04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Meksika’da yine gazeteci katledildi Meksika’da Veracruz eyaletinde altı yaşındaki oğlunun okulunda düzenlenen Noel kutlamasına katılan gazeteci Gumaro Perez (35), öğrenci ve velilerin önünde, sınıfa giren saldırgan tarafından katledildi. Uyuşturucu ticareti ve güvenlik konularında yazdığı belirtilen Perez, bu yıl Meksika’da öldürülen 12. gazeteci oldu. Mineur Brüksel’den Riyad’a ilk kadın büyükelçi Belçika’nın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a kadın büyükelçi atayacağı açıklandı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde görev yapan Dominique Mineur’ün gelecek yaz Riyad’da göreve başlayarak kadınların sosyal hayata katılımının şeriat yasalarıyla kısıtlandığı ülkede görev yapan ilk kadın büyükelçi olacağı aktarıldı. Perşembe 21 Aralık 2017 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 Erbil’de siyasi deprem [email protected] 7. MADDE DEVREDE Polonya’da halk yargı düzenlemelerini sık sık protesto ediyor. Varşova’ya karşı ‘nükleer seçenek’ Avrupa Komisyonu, daha önce Avrupa’da eşi görülmemiş bir hamlede bulunarak Polonya’daki “anti demokratik” gelişmeler doğrultusunda “nükleer seçenek” olarak adlandırılan “7. madde”yi devreye soktuğunu duyurdu. Komisyonun Başkan Yardımcısı Franz Timmermans Polonya’da iki yıl önce iktidara gelen muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) “hükümetin yargıya sistematik olarak siyasi müdahalede bulanabilmesine olanak sağlayan” 13 kanunu yürürlüğe soktuğunun altını çizdi. Polonya parlamentosu geçen hafta, yargıçların atanması ve görevdeki yargıçlar hakkındaki şikâyetlerin incelenmesi gibi yetkileri bulunan Yargı Konseyi’nin üyelerinin yargıçlar tarafından değil parlamentonun beşte üçlük çoğunluyla seçilmesini öngören tasarıyı onaylamıştı. Tasarının Avrupa Komisyonu’nun kararından saatler sonra cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından imzalanarak yasalaşması dikkat çekti. 7. maddenin ilk fıkrasında, söz konusu ülkeye resmi bir uyarı verilmesi, ikinci fıkrasında ise, insan haklarını ihlal eden ülkeye ciddi yaptırımlar gerçekleştirilmesini öngörüyor. İlk adımda üç ay içinde Polonya hükümeti ile konunun masaya yatırılması söz konusu. Varşova geri adım atmadığı takdirde Avrupa Komisyonu’nun kararına yapılacak oylamada AB Konseyi’nin 27 üyesinden 22’sinin destek vermesi gerekiyor. Bu sayıda AB ülkesi “demokrasinin ihlal edildiğine” karar verirse yaptırım aşamasına geçilecek. Ancak yaptırım kararı alınabilmesi için oybirliği gerekiyor. Zira PiS kararı siyasi olarak nitelendirirken Macaristan’dan “veto ederiz” açıklaması da gündeme yansıdı. l PARLAMENTO SEÇİMLERİ Katalanlar için kader günü İspanya’da Katalonya Özerk Yönetimi’nin ekim ayında ba ğımsızlık referandumu düzenle mesinin ardından merkezi hükü met ile patlak veren krizde kritik bir viraja dönülüyor, Katalanlar bugün parlamento seçimleri için sandık başına gidiyor. Tek taraf lı bağımsızlık ilanının ardından Madrid, İspanya Anayasası’nın 155. maddesini işleterek, böl gesel parlamentoyu feshetmiş, erken se çim çağrı sı yapmış tı. Son an ketler ba ğımsızlık yanlıları ile birlik yanlılarının başa baş durumda ol Katalonya’da seçim kampanyaları önceki gün sona erdi. duğunu gösteriyor. Hiçbir parti nin mutlak çoğunluğu sağlaya mamasının yeni hükümetin ku rulmasının aylarca sürmesine neden olacağı yorumları da ya pılıyor. İspanya Başbakanı Mari ano Rajoy, “Normalliğe, anaya saya ve mantığa dönüp dönme yeceğimizi bu seçimler belirle yecek” derken Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski başkanı, ha len Belçika’da bulunan Carles Puigdemont, lideri olduğu Av rupa Demokrat Partisi’nin mi tinginde video konferans yoluy la katılarak seçilmesi durumun da geri döneceğini söyledi. İs panyol yargısının isyan, isya na teşvik ve kamu malını kötü ye kullanmak suçlamalarıyla tu tuklama kararı çıkardığı Puigde mont ve kabinenin bazı üyeleri Brüksel’e gitmişti. İspanya Yük sek Mahkemesi geçen günlerde Puigdemont ve dört eski bakan hakkındaki uluslararası tutukla ma ve iade talebini geri çekmiş ti. İspanya’daki tutuklama emri geçerliliğini koruyor. Ödenmeyen maaşlar ve yolsuzluklar gerekçeli ölümcül protestolar ile sarsılan IKBY’de Goran Hareketi ile Komel hükümetten çekilme kararı aldı Memur maaşlarının ödenmemesi ve kamu kurumların daki yolsuzluklar nedeniy le hafta başından beri süren ve en az beş kişinin hayatını kaybettiği protesto gösteri leri ile sarsılan Irak Kürdis tan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) kriz büyüyor. Noşirvan Mustafa’nın kuru cusu ve Ömer Seyid Ali’nin li deri olduğu Goran (Değişim) Hareketi ile Ali Bapir liderli ğindeki Kürdistan İslami Top luluk (Komel) partileri koalisyon hükümetinden çekilme kararı aldı. Kabinede beş Hafta başından bu yana protesto gösterilerine sahne olan IKBY’de Başbakan Neçirvan Barzani’den IŞİD’e işaretle bölgede istikrarsızlığın sürdüğü vurgusu ve itidal çağrısı geldi. bakanla yer alan 26 vekilli tan Demokrat Partisi (KDP), Bağdat’ın bütçe kesintileri ve hurbaşkanlığı sözcüsü, ta ğe sahip Goran üyesi Yusuf Kürdistan Yurtseverler Birli petrol fiyatlarındaki düşüş raflar arasındaki görüşme Muhammed’in de parlamen ği (KYB), Goran ve Komel’in nedeniyle içinde bulunduğu lerin cumhurbaşkanlığı ön to başkanlığı görevini parti binalarının yanı sı krizi derinleştirmişti. cülüğünde ve BM’nin göze bıraktığı bildirildi. Bağımsızlık referandu ra asayiş ve trafik polisi noktalarını ateşe vermişti. ‘Diyalog başlasın’ timinde gerçekleşmesinin amaçlandığını bildirdi. muna önce karşı çıkan Protestolarda önceki gün Gelişmeler üzerine Irak Almanya ve Fransa’da li ancak daha sonra ta ise en az 5 kişinin öldü Cumhurbaşkanı Fuad derlerle görüşerek ekonomik vır değiştirerek “evet” ğü, 80 kişinin de yaralan Masum’un, IKBY ile mer ve siyasi destek arayışını sür çağrısı yapan Komel’in N. Barzani dığı duyurulmuştu. Irak’ta kezi Irak hükümeti arasın düren IKBY Başbakanı Neçir ise parlamentoda altı Erbil hükümetinin eylül da bir an önce diyalog baş van Barzani, IŞİD saldırıları parlamenteri ve iki bakanlığı ayında düzenlediği tek taraflı latılması için Erbil ve Bağ na işaret ederek bölgede is bulunuyor. bağımsızlık referandumunu dat yönetimlerinin yanı sı tikrarsızlığın sürdüğünü vur IKBY’nin Süleymaniye ken nun ardından merkezi Bağdat ra Birleşmiş Milletler (BM) guladı, “birlik olma zamanı” tinde başlayan protestolar hükümeti bu hamleye yaptı Irak temsilcisine de birer dedi. BM Irak Destek Misyo da tansiyon kısa sürede yük rımlar ve misellemelerle kar mektup gönderdiği bildiril nu’nundan da itidal çağrısı selmiş, göstericiler Kürdis şılık vermişti. Bu da IKBY’nin di. Rudaw’a konuşan cum yapıldı. Trump tehdit etti ABD BAŞKANI KUDÜS OYLAMASI ÖNCESİ GÖZDAĞI VERDİ Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) ABD’nin vetosuyla geçemeyen Kudüs kararına benzer bir taslağın Türkiye ve Yemen eliyle bu kez BM Genel Kurulu’na taşınması, Washington’ı kızdırdı. ABD Başkanı Donald Trump, taslağa destek verecek ülkeleri “yardımı kesmekle” tehdit etti. Trump, “Yüz milyonlarca hatta milyarlarca dolar para alıyorlar, daha sonra bize karşı oy kullanıyorlar. Bu oyları izliyoruz. Bırakın bize karşı oy kullansınlar, paramız bize kalır. Umurumda değil” dedi. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasını reddeden, bugün oylanacak taslakla ilgili BM’deki diplomatlara tehdit niteliğinde bir eposta gönderen ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de “oyları not edeceğiz” mesajı verdi. Foreign Policy dergisinin sitesinde yayımlanan epostada “Oyunu vermeyi düşünürken Başkan’ın ve ABD’nin bu oyu kişisel bir mesele olarak algıladığını bilmeni istiyorum. Başkan bize karşı oy kullanan ülkelerin raporunu istedi. Bütün oyları not edeceğiz” ifadelerini kullanan Haley, sosyal medya hesabından da benzer içerikli bir mesaj paylaştı. Üçte iki oy gerekiyor BMGK’de ABD’nin veto ettiği, Kudüs’le ilgili alınan tek taraflı kararları reddederek ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı Batı Şeria’da düzenlenen gösterilere İsrail polisi müdahale etti. Kimi eylemciler polisin kullandığı göz yaşartıcı gazdan etkilendi. “tüm devletleri Kudüs kentinde diplomatik misyon kurmaktan kaçınmaya” çağıran tasarıya benzer içeriğe sahip yeni tasarının karar haline gelebilmesi için üye 193 ülkeden üçte ikisinin oyu gerekiyor. Genel Kurul kararlarının yasal bağlayıcılığı bulunmuyor. Gündem Kudüs Kudüs tasarısının BMGK’de ABD tarafından veto edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Er doğan ile görüşen Britanya Başbakanı Theresa May, bu kez de ABD Başkanı Donald Trump’la bir telefon görüşmesi yaptı. İki liderin Kudüs konusundaki farklılıklarını konuştukları belirtildi. Bu arada, Vatikan’da Papa ile Kudüs konusunu görüşen Ürdün Kralı Abdullah, daha sonra Paris’e geçerek Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la bir araya geldi. Görüşmede Kudüs gündeminin yanı sıra Suriye’nin de konuşulduğu öğrenildi. FİLİSTİN ARABULUCU ARAYIŞINDA ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının ardından Washington’ın İsrailFilistin barış sürecinde bir rolü kalmadığını ilan eden Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bölge siyasetinde kilit öneme sahip Suudi Arabistan’ı ziyaret ederek Kral ve Veliaht Prens’le görüştü. Abbas’ın barış görüşmelerinde daha fazla rol oynamaları talebiyle hem Rusya’ya hem de Çin’e bir heyet gönderdiği haberleri de dün basına yansıdı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dün Baku’da Azeri ve İranlı mevkidaşları ile buluştu. Çavuşoğlu New York’a gidiyor Kudüs karar taslağının oy lanacağı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil ediyor. Dün Baku’da Azeri ve İranlı mevkidaşlarıyla görüşen Çavuşoğlu, ortak basın toplantısında Kudüs gündemiyle ilgili olarak “Uluslararası camiaya ABD’nin aldığı kararın yanlış olduğunu görmesi konusunda çağrı yapmaya devam edeceğiz” dedi. Çavuşoğlu ABD’nin BM Temsilcisi Haley’nin “oyları not edeceğiz” mesajına da tepki göstererek “Ne yapacaksınız isimleri alacaksınız da? O ülkelerin de işgal edilmesine müsaade edeceksiniz ya da onları cezalandıracak mısınız” dedi. Reuters, Çavuşoğlu’na İstanbul’dan New York’a Filistinli mevkidaşı Riyad Malik’in de eşlik edeceğini savundu. Suriye’nin siyasi geleceğinin yeniden inşasıyla ilgili bugün Astana’da başlayacak olan görüşmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, Astana’nın Suriye’de çatışmaların durması ve güven artırıcı adımların atılması bakımından çok önemli bir görevi yerine getirdiğini söyledi ve siyasi çözüm için “YPG, IŞİD hariç, ülkedeki tüm grupların katılacağı bir sürecin işletilmesi” gerektiğini vurguladı. Çavuşoğlu, Türkiye’nin Azerbaycan ve İran’dan ithal edilen petrol ve doğalgaz miktarını artırmayı hedeflediğini, İran gazının uluslararası piyasaya gitmesi konusunda da çalışmaların sürdüğünü belirtti. Astana görüşmelerinde yeni tur Suriye’de altı yılı aşkın süredir süren çatışmalarda Halep yerle bir oldu. Suriye’de siyasi çözümün tartışıldığı Cenevre görüşmelerinin sonuçsuz kalmasının ardından gözler Astana görüşmelerine çevrildi. Suriye’de siyasi çözüm için Rusya, İran ve Türkiye’nin garantörlüğünde başlatılan Astana görüşmelerinin iki gün sürmesi planlanan sekizinci turu bugün başlıyor. Suriye ve muhalefet temsilcilerinin yanı sıra üç garantör ülke, BM ve Ürdün’ün katılım göstereceği görüşmelerde ana gündem maddesi nin Suriye’nin dört noktasında Temmuz ayında kurulan gerilimi azaltma bölgeleri olması beklenirken kimi kaynak Rusya’nın Soçi kentinde yapılacak Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin de önemli yer tutacağını belirtiyor. Bu arada BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriye’de siyasi sürecin ilerlemesi için BM’yi göreve çağırdı. Suriye’de yeni anayasa taslağı ve seçimler üzerine konuşulduğunu, ancak birbirleriyle savaşan tarafların aynı masada buluşmadıklarını belirten de Mistura, BM’nin ilgili konularda somut öneri yapmasının “daha geniş bir müzakereyi teşvik edebileceğini” söyledi. Öte yandan muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İdlib’in Maşurin beldesine yönelik hava saldırısı sonucunda 7’si çocuk 19 sivilin yaşamını yitirdiğini, 25 kişinin yaralandığını iddia etti. Gözlemevi, bombalamayı Rus uçaklarının yaptığını öne sürdü. Avusturya’nın ‘Türkennot’ hırsı İtalyan yazar Claudio Magris çeşitli dillere çevrilen “Tuna” adlı eserinde, “Almancada tercüme edilmesi çok zor ‘Türkennot’ diye bir sözcük vardır. Anlamı acı, karşı konulmaz çaresizlik, bela ve de Türk dehşeti demektir...” der.   Magris, Tuna halklarının hepsinin birbirinin hep “öteki”si olduğunu anlatır. Ötekilerin en ötekisi de tabii Türklerdir... Bir türlü mazi olmayan ve hiç unutulmayan dört yüz yıl öncesinin tarihi ile günümüz arasındaki devamlılığı gözler önüne seren bu başyapıt eserinde Magris, Viyana kuşatmasını şöyle anlatır: “Viyana’yı 200 bin kişiyle kuşatan Kara Mustafa’nın ordusu, yalnız askerlerden ibaret değildi. Orduda aynı zamanda teknisyenler, artizanlar, hokkabazlar, şairler, sadrazamın 1500 cariyesi, cariyelerin teslim edildiği karaderili harem ağaları da bulunuyordu... 60 günlük Viyana kuşatması, bu abartılı ayrıntılarıyla hâlâ bugüne ait bir olaymış gibi hatırlanır. Orta Avrupa tarihinin katmanları, geçen yüzyıllara rağmen, hâlâ sonuçlanmamış çatışmaları ve açık yaralarıyla canlı kalan, bu haliyle eski büyük bir ağacın köklerinde ve dallarındaki yaşam damarlarını andırır...” Kahlenberg manifestosu Avrupa’nın en genç başbakanı Kurz, Neonazi hareketlerinde gençliğini geçiren halis “faşist” ortağı Heinz Christian Strache ile beraber kurduğu sağ koalisyon hükümetini açıklarken, Magris’in bu satırlarını hatırladım. Çünkü yakın döneme değin dışişleri koltuğunda oturan Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Kurz ile Neonazi kökenli “başbakan yardımcısı” Strache, “yeni kabineyi açıklamak için” bula bula II. Viyana kuşatmasının yaşandığı “Kahlenberg”i seçmişti. “Türklerin Avrupa kapılarından çevrilmesinin” simgesi olan Kahlenberg’den yeni hükümeti ilan etmek bile başlı başına bir “antiİslam, antiTürk ve antiöteki programı” sayılabilir. Kabinedeki 14 koltuktan kilit konumdaki savunma, dışişleri, içişleri, altyapı (bayındırlık), sağlık, sosyal yardım bakanlıkları bundan böyle Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) yani “faşo”ların elinde olacak. FPÖ’lü savunma bakanı Mario Kunasek, milliyetçi kökenleri ile namlı... “Şahin” içişleri bakanı FPÖ’lü Herbert Kickl, “Viyanalıların (aryan!) kanını koruyalım!” diyor. Dışişleri bakanı FPÖ’lü Ortadoğu uzmanı üyesi Karin Kneissl keza, Trump’ın Kudüs kararını destekliyor. 2016’da cumhurbaşkanlığı yarışına giren ve kılpayı kaybeden aşırı sağcı Norbert Hofer de yeni hükümette “altyapı bakanı” olarak yer alıyor... Avusturya’yı “İslamlaşma tehdidinden” korumak, bundan böyle KurzStrache hükümetinin bir numaralı hedefi olacak. “Avusturya’yı yabancılar için daha az cazip” kılmak için yabancılara verilen “destekler” azaltılacak, göçmenlere sosyal hizmetler rafa kaldırılacak, siyasi İslama cephe açılacak, sınır kontrolleri artırılacak, Türkler için çifte vatandaşlık zorlaşırken... İtalya’nın SüdTirol bölgesinde yaşayan Alman kökenli azınlığa “soydaş” kontenjanından etnik vatandaşlık teşvik edilecek; azami çalışma saatleri günde 10 saatten 12 saate çıkarılırken veraset vergisi kaldırılacak ve en önemlisi ilkokula başlamak için bile “yeterli Almanca” aranacak...  Fiili ‘apartheid’…  Bu özet program bile Avusturya’nın ne denli sağa kaydığını anlatmaya yeter. Ayrımcılık ilkokuldan başlayacak... Yetersiz “dil bilgisi” gerekçesiyle kapıdan çevrilen yabancı kökenli miniklerin, Avusturya’ya entegrasyonu bir daha asla mümkün olmayacak. Hali vakti yerinde olanlar verasetten muaf tutulup refahlarını katlarken, en alttakiler günde 12 saat iş yapacak, üstüne “aryan Avusturyalılara” tanınan haklardan yararlanamayacaklar... 20. yüzyılın kazanımları olan haklar kısaca bir bir ellerinden alınırken; Avusturya’da fiilen bir “apartheid/ırk ayrımı rejimi” kurulmuş olacak. İnsan tarihin çarkının nasıl olup da böyle göz göre göre geri çevrildiğine inanamıyor. Uygar Avrupa’nın göbeğinde dünyanın gözü önünde bir “apartheid rejimi” inşa ediliyor. Bir İtalyan yazarla başlamıştık. “Avusturya, büyük dünya provalarının yapıldığı küçük bir dünyadır” diyen Alman yazar Friedrich Hebbel’le bitirelim. Evet, Avusturya çok büyük provaların yapıldığı yer... İran’dan ‘strateji’ tepkisi ABD Başkanı Donald Trump tarafından önceki gün açıklanan Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde terör destekçisi ülke olarak anılan İran Washington’a sert tepki gösterdi. İran Dışişleri Bakanlığı, belgenin “dünyayı daha fazla istikrarsızlığa, güvensizliğe ve terörizme sürükleyeceğini” savundu. Belgenin “sahte İran tehdidi yaratıp yayma çabasıyla dolu” ve “paranoyakça” olduğunu ifade eden Dışişleri, Trump yönetiminin bağımsız politika istemediğini savundu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle