tesislerinin ulaşılabilirlik standartlarının fiziksel planlamalarına yönelik sıkıntıların düzeltilmesi çalışmaları devam ediyor. Örneğin görme özürlülerin köpekleri ile otellere, restaurantlara kabul edilmemesi, engelli oda sayısı oranının arttırılması gerekliliği vb. n Görsel, işitsel, bedensel, zihinsel engellilerin tümünü içine alan çalışma sonucu, engelli bireylerin yüzde 82’ sinin seyahat amaçlı ve yüzde 43’ünün sağlık amaçlı seyahat ettiği ve yüzde 76’sının da refakatçisi ile seyahat ettiği tespit edildi. İtibarımız zedeleniyor 240 bin şikâyet Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, istenmeyen ticari ileti şikâyetleri nedeniyle ilgililere geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, uygulamanın başladığı 7 Temmuz 2015’ten bu yana toplamda 8 milyon 339 bin 986 lira idari para cezası kesildi. Uygulamanın başladığı tarihten bu yana 239 bin 901 istenmeyen ileti şikâyeti yapıldı. Şikâyet türlerinde ilk sırayı 218 bin 843 başvuruyla SMS alırken, SMS’i, 15 bin 877 ile sesli arama ve 5 bin 181 ile eposta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin başvurular izledi. Söz konusu şikâyetlerin 93 bin 562’si geçen yıl gerçekleşti. Bu başvuruların 86 bin 923’ü SMS, 4 bin 547’si sesli arama ve 2 bin 92’si eposta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin oldu. l Ekonomi Servisi Türkiye’de siber zorbalık ve sanal taciz en önemli kaygı sebepleri olarak öne çıkıyor 3 milyon robot geliyor Endüstriyel robotlar, bu yıl 22’incisi düzenlenen, sac işleme, yüzey işlem ve kaynak teknolojileri fuarı WIN EURASIA Metalworking’de görücüye çıktı. Dünya genelinde 3 yıl içinde yüzde yüz artışla 3 milyona çıkması beklenen endüstriyel ro botların üretimde hızla yayılması akıllara; “İnsanların işini elinden mi alacak” sorusunu da beraberinde getiriyor. Microsoft’un aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 14 ülkede yaptırdığı Dijital Nezaket Endeksi’ne göre Türk internet kullanıcılarının yüzde 71’i çevrimiçi tehditlere maruz kalıyor. Endekste, davranışsal risk en yaygın kategori olarak öne çıkarken, Türkiye, uluslararası ortalamadan 16 puan daha yüksek çıktı (yüzde 54’e karşın yüzde 38). İtibar zedeleyici riskler Türkiye’de internet kullanıcıları tarafından en fazla dile getirilen endişe olarak öne çıktı. Türkiye dışındaki araştırma sonuçlarında itibar zedeleyici riskler yüzde 47 olarak gösterilirken, Türkiye’de bu oran yüzde 56 olarak gerçekleşti. Bu kategoride, siber zorbalık ve sanal taciz en önemli kaygı sebepleri olarak belirtilirken ankete katılan kullanıcıların yüzde 46’sı siber zorbalığı en rahatsız edici tehdit olarak değerlendirdi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Paralar yukarıya, fanteziler aşağıya Dünyada 37, Türkiye’de son 16 yılın öyküsünü tek satırla özetleyecek olsak: “Paralar yukarıya, fanteziler aşağıya aktı” diyebiliriz. O da yanılmış... İdeolojilerin sonu geldi. Sağ sol ayrımı ortadan kalktı. Liberal demokrasi küreselleşme ile tüm dünyayı kapsıyor. Bir baskı aracı olarak ulus devletin gücü kırılıyor; milliyetçi saplantılar tarihe karışıyor. Kültürler birbiriyle kaynaşacak aşiretçi mantalite yerini, “ötekine saygıya” bırakacak. Bu yeni küresel kapitalizmde insanlığı barış huzur ve refah dünyası bekliyor. Bu fanteziler (gerçeğin üstünü bir mükemmellik vaadiyle örten anlatı) toplumda liberal entelijensiyanın katkılarıyla yayılırken, alt sınıflardan egemen sınıflara, çevre ülkelerden merkez ülkelere servet transferi baş döndürücü bir hıza ulaştı. Yukarıda, müstehcen servetler birikirken, aşağıda işsizlik, yoksulluk altında kıvranan sınıfların payına fanteziler düştü. Türkiye’de de bu süreci, bir fazlasıyla yaşadık. Bir fazlası, ülkede Müslümanların ezilmişliğine, demokratikleşmenin, Kürt sorununun çözümünün siyasal İslamın eliyle geleceğine ilişkindi. Bu fanteziler toplumu paralize ederken, siyasal İslam iktidarını kuruyor, devleti, toplumu değiştiriyor, bu sırada yukarıda müstehcen servetler birikiyordu. Bizde de para yukarıya gidiyordu fanteziler aşağıya... Türkiye’de satılan fantezi giderek müstehcen bir manzaraya yol açınca, tüm uyarılara karşın bu fanteziyi yıllarca satan liberal entelijensiya, aniden “bizi kandırdılar”, “Erdoğan konusunda yanılmışız” (Erdoğan defalarca ben değişmedim demişti ama), sızlanmalarıyla, sorumluluktan köşe bucak kaçmaya başladı. Geçen hafta, Washington Post’un aktardığına göre Francis Fukuyama da Tarihin Sonu yanılmış. “Yirmi yıl önce demokratikleşmenin tersine döneceğine ilişkin bir anlayışım ve teorim yoktu. Halbuki dönebilirmiş” diyordu, Brexit, Trump, Marine LePen gibi olgulara bakarak... Faşizmin eşiğinde... “Liberalizmin sefaleti” deyip geçmek olanaklı ama yetmiyor. Özellikle, liberal entelijensiyanın, egemen sınıflar adına halk sınıflarına sattığı (Platon böylelerine Sofist diyordu) fantezilerin bizi faşizmin eşiğine getirdiğini düşününce... Neoliberal küreselleşme mali krize, dayanılmaz gelir dengesizlikleri de, savaşların yarattığı sığınmacılar dalgasına çarpınca, fanteziler dağılmaya başladı. Bu noktada oluşan düş kırıklığının iki boyutu var: Birincisi bu fantezilerin çökmesine, liberal elitin krizi yönetmedeki beceriksizlik ve vurdumduymazlığına ilişkin. İkincisi, kapitalizmin en üst katında yaşayanların arasında, “düzen dağılıyor”, “böyle giderse, yabalarla, baltalarla kapıya dayanacaklar” (Politico, Temmuz/Ağustos 2014), “ya kaos çıkacak ya da büyük bir savaş her şeyi allak bullak edecek” korkusu. ABD’de ikinci kategoridekilerden birileri, sığınak yaptırıyor, “Yeni Zelanda” gibi sözde güvenlikli yerlere kaçmaya hazırlanıyor (The New Yorker, Financial Times). Bir kesimi de, özellikle askeri sınai finansal kompleksin temsilcileri, birinci kategorideki dalganın üzerine binerek, kendilerini koruyacak ekonomik önlemleri almaya yatkın siyasi, dinci, milliyetçi, ırkçı akımlara ilgi göstermeye başlıyorlar. Örneğin, Trump, sanayide korumacılığa yönelirken, bankaların üzerindeki denetimleri kaldırıyor, polisin yetkilerini artırıyor, aynı anda, toplumda göçmenlere, Müslümanlara, yürütmeyi denetlemeye çalışan organlara (atanmışlar – seçilmişler ikilemi) karşı bir nefret, yeni bir savaş beklentisi pompalanıyor: Yine para yukarıya akarken, bu kez milliyetçi, beyaz üstünlüğüne inanan ırkçı, dinci, nostaljik fanteziler aşağıya doğru akıyor, tarih de yine faşist rejimlere doğru... Koç’tan 65 bin kişiye farkındalık semineri Koç Holding, “Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum” projesini Türkiye’nin dört bir yanına taşıyacak farkındalık seminerlerine devam ediyor. Koç Topluluğu bayileri ve bölge müdürlerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci ve öğretmenin katılımıyla Eskişehir’de düzenlenen organizasyonda konuşan Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl, “2015’ten bu yana farkındalık seminerleri ile 65 bine yakın kişiye ulaştık. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ısrar etmeyi ve zihinlerdeki değişimi sağlayacak farkındalık çalışmaları için sorumlulukla çalışmayı sürdüreceğiz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle