09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 1 Aralık 2017 haber 2 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Test yaptırmaktan korkmayın Türkiye’de ölüm oranları azaldı, fakat HIV enfekte vaka sayısında artış var 2 MİLYON AIDS’Lİ ÇOCUK Alman çocuklara yardım örgütü SOS Çocuk Köyü sözcüsü Louay Yassin, yaptığı açıklamada, dünya genelinde 2 milyonun üzerinde AIDS hastası çocuğun ancak yarısından çok daha azının gerekli tedavileri görebildiğini belirtti. HIV konusunda farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirilen “Kendin İçin 1 Ara’lık” kampanyası, sosyal medyada 17 milyon kişiye ulaştı. 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, konuşan HIV/AIDS Korunma ve Eğitim Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal dünyada 35 milyondan fazla kişinin HIV ile yaşadığını anımsata rak “Bugüne dek 34.9 milyon kişi hayatını kaybetti. HIV ile yaşayan bireylerin test ve tedavi olması kadar korunmak da bu has talığın önlenmesinde büyük rol oynuyor” dedi. Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal da Türkiye’de ölüm oranları azalmış olmakla birlikte HIV enfekte vaka sayısında artış görüldüğünü, özellikle genç nüfustaki artışın dikkat çekici olduğunu anlattı. Türk Klinik Mikrobiyolo ji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nden Doç. Dr. Asuman İnan da damgalanma korkusuna dikkat çekerek “Damgalanma korkusu bireylerin, test yaptırmaktan, sağlık kuruluşlarına başvurmaktan, tedavi almaktan, partnerlerini uyarmaktan kaçınmasına, dolayısıyla hastalığın geç döneminde tanı konulmasına ve yayılmasına yol açmaktadır. Yani ayrımcılık ve damgalama yapılan kişinin siz ya da sevdikleriniz olması da mümkündür” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Türk devrimi ve demokratik paradigmalar20/1 sonuç1 Değerli gazeteciyazar Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen’le yaptığı nehir söyleşide kullandığı paradigmalar üzerine yaptığımız bir tartışmanın (şimdilik) son yazısının ilki bu. HHH Aslanbay, Ali Sirmen’in anı ve çözümlemelerini aktardığı kitabında, Cumhuriyet tarihini, Doğan Avcıoğlu’nun “Tepeden İnmeci” Atatürkçü/Sol yöntemi ile Küçükömer’in solu sağ, sağı sol gören, dincilerden demokrasi bekleyen yanlış paradigmalarına hapsederek irdelediği için eleştirmiştim. “Ümit Aslanbay’ın Sunuş bölümünde ‘Doğan Avcıoğluİdris Küçükömer modelleri arasındaki kavga’ dediği ve söyleşinin teorik çerçevesi olarak sunduğu yaklaşım, her iki model de yanlış önermelerden oluştuğu ve demokratik seçeneği dışarda bıraktığı için, eksik, dolayısıyla da yanlış! s. 8.” dedim. Buna karşılık Aslanbay verdiği yanıtta, “Hocam, ‘demokrasinin’ olduğu şemayı, temsil eden insanları bize gösterin orada yer alalım. Tarihte ve bugün de onu savunalım. Demokrasi, hele hele bugün, ne olduğunu, nasıl olacağına daha fazla idrak edilmiş, önemini çok daha iyi kavramış olarak savunacağımız tek payda. Bir diğer kavram da, bana göre yine sizin neredeyse 40 yıl önce diyeceğim, isabetle belirttiğiniz gibi (Ama orada da bugün anladığımız demokrasi, kurduğunuz onlarca model ve şemada yok! Olması da mümkün değil çünkü); Atatürk ve onun kazandırdıklarıdır. Siz 12 Eylül sonrasında 1981 yılında basılan kitabınızda Kemalizmi (Atatürkçülüğü) överken, şunları söylüyorsunuz: ‘Burada Duverger’in sorduğu asıl soru, bizim açımızdan, Atatürkçü çizginin yani Kemalist ideolojinin, demokrasi yolunda başarılı olup olmayacağıdır. ... Türkiye’de demokrasinin yaşatılması, yalnız kendi toplumumuzun değil, hem ‘mazlum milletlerin’, hem de Batı ülkelerini kapsayan bir biçimde tüm insanlığın sorunu durumuna gelmiştir’* Katılmamak mümkün değil. Çünkü hâlâ oradayız. İşin ilginci Avcıoğlu da bunları söylüyordu, yazıyordu” diyordu. HHH Aslanbay’ın özellikle bu son çözümlemesi, benimle arasındaki paradigma farkını önemli ölçüde kapatan bazı özellikler içeriyordu. Benim “GelenekçiLiberaller” ile “DevletçiSeçkinciler” paradigmam ve edebiyat çözümlemelerinde kullandığım “GelenekçiLiberaller”e dahil olan “Tahirîler” ile “DevletçiSeçkinciler” çizgisindeki “Eyyubîler” modelleri açılarından, Aslanbay’ın AvcıoğluKüçükömer paradigmasının değerlendirmesini pazar günkü yazımda yapacağım. DİREN CUMHURİYET... DİREN LAİKLİK... DİREN DEMOKRASİ! T. (0212) 212 99 70 W. www.soysal.com.tr E. [email protected] PerakendeGunleri PGSoysal perakendegunleri SAHTE RAPORLA MEMUR OLACAKTI ‘Şeker gibi planı’ doktor bozdu Adana’da sağlık sorunu olmayan 39 yaşındaki Selda U.’nun, kamu kuruluşlarının engelli kadrosunda memur olmak için uyguladığı planı, sağlık raporu almak için gittiği doktor bozdu. Selda U., evrakta sahtecilik suçundan sabıkalı bir kişinin yönlendirmesiyle şeker hastası olduğunu söyleyerek rapor almak için Kadirli Devlet Hastanesi’ne gidip, kendi kanı yerine şeker hastası olan komşusu 49 yaşındaki Aysel Ç.’nin kanının alınmasını sağladı. Görevli doktor ise rapordaki değerlere sahip olan bir hastanın ayakta duramayacağını, testte yanlışlık olabileceğini düşünerek yeniden kan alınmasını istedi. Bunun üzerine Selda U.’dan yeniden kan alındı. Kadının bu kez şeker oranı normal çıktı. Doktor, durumdan şüphelenip polisi aradı. Selda U. ile birlikte Aysel Ç. ve Mehmet Gökhan E., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra soruşturmanın yürütüldüğü Osmaniye Kadirli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle