03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Aralık 2017 Daire fiyatına köy Almanya’nın Brandenburg eyaletine bağlı bir köy, açık artırmayla 140 bin Avro’ya (630 bin TL) satıldı. Alman Haber Ajansının (DPA) bir haberinde, Brandenburg eyaletindeki Alwine isimli köyün, 125 bin Avro’dan açık artırmaya çıkarıldığı ve dün yapılan müzayedeyle 140 bin Avro’ya satıldığı bildirildi. Köyle beraber 9 konut, bir sokak ve bir miktar ormanlık alanın yeni sahibi olan kişinin kimliğinin gizli tutulduğu belirtildi. EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Ufka yüzmek gibi Tango orkestrası ‘Tangesta’, türk tangolarını yeniden düzenleyerek dünyaya duyurmak istiyor Dünyada her yıl 11 Aralık, tango müziğinin kralı olarak bilinen Carlos Gardel’in (1890) do ğum gününe atfen Dünya Tango Gü nü olarak kutlanıyor. Tango Türkiye’de de bir kültür olarak yaşatılıyor. Ar tık Türkiye’nin genç, dinamik ve pro fesyonel bir tango orkestrası da var. TangEsta’nın “Tangueros De Estambul” (İstanbul tangeroları / tangocula rı) adlı albümü geçen ay larda çıktı. Albümü dinle diğinizde heyecanları ve HAZAL OCAK müziklerindeki tını ruhunuza işliyor. Biz de Dünya Tango Günü’nde “Tan gEsta” orkestrasını kuran Ortaç Aydınoğlu ile sohbet ettik. Aydı noğlu tangoyu “ufka yüzmek gibi” söz leriyle tanımlıyor. Türkiye’de tango orkestrası bulmak oldukça güç. Az sayıdaki orkestralar kı sıtlı imkânlarla, zor koşullar altında sa natlarını icra etmeye çalışıyor. Genç profesyonellerden oluşan TangEsta, Arjantin tangolarını, tangonun altın ça ğı olarak bilinen ve Arjantin’in duayen orkestraları tarafından çalınan beste leri klasik üsluplarıyla icra eden bir ti pik tango orkestrası. Orkestra ban doneonda Ortaç Aydınoğlu, kemanda Cenk Atasoy, piyanoda Baturay Yarkan, kontrbasta İlker Cankara olmak üze re dört kişiden oluşuyor. Orkestranın Genel Sanat Yönetmenliği ve Müzik Di rektörlüğünü de Ortaç Aydınoğlu yapı yor. Repertuvarları ise D’arienzo, Di Sar li, Troilo, Pugliese, D’angelis gibi tango nun altın çağının önde gelen orkestra Ortaç Aydınoğlu Cenk Atasoy Baturay Yarkan İlker Cankara larından seçmeler oluşturuyor. ‘Köklerini araştırdım’ 2012 yılında TangEsta’yı kuran Ortaç Aydınoğlu 36 yaşında. Konservatuvarda aldığı klasik müzik eğitiminin yanı sıra birçok farklı müzik türüyle ilgilenmiş ve çeşitli projelerde yer almış. Aydınoğlu’nun bandoneonla ilişkisi, Türkiye’de eğitimi verilmediği için bir süre platonik kalmış. Kendi kendine öğrenme çabaları da sonuçsuz kalınca Avrupa’da akademik olarak tango eğitimi veren Codarts’a (Hollanda) giderek bir yıl süre ile tango müziği ve bandoneon üzerine eğitim almış. Ardından Buenos Aires’e (Arjantin) giderek çalışmalarını buradaki dünyaca ünlü eski ve yeni tango müzisyenleriyle derinleştirmiş. Aydınoğlu “Tango müziğinin köklerini araştırdım. Karakteristik öğelerini inceledim. Stiller arasındaki farklılıkları keşfederek onları orijinaline en yakın şekilde icra etmeyi öğrenmek için çalıştım” diyor. ‘Çalmak kolay değil Türkiye’ye döndüğünde ise tango müziğinin ancak ve ancak tango müzisyenleri tarafından yapılabileceğine inandığı için öncelikle orkestrada yer almak isteyen müzisyenleri tango müziği üzerine çalıştırdığını belirten Aydınoğlu şöyle devam ediyor: “Tango müziği ilk anda dışarıdan kolay görünebilir ama öyle değil. Tango hafif müziktir ama ha fife alınacak bir müzik değildir. Çaldım deyince tango çalınmıyor. Her biri profesyonel müzisyen olan orkestra elemanları, kendi alanlarında uzman birer tango müzisyeni olarak yetişti. Çalıştı. Böylelikle orkestra, tüm elemanları profesyonel tango müzisyeni olan ve farklı stilleri icra edebilen bir dans ve gösteri orkestrası halini aldı.” Aşka düştüm Aydınoğlu’na orkestranın hayallerini sorduğumuzda ise şu yanıtı alıyoruz: “Tangoyu genel dinleyiciye yaymak istiyoruz. Türk tangolarını da Arjantin stilinde yeniden düzenleyerek dünyaya duyurmak istiyoruz. Dünyaca ünlü Arjantinli maestroların (dansçı) bir Türk tangosunda dans ettiğini görmek isterim” Tangonun kendisi için ne ifade ettiği sorduğumuzda ise Aydınoğlu “Tango benim için bir kültür, tutku ve sonu gelmeyen bir emek demek dolayısıyla ufka doğru yüzmek demek. Aşka düşmüş olmasam 12 yıldır uğraşmazdım” diyor. Tan11DgAüoRnAGyLaüIKnü Deniz’in dünyasıSEFERİHİSAR 14 YERLEŞİM MERKEZİ ÜYE ‘Türkiye sakin şehir cenneti olabilir’ İtalya’da 1999 yılında kurulan, ‘sakin’ felsefesine ve kendi özelliklerine sahip çıkan kentlerin bir araya geldiği Cittaslow Birliği’ne Türkiye’den üye sayısı 14’e yükseldi. Türkiye’yi bu kavramla tanıştıran İzmir’in Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye temsilciliği görevinin yanı sıra Cittaslow Uluslararası Organizasyonu başkan yardımcılığı görevini de sürdürüyor. 2009’da Türkiye’nin ilk Cittaslow’u seçildiklerini ve bunun Türkiye’nin başkenti olma imkânı sağladığını belirten Seferihisar Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer, şöyle dedi: “Çok sayıda başvuru almaya başladık. Döndük Türkiye’ye dedik ki; ‘Türkiye, Sakin Şehirler Cenneti’ olabilir.” Muğla’nın Ula ilçesine bağlı bir mahalle olan Akyaka, Isparta’da Eğirdir ve Yalvaç, Sinop’un Gerze, Çanakkale’nin Gökçeada, Şanlıurfa’nın Hal TARAKLI PERŞEMBE feti, Ordu’nun Perşembe, Artvin’in Şavşat, İzmir’in Seferihisar, Sakarya’nın Taraklı, Erzurum’un Uzundere, Kırklareli’nin Vize, Aydın’ın Yenipazar ve Bolu’nun Göynük ilçeleri Türkiye’nin en sakin şehir unvanına sahip yerleri olarak Cittaslow Birliği’ne üye. l DHA Uykudan önce Tunceli’nin Pülümür Vadisi’nde kış uykusu öncesi görüntülenen anne ayı ve imki yavrusu meşe palamuduyla karınlarını doyurmaya çalıştı. Anne ayı ve yavruları daha sonra zirveye doğru tırmanarak gözden kayboldu. O anlar ise doğasever Hakkı Suvan tarafından kaydedildi. Suvan, aynı ayı ailesini daha önce de görüntülediğini belirtti. l İHA Dünya Otizm festivaline katılan 10 yaşındaki çocuk Kanada’dan ödülle döndü İzmir’de 10 yaşındaki otizmli Deniz Candoğan, Kanada’da davet edildiği ‘8. Dünya Otizm Festivali’nde 3 boyutlu çizimleriyle özel başarı ödülünün sahibi oldu. Festival sırasında çizimin yanında müziğe de yeteneği olduğu fark edilen Candoğan, müzik dersleri almaya başladı. Geçen yıl Dünya Otizm Festivali’ne katılan başka bir otizmlinin önerisi üzerine Deniz’in çizimlerinin komite tarafından kabul edildiğini söyleyen Candoğan, eylül ayında Kanada’ya gittiklerini belirterek, “Orada en küçük otizmli Deniz’di. Standımızda çizimlerini sergiledik. Kanada’da Slovenyalı bir müzik öğretmeni çizimin yanında müziğe de yeteneği olduğunu fark etti. Müzik derslerine başladık. Müzik ve resim dalında onu hayat boyu destek 10 yaşındaki Deniz Candoğan’ın çizimleri 3 boyutlu. leyeceğiz” diye konuştu. Çiğli İsmail Rahmi Karadavut İlkokulu 4’üncü sınıfta kaynaştırma eğitimi alan Deniz’in güzel sanatlar alanında eğitimine devam etmesini isteyen an ne Neslin Candoğan (36) ise şöyle konuştu: “Kucağımıza aldığımızda her şey normaldi. Ancak gelişim evrelerini geriden takip ettiğini fark ettik. Teşhis konulunca büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Ama şanslıyız ki eşimle birbirimize destek olabildik. Kolay bir süreç değil. Ne yazık ki Türkiye’de otizmli birçok çocuk önce ailesi tarafından kabul edilmiyor. Çalışıyordum işi bırakmak zorunda kaldım. Şimdi zamanımın çoğunu evde onunla birlikte geçiriyorum.” Önyargılar Deniz’in başarısıyla gururlandıklarını, ancak onun geleceğiyle ilgili endişeler yaşadıklarını söyleyen Candoğan, “Biz en başta toplumun önyargılarıyla mücadele ediyoruz. İnsanların biraz daha empati kurabilmesini isterim. Onunla dışarı çıktığımda ses ve kalabalıktan rahatsız olursa normal bireylere göre farklı tepkiler verebiliyor. İnsanlar da bize farklı gözle bakıyor” dedi. l DHA ATATÜRK’ÜN ‘GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER’ SÖZLERİNİN TANIĞI 1 milyon TL’ye yüzü gülecek Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul önlerinde bekleyen işgal gemilerini gören Atatürk’ün, güvertesinde ‘Geldikleri gibi giderler’ dediği 106 yıllık tarihi Kartal istimbotunun restorasyonu başlıyor. Tarihi gemi yaklaşık 8 ay sürmesi planlanan restorasyonun yapılacağı Tuzla’da bir tersanede. Restorasyonun yaklaşık 1 milyon liraya mal olması planlanıyor. Tarihe geçen istimbotun müze ge mi olması için maddi yardımın yanı sıra kurt ağzı, manika, çekme kancası, direk, istimli düdük, dümen, pervane gibi pek çok malzeme de gerekiyor. Yaklaşık 100 ton ağırlığındaki gemi, dev vinçlerle kaldırılarak tersanede restorasyonun yapılacağı yere alındı. 24 saat süren operasyon geminin zarar görmemesi için çok yavaş ve titizlikle yapıldı. Yaklaşık 1 milyon liraya mal olacak restorasyon sı rasında gemi önce paslardan temizlenecek, ardından makineleri ve donanımları yenilecek. Restorasyonun başlaması sırasında konuşan “Kartal İstimbotu Kurtarma ve yaşatma platformu” üyesi işadamı Levent Akson, “Gemiyi gerekli finansmanın sağlanması halinde haziran ayı sonunda hazır hale getirmek istiyoruz. Daha sonra sergileneceği yere karar verilecek” dedi. l DHA Meme kanseri etkinliği Yaşamı yogala Türkiye’de kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanserine dikkat çekmek isteyen Yaşar Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Topluluğu (YASOS) ‘Yaşamı Yogalıyoruz’ etkinliği düzenledi. ‘Yaşamı Yogalıyoruz’ etkinliğine meme kanseri ile mücadele eden kadınlar yoğun ilgi gösterdi. Yaklaşık 1.5 saat süren yoga dersini de aynı zamanda balerin ve yoga eğitmeni olan Buse Energin yaptırdı. Derse katılan Ahu Yağcı, şöyle konuştu: “Meme kanserine yakalanıp iyileşmeyi başarmış bir kadın olarak bu hastalıkla mücadele eden tüm kadınlarımıza tavsiyem, asla yaşamı bırakmayın ve pozitif olun.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle