04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 27 Kasım 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ CAZİBESİ KALMADI ekonomi 9 Doğu ve Güneydoğu’daki 23 il için geçen yıl açıklanan ‘Cazibe Merkezleri’ programında bir arpa boyu yol gidilemedi. Yatırımcının umudu tükeniyor Hükümetin, Doğu ve Güneydoğu Anado konusunda bir nebze de olsa mesafe kaydedilmesi bekleniyordu. lu bölgelerindeki 23 il Yatırımlara verilecek de süper teşvikler diye destekler için 2017 yı 2016 Eylül ayında tanıttığı ‘Cazibe Merkezleri’ programında henüz bir ŞEHRİBAN KIRAÇ lı bütçesinden de kaynak ayrılmıştı. Cazibe Merkezlerinin koordinasyo ilerleme sağlanamadı. Toplam nu ilk olarak Kalkınma Baka 92 milyar liralık yatırım ve 365 nı Lütfi Elvan’a verilmişti. Baş bin kişilik istihdam öngören vurular için öngörülen süre dol yatırım başvurularının geçen duktan sonra ise Başbakan Yar ağustos ayında Başbakan Bina dımcılığı bünyesindeki, Kalkın li Yıldırım tarafından açıklan ma Bankası’nın uzmanları sa ması bekleniyordu. Ancak, 24 haya inerek başvuruların tama Ocak27 Şubat döneminde yapı mını yatırım yeri ve firma ba lan başvurulara ilişkin aradan zında incelemeye tabi tuttu. Bu geçen sürede herhangi bir açık incelemeler de geçen haziran lama yapılmadı. Bu durum yatı ayında tamamlanarak sonuçlar rım için başvuran iş insanlarını Başbakanlık’a iletildi. Bu süreç da umutsuzluğa sevk etti. te, kabinede yapılan değişikli Yatırımlar ertelendi ğin ardından, 8 Ağustos’ta Başbakanlık Genelgesi ile Cazibe Bölgedeki iş insanları Cazibe Merkezleri programının koordi Merkezleri programının tama nasyonu görevi Başbakan Yar men rafa kalkabileceğini ifade dımcısı Fikri Işık’a bağlandı. ediyor. Ayrıca bu programı bekleyen birçok iş insanı da yatırı Rafa kalkabilir mını erteledi. Bu sürenin uza Diyarbakır Sanayici ve İş İn ması da her geçen gün 23 ile ek sanları Derneği (DİSİAD) Yö si yazıyor. Doğu ve Güneydo netim Kurulu Başkanı Burç ğu’daki illerin neredeyse hep Baysal, ‘Cazibe Merkezle sinde her dört kişiden biri işsiz. ri’ programının sonuçlarının Programla en azından işsizlik açıklanmaması nedeniyle her kesin kaybettiğini vurgulaya rak, “Birçok üyemiz programı beklediği için yapacakları bir çok yatırımı da erteledi. En tegre tesise dönmek için bel ki teşvik olur beklentisi vardı. Artık programın uygulanaca ğına dönük umut da kalmadı” Şeref diye konuştu. Fayat Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Muhatap bulamıyoruz Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, n Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Şeref Fayat, Cazibe Merkezleri prog Tunceli ve Van’ı kapsayan programla verilmesi hedeflenen bazı destekler şöyle: ramı ve devam eden 6. Böl n Yatırımcılara Hazine arazi ge teşvikleri arasında bir ko si dahil yatırım yeri tah ordinasyonsuzluk olduğunu sisi. belirterek, birinin Ekonomi diğerinin Kalkınma Bakanlığı’nda olduğunu bunun giderilmesi gerektiğini söyledi. Sürecin uzamasından dolayı umutsuzluğun da arttığını dile getiren Fayat, “Başvuran projelerin üçte biri bile kabul edilse ciddi bir yatırım. Ayrıca bu yıl için 1 milyar civarında bütçe ayrıldı, bu çok yetersiz. Ankara’da n TOKİ aracılığıyla bina inşaatı. n 10 milyon liraya kadar faizsiz yatırım desteği. n Üretim yerini kapsamdaki illere taşıyanlara 1 milyon liraya muhattap bulmak mümkün kadar değil. Bizim yönetim kurulu des üyelerimiz dahil kimden nasıl tek. cevap alabileceğini bulabilen yok” diye konuştu. Burç Baysal Belirsizlik giderilmeli Van Ticaret Ve Sanayi Odası Başkan Necdet Takva, Cazibe Merkezleri programı kapsamında Van’da 200 firmanın 2 milyar TL yatırım başvurusu olduğunu belirterek, “Bir yılı aşkın süredir bekliyoruz. Bu belirsizliğin giderilmesi gerekiyor. 23 ildeki ya Necdet tırımlar buna endeksTakva lenmiş. Artık beklen tiyi karşılayacak hızda hareket edilme li” dedi. Takva, program için 2017’de yaklaşık 1.5 milyar TL bütçe ayrıldığını anımsatarak, en azından her kent için 23 projenin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Şu anda mevcut yatırımların da ertelendiğini, bir yıldır herkesin beklenti içinde olduğunu anlatan Takva, “Hükümetin bütün hazırlıkları tamamlayıp sonra bu programı açıklaması gerekiyordu. Ancak maalesef bizde önce açıklama yapılıyor, sonra mevzuat, altyapı çalışmalarına bakılıyor. Yıl bitmeden sonuçların açıklanmasını istiyoruz” diye konuştu. Sekiz aydır yanıt yok Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, Başbakan’ın, geçen yıl Diyarbakır’da açıkladığı ‘Cazibe Merkezi’ programı kapsamında kentte 375 firmanın toplam 6.5 milyarlık yatırım yapmak için sekiz ay önce yaptıkları başvuruya henüz yanıt verilmediğini söyledi. DHA’ya konuşan Sayar, “Cazibe merkezi programı tanıtıldığı zaman bir yatırım ortamının oluşmasını sağlanmıştı. Kamuözel sektör açısından önemli bir projeydi. Şubat ayında başvurular alınmaya baş landı. Diyarbakır ile birlik te toplam 23 ili kapsıyordu. Oluşan o olumlu atmosfer, Cazibe Merkezi programının açıklanmamasıyla beraber yatırımların önünde bir engel olmaya, yanı sıra yatırıcım lara bir belirsizlik yaşat masına neden oldu. Ca zibe Merkezi program larının ivedi bir şekilde açıklanması gerekiyor” dedi. Ahmet Sayar Başaran Ulusoy adaylıktan çekildi Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanlığını 1999’dan bu yana sürdüren Başaran Ulusoy, yeni dönemde başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Uzun bir süredir dünyada ve Türkiye’de yaşanan terör başta olmak üzere pek çok olumsuzluğun ve kanlı darbe girişiminin turizm sektörünü son derece sıkıntılı hale getirdiğine değinen Ulusoy, TÜRSAB’ın internet sitesinde yer alan uzun bir açıklama ile adaylıktan vazgeçtiğini duyurdu. “Şahsım başta olmak üzere, birliğin yönetiminde bulunan meslektaşlarımın ticari ilişkilerine dil uzatıldı” diyen Ulusoy, “Zaman zaman daha da ileriye gidilerek dedikodu malzemesi yapıldı. Peki, değer miydi arkadaşlar? Birliğin 23. Görev Dönemi Yönetim Kurulu Üyeliği adaylığından çekildiğimi bilgilerinize sunuyorum” dedi. Seçim ertelendi Öte yandan TÜRSAB cuma günü yaptığı 57 No’lu olağanüstü toplantısında alınan kararla TÜRSAB'ın 33. Olağan Genel Kurulu'nun ertelendiğini duyurdu. l Ekonomi Servisi TUSIAD DEIK’ten çıkarıldı DEİK ve İş Konseyleri Yönetmeliği’ne göre, kurulun kurucuları TOBB, Türkiye İhracatçılar Meclisi, MÜSİAD ve Türkiye Müteahhitler Birliği oldu TZOB: Çiftçinin borcu ertelensin Çiftçi, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçların ertelenmesine ilişkin kararnamenin Bakanlar Kurulu’ndan çıkmasını bekliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda çözüm bekleyen yapısal so runlarının yanı sıra finansmanın da çiftçiyi en fazla zorlayan konulardan biri olduğuna değinerek, kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin kararnamenin bir an evvel çıkması gerektiğini söyledi. Çiftçinin, ürünü yetiştirebilmek için sürekli para harcamasına karşın yılda ancak bir kez gelir elde ettiğine dikkat çeken Bayraktar, borcu borçla kapatmak durumunda kalan çiftçilerin artmasının, kredi borçlarını da artırdığını aktardı. Bayraktar, takibe düşmemesi için Ziraat Bankası tarafından cari faizle yapılandırılan borçların da erteleme kapsamına alınmasını istedi. l Ekonomi Servisi Ekonomi Bakanlığının Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve İş Konseyleri Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre, DEİK’in ana kurucuları Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Müteahhitler Birliği oldu. Yönetmelikte daha önce sadece DEİK kurucusu kurumlar vardı ancak yeni yönetmelikte kurucular arasında “ana kurucu” ve “kurucu kuruluşlar” ayrımı yapıldı. TÜSİAD önceki yönetmelikte kurucular arasında bulunurken, yeni yönetmelikte ne ana kurucular ne de kurucu kuruluşlar arasında yer aldı. DEİK 4 ana kurucu, 90 kurucu kuruluş olmak üzere 94 üye tarafından kurulmuş hale geldi. Bu kuruluşlar dışında DEİK’e üye olunabilecek. Bu şekilde üye olanlar ise “kurumsal üye” sayılacak. Bakan atayacak Ana kurucu kuruluşlar DEİK’e katkı payı ödeyecekler. Diğer kurucu kuruluşlar ise aidat ödeyecekler. İş Konseyi kurabilmek için 10 şirketin olması şartı getirildi. DEİK Yönetim Kurulu, Ekonomi Bakanı tarafından atanacak başkanla birlikte 35 üyeden oluşacak. İş Konseyleri başkanlarından 11, 4 ana kurucu kurumun başkanları olmak üzere 4 üye, diğer kurucu kuruluş ve kurumsal üyelerden dokuz üye, DEİK bütün üyelerinden on asil ve on yedek olmak üzere 34 kişi ve atanan başkandan oluşacak. Yönetim kurulu 4 yıl için seçilecek. l Ekonomi Servisi Dış politika ne işe yarar? “Şam yönetimiyle yakın temas olacak mı” sorusuna verilen “Siyasetin kapıları, son ana kadar her zaman açıktır” cevabını okuyunca, “bir ülkenin dış politikasında 10 yıldan kısa bir sürede bu kadar çok ‘U’ dönüşü yaşanır mı?” diye düşündüm. Bir anekdot Davutoğlu’nun, danışmanlıktan Dışişleri Bakanlığı’na yeni geçtiği günlerdeydi. ODTÜ’de yapılan bir uluslararası sempozyumda, Türkiye’nin dış politikası başlıklı oturumda, Davutoğlu, iki uluslararası ilişkiler uzmanı ve bir emekli büyükelçi ile panel paylaşıyordu. Panelistler sırayla Türkiye’nin stratejik önemini anlatan konuşmalar yaptılar. Soru cevap bölümünde dayanamayıp söz aldım, “Ne kadar önemli bir ülke olduğunu çok güzel anlattınız. Peki, Türkiye dış politikasına yön veren öncelikler sizce nelerdir” diye sordum ve ekledim “Örneğin, kimi ülkeler yeni kaynaklara, kimileri yeni mal ve yatırım pazarlarına ulaşmak ister. Kimileri, aralarında tarihsel düşmanlık olduğunu düşündükleri ülkelere karşı önlem almak ister... Türkiye dış politikasına yön verenler ne istiyor?” Çok sayıda ülkeden bilim insanlarının katıldığı bir toplantıda, “Strat ejik Derinlik” kitabındaki savları anlatsa alay konusu olabileceğini düşünerek mi, yoksa başka bir nedenden mi bilemiyorum ama Davutoğlu bu soruya cevap vermedi. Kısa bir suskunluk yaşandı, sonra emekli büyükelçi zayıf bir sesle “güvenlik” dedi. Halbuki bu sorunun, “güvenlik” kavramının dışında bir cevabı olabilirdi? Öyle ya ülkelerin dış politikalarını yürüten devletler, o ülkelerin sınıflar matrisinden kaynaklanan iktidar ilişkileri üzerinde şekillenirler. Kapitalist dünya ekonomisi içindeki bir ülkeden söz ediyorsak (ABD ya da Türkiye) o ülkedeki iktidar ilişkileriyle sermaye birikim süreci arasından yakın bir ilişki olacaktır. O zaman da dış politikayı, esas olarak bu sürecin yeniden üretim ve genişleme dinamikleri, gereksinimleri belirleyecektir. Bir dışişleri bakanı bu gereksinimleri özetleyemez mi? “Esas olarak” diye bir şerh koymamın nedeni de, ülkenin kapitalist sistem ve işbölümü içindeki yerine ilişkindir. Örneğin, ABD hegemonyacı konumundaki bir ülkeyken, Türkiye, birçok görece azgelişmiş ülke gibi Türkiye de “bağımlı” bir ülkedir. Türkiye’ye dönersek Türkiye devletinin dış politikasını da, Türkiye kapitalizminin yeniden üretim ve genişleme dinamiklerinin ve gereksinimlerinin belirlemesi gerekmez mi? Bu kapitalizmin kronik cari açık, birikim yetersizliği sorununun yönetilebilmesi, bu nedenle dış kaynak (sermaye) girişinin güvence içine alınması, bunun için de uluslararası finans kapitalin ülkenin ekonomik ve siyasi istikrarına olan güveninin korunması, dış poltikada önemli bir öncelik olsa gerekir. Ayrıca döviz getiren ihracat piyasaları açık kalmalı, üretim ve tüketim için gerekli enerji tedariki aksamamalıdır. Bunlar Türkiye’nin kapitalizminin yapısal (ekonomik, teknolojik, hatta askeri) özelliklerinden kaynaklanan kalıcı gereksinimlerdir. Bir hükümetten diğerine değişmesi de beklenemez. Nitekim AKP’ye gelene kadar, hemen tüm hükümetlerin birbirine benzer dış politika stratejileri izlemiş olmasının bir nedeni uluslararası siyasi bağımlılık ilişkileriyse bir diğeri de Türkiye kapitalizminin yapısal gereksinimlerdir. AKP 15 yıldır devleti yönetiyor. Ülke kapitalizminde o günden bu yana önemli yapısal değişimlerin yaşandığı (rant, komisyon, haraç ekonomisinin şişmesi ekonomik dışında) söylenemez. Öyleyse, AKP Türkiyesi’nin dış politikasındaki “U” dönüşlerinin nedenlerini, Türkiye kapitalizminin yeniden üretim ve genişleme gereksinimlerinin dışında aramak gerekiyor. Sakın bu “U” dönüşleri, Türkiye kapitalizminin gereksinimlerinden değil de, üretilen artı değerden, rant, komisyon, haraç, bağış gibi ekonomi dışı zora (dinci sadakatleri kullanmak, siyaset simsarlığı yapmak gibi) dayanan yöntemlerle payını alan asalak bir sınıfın devleti ele geçirdikten sonra, bu konumunu kaybetme korkusuyla konjonktüre göre değişen reflekslerinin ürünü olmasın? Altındaki sır TBMM’de Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki altın ticareti, CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak tarafından TBMM gündemine taşındı. Türkiye’nin 2017’nin dokuz ayında gerçekleştirdiği altın ithalatının, 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 281 artarak 13.2 milyar dolara çıktığını belirten Öztrak, en fazla altın ihracatı yapılan ülkenin ise BAE olduğuna dikkat çekti. Öztrak, 2016’nın dokuz ayında BAE’den yapılan altın ithalatı 1.8 milyar dolar iken, 2017’nin dokuz ayında bu rakamın ikiye katlanarak 4 milyar dolara çıkmasına ilişkin, “BAE ile yüksek miktarlarda parasal olmayan altın ihracat ve ithalatı izaha muhtaçtır” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle