03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 29 Aralık 2017 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Matematiğe süre yetmezUzmanlar, liselere giriş SINAVI örnek sorularıNI değerlendirdi eğitim 7 Sınavla öğrenci alacak fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, Anadolu lisesi ve proje liselerine giriş sınavı ile ilgili örnek sorular yayımlandı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre sınavda öğrencilere, “Sözel Bölüm” ve “Sayısal Bölüm” olarak iki ayrı kitapçık ve iki ayrı optik cevap formu hazırlanacak. Haziran ayında iki oturumda gerçekleştirilecek sınav, toplam 135 dakika sürecek. Sözel Bölüm’de Türkçe, inkılap tarihi, din kültürü ve yabancı dili içeren 50, Sayısal Bölüm’de ise matematik ve fen bilimlerini içeren 40 soru bulunacak. Sözel için öğrencilere 75, sayısal için de 60 dakika süre verilecek. Okumayı seven başarır Fen Bilimleri Okulları bölüm başkanlarının örnek sorular üzerine değerlendirmeleri şöyle: TÜRKÇE: Soruların okuma, anlama ve yorumlama yeteneğini ölçmeye dayalı oldukları görülmektedir. Anlam bilgisinin yoğun bir şekilde sorulacağı yayımlanan bu sorulardan da seziliyor. Sorularda, öğrencilerden bilginin pasif alıcısı olmaları değil bilgiyi yorumlayarak çıkarımda bulunmaları isteniyor. Bu da öğrencilerin anlama ve yorumlama gücünün yeterliliğinin ölçüleceğini gösteriyor. Daha önce açıklanan örnek sorulara bakıldığında bu yıl farklı olarak sözel mantık sorularının da bu sınavlarda yer alabileceği görülmektedir. Özellikle; okumayı seven, okuduklarından çıkarımlarda bulunabilen öğrencilerin bu sınavda başarılı olma ihtimali daha yüksek görünüyor. Dil bilgisi sorularında bile metin içinden cümlelerin verilmesi paragraf sorularını okumakta zorlanan öğrenciler için zorlayıcı olabilir. FEN BİLİMLERİ: Örnek olarak yayımlanan sorular tek bir kazanım baz alınarak hazırlanmış. Sorular öğrencinin bilgi düzeyini ölçmek değil de okuduğunu anlama deney , tablo ve grafikleri yorumlama üzerine kurgulanmış. Sorular öğrencinin analiz, sentez ve değerlendirme becerilerine ölçmeye yönelik hazırlanmış. Ayrıca örnek olarak yayımlanan matematik soruları da öğrencileri çok uğraştırıcı olarak hazırlanmış. Bu yüzden sayısal bölümde öğrenciler zamanı yetiştirmede problem yaşayabilirler. Okuduğunu anlama becerisi yüksek olan öğrencilerin avantaj sağlayabileceği bir sınav olacakmış gibi duruyor.. İNGİLİZCE: İngilizce soruları genelde okuduğunu ve gördüğünü anlamaya yönelik. Üretime ve gramere çok fazla yer verilmemiş. Öğrencilerin hem bilgilerini hem de yorumlama becerilerini kullanmaları gerekiyor. Çok fazla görsel barındırması soruları kolaylaştırmış. Bu sınava giren öğrenciler için dezavantaj. Soruların seçiciliğini azaltacaktır. İNKILAP TARİHİ: 8. sınıf müfredatına uygun, okuduğunu anlama , yorumlama bilgi ile ilişkilendirme esasına dayalı sorular içermektedir. Daha önce uygulanan TEOG sınavlarına göre uzun metin soruların olduğu gözlenmektedir. MATEMATİK: Matematik dersiyle ilgili açıklanan sorularda tablo – grafik okuma becerisine önem verilmiş. Soru köklerinde en fazla, en az ifadeleri kullanılarak öğrencilerin yorum yaparak çözüm yapmaları istenmiş. Direkt sonuca ulaşabileceğimiz sorular çok az. Soruların işlem yoğunluğu da fazla ve zor düzeyde. Öğrenciler soruları mutlaka çok iyi anlayıp yorumlayıp çözüme odaklanmalılar. Aksi takdirde sayısal bölüme ayrılan süre öğrencilere yeterli olmayabilir. DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ: Ders müfredatıyla uyumlu ancak örnek soru sayısının az olmasından dolayı son iki ünitenin kazanımlarına yer verilmemiştir. Paragrafa dayalı sorular kullanılmış, okuduğunu anlayan, bilgiyi kullanabilen, kavrama ve yorumlama becerisi gelişmiş öğrenciler din sorularında problem yaşamaz. Ankara ÜNİversitesi: Rektör oğlu için müdahale yok Rektör Erkan İbiş’in yatay geçişte kontenjanı 8’e çıkarınca öğrenci oğlunun Ankara Tıp’a geçmesiyle ilgili yaptığımız haberle ilgili açıklama yapan Ankara Üniversitesi, Can İbiş için özel müdahale olmadığını belirterek haberimizi doğruladı. KHK ile atılan akademisyen Cenk Yiğiter’i öğrenci olarak Ankara Üniversitesi’ne almayan Rektör İbiş’in yatay geçişte kontenjanı 8’e çıkarınca öğrenci oğlunun Ankara Tıp’a geçmesiyle ilgili yaptığımız habere açıklama geldi. Ankara Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada; “Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu ilave kontenjan talebi konusunu 25.05.2017’de görüşmüş, 26225 sayılı karar ile her bir sınıf için yönetmelik gereği belirlenmiş olan 4’er kontenjana ek olarak 2’nci sınıf için 6, 3’üncü sınıf için 4, 4’üncü sınıf için 6 ve 5’inci sınıf için 4 öğrenci kontenjanı ilave olarak talep etmiştir. Böylece toplam kontenjanlar 2’nci sınıf için 10, 3’üncü sınıf için 8, 4’üncü sınıf için 10, 5’inci sınıf için 8 olmuştur. Bu kontenjanlar rektörlük tarafından herhangi bir değişiklik yapılmaksızın ilan edilmiştir” denildi. Açıklamada; Rektör İbiş’in oğlu Can İbiş için en küçük özel bir müdahalede bulunulmadığı belirtildi. l ANKARA (Cumhuriyet) yeditepe’DE AKADEMİK tören Bilimsel çalışmalara ödül verildi Yeditepe Üniversitesi’nin düzenlediği “Akademik Ödül” töreninde akademisyenlerin yıl içindeki yaptıkları bilimsel çalışmalar ödüllendirildi. Akademisyenler tarafından yürütülmüş ve başarıyla tamamlanmış bilim çalışmalarının ödüllendirildiği törene, üniversitenin kurucu ve onursal başkanı Bedrettin Dalan, mütevelli heyeti başkanı Yusuf Akgün, rektör Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, rektör yardımcıları Prof. Dr. Tülay Baran ve Prof. Dr. Ahmet İnce’nin yanı sıra fakülte dekanları ve akademisyenler katıldı. 1 Eylül 2016 ile 31 Aralık 2017 tarihleri arasında profesörlük unvanı ve yetkisine hak kazanan akademisyenlerin profesörlük belgelerini aldığı törende, her yıl çok sayıda bilimsel çalışmaya imza atan akademisyenler arasından 20162017 akademik yılında yaptıkları eğitim ve öğretim, bilimsel araştırma, yönetsel ve diğer faaliyetleri kapsayan “Akademik Değerlendirme Sistemi Sonuçları” sıralamasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Mezun olduğu okula öğretmen oldu Burdur’da üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Ayşe Tetik, mezun olduğu lisenin uygulama anaokulu öğrencilerine gönüllü işaret dili eğitimi veriyor. Emekevler Mesle ki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden 2 yıl önce mezun olan ve Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nde eğitimine devam eden Ayşe Tetik, “Gönül lü olarak burada işaret dili dersleri vermek istedim. Çocukların küçük yaşlarda işaret dilini öğrenmeleri için çaba gösteriyorum” diye konuştu. l DHA Angaryaya yargı engeli Danıştay, Eğitimİş’in ek dersle ilgili gerekçelerini haklı buldu Karma eğitimi kaldırana soruşturma izni yok Eğitimİş Bursa Şubesi, aynı binada eğitim veren İnönü Ortaokulu ve Evliya Çelebi İmam Hatip Ortaokulu’nda çocukların imam hatip ortaokuluna yönlendirildiği ve imam hatip orta okulunda karma eğitime aykırı olarak sınıfların kızerkek olarak ayrıldığını belirterek, İl Milli Eğitim Müdür Vekili Mustafa Kahya, Maarif müfettişleri Mehmet Çelik ve Niyazi Börekçi, okul müdürü Memet Çakmak ve müdür yardımcısı Hüseyin Uysal hakkında suç duyurusunda bulundu. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada Bursa Valiliği, 5 yönetici hakkında soruşturma izni vermedi. Eğitim İş Bursa Şubesi, kararın kaldırılması için Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Veliler böyle istedi Valiliğin yazısında, şöyle denildi: “Tüm okulun kız ve erkek öğrenciler ayrı şubelerde olacak şekilde düzenlenmesinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi hükmüne giren bir durum oluşturmadığı, ayrıca bazı velilerin sınıfların ayrılmaması durumunda çocuklarını okula göndermeyeceklerini beyan etmeleri sebebiyle çocukların oku la devamını sağlamak maksadıyla sınıfların ayrıldığı; herhangi bir öğrencinin zorla imam hatip ortaokuluna kayıt yaptırmasının mümkün olmadığı, 4483 sayılı kanunun ek 1. maddesine göre müfettişlerin raporunda garez, kin veya telkinle kanaat oluşturulduğu hususunda herhangi bir bilgi, belge ve karar bulunmadığı, müfettiş raporlarının kanaat bildiren metinler olduğu ve iddia edilen suçlamaların sübuta ermediği alınan ifadeler ve incelenen raporlar neticesinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacak bir eylem tespit edilemediği anlaşıldığından 4483 sayılı kanunun 6. maddesine göre soruşturma izni verilmemesine....” Ortaçağ anlayışı Kararın kaldırılması için bölge idare mahkemesine başvuran Eğitimİş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “Milli Eğitim Temel Kanunu açıkça engellemesine rağmen, kanuna aykırı bir şekilde karma eğitim ortadan kaldırılıyor. Yalnızca bu okulda değil, neredeyse Türkiye’deki bütün imam hatip ortaokullarında karma eğitim fiilen ortadan kaldırılmıştır” dedi. l Yurt Haberleri OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğretmenlerin okul dışındaki görevlerini ek ders kapsamı dışına çıkartarak angarya görevine dönüştüren uygulamasına Danıştay ‘‘dur’’ dedi. Danıştay, stajdaki öğrencileri işyerlerinde takip etmek için okul dışında yapılan görevleri Bakanlar Kurulu kararı ile ek ders kapsamı dışına çıkarılmasını hukuka aykırı bularak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bakanlar Kurulu kararı ile temmuz ayında yürürlüğe konulan “Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar” yargı denetimine takıldı. Öğretmenlerin haklarını gasp ettiği gerekçesiyle karara ilişkin yargı sürecini başlatan Eğitimİş, Danıştay başvurusunda konuya ilişkin ilk olumlu sonucu aldı. Danıştay 11. Dairesi, okul dışında da göreve gönderilen öğretmenlerin ek ders ücretlerinin kaldırılmasının adaletsizlik yaratacağını belirterek Bakanlar Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına hükmetti. Ek dersler ödenmeli Eğitimİş’ten yapılan açıklamada, “Bu karar gereği işletmelerde yapılan görevler aylık karşılığında değerlendirilmeyecek, daha önce olduğu gibi maaş karşılığını doldurmuş olup olmadığına bakılmaksızın ek ders karşılığı sayılacaktır. Bugüne kadar alınmayan ücretlerle ilgili de Eğitim İş Hukuk Bürosu çalışma yaparak öğretmenleri bilgilendirmeye devam edecektir” denildi. l ANKARA Geriye Ne Kalır? Olağanüstü Hal, normal yasal yollarla, devletin klasik kurallarıyla üstesinden gelinemeyen durumlara hâkim olabilmek için icat edilmiş bir yönetim biçimidir. Bizdeki ise rejimi değiştirmek için kullanılmış bir fırsatın adıydı; şimdi durum biraz daha farklıdır. Yeni kararnamelerle “sivil silahlı güçlere” “yasal” koruma sağlamak, mevcut önlemlerin yeterli olmadığını, toplumu yönetmekte, politika üretmekte zorlukların arttığını, cendereyi bunun için biraz daha sıkma gereksinimi duyduklarını, fırsatı kullanmanın sonunun geldiğini anlatıyor. HHH Yineleyelim, eski önlemler yeterli olmuyor. Bir süre daha, belirli ödünler karşılığında “toplumsal rızayı” uzatma olanakları tükendi. Rejim değişikliğine baştan beri itiraz edenlerde, kazanmanın köklü değişiklikle mümkün olacağını öngörenlerde hareketlenme eğilimi güç kazandı. Yürüyüşlerde, protesto gösterilerinde, farklı toplum kesimlerinde talepler doğrultusunda hareketlenme de bunu gösteriyor. Ekonomideki daralma, abartılmış büyüme istatistikleri, yakın gelecekle ilgili kriz öngörüleri de yönetememenin geçici değil, kalıcı olduğunun işaretidir. HHH Öyleyse gönüllü olmasa da rızayı zorlamanın, bunun için OHAL önlemlerini sıkılaştırmanın, militan güçlere sağlanacak yasal destekle korkutma, ürkütme faktörünü güçlendirmenin zamanı gelmiş demektir. Dışarıdaki direnişi kırmanın, toplumsal rızayı bir şekilde sürdürmenin yöntemlerinden birisi de, dışarıyı içeriyle korkutmaktır. İçeriyi hem bu amaçla kullanabilmek, hem de sıkıca denetleyebilmek için aşağılamak, tek tipe sokmak, yasalar ve yargı ile değil, yürütmenin kararı ile “hükümlü” sayıldıklarını onlara hatırlatmayı gerekli gördüler. HHH Konu ile ilgili tartışmanın AKP saflarında cılız bir şekilde kendini göstermesi de yönetememe meselesinin ciddiyetinin işaretidir. İktidarı yitirmenin bir adım sonrası, yakın tarihte görüldüğü gibi, hesap vermektir; bu tarihin yaklaştığı kaygısını taşıyorlar. Bu nedenle de kimi adımlara görünüşte karşı çıkmayı, saf değiştirmeye hazırlanmayı, bir önlem olarak, tehlike anında sıyrılmayı umuyorlar. Bir ikinci neden ya da umut ise muhtemel bir değişiklikte, dış destek ve muhalefetin “hoşgörüsü” ile iktidarı alma, yönetebilen olma hayalidir. HHH İdeolojik çerçeveyle sorunu olmayan, iç ve dış politikadaki başarısızlıklardan başkaca kozları bulunmayan eskilerin, gidişi durdurmak gibi bir fonksiyon üstleneceklerini düşünmek yanıltıcıdır. Böyle bir umuda kapılmak gidişe gerçekten son verebilecek güçleri de sahte umutlara, tuzak ittifaklara sürükleyerek, hareketsiz bırakmak olur. Gerçek şudur ki, her karara imza atmış eski Cumhurbaşkanı’nın da her türlü işlemin suç ortağı olan küskünlerin de siyaseti etkileme güçleri yoktur. HHH Rejimi değiştirmeyi büyük ölçüde başarmış olan iktidar artık yönetmekte zorlanıyor, çareyi baskıyı artırmakta görüyor. Muhalefetin de harekete geçmekte gecikmenin baskıları daha da artıracağını düşünmesi, eylemi öngörmesi gerekmez mi? Beklerseniz, etkili bir yöntem olan baskı, yönetebilmenin başka bir biçimine geçişi en azından kısa sayılmayacak bir dönem için sağlayacaktır. Bu ise Türkiye için her açıdan telafisi imkânsız kayıpların artması, tedavinin uzun bir süreyi, süreci gerektirmesi demektir. HHH İktidar partisi keskin ve sert adımlar atıyor; karşılığı eşdeğer olmazsa; “yitirilecek hâlâ bir şeyler var, ne kadar kaldıysa hiç değilse onu koruyalım” kaygısıyla hareket edilirse, bilmeli ki geriye ilaç niyetine de olsa pek bir şey kalmayacaktır. Burs sınavı 13 Ocak’ta Doğa Koleji Bursluluk Sınavı 13 Ocak’ta yapılacak. Genel müdür Ali Rıza Lüle, “4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen bursluluk sınavları ile geçen yıllar, bu yıl ve önümüzdeki 5 yıl ile burs miktarımızı 25 milyon liraya çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Sınava girmek isteyenler 12 Ocak tarihine kadar okulun web sitesi üzerinden başvuru yapabilir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle