27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘Yeni lobici FBI direktörünün arkadaşı’ Ankara’nın, FBI Başkanı Christopher Wray’in yakın arkadaşı olan Andrew C. Hruska ile “detayları açıklanmayan yasal bir konuda” ABD Adalet Bakanlığı karşısında Türkiye’yi temsil etmesi için anlaşmaya vardığı iddia edildi. ABD’de internet üzerinden yayın yapan Dailycaller sitesinde yer alan haberde, Wray’nin uzun süredir arkadaşı olan ve FBI başkanlığına getirilmeden önce çalıştığı hukuk şirketi King & Spalding’in ortağı olan Andrew C. Hruska’nın cumartesi günü Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan belgelerde “Türkiye için lobici olarak yetkilendirildiğinin” görüldüğü savunuldu. Perşembe 28 Aralık 2017 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Maliyeti 2.5 milyar dolar [email protected] 7 Rus devlet savunma şirketi Rosteh’in başkanı Çemezov, Türkiye’nin S400’ler için anlaşma bedelinin yüzde 45’ini avans olarak ödeyeceğini, kalan yüzde 55 için de Rusya’nın kredi sağlayacağını açıkladı NATO, Türkiye’nin S400’leri kullanması halinde kendi silah sistemleriyle ilgili bazı teknik detayların Rusya’nın eline geçmesinden endişeli. NATO ve Ankara arasında tartışma konusu olan S400 hava savunma sistemi için Türkiye’nin Rusya ile yaptığı anlaşmanın değerinin 2.5 milyar dolar olduğu açıklandı. Rus devlet savunma sanayii şirketi Rosteh’in başkanı Sergey Çemezov, Kommersant gazetesine verdiği söyleşide Türkiye’nin Rusya’dan dört batarya S400 füze savunma sistemi aldığını söyledi. Türkiye’nin söz konusu S400’ler için Rusya’ya 2.5 milyar dolar ödeyeceğini söyleyen Çemezov, Türk ve Rus maliye bakanlıklarının füzelerin satışını düzenleyen kredi anlaşmasının çerçevesi üzerinde görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve anlaş manın tamamlanmak üzere olduğunu belirtti. Anlaşmaya göre, Türkiye toplam bedelin yüzde 45’ini avans olarak ödeyecek, kalan yüzde 55’lik kısım için ise Rusya, Türkiye’ye kredi sağlayacak. Çemezov, Moskova’nın ilk sevkiyatını 2020’nin mart ayında gerçekleştirmesini beklediklerini söyledi. Çemezov, Türkiye’nin S400 alan ilk NATO ülkesi olduğunu hatırlattı. Savunma Bakanı Nurettin Canikli ise “fikir birliğine varıldığını” belirterek “Ankara’nın iki sistem ve dört batarya alacağını” aktardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen eylül ayında Rusya ile füze sistemleri için imzaların atıldığını duyurmuş ve kapora da verildiğini söylemişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 11 Aralık’ta gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinin de gündem maddelerinden biri olan S400’ler için 2 milyar doların üzerinde bir bedel ödeneceği yönündeki haberler basına yansımıştı. NATO karşı çıkıyor ABD askeri kaynakları Türkiye’nin S400 alması halinde NATO teknolojilerine erişiminin kısıtlanacağını söylemişti. ABD ve diğer NATO üyeleri, Türkiye’nin Rus S400’lerini almasına NATO sistemleriyle uyumlu olmayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyordu. Ayrıca NATO, silah sistemleriyle ilgili bazı teknik detayların Rusya’nın eline geçmesinden de endişe ediyor. RUS GENELKURMAY BAŞKANI: ABD eski IŞİD’lileri eğitiyor Rusya Savunma Bakanlığı’nın ABD’nin aralarında IŞİD’lilerin de olduğu 750 millitana eğitim verdiği iddiasına benzer bir açıklama dün Rus Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’dan geldi. Komsomolskaya Pravda gazetesine konuşan Gerasimov, Suriye’deki ABD kontrolündeki Tanf üssünde eski IŞİD militanlarının eğitildiğini öne sürdü. Gerasimov, üssün Suriye ordusu tarafından ablukaya alındığını da kaydetti. Gerasimov, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Şaddadi kampı ile ilgili olarak “Bu Kürtlerin kontrolünde bir bölge, burada ayrıca ABD’ye ait bir üs bulunuyor. Şaddadi kampına Fırat Nehri’nin doğusundan 800 IŞİD’li geldi” ifadelerini kullandı. Rus komutan bu militanların, ülkede istikrarsızlık yaratmak üzere “Yeni Suriye Ordusu” adı altında bir araya getirildiğini savundu. ‘Düzenli ordu gibiydi’ Rusya’nın 2015 Eylül’ünde sahaya indiği sırada IŞİD’in Suriye’deki güçlerine ilişkin gözlemlerini aktaran Gerasimov, örgütün Ortadoğu ve Batı ülkeler tarafından eğitim almış komutanları olan düzenli bir ordu görünümünde olduğunu söyledi. “IŞİD’in elinde 1500 tank ve zırhlı araç ile 1200 ağır silah ve havan topu vardı” şeklinde konuşan Rus komutan, Rusya ordusunun 70 bin IŞİD militanına karşı koyduğunu ve bunlardan 60 bin kadarının öldürüldüğünü aktardı. ‘Akdeniz’de kalacağız’ Önceki gün Tartus donanma üssü ve Hmeymim’de daimi Rus birliklerini oluşturmaya başladıklarını söyleyen Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun ardından Gerasimov da Suriye’deki operasyonların tamamlanmasının ardından Akdeniz’in doğusunda daimi bir Rus donanmasının olacağını kaydetti. Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye’de IŞİD ile mücadelenin asıl kısmının bittiğini, bundan sonraki hedefin Nusra Cephesi’ni yok etmek olduğunu kaydetti. Lavrov, Nusra Cephesi’nin (yeni adıyla Fetih el Şam) dış ülkelerden yardım aldığını gösteren verilere sahip olduklarını aktardı. ‘300 Britanyalı cihatçı Türkiye’de’ IŞİD’e katılan 300’e yakın Britanyalı militanın örgütün Suriye ve Irak’ta aldığı yenilgi sonrası Türkiye’de saklandığı öne sürüldü. Times gazetesinin haberine göre Suriye’nin Rakka ve Irak’ın Musul kentinin IŞİD’den alınması sonrası Türkiye’ye gelen binlerce cihatçıdan 300’e yakınının Britanya’dan örgüte katılanlar olduğu öne sürüldü. Gazeteye konuşan Suriyeli Kürt istihbaratçı Civan Halil, “Gözaltı merkezleri ve hapiste tutulan IŞİD’liler arasında birçok Avrupa vatandaşı olduğunu, Britanyalı militanların büyük bölümünün ise kaçtığının düşünüldüğünü” söyledi. Haberde, Britanya güvenlik kaynakları, cihatçıların Britanya’ya dönerek saldırıda bulunabileceği uyarısında bulundu. Türkiye ile Batılı devletler arasında son üç yılda cihatçıların takibine ilişkin işbirliği konusunda önemli aşama kaydedildiği de vurgulandı. Soçi’deki kongre için davetliler bilmecesi Gözler Rusya’nın Soçi kentinde gelecek ay sonunda düzenlenmesi planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ndeyken katılım listesindeki karışıklık sürüyor. Reuters’in yerel basına dayandırdığı haberine göre YPG, Rusya’nın “Kuzey Suriye’deki özerk yönetim temsilcilerinin Soçi’deki toplantıya katılacağı sözünü” verdiğini açıkladı. Haberde, “Moskova’nın özerk bölgelerin 155 temsilcisinin katılımını sağlayacağı konusunda söz verdiği” savunuldu. Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG/PYD’ye masada yer olmadığı açıklamasına Rusya’dan da destek gelmişti. Rudaw’ın haberine göre ise Suriyeli Kürtler önceki gün kongreye ancak “Kuzey Suriye Federasyonu’nun temsilcileri olarak” katılmaya hazır olduklarını açıkladı. Öte yandan Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında muhaliflerin elinde bulunan, 2013 yılından beri Suriye ordusunun kuşatması altındaki Doğu Guta’da sağlık durumu kritik olan hastaların tahliyesine başlandığı bildirildi. Şam hükümeti ile muhalif güçler arasında Suriye’deki Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün arabulucuğuyla gerçekle Uluslararası Kızılhaç, ağır hastaların Şam’daki hastanelere götürüldüğünü duyurdu. şen görüşmelerin ardından, ağır hastaların önceki gece itibarıyla Şam’daki hastanelere tahliye edilmeye başlandığı duyuruldu. Kızılhaç Twitter hesabından nakillerin yapılacağı ambulans ve yardım araçlarının fotoğraflarını paylaştı. SuriyeAmerikan Tıp Derneği tahliye edilenlerin sayısını dört olarak verdi. Reuters’in Doğu Guta’da etkin olan muhalif İslam Ordusu’ndan bir yetkiliye dayandırdığı haberinde ise örgütün elindeki 29 rehineyi salıvermesi karşılığında Esad hükümetinin de durumu en kritik düzeyde olan 29 hastayı Şam’a naklettiği bildirildi. Yaklaşık 400 bin kişinin kuşatma altında olduğu bölgede, BM’nin rakamlarına göre acil tedaviye ihtiyaç duyan hastaların sayısı 232’si çocuk olmak üzere 500’ü buluyor. Trump’ın Kudüs kararı işgal altındaki Batı Şeria’da dün de protesto edildi. Tokyo’dan barış için arabuluculuk teklifi ABD Başkanı Donald başkenti Tokyo’da Trump’ın hem da Trump’ın Kudüs’ü madı hem de da İsrail’in başken nışmanı Jared ti olarak tanıma ka Kushner’in de ka rarından bu yana tılımıyla bir ara bölgede diplomatik ya gelmeyi öner hareketlilik sürü diği, öneriyi İsra yor. Japonya Dışiş il Başbakanı Binya leri Bakanı Taro Ko min Netanyahu’nun no, Ortadoğu turun kabul ettiği, Filis da önceki gün İsrail ve Filistinli liderlerle görüştükten sonra dün Ürdünlü Japon Dışişleri Bakanı Kono, İsrail Başbakanı Binyamin Netan yanu ile görüştü. tin lideri Mahmud Abbas’ın ise geri çevirdiği öne sürüldü. Dışişleri Ba mevkidaşı Ayman kanı Kono, yaptığı Sefadi’yle bir araya geldi. Japon ba açıklamada Birleşmiş Milletler’de kan Kono, İsrail’deki Japon büyükel ki oylamada Trump’ın Kudüs kara çiliğini Kudüs’e taşımayı düşünme rına karşı oy kullanan Japonya’nın diklerini söyledi. Kimi kaynak ön “taraflar arasında güven tesis ede ceki gün Batı Şeria ve Kudüs’ü ziya rek müzakere masasına oturulması ret eden Kono’nun barış görüşmele nı sağlamak için çaba harcayacağı ri için arabuluculuk önerdiğini iddia nı” dile getirmişti. Kono’nun bugün etti. Kono’nun taraflara Japonya’nın Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Kuzey Koreli iki yetkili daha kara listede ABD yönetimi Kuzey Kore’nin nükleer silah faaliyetleriyle ilişkili oldukları gerekçesiyle Pyongyang yönetiminin üst düzey iki yetkilisi hakkında yaptırım kararı aldı. Washinton’un kara listesine alınan iki yetkilinin Kuzey Kore İşçi Partisi Askeri Sanayi Bakanlığı Başkanı Kim Jong sik ile partinin Merkez Komitesi Başkan Yardımcısı Ri Pyong chol olduğu iddia edildi. Karar, iki yetkilinin ABD sınırları içinde ya da ABD vatandaşlarıyla tüm ticari faaliyetlerinin yasaklanmasını, ABD’deki tüm mal varlıklarının da dondurulmasını öngörüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) füze denemeleri nedeniyle geçen hafta Kuzey Kore’ye yeni yaptırımlar getirme kararı almıştı. Bu arada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson’ın gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde Lavrov’un “Washington’un Pyongyang’a karşı agresif tavrının krizi tırmandırdığı” görüşünü dile getirildiği belirtildi. Rus Dışişleri’nden yapılan açıklamada Lavrov’un “Yaptırım dilinden görüşme sürecine geçilmesinin gerekli olduğu” vurgusu aktarıldı. Suu Kyi tecavüzü konuşmamış Myanmar’ın fiili lideri Aung San Suu Kyi’nin birkaç hafta önce bir Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisiyle yaptığı görüşmede Arakan’da müslüman kadınlara tecavüz iddialarını konuşmaktan kaçındığı öne sürüldü. Guardian’ın haberine göre BM’nin ihtilaf yaşanan bölgelerde cinsel şiddetle mücadele için özel yetkilisi olan Pramila Patten, Suu Kyi’nin iddiaları doğrudan ele almak yerine üst düzey yetkilileriyle görüşeceğini söylemekle yetindiğini aktardı. Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun geçen ağustos ayındaki saldırılarına Myanmar ordusu sert yanıt vermiş, askerlerin kadın ve kız çocuklarına tecavüz ettiği iddiaları basına yansımıştı. Türkiye’nin değişimi ve Guantanamo hukukuamsun’da bir biyoloji öğretmeni, 9. sınıftaki bir öğrenciye arkadaşları Sönünde sille tokat girişiyor. Gerçekte bu da insan onurunu ayak altına alan bir tür Guantanamo işkencesi...   Lise çağındaki öğrenciyi, hoca, önce sınıfın önüne çekiyor; önünde diz çöktürüyor, saçına yapışarak “Sen benim sözümü nasıl dinlemezsin ha” diyerek tokatlıyor. Bir tokat... Bir tokat, bir tokat daha... Öğretmen hızını alamıyor. Ancak ne var ki imaj çağında yaşıyoruz. Sınıftaki çocuklardan biri, bu görev suiistimalini ve hak (insan hakları!) ihlalini, cebindeki telefonla belgeliyor. Görüntü internete düşünce okul müdürü, bu defa, olayı kameraya alan çocuğun babasını okula çağırarak tehdit ediyor: “O görüntüler silinmezse, oğlunuzun eğitim hayatı bitecektir!”... Dikkat çekici olan bu ağır tehdit ve şantaja maruz kalan babanın “doğrudan şaşmayan” tepkisi. Baba, şiddete göz yumup tırsmak yerine, haklı bulduğu oğluna aslan gibi arka çıkıyor. “Oğlunun bir suç işlemediğini, suçu öğrencisine şiddet uygulayan öğretmenin işlediğini” belirtiyor: “Biz çocuğumuzu dayak yemesi için öğretmene teslim etmiyoruz” diyor. Diğer deyişle “eti senin, kemiği benim” anlayışı artık yok. Bitmiş. Sona ermiş.   Bu görüşlerini tereddütsüz cesaretle ifade etmekten çekinmeyen ve duruşundan taviz vermeyen babanın demecini sonuna dek izledim. “Halk adamı” profilindeki sıradan ama gayet bilinçli olan söz konusu velinin tutarlılığı ile cesaretine hayran kaldım. Yazıya oturduğum saatlerde, “haksızlığa başkaldıran” baba ile oğulun gözü pekliği sayesinde dayakçı öğretmenin görevinden uzaklaştırıldığı haberi internete düşüyordu. Bu cesaret herkeste olsa Türkiye bir yandan böyle alttan alta değişiyor. Samsun’daki son örnek sayesinde gördüğümüz gibi, haksızlık karşısında otoriteye körü körüne boyun eğmeyen bir Türkiye de hiç kuşkusuz var artık. Ama bu dip dalga değişimi yaşanırken, bir yandan da yukarıdaki baskı ve şiddet katlanıyor. Baskı ve şiddetin misliyle artması ve katlanmasının sebebi tam da bu. Bariz değişimin, siyasi düzleme sıçrama yapması ve siyasi düzleme taşınması maazallah hiç istenmiyor. Samsun’daki “dayakçı öğretmeni” kamuoyu önünde teşhir eden öğrenci ile babanın gösterdiği cesarete siyaseten sahip çıkabilen bir toplum olsak, Guantanamo düzenlemeleri Türk ceza sistemine girebilir mi?        Guantanamo hukuku nedir? Evrensel hukuk devleti kurallarını ve değerlerini açıkça çiğneyen, ayak altına alan bir hukuk... “Hukuk devleti korumasına tabi”, “hukuk devleti normları” altındaki ABD vatandaşları bu nedenle Guantanamo’da örneğin tutsak tutulamıyor. Guantanamo toplama kampının ABD anayasasınca “hukuk devleti tanımı ve uygulamalarına aykırı olduğu için” bizatihi ülke sınırları dışında, Küba’da kurulmasının nedeni bu. Guantanamo kılavuz olunca Guantanamo’daki insanlık onurunu hiçe sayan pratiklerle insan hakları ihlalleri, uluslararası kamuoyunda kör kör parmağım gözüne “açık hukuk dışılık” nedeniyle ağır eleştirilere konu oluyor. Konu üzerinde sayfalarla makale, kitap yazılıyor, filmler çekiliyor. Kendini “hukuk devleti”nden sayan hiçbir ülke bu yüzden dünyanın gözleri önünde çıkıp göğsünü gere gere “açık Guantanamo iktibasıyla”, bir insanlık ayıbı diye görülen bu kampın kurallarını referans almak istemez. İstemiyor.         Bizde ise bu çekinmeden yapılabiliyor. Geçen son KHK ile, “rejim düşmanı bellenen” ya da böyle algılanan tüm “siyasi suçlulara”; hiç armudun sapı, üzümün çöpü ve hukuk devleti kriteri vardı yoktu demeden.... aynen Guantanamo kampındaki “düşman hukuku” uygulanarak misal bundan böyle tek tip elbise giydirilecek. Sadece bu mu? Kalan son hukuk devleti kırıntılarını da yerle bir eden bu KHK’nin bir diğer sonucu da “terörle mücadele namına şiddete başvuran sivillere milis dokunulmazlığı” getirmek olacak. Keyfi her yoruma açık bu uygulama karşısında, hukuk devleti güvencesinden yoksun olan yurttaşların dayak yiyen Samsunlu lise öğrencisi kadar dahi hak arama şansları olmayacak. Keşke Samsun’daki bilince, ülke çapında sahip çıkabilen bir siyasi boylam olabilseydi...  Siyasal İslama geçit yok Avusturya’nın yeni başbakanı Sebastian Kurz Alman gazetesine verdiği demeçte İslamın devletin resmen tanıdığı dinlerden biri olduğunu ancak “siyasal İslama” izin verilmeyeceğini söyledi. AB’de özgürlüğün sadece dış sınırların güvenli bir şekilde korunmasıyla mümkün olacağını vurgulayan Kurz, sığınmacılar Almanya gibi ülkelere gitmek istediği için AB’nin, Vişegrad ülkeleri olarak anılan Macaristan, Çekya, Slovakya ve Polonya’nın karşı çıktığı zorunlu sığınmacı kotası projesinden vazgeçmesinin akılcı bir adım olacağını da savundu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle