25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA SCHULZ KOALİSYONA KAPIYI ARALADI Hıristiyan Birlik, Hür Demokratlar ve Yeşiller arasındaki koalisyon müzakereleri çökünce erken seçimin gündeme geldiği Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile görüşme kararı aldı. Eylül ayındaki genel seçimde son 70 yılın en düşük oyunu alınca muhalefette kalma kararı alan SPD, parti lideri Martin Schulz’un Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier ile görüşmesinin ardından tavır değiştirdi. Schulz, “Almanya ve Avrupa’ya sorumluluk duygusuyla” bu kararı aldıklarını belirterek görüşmelerde netleşecek hükümet formülünü üyelerinin oyuna sunduktan sonra uygulamaya koyacaklarını söyledi. Gelecek hafta Steinmeier’in nezaretinde CDU ve CSU liderleri Angela Merkel ve Horst Seehofer’le görüşmeler yapacaklarını belirten Schulz, koalisyona gidebilecekleri gibi Merkel liderliğinde bir azınlık hükümetine dışarıdan destek seçeneğinin de masada olduğunu kaydetti. Cumartesi 25 Kasım 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Sina’da camiye kanlı saldırı Mısır’ın Sina Yarımadası’nda dün bir camiye düzenlenen bombalı saldırıda en az 235 kişi yaşamını yitirdi, 109 kişi yaralandı. Saldırıdan sonra yaralılara ve ambulanslara ateş açıldığı haberleri de gündeme yansıdı. IŞİD ve bağlantılı grupların etkinliğini sürdürdüğü Kuzey Sina’nın Ariş bölgesine 40 kilometre mesafede yer alan Bir el Abed kasabasındaki Ravda Camisi’nde cuma namazının bitiminde düzenlenen saldırı, Mısır tarihinin en kitlesel katliamlarından biri olarak kayda geçti. Bomba nın patlatıldığı caminin bir Sufi camisi olduğu ve saldırının ardından 4 arazi aracından, camiden çıkanlara, yaralılara ve ambulanslara ateş açıldığı bildirildi. Üç günlük yas ilan edildi Saldırının ardından içişleri ve savunma bakanları ile istihbarat şefiyle olağanüstü güvenlik toplantısı yapan Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ülkede üç günlük yas ilan etti. Katliamı gerçekleştirenlere yönelik ağır yanıt verileceğini söyledi. Orduya bağlı ek güçlerin bölgeye gön eKncaaatlznia2vm3e5drkadişi i derildiği, geniş çaplı operasyonların başlatıldığı duyuruldu. Mısır devlet televizyonu, bölgeden kaçmaya çalışan saldırganların insansız hava araçlarıyla vurulduğunu da aktardı. Ülkede 2013’te Müslüman Kardeşler (İhvan) destekli Mursi yönetiminin darbeyle iktidardan indirilmesinin ardından halihazırda cihatçı yapıların etkin olduğu Sina’da saldırılarda da artış gö Şam’a göz rülüyor. Mısır ordusunun bölgede sık sık operasyonlar düzenlediği biliniyor. Sina Yarımadası’nda geçen temmuzda düzenlenen IŞİD’in üstlendiği saldırıda 24 kişi yaşamını yitirmişti. IŞİD militanları geçmişte de Sufileri hedef alan saldırılarda bulunmuştu. Saldırıya Türkiye’nin yanı sıra ABD, İran’ın da aralarında olduğu pek çok ülkeden tepki yağdı. kırptı BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Mistura, dün Moskova’da Dışişleri Bakanı Lavrov ile bir araya geldi. Muhaliflerin Esad’sız geçiş ısrarı sürüyor Suriye Arabistan’ın başkenti Riyad’da geçen çarşamba günü başlayan 2. Genişletilmiş Suriye Muhalifleri Toplantısı’nda, 28 Kasım’da Cenevre’de, Suriye’deki geçiş sürecinin ele alınacağı görüşmelere 50 kişilik ortak bir heyetle katılma kararı alındı. Suudi destekli Yüksek Müzakere Konseyi ve İstanbul merkezli Ulusal Koalisyon ile ortak delegasyon kararı alan Kahire grubunun temsilcisi Firas El Halidi, tüm grupların geçiş sürecinde Esad’ın iktidardan ayrılması konusunda hemfikir olduğunu vurguladı. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın da da katıldığı toplantıya temkinli yaklaşan Moskova grubunun, Esad’lı geçişe yeşil ışık yaktığı biliniyor. Toplantının son gününde Moskova’ya geçerek Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüşen Mistura, BM liderliğindeki Cenevre görüşmelerinde ana gündemin yeni bir Suriye anayasası olacağını vurguladı. Lavrov ise Suriye muhalefetini birleştirmek için Riyad’la birlikte çalıştıklarını belirtti. Flynn’den işbirliği sinyali ABD Başkanı Donald Trump’ın ba şı Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiği, seçim kampanyasından bazı isimlerin Rus yetkililer ile görüştüğü iddiaları ilgili dertten kurtulmuyor. New York Times’ta (NYT) yer alan habere göre, eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in avukatları Trump’ın hukuk ekibiyle bilgi paylaşmama kararı aldı. Gazetenin soruşturmaya yakın dört kaynağa dayandırdığı haberinde bu gelişmenin Flynn’in, Rusya ile ilgili iddiaları soruşturan Savcı Robert Mueller ile işbirliği yaptığını ya da bu yönde müzakereler yürüttüğünü gösterdiği kaydedildi. Gerekçe ‘çıkar çatışması’ Flynn’ın avukatlarının karara gerekçe olarak, Trump’ın avukatlarıyla bilgi paylaşımının “çıkar çatışması” yaratabilecek olmasını gösterdiği, Trump’ın avukatlarından Jay Sekulow’un ise “Kimse bundan Flynn’ın başkana karşı işbirliği yaptığı sonucunu çıkarmamalı” dediği aktarıldı. Sadece 24 gün görevde kalan Flynn’in istifasına Trump’ın seçim kampanyası sırasında Rusya’nın ABD Elçisi Sergey Kislyak ile yaptığı görüşmelerin içeriği hakkında Başkan Yardımcısı Mike Pence’i ve diğer bazı yetkilileri yanlış bilgilendirmesinin ortaya çıkması neden olmuştu. Flynn’in danışmanlık şirketi Flynn Intel Group’un Türk hükümetiyle bağlantılı olduğu iddia edilen işadamı Ekim Alptekin’in şirketi Inovo BV’den aldığı 530 bin dolarlık ödemenin ayrıntılarını ortaya çıkarmak için geçen haftalarda savcılar inceleme başlatmıştı. ABD’de kara para aklama, dolandırıcılık, İran’a yaptırımları delme suçlamaları ile yargılanan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf’ın New York Savcılığı ile işbirliği yaptığı haberleri de gündeme yansımış, bu gelişmenin Ankara’nın başını ağrıttığı yorumu yapılmıştı. NBC’nin haberinde “Savcılığın Sarraf’tan Türkiye hükümeti ile Flynn arasındaki bağlara dair bilgi talep edebileceği” savunulmuştu. Erdoğan Suriye’de siyasi çözüme yönelik Soçi zirvesi sonrasında ‘Siyasetin kapıları son ana kadar açık’ dedi erdoğan umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rus trump’la görüştü Cya Devlet Başka nı Vladimir Putin ve İran ‘YPG’ye silahCumhurbaşkanı Hasan Ru hani ile birlikte katıldığı vermeyecekler’“Suriye’nin toprak bütün lüğü ve siyasi birliği konu sunda mutabakata varılan” Soçi zirvesinin ardından, “Türkiye’nin Şam yönetimi ile ortak çalışma ihtima li” sorusuna, “Yarın neler olabileceği, o anki şartlarla ala Erdoğan, Trump ile görüşmesi sırasında çekilmiş bir fotoğrafı tweet’ine ekledi. Fo kalıdır... Siyasetin kapıları, malumunuz, son ana kadar her zaman açıktır” karşılığını verdi. Erdoğan, Suriye zirvesi için git toğrafta Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, MİT Müsteşarı Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Doğan’ın da olduğu görüldü. tiği Rusya’nın Soçi kentinden dö bu üçlü verecek. Bunda mutabıkız” nüşte, uçakta açıklamalarda bulun karşılığını verdi. du. Rusya, Türkiye ve İran olarak Erdoğan’ın, “Ankara ile Şam arasın “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve si da yakın bir temas, ortak çalışma ih yasi birliği konusunda mutabakatla timali düşünebilir mi” sorusuna “Ya rının olduğunu” dile getiren Erdoğan, rın neler olabileceği, o anki şartlar Rusya’nın düzenleneceğini duyurdu la alakalıdır. Bu konuda ‘Bir şey ol ğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne maz’ türünden peşinen kestirip atma PYD/YPG’nin katılımına yönelik türünden bir anlayışın, bir yaklaşı Ankara’nın kırmızı çizgisini yinele mın içinde olmamız çok da doğru ol di. “Kimlerin davet edileceğine 3 ül maz. Siyasetin kapıları, malumunuz, ke beraber karar vereceğiz. Kongreye son ana kadar her zaman açıktır” ya Suriye’deki bütün grupların, tüm ke nıtını vermesi dikkat çekti. Erdoğan, simlerin davet edilmesini öngörüyo “Türkiye’nin dolaylı, aracılarla da olsa ruz. PYDYPG gibi terör örgütleri ko Esad ile iletişim kurmaya başladığını nusundaki tavrımız kesin” dedi. söyleyebilir miyiz” sorusuna “An itiba ‘Esad da YPG’yi istemiyor’ rıyla öyle bir durum yok ortada” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Soçi zirvesi sonrasında önceki gün uçakta yaptığı açıklamada ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmesi yapabileceğini söylemesini dün Trump’ın Twitter’dan konuşacaklarını teyit eden açıklaması izledi. Trump mesajında “Bu sabah, Ortadoğu’da bana miras bırakılan karmaşık duruma barış getirmeye ilişkin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşuyor olacağım. Hepsini halledeceğim, ancak bu 6 trilyon dolara ve hayatlara mal olan bir hata. En başından beri oraya girmemeliydik” ifadesini kullandı. Akşamüstü saatlerinde ikilinin telefonda görüştüğü haberi gündeme yansıdı. DHA’nın haberinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun görüşmeye dair “Trump, talimat verdiğini, bundan sonra YPG’ye silah verilmeyeceğini, bu saçmalığa daha önce son verilmesi gerektiğini net bir şekilde Erdoğan’a söylemiştir” sözleri aktarıldı. Çavuşoğlu, “YPG’nin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde yer almaması gerektiğini Erdoğan, Trump’a iletti. Bizim ABD ile ilişkilerimizi olumsuz anlamda en çok etkileyen konulardan birisi de ABD’nin YPG’ye verdiği silahlardır. Verilen sözü uygulamada da görmek istiyoruz. Görüşmede ABD ile vize sorununun artık tamamen kaldırılması konusundaki düşüncemiz de Trump’a iletildi” ifadelerini kullandı. Erdoğan, kongrenin ateşkes ve çatışmasızlık sürecine katkı vermesini beklediklerini söylerken ana hedefin yeni bir anayasanın yazılması ve BM gözetiminde adil ve şeffaf seçime gidilmesi olduğunu kaydetti. Suriye’nin kuzeyinde bir oluşuma Esad’ın da muhalif olduğunu söyleyen Erdoğan, PYD’nin masada yer almaması ama Suriye Demokratik Güçleri adı altında temsil edilmesi olasılığının sorulması üzerine de şu yanıtı verdi: “Bunlar aslında beraber, hepsi aynı. PYD, YPG, SDG. Biz PYDYPG’nin terör örgütü olduğunu sürekli söylediğimiz için malum kesimler.” Suriye ordusu son olarak Elbu Kemal’in kontrolünü IŞİD’den almıştı. ‘An itibarıyla temas yok’ İlerleyen sürece ABD’nin de katılma durumunun olup olmadığı sorusuna da Erdoğan, “Öyle bir talep olursa, biz isim zikretmedik ama buraya dahil etmemiz gereken bir ülke ya da kuruluş olursa, bunun kararını RUSYA: ABD İŞGALCİ Suriye ordusunun IŞİD’e yönelik nihai ope rasyonları sürerken Şam’ın yakın müttefiki Rusya’nın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, ABD’nin Suriye’deki askeri konuşlanmasına sert tepki gösterdi. Moskova açısından bu varlığın “işgal” olduğunu söyledi. Zaharova, ABD güçlerinin Suriye’de bulunmaları için hiçbir yasal dayanağın olmadığını belirterek bu çerçevede Şam yönetiminin izni olmadan bu konuşlanmanın yapıldığını kaydetti. Riyad’dan Nazi benzetmesi Körfez’in Sünni ve Şii bloku RiyadTahran arasında süregelen güç mücadelesinde söylemler her geçen gün sertleşiyor. Suudi Arabistan’da iktidarını pekiştirme yönünde hırslı adımlarıyla tartışma yaratan, ABD ile Tahran karşıtı ittifak cephesini genişletme siyaseti yürüten Veliaht Prens Muhammed bin Selman, İran’ın dini lideri Ali Hamaney için “Ortadoğu’nun yeni Hitleri” ifadesini kullandı. İki ülke arasında Suriye, Irak, Yemen, Lübnan’da “vekâlet savaşları” üzerinden gerilimin had safhada olduğu bir dönemde Selman, ABD’nin New York Times gazetesine tansiyonu Prens Selman daha da alevlendirecek demeçler verdi. ABD Başkanı Trump’a “doğ ru zamanda doğru kişi” övgüsü yapan Selman, Arap ülkeleri arasında İran’a karşı bir duruşun yavaş yavaş şekillenmeye başladığını savundu. İran’ın dini lideri Hamaney için “Ortadoğu’nun yeni Hitleri” ifadesini kullanırken Avrupa ülkelerinin 1930’larda Nazi’lerin yayılmacı siyasetine karşı uyguladığı göz yumma politikasının işe yaramadığının görüldüğü görüşünü kaydetti. “İran’ın yeni Hitler’inin Avrupa’da yaşananları Ortadoğu’da tekrar etmesini istemiyoruz” diye de ekledi. o‘5p0e0ramsiylyoanr’ dolarlık Krallık’ta devam eden yolsuzluk soruşturmaları sürecini de yöneten Selman, toplam 500 milyar dolarlık bir operasyonun sürdüğünü, hak larında işlem yapılan prenslerden yüzde 95’inin dosyayı gördüğünde anlaşma istediğini de savundu. Lübnan’da Hizbullah’ın etkinliğine yönelik muhalefetini yineleyen Selman, ayrıca Yemen’de Husilere yönelik Tahran desteğine sert çıktı. İran: Aklı kıt İran’dan ise Riyad’a dün tepki yük seldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan Sel man için “Aklı kıt tu tumu nedeniyle ulus lararası toplumda saygınlığının olma dığı” çıkışı yapıldı. “Bölgenin ünlü dik tatörlerinin izin den gittiğine göre, onların sonlarını da göz önüne alsa iyi olur” denildi. Hamaney nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Soçi postmodern Yalta mı? Dünyayı büyük güçler arasında paylaştıran Yalta Konferansı’nın başkahramanı tahmin edilebileceği gibi vaktiyle Churchill olmuş… II. Dünya Savaşı sonrasında “Doğu Avrupa benim. Akdeniz senin!” diye Eski Kıta’yı pay eden, dönemin ABD Başkanı Roosevelt ile Churchill ve Stalin, burada milyonların kaderini belirlemişler. Churchill Stalin’e, “Haydi gel seninle küçük sorunlar için tepişmeyelim!” demiş ve cebinden bir kâğıt parçasını çıkartıp üzerine yüzdeler karalamış: Sonra “Bak!” diye üstelemiş: “Burada Büyük Britanya İmparatorluğu ile Rusya’nın âli çıkarları söz konusu. Sen gel Romanya’da yüzde 90 nüfuz sahibi ol, ben de Yunanistan’ı alayım. Yugoslavya’yı da yüzde 50 yüzde 50 kırışalım.” Yüzdelere şöyle bir göz atan Stalin kâğıdı akabinde tekrar cebine indiren Churchill’e iade etmiş. Bu hikâyeyi, kurşuna dizilen son Çar II. Nikola’nın yazlık sarayı diye bilinen Livadya’yı gezdiğimde anlatmışlardı. II. Dünya Savaşı’nı bitiren meşhur Yalta Konferansı’na ev sahipliği yapan sarayda, bu görüşmelerin yapıldığı masa hâlâ duruyordu. Bu öyküyle beraber, “Yalta”nın şartlarının o dönemde artık pek zayıf ve hasta olan ABD Başkanı Roosevelt’e, Churchill ve Stalin tarafından adeta dikte edildiğini anlatmışlardı. Yalta Konferansı’ndan üç ay sonra beyin kanaması geçirerek ölen Roosevelt’in, beyni sulandığı için bu koşulları tereddütsüz kabul ettiğini söylemişlerdi… Odadaki fil ABD Bugün de Suriye savaşı sonrası Ortadoğu düzeninin yeni şartları gene bir Karadeniz kenti olan Soçi’de şekilleniyor. Bu defa da koşulları ABD Başkanı’na Putin’in adeta dikte ettirdiği havası doğuyor. YaltaSoçi paralelliğini kuran ben değilim. Benzetmeyi Moscow Times yapıyor... Moscow Times’da çıkan 23 Kasım tarihli çok çarpıcı bir analiz, “Soçi zirvesini 1945’teki savaş sonrası Avrupa da nüfuz alanlarını paylaşan üçlü Yalta zirvesine” benzetiyor. “Putin Türkiye ve İranlı liderlere ev sahipliği yaparken ABD’nin odadaki fil olduğunu” belirten gazete, diğer deyişle Soçi’deki bölüşümün gerçekte masadaki aktörlerle değil de, onlardan çok… varlığı odada güçlü bir biçimde hissedilen “ABD fili” ile gerçekleştiğini ima ediyor. Moscow Times’a göre Putin ve Trump, Suriye’de esasen bir postIŞİD mutabakatına varmış durumda. Moskova’nın doğu ve güney Suriye de ABD’nin askeri varlığına müsamaha göstermesi karşılığında Washington da “Esad gitsin!” ısrarından vazgeçmiş görünüyor. Mutabakatın esası bu. Moscow Times, bu aranjmanın Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve ABD ordusunun kontrol ettiği Rakka’yı da içeren kuzeydoğu için de geçerli olduğunu yazıyor. Kürt özerkliğine eşdeğer plan “Rusya’nın garantisi ile bu alan” diyor gazete; “İran ve Esad’ın erişiminden uzak (offlimits) olacak. Ve (söz konusu bölge) Suriye’nin yeni anayasası kapsamında iktidar paylaşım planında yer alacak. Suriye Demokratik Güçleri’nin çoğu Kürt YPG’den oluştuğu için bu, Suriye’de bir tür Kürt özerkliği yaratmaya eşdeğer olacak.” Moskova’nın bu plana yanaşmasının en başlıca sebebi “Kürt kartını” ABD’ye bırakmamak istemesi olarak görülüyor… MoskovaWashington arasındaki mutabakatın diğer önemli boyutu, İran’ın Suriye içindeki etki alanının sınırlandırılmasını içeriyor. ABD’nin kuzeydoğu ve güney Suriye’deki varlığı büyük oranda bir yandan da, İran’ı çevrelemek amaçlı. “RusyaTürkiyeİran üçlü zirvesinin verdiği ve ABD’nin tümüyle pas geçildiği görünümüne rağmen, Moskova ve Washington Suriye de gerçekte çok yakın plan bir işbirliği yapıyor olabilirler” diyor sonuçta Moscow Times (“Putin is Gunning for the Syrian Finish Line”) Büyük devletler söz konusu olduğunda görüntüler alabildiğine yanıltıcı olabiliyor. Trump’ı başkanlığa getiren seçimlere bizzat yoğun biçimde müdahil olduğu söylenen Putin’in, Ortadoğu’da şartları dikte ettiren şekilde böyle borusunu öttürmesine hiç şaşmamak lazım. ‘Timsah’ yemin etti 37yıldır iktidarda olan 93 yaşındaki Devlet Başkanı Robert Mugabe’nin askeri darbeyle devrildiği Zimbabve’de görevi eski Devlet Başkan Yardımcısı Emmerson Mnangagwa devraldı. “Timsah” lakaplı Mnangagwa, dün başkent Harare’deki ulusal stadyumda onbinlerce kişinin katıldığı törenle yemin etti. Konuşmasında “Tüm yabancı yatırımlar güvende olacak” diyen Mnangagwa, yüzde 90’a ulaşan işsizliği azaltma sözü verdi. Tüm Zimbabvelilerin başkanı olacağını savunan Mnangagwa, kendisine ve ailesine güvenliklerinin sağlanacağı sözü verdiği devrik başkan Mugabe’yi de “ulusumuzun kurucu babalarından” sözleriyle övdü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle