04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Kasım 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET Dışarıdaki dayanışma441 GÜN SONRA TAHLİYE EDİLEN İNAN KIZILKAYA, CUMHURİYET’E KONUŞTU SEYHAN AVŞAR Kapatılan Özgür Gündem gazetesi sorumlu yazıişleri müdürü İnan Kızılkaya, 441 günlük tutukluluğun ardından üç gün önce özgürlüğüne kavuştu. Hakkında süren 92 dava var. Kızılkaya, “Tahliye edildim ama buruk bir sevinç yaşadım. O gün Cumhuriyet davası vardı. Cumhuriyetçilerin tahliye edilmemesi beni üzdü” diyor. Cezaevinde karıncaların, böceklerin, bir köşede yeşeren otların çok kıymetli olduğunu anlatıyor: “Dışarda belki de hiç göze çarpmayacak bir karınca, içerde yaşamı hissettiriyor. Hayat buymuş deyip, sarılmak istiyorsun. O karıncaya basmamak için yolunu değiştiriyorsun. Bir gün küçük bir serçe cama çarparak öldü. Bir dostumu kaybetmiş gibi üzüldüm....” n Özgür Gündem’le dayanışma kampanyasından söz eder misiniz? Özgür Gündem’in üzerinde çok büyük bir baskı vardı. Bu baskıyı tek başımıza değil, basın özgürlüğü savunucuları ile göğüslemek istedik. Sembolik bir kampanya başlattık. Bu kampanya müthiş bir ses çıkardı. Biz bile bu kadar ses getirmesini beklemiyorduk. Demek ki böyle bir açlık varmış. Toplumda niteliksel bir sıçramaya neden oldu. Daha önceden açılan soruşturmalara ifade vermeye vs. tek başımıza gidiyorduk. Ama senin yanında meslektaşların olunca kendini güçlü hissediyorsun çünkü onlardan güç alıyorsun. n Duruşmalarda tecrit altında olduğunuzu ve işkenceye uğradığınızı söylediniz... İnsan onurunu kırmaya yönelik olan çıplak aramaya maruz kalıyorduk. En basit sosyal ihtiyaçlarımız karşılanmıyordu. İlk başlarda kitap, gazete ve dergi yoktu. Memurların tavırları ise hiç hoş değildi. Memurlar insanı ezmeye, iradesini kırmaya ve teslim almaya çalışıyorlar. 24 saat boşsunuz yapılacak hiçbir şey yok. Ne yapacaksınız, şarkı mı söyleyecekseniz? Sesiniz de güzel değilse şansınız yok. (Gülümsüyor) ‘Beyaz ölüm’ denilen tecridi yaşıyorduk. Zaten tecridin amacı da sosyal hayatını yok etmek. Avukatınız geliyor. Görüş kabininde gidene kadar çeşitli tacizlere maruz kalıyorsunuz. 24 saat kamera ile gözetleniyorsunuz. Daha sonra yerim değiştirildi. Aynı davadan yargılandığım insanların yanına getirildim. Tabii onları göremiyordum. Ama mazgallardan birbirimize sesleniyorduk. Onların moral ve direnci bana güç verdi. Böcekler ve karıncalar n En çok neyi özlediniz? Toprağa ve salaş bir kahvehanede tavla oynamaya özlem duy içeriyi besliyor Cezaevinde ayağımı bastığım her yer betondu. Küçük böcekler ya da karıncalar görüyordum. Normalde umursamadığımız böcek ve karınca insana yaşamı hissettiriyor. Hayat buymuş deyip, sarılmak istiyorsun. Basın meslek örgütleri, insan hakları aktivistleri, sivil toplum örgütleri sürekli dayanışma içinde oldular. Belki sayıları azdı ama çıkardıkları ses çoktu. Bu ses Silivri Cezaevi’nin duvarlarına vuruyordu. Vedat ARIK Salaş bir kahvehanede tavla oynamayı özlediğini söyleyen İnan Kızılkaya ile Taksim’de buluştuk. Tavla oynayıp sohbet ettik. dum. Ayağımı bastığım her yer betondu. Her taraf beton olduğu için küçük küçük böcekler ya da karıncalar görüyordum. Normalde umursamadığımız böcek ve karınca insana yaşamı hissettiriyor. Hayat buymuş deyip, sarılmak istiyorsun. O karıncaya basmamak için yolunu değiştiriyorsun. Sonra havalandırmada küçük yosunlar çıkıyordu. O yosunlara su verip, besliyordum. Yanına destekleyici bir şeyler koyuyordum ki yosunlar büzülmesin. Bir ara yemeklik soğan almıştım. O soğan hücremin bulunduğu merdivenin altında yeşerdi, boy verdi. O müthiş bir şeydi. Yeşillik görüyordum. Sonra serçe sürüleri geliyordu. Bir gün küçük bir serçe cama çarparak öldü. Bir dostumu kaybetmiş gibi üzüldüm. Bir de HDP Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan saldırı beni çok üzdü. Ölümden sonra bile seni rahat bırakıyorlar. Bu hiçbir inanca uygun değil. Korkunç bir şeydi yaşanan. Hiçbir gazeteci gömülemeyen bir cenaze haberi yapmak istemez. Ahmet gidince üzüldüm n Ahmet Şık ile koğuş arkadaşlığı yaptınız... Ahmet Şık benim yanıma verilmeden 4.5 ay önce benimle aynı koğuşta kalan Özgür Gündem Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya tahliye edilmişti. 18 gün Ahmet geldi yanıma. Benim için çok mutlu olduğum, güzel bir şeydi Ahmet’in gelişi. Onun gelmesi ile beraber bir soluk aldım. Daha sonra Ahmet dilekçe yazıp, kendi arkadaşlarının yanına geçti. Onun gidişi ise beni çok üzdü. Cumhuriyet gazetesi çalışanlarıyla ya da Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel ile aynı koğuşta kalmayı çok isterdim. Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde bir gazete çıkarılacak olsaydı, Türkiye’nin en iyi gazetesi olacağına eminim. Habere dayalı müthiş tartışmalar olurdu. Bu arada Turhan Günay sayesinde cezaevinde bir kitap artışı yaşandı. Bu büyük bir mutluluktu bizler için. Annem moral verdi n Aileniz için tutuklu bulunduğunuz günler nasıl geçti? Ailem Erzurum’da yaşıyor. Onlar içinde zorlu bir süreçti. Annemin yaşlı olması nedeniyle görüşlerime gelmesini istemiyordum. Ama beni dinlemeyip, görüşüme ve mahkemeye geldi. Annem dik duruşlu, cesur biri. Bana moral verip destek oldu. Bana, ‘Sen yanlış bir şey yapmadın. Haklısın. Sadece işini yaptın. Mesleğini savun. Bugünler de geçecek’ dedi. Nerdeyse sen geri adım atarsan sütümü helal etmem diyecek noktaya geldi. n Dışarda olmak nasıl? Aslında şu an dışarda olmak çok zor. Her an tutuklanabilirim psikolojisi yaşıyor insan. Dışardaki dayanışma ise, içerdeki insanı besleyip ayakta tutuyor. Basın meslek örgütleri, insan hakları aktivistleri, sivil toplum örgütleri benimle sürekli bir dayanışma içerisinde oldular. Belki sayıları azdı ama çıkardıkları ses çoktu. Bu ses Silivri Cezaevi’nin duvarlarına vuruyordu. Dayanışmayı büyüten ve ses veren herkese çok teşekkür ederim. Üç koldan saldırı var TGS yöneticileriyle görüşen Kılıçdaroğlu: Gazeteciler cezalandırılıyor, medya patronları tehdit ediliyor, finansal denetimlerle gazetelere ağır cezalar veriliyor İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticilerini kabul etti. TGS Başkanı Gökhan Durmuş, yaşanan süreçte gazetecilerin yaşadığı sıkıntıları yüksek sesle duyurabilme amacıyla Gazeteciler Konferansı yapmayı planladıklarını belirterek, Kılıçdaroğlu’nu davet etti. Kılıçdaroğlu, konferansa destek ve açış konuşması sözü verdi. “20 Temmuz sivil darbesinin” en çok medya mensuplarını etkilediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ciddi sorunlar var. Gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Medyaya dönük uygulamalar, Türkiye’yi dünyanın gündemine taşıdı. Bu gelecek açısından ciddi endişe yaratıyor” dedi. Kılıçdaroğlu tüm tutuklu gazetecilerin serbest kalması gerektiğini kaydetti. Türkiye’de daha Kılıçdaroğlu, TGS Başkanı Durmuş ve Ankara Şubesi yöneticileriyle görüştü. önce cumhurbaşkanı, başbakan veya bakanlar hakkında haberler yapıldığını ve kimsenin hapse atılmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bugün gazeteciler haber yapma, yazı yazma konusunda büyük kaygı taşıyor. Gazetecilerin otosansür uyguladıkları bir süreç yaşanıyor. Medya patronların üzerinde de ciddi baskılar var” diye konuştu. Medya dünyasına üç ayrı kanaldan baskı yapıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlki; gazeteciler cezalandırılıyor, ikincisi medya patronları tehdit ediliyor, son olarak da finansal denetimlerle gazetelere ağır cezalar veriliyor. Bu üç ayrı koldan muhalif medya organları susturulmak isteniyor” diye konuştu. Hiçbir darbe döneminde medyanın bu kadar çok sıkıntı yaşamadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, her kesimde olduğu gibi özellikle 20 Temmuz’un ardından medyanın da ayrıştırıldığını ve kutuplaştırıldığını belirtti. Yandaş medyaya her türlü destek sağlanırken, iktidarın beğenmediği gazete ve televizyonlara sansür uygulandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Türk Hava Yolları (THY) örneğini vererek, muhalif gazetelerin uçaklarda verilmediğini anımsattı. Güvenecek yapı kalmadı Medyanın yaşadığı tüm sıkıntılarda hükümete güç veren temel unsurun medya mensuplarının sendikasızlaştırılması olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Gazetecilerin sendikalardan dışlanması farklı bir sürecin yaşanmasına yol açtı. Gazetecilerin güveneceği bir yapı kalmadı” diye konuştu. l ANKARA haber 11 Siz hiç taciz edildiniz mi? Gidin ve herhangi bir kadına sorun, hiç taciz edilmiş mi? cadı gibi yakıyorlar. Mahremiyet ve mülkiyet... İktidar denilen illet, bu iki ze Cesaretini toplarsa mutlaka hirli değerin hoyratlığında in anlatacak bir hikâyesi olacaktır. sanları birbirinden ayırdıkça Bir de herhangi bir erkeğe so ayırıyor. run, hiç kimseyi taciz etmiş mi? Ve aradaki boşluğa çörekle Onun cesareti ve anlatacak nip güdüleri kontrol altına alan bir hikâyesi muhtemelen hiç ol ve insana değil, sadece ken mayacaktır. di varlığına yarayan politikalar Cennet gibi algılanan bir er üretiyor. keklik cehenneminde... Sonrası... Bir insanı sevmenin ve onun Kendi bedeninden korkan ve la sevişmenin gerçek değerini sevişmeyi suç ve günah sanan hiç bilemeden... bireylerin algılarında hiç iyileş Zayıf gördükleri tüm değerleri meyen yaralar... incite incite var olmayı güç sa Kendi eliyle örflerden ve nan erkekler... âdetlerden ve dinlerden ördü Ve erkeklere bahşedilmiş o ğü kozaların içinde sıkışıp ka geniş ülkede kendi içine sakla lan insanlar... na saklana küçülerek yaşamayı Sevmeyi ve sevişmeyi çok kader sanan kadınlar... tan unutanlar... Hepsi aslında farklı yerlerinde Neticede akademik bir cinsel aynı yarayı taşımaktalar. taciz araştırmasında korkunç İster kadın, ister erkek bede birer rakamlar. ninde doğun. Bu ülkede kadınların yüzde Cinsel hayatınızı nasıl yaşa 93’ü hayatlarında en az bir kez yacağınız... cinsel tacize uğramış. Kiminle ne zaman ve nasıl Bu ne demek? sevişeceğiniz... Evdeki anneniz demek. Bak Nelerden utanacağınız, neler kalın karısı demek. Okulda le böbürleneceğiniz... ki öğretmen demek. Kürsüde Nerde durup, nerede ilerleye ki hâkim demek. Köşede çiçek ceğiniz.... satan kadın demek. Meclis’teki Tüm bunlar sizin gerçekle milletvekili demek. Yani gözü rinizden ve isteklerinizden ba nüze değen her kadın demek. ğımsız sınırlarla ta en baştan Her yaştan, her sosyal sınıf toplum tarafından belirleniyor. tan, her akıldan, her fikirden, Aklınız ve bedeniniz küçük her çevreden... yaşlardan itibaren cinselliğinizi Peki, kimdir bunca kadını ta hedefleyen korku ve yasaklarla ciz eden? mühürleniyor. Evdeki babanız. Karşıda O mührün gölgesinde önce ki bakkalınız. Okuldaki öğret kendinize, sonra her şeye ya men. Kürsüdeki hâkim. Köşe bancılaşıyorsunuz. deki kestaneci. Meclis’teki mil Cinselliğinizle ilgili izin verilen letvekili. ve verilmeyen şeyleri, mantığı Hadi yine ayağa kalksın ülke. nı sorgulamadan normal karşı Bir araştırmanın sonuçları bu lıyorsunuz. ülkede yaşayan kadınların yüz Sevişmeyi ve hatta sevme de 93’ünün cinsel tacize uğra yi toplumsal değerlerin onayına dığını gösterdi diye... tabi belliyorsunuz. Hararetle tartışalım... Kızsanız, aklınıza memeleri Taciz nedir, tecavüz nedir? nizden utanmayı sokuyorlar. Erkeklik kadınlığı en hassas Erkekseniz pipinizle gurur yerlerinden neden mütemadi duymayı. yen incitir? Başka cinsel yönelimler ola Yüzde 93 ne kadar gerçek bileceğinden bahis bile açmı çidir? yorlar. Ve hiç düşünmeyelim.... Cinsellikle ilgili farklı olmayı Şu geri kalan yüzde 7... göze alanı ortak bilinç ateşinde Onlar kimdir, kim değildir? Aydoğan işten atıldı Gezi Parkı gösterileri sırasında polisin attığı biber gazı kapsülü sonucu yaralanan Aydın Aydoğan, Beşiktaş Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü “Dosteller” birimindeki işinden çıkartıldı. Belediyedeki birtakım haksızlıklara karşı çıktığı için işten atıldığını öne süren Aydoğan, “Hakkımızı aramaya devam edeceğiz” dedi. Beşiktaş Belediyesi’ndeki işlerinden atılan Aydın Aydoğan ve bir grup işçi, dün Beşiktaş Belediye önünde bir araya geldi. Belediye önünde basın açıklamasını okuyan Aydoğan, “3 ay önce burada 58 kişi işten çıkarılmış ve yerine başka insanlar alınmıştır. İşe alınanların birçoğu başkanın akrabaları ve hemşerileri olduğu anlaşılınca eski çalışanlar üzerinde baskı oluşturulmaya başlandı. İşe gelmeden maaş alanlara müdahale edince 21 Temmuz’da belediye binasında 5 kişi tarafndan darp edildim ve bu savcılık dosyasına yansıdı” dedi. İşten çıkarılma gerekçe sini devamsızlık olarak gösterildiğini ancak buna karşı hastane raporlarını sunduğunu söyleyen Aydoğan, “Sigortaya çıkışımı emre itaatsizlik diye bildiriyorlar. Burada işsizlik ödeneği almayayım diye yanlış bildirimde bulunuluyor” diye konuştu. Belediye: İlgimiz yok Beşiktaş Belediyesi ise yaptığı yazılı açıklama ile iddialara yanıt verdi. Aydoğan’ın hizmet alımı yapan firma tarafından işten çıkarıldığı ve kendisine yapılan tebligatı kabul etmediği belirtilen açıklamada, “Ne Beşiktaş Belediye Başkanı Sayın Av. Murat Hazinedar ne de kurumumuzun herhangi bir biriminin iş akdi feshi ile bir ilgi ve alakası yoktur. Kurumumuzdan ne 3 ay önce ne de sonrasında toplu olarak nedensiz ve gerekçesiz personel çıkartılması olmamıştır. Gerekli adli yollara başvurulacaktır” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Küçükkaya’ya 5 yıl istendi Gazeteci İsmail Küçükkaya ile Avukat Fidel Okan hakkında, “Kamu görevlisine alenen hakaret” ve “Türkiye Cumhuriyeti kurum ve organlarını alenen aşağılama” gerekçesiyle 1 yıl 6 aydan 5’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Küçükkaya, Fox TV’de sunduğu Çalar Saat programında Bakan Kaya’nın eşinin telefonundan FETÖ’nün haberleşme programı ByLock çıktığını, çiftin bu sebep ten dolayı boşandığını öne sürmüştü. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, avukatı aracılığıyla Bakırköy Adalet Sarayı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Bakan Kaya ve eşiyle ilgili sözlerine ilişkin İsmail Küçükkaya ve Fidel Okan hakkında soruşturma başlatılmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle