22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 1 Aralık 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 7 sorauçşıtludırma Savcılık da belgelerin peşinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaş leri medyaya ve savcılığa ver” baskısının ardından Bellway şirketi grup toplantısında yaptığı konuşma anımsatıldı. Açıklamada, “Bell te olduğunu belirtmesi nedeniyle soruşturma başlatılmıştır” ifadeleri kanı Tayyip Erdoğan’ın akraba ve nin “belgelerin sahte olduğu” yö way LTD. isimli ve yurtdışında faali kullanıldı. Açıklamada, “CHP Genel yakınlarının Man Adası’nda kurulu nündeki başvurusu üzerine savcı yet gösteren şirkete usulsüz para ak Merkezi’nden iddia edilen hususlar Bellway şirketine usulsüz para ak lık soruşturma başlattı. Bu kapsam tarıldığı iddia edilerek buna ilişkin la ilgili tüm belgelerin Cumhuriyet tardığı iddiasının üzerine savcılık da Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belge SWİFT mesajları ve dekontları bu Başsavcılığımıza gönderilmesi yazılı harekete geçti. leri CHP’den istedi. Savcılıktan ya lunduğunu ileri sürdüğü, adı geçen olarak istenilmiştir” denildi. İktidarın CHP’ye yönelik “Belge pılan açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun şirket yetkilisinin de belgelerin sah l ANKARA / Cumhuriyet AKP araştırtmadı CHP’nin, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelerin araştırılması amacıyla Meclis’te komisyon kurulması önerisi reddedildi. CHP’nin belgeleri bugün kamuoyuyla paylaşması bekleniyor CHP’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu ve yakınlarının Man Adası’na para transferinin Meclis tarafından araştırılması için komisyon kurulmasına ilişkin önerisi, AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. CHP ve HDP milletvekilleri grup önerisine kabul oyu verirken öneri üzerine söz almayan MHP’nin oylamada ise çekimser kalması dikkat çekti. Oylamada AKP milletvekillerinin “gülerek” ret oyu vermesine CHP’liler tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel, Engin Altay ve Engin Özkoç imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinin reddedilmesinin ardından CHP’nin belgeleri kamuoyuna açıklaması, ardından da savcılığa iletmesi bekleniyor. ‘Sahte diyenlere uyku yok’ Savcılığın soruşturma başlatması ve CHP’den belgeleri istemesinin ardından CHP Grup Başkanveki CHP milletvekili Tuncay Özkan Twitter’dan komisyon kurulmasının reddedilmesini “Bu fotoğrafı unutma Türkiye’m... MAN ADASI’na, vergi cennetlerine aktarılan milyon dolarlar araştırılsın dedik... Milletle dalga geçer gibi, gülerek reddettiler” sözleriyle tepki gösterdi. li Özgür Özel, savcıların Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını ihbar kabul etmeleri gerektiğini söylediğini anımsattı. Özel, “Komisyon kurulursa belgeleri hemen, kurulmazsa yarın (bugün) paylaşacağımızı söylemiştik. Parti Sözcümüz Bülent Tezcan’ın yapacağı basın toplantısını, belgeleri merak edenlerin dikkatle dinlemesini tavsiye ediyorum. Belgelerin gerçekliğinden eminiz. Belgeler sahte diyenler, komisyon kurmayı reddettiler. Bu geceyi rahat geçirebilirler ancak yarın gece onlara uyku yok” diye konuştu. ‘Yüce Divan yolu açılsın’ Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel, ABD’de görülen ve Rıza Sarraf’ın suçunu kabul edip tanık olduğu davayla ilgili, daha önce kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verildiğini anımsattı. CHP’li Özgür Özel, eski bakanlar Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış’ın Meclis tarafından kurulacak soruşturma komisyonunda yeni delil durumu değerlendirilerek, hızla sorgulanmasını ve Yüce Divan yolunun açılmasını istedi. l ANKARA / Cumhuriyet ADRES MAN ADASI Belgelere ulaşmak çok kolay SİNAN TARTANOĞLU Man Adası ile Türkiye arasında 21 Eylül 2012’de imzalanan ancak Türkiye’de 5 yıl boyunca neden yasalaşmadığı açıklanmayan “Vergi Konularında Bilgi Değişimi Anlaşması”, CHP’ye yapılan “açıkla” baskısını boşa çıkarıyor. Anlaşmaya göre Türkiye, Man Adası’na gidip, istediği araştırmayı, istediği yöntemle yapabilir. Gerçek kişilerle görüşebilir, kayıtları inceleleyebilir, araştırma sonuçları da gizlenebilir. İddiaya konu olan Man Adası ile yapılan uluslararası anlaşma, Kılıçdaroğlu’na yapılan “açıkla” baskısını da çelişkili açıklamaları da boşa çıkarıyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Man Adası Hükümeti arasında 21 Eylül 2012 tarihinde imzalanan, ancak Türkiye’de 5 yıl sonra yasalaşan, “Vergi Konularında Bilgi Değişimi Anlaşması”, Hükümetin Man Adası’nda inceleme yapmasına olanak veriyor. Ağbal veya temsilcisi Türkiye adına Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci, Man Adası adına da Hazine Bakanı William Edward Teare’nin imza koyduğu anlaşma, 6. maddesi, yurtdışındaki vergi incelemelerini düzenliyor. Maddeye göre Türkiye, “önceden makul bir bildirimde bulunması” halinde Man Adası’nda “gerçek kişilerle görüşebilir, kayıtları inceleleyebilir.” Tüm bunları yetkili makam temsilcilerinin, yani Maliye Bakanı Nacib Ağbal ve onun yetkili temsilcisinin Man Adası topraklarına girmesi ile de yapabilir. Bunun için Maliye Bakanlığı’nın, yapılmak istenen incelemenin yeri ve zamanını, yetkili temsilcinin kim olduğunu, incelemenin yürütülmesi için zorunlu görülen yöntem ve koşulları Man Adası hükümetine bildirmesi yeterli. İncelemenin yürütülmesine ilişkin tüm kararlar da Türkiye tarafından alınabilir. Anlaşmanın 8. maddesine göre ise “Tarafların yetkili makamlarınca sağlanan ve alınan tüm bilgiler gizli tutulabilir.” Man Adası tarafından Türkiye’ye sağlanan bilgiler başka hiçbir devlete açıklanamaz. l ANKARA ‘EŞİTLİK VARSA ADALET VAR’ ZİRVESİNDE Eşitlik, Adalet ve Kadın Zirvesi, “Eşitlik varsa Adalet var” sloganıyla dün Ba dem gazetesinde bir günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığı için tutuklandığını kırköy’deki WOW Otel’de başladı. Zirve hatırlatan Alpay, “Biz tutuklandığımızda bek ye, 48 ilden ve hemen her kesimden ka lemediğim ölçüde yüksek bir dayanışma açı dın katıldı. Kılıçdaroğlu, zirvenin yapıldı ğa çıktı. Sonrasında Cumhuriyet gazetesi ça ğı konferans salonuna, HDP milletvekili Fi lışanları tutuklandı. İnsanlar susturulmaya ça liz Kerestecioğlu’nun yazdığı “Kadınlar var lışıldı” dedi. Fatmagül Berktay ise kadın mü dır” şarkısı eşliğinde girdi. “Eşitlik olmadan cadelesinin “turnusol kâğıdı” görevi üstlen adalet olmaz” başlıklı oturumu gazeteci Nev diğini belirterek, “Bizim gibi ülkelerde kadın şin Mengü yönetirken, oturumda dilbilim lara saldırı çok. Bu saldırılar tesadüf değil. Bu ci, yazar Necmiye Alpay, İstanbul Üniversi kazanımlarımızın bir sonucu. Şimdi haklarımız tesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Fatma yasalarda da geri alınmaya çalışılıyor” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Eşitlik ve gül Berktay, Koç Üniversitesi Hukuk Fakülte Prof. Dr. Bertil Emrah Oder de yargıda kadın adalet arasında liderlik” başlıklı oturumda si Dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder konuş savcı oranının yüzde 6 olduğunu belirterek, gazeteci Ayşe Arman’ın sorularını yanıtladı. macı olarak yer aldı. Kapatılan Özgür Gün yargının erilliğine değindi.  Yurtsever bürokrat CHP lideri Kılıçdaroğlu, Man Adası belgelerini aldığı kişiyi açıkladı SEYHAN AVŞAR CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının Man Adası’ndaki bir şirkete milyonlarca dolar yolladığına dair belgeleri FETÖ’den aldığına yönelik iddialarla ilgili olarak, “İlgisi yok. Bu ülkede, bu ülkeyi seven, bu ülkenin çıkarlarını düşünen milyonlarca bürokrat var. Onlar yurtsever insanlar. Haksızlıklara tahammül edemeyen insanlar var” dedi. CHP’nin düzenlediği zirveye katılan Kılıçdaroğlu, “Man adası olayı ne kadar önemli?” sorusuna, “Şöyle önemli: Vatandaşına dönüp diyeceksiniz ki ‘vergi ver.’ Evde musluğu açtığınız andan itibaren kadın beş çeşit vergi ödüyor. Kılıçdaroğlu Ama Ankara’daki beylerin çocukları Türkiye’de vergi ödememek için başka ülkelere gidip şirket kuruyorlarsa burada bir ahlaki sorun var. Ahlakın olmadığı bir yerde ne kadınerkek eşitliği olur, ne adalet olur, ne insan hakları olur, ne insana saygı olur” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, belgelerin sahte olduğu iddiasının sorulması üzerine ise “İlk açıklamadan bu yana bütün stratejilerimiz tuttu. Kim hangi ko nuşmayı yapacak, o da bizim düşündüğümüz süre içinde gerçekleşti. Şimdi bir adımımız daha kaldı. Onu da bugün yarın gerçekleştireceğiz” dedi. Sarraf tepkisi CHP lideri, Rıza Sarraf’ın itiraflarıyla ilgili soruya da şu sözlerle yanıt verdi: “Haysiyetli insanların, Zarrab davasından sonra bulundukları makamlardan ayrılması lazım. Düne kadar Zarrab’ı devlet protokolüne oturttular. Bir de biliyorsunuz Fesli Deli Kadir vardı o da devlet protokolündeydi. Şimdi Zarrab düşman oldu; çünkü itirafçı oldu. Adam rüşvet vermiş. Hepimiz biliyoruz. Rüşvet alanlar da belli, koruyanlar da belli. Onun için dedim haysiyeti ve onuru olanların görevlerin den ayrılması lazım. Hırsızlık meselesi bir Türkiye meselesi değil... Beni üzen nokta olay Türkiye’de oluyor, hepimiz biliyoruz. Olayı kapatıyoruz... Şimdi ABD’de yargılanıyor, bizim bakanlar, rüşvet alanlar burada. Bu ülkenin adaleti, mahkemesi yok mu? O dosyalarda ‘burada bir şey yoktur’ diyen savcılar, davaları kapatan hâkimler... Gelecekte çocuklarına hesap veremeyecekler. Emin olun o çocuklar babalarından utanacaklardır.” Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “skandal” olarak nitelendirdiği kadına şiddet konusundaki sözleriyle ilgili, “Söylemek istediğim şuydu; ekonomik nedenler kadına yönelik şiddetin oluşmasında yüzde 15. Az bir oran değil” dedi. l İSTANBUL Gerçeğin Aynasıdır Hayal Ankara’da önemli bir “olay”ın eylemli tanıklarıyız. Eylemli demem abartı sayılmamalı; çünkü hem sunulan tebliğlerin öyle ya da böyle devrimle, değişimle ilişkili olmaları, hem de tartışmaların, konuşmaların entelektüel derinliği korumaları, kavgayı değil çözümü aramaları bu iddiamın kanıtıdır. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nden söz ediyorum. Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin 15’incisi gerçekleştirilen Kongresi, siyasal koşulların ağır, çok yönlü baskısı altında yapıldığı için, sıkıntıların, belki de o sıkıntıların tahrik ettiği umudun salonlarda hissedildiği bir kongre oldu. HHH Thomas Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı çalışmasında bilim alanındaki gelişmeleri “devrim” olarak nitelerken, onları sosyal devrimlere benzetir. Anahtar sözcüğü “devrim”dir. Kuhn, bilimsel gelişmeyi, bilimin tarihini doğrusal ya da birikime dayalı göstermek yönündeki eğilime karşı çıkar; bu bakış açısının bilimde devrimleri gizlediğini, görünmez hale getirdiğini vurgular. Alıntısız, anladığımı yazayım; kullanmaktan hoşlandığı kavramla bir “paradigma”, öncekini inkâr ederek ve içererek, bir başka boyutta onun yerini alırken, hâlâ kullanımda olan geçmişi “kesin olarak” tarihe gömer. “Yanlışlanabilir olmayı” değil, kuşkuyu kendisi için ihmal etmeden yeni bir aşamayı haber veren bilimsel devrim, örneğin Kopernik, Newton, Lavosier, Einstein ve sonrası devrimlerle gelişerek tarihselleşir. Bu “kesin olarak” sözcüğünün sosyal devrimlerde çok da yerinde olmadığını biliyoruz. HHH Ama kötümser olmak için fazla gerekçemiz yoktur: Sosyal devrimlerin itici güçlerinin, siyasal gelişmelerle etkileşimi; sınıfsal bilinçlenme ivmesinin güncel gelişmelerle artması iyimserliğimizin kaynağı olabilir. Sosyal devrimlerin insanlığın hafızasında sağlam bir yerinin olduğu kesin. Bu da bize biraz önce inkâr ettiğim, determinizmle karıştırmamak koşuluyla, “kesin olarak” ifadesine geri dönme imkânı verir: Fransız Devrimi’nin aşılması neredeyse bir yüzyılı buldu. Aynı şekilde Paris Komünü belki de hâlâ “yaşayan” en önemli devrimdir. Nedenleri tartışmalı büyük yenilgiye karşın Ekim Devrimi o birikimin en önemli parçasıdır. HHH Devrim, tarihsel birikimin, yoğun çabanın mümkün kıldığı, öznelle nesnel buluştuğunda gerçekleşecek değişim sürecidir. Sosyal devrim bir süreçtir; siyasal devrime dönüşür, onun öncelikli hallerinden birisi olan iktidar değişikliği ile de kelimenin tam anlamıyla kendini var eder. Böyle zamanlarda dönüp bakmak aklımıza gelmeyecektir. Ama işte şimdi yaşadığımız sürece dönüp bakma zamanı geldi. Şu sıralarda Türkiye bir sosyal devrimin içindedir; meşruiyetini halkın artan katılımından, oylamalardan alan siyasal devrime doğru hızla giderken, kelimenin en geniş anlamında yasal iktidar değişimi sorununu da önüne koymuş bulunuyor. HHH Sanırım, çoktandır içinde bulunduğumuz sosyal devrimin siyasal devrime dönüşebileceği konusundaki iyimserliğim, iktidar sorununun hemen kapının önünde olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor. İktidarın “yönetememek”le ilgili olduğunu öğrenmiştik; ve işte yönetemiyorlar. Öteki parça, “yönetebilir” durumda olmak ise biliyoruz üzerinde en fazla kafa yorulması gereken konudur. HHH Sosyal Bilimler Kongresi’nden, bu önemli olaydan bana kalan güçlü bir iyimserlik oldu. Karanlığın tüm çabalarına karşın entelektüel çabanın sürmesi; sosyal devrim, siyasal devrim, iktidar ilişkisinin güçlendiğini gösteriyor. Hayal mi kuruyorum? Gerçekçi bir iyimserlikle hayal kumak arasında uzun bir mesafe yoktur. İyidir hayal kurmak. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nu ‘fırsatçılık’la suçladı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “açıkladığı belgelerle fırsatçılık yaptığını” ileri sürdü. Elindeki belgeleri “istismar etmek yerine derhal yargıya vermesi gerektiğini” söyleyen Bahçeli, CHP’nin konuyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talebinin de “beyhude bir beklenti ve kriz temennisi olduğunu” iddia etti. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Rıza Sarraf ile ilgili olarak yeniden “şarlatan, karanlık ve kaçakçı” nitelendirmesinde bulunarak “Sarraf’ın mahkemeye çıkarılmasına paralel bir şekilde Kılıçdaroğlu’nun böyle bir iddiayı gündeme taşımasının kuşku verici, kafa karıştırıcı bir muamma olduğunu” ileri sürdü. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun elindeki belgelerin ne kadar doğru, ne kadar sahte olduğunun şu an için belirsizliğini koruduğunu söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle