25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 25 Kasım 2017 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN Çocuklar korku içinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGSÜ) Bale Anasanat Dalı’nda eğitim gören 10 11 yaşlarındaki bale öğ rencilerinin, bahçede koştukları ge rekçesiyle, lisans öğrencisi B.T. tara fından kırbaçla dövülmeleriyle ilgi li soruşturma başlatıldı. Şiddet gören çocukların bazılarının ifadesi dün alındı. Aile ve Sosyal Politikalar Ba kanlığı, İstanbul Barosu Ço cuk Hakları Merkezi ailele re destek vermek üzere hare kete geçti. Ve lilerin tedirgin liği ise sürü yor. Rektörlük le ve okul yöne HİLAL KÖSE ticileriyle yapılan görüşmelerde, “böyle bir ola yın bir daha ya şanmayacağına dair” güven ce verilmediği gibi, olayın ba sına yansıması üzerinde da ha çok duruluyor. Bazı veliler şikâyetçi olmaktan çekinirken, bazıları da çocuklarını okuldan almayı düşünüyor. Soruşturma yı ve 15 Kasım’da okulda yaşa nanları velilerle konuştuk. Ço cuklarının güvenliğinden endişe ettikleri için isimlerini gizli tutu yoruz. Şikâyetçi veliler, “Okul yö netimiyle yapılan ilk toplantıda şid det uygulayan öğrenci için, ‘on yıl lık emek verdik, yedirmeyiz’ denildi. Çok başarılı bir öğrenciymiş. Dövü len çocuklar kimin” diye soruyor. n Çocuk konservatuvarına nasıl başlanıyor? İlkokul birinci sınıftan itibaren seçmeleri geçenler kayıt yapabiliyor. Yıllık hatırı sayılır bir ücret ödeniyor. Hem bale, hem müzik bölümünde iki yıl süren kurs niteliğinde eğitim var. Aileler iki bölüme birden de çocuklarını yazdırabiliyorlar. İki yıl sonra yarı dönem söz konusu. Haftada iki gün eğitime gidiyorlar birer saatlik... Ardından istedikleri bölümlerin tam dönemlik sınavlarına giriyorlar. Sınavı kazanırlarsa okula alınıyorlar. Beşinci sınıftan itibaren parasız okul öğrencisi olarak eğitime başlıyorlar. Hoca eksiği var n Okulda ders programı nasıl? Sabah 8’de ders başlıyor. Akşam çıkış saati belli değil. Aralarda ders boşlukları var. Çok bilmiyoruz ama hâlâ solfej hocaları yok. Hocaların ders programlarını neye göre hazırladıklarını anlamış değiliz. Hoca eksiklikleri de var anladığımız kadarıyla. Bu olaydan sonra boş dersleri çekip, çocukları daha erken saatte evlere göndereceklermiş. n Çocuklara şiddet uygulandığını söyleyerek suç duyurusunda bulundunuz... Çocuğunun konservatuvarda eğitim alması için uğraşıyorsun. Bunca çaba, orayı önemsemen, koyduğun yerle orantılı. Ve burada, sistemli bir şiddetin yaşandığını öğrenmiş olmanın şokunu yaşıyorsun. Çocukların Mimar Sinan Üniversitesi’nde şiddete uğrayan çocukların aileleri, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Aileler, çocuklarına şiddet uygulayan üniversite öğrencisiyle birlikte okul yönetiminin de sorumlu olduğunu söylüyor CUMHURİYET 21 KASIM’DA DUYURDU Lisans öğrencisi B.T. okul bahçesinde oynayan 5. sınıf öğrencilerini bir odaya kapatmış, kapıya da nöbetçi başka bir lisans öğrencisini dikmişti. Çocuklara “Sen koştun mu” diye sorduktan sonra kırbaçla vurmuş, olayı kimseye anlatmamaları için tehdit etmişti. Kırbaçla saldırı sırasında çok ağlayan iki çocuk da yüz yıkama bahanesiyle götürüldükleri tuvalette tokatlanmıştı. Çocukların vücudundaki izler velilerce tespit edilmişti. başına gelenlere mi üzüleceksin, bu kurumda böyle şeylerin yapılıyor olmasına mı? Kahredici... Diğer bölümlerde de çocuklar var. Ancak bütün şikâyetler bale bölümünden geliyor. Sistemli bir şey olmasa, okul anında müdahale ederdi. Bize hiç gerek kalmadan olayı uygun şekilde hallederdi. Hep tekrar ediyorum. “Beğenmiyorsanız çocuğunuzu alın, bir daha olmayacağının güvencesini veremeyeceğiz” demeleri, şiddetin kanıksandığını, bütün yönetimin de bunu onayladığını gösteriyor bize. Önce dayak sonra sahne n Daha önce de yaşanmış mı böyle olaylar? Çocuklar bazen üst sınıflarla gösterilere çıkarılıyor. Pratik yapmaları, sahnelerde seyirciyle buluşmaları için önemli. Ancak kulislerde bu çocukların dövüldüğünü, tekme tokat dövüldükten sonra sahneye çıkarıldıklarını duyuyoruz. Velilerle yapılan ilk toplantıda, saldırgan çocukla ilgili söylenen şeyler var: “Biz on yıllık emek verdik bu çocuğa, çocuğumuzu yedirmeyiz size...” Çok başarılı bir öğrenciymiş. Olabilir. Çok iyi dans edebilir. Bizim derdimiz onunla değil, biz bu çocuğu hiç tanımayız ki. O çocuk sizin yedirmezsiniz. Diğer çocuklar kimin? ‘Beğenmiyorsanız alıp gidin’ diyebiliyorsun. Sokağa atmak için hazırsın. Nasıl bir anlayış bu? Asıl mesele burda. Biz rektörlü ğün, YÖK’ün, İstanbul Valiliği’nin ve ilgili kurumların asıl bu sistemi sorgulaması gerektiğini düşünenlerdeniz. Bir sistem kurulmuş ve içinde şiddet var. Çünkü bu şiddeti sürekli uygulayanlar okul yönetimi tarafından görevlendiriliyor. n Nasıl bir görev bu? Bize, “okulda sistematik şekilde üst sınıftakilerin alt sınıftakilere ağabeylik yapıp disiplini bu şekilde sağlayıp kontrol ettiği” söylendi. Okulda üst sınıf öğrencileri, bir alt sınıf gürültülü davranırsa sorumlu tutuluyor. Küçük yaş grubundaki öğrencilerin düzen disiplini için yetişkin öğrenciler mümessil tayin ediliyor ve bu eylemler okulun doğası gereği normal kabul ediliyor. Bors derslere öğretmen olarak giriyorlar. Ama bu suç. Ölüm tehdidi n Çocuklar nasıllar şimdi? Çok korkmuş haldeler. Rapor alıp okula gitmeyenler var. Okula gitmekten çekinenler var. Yedikleri tokatları açıklamamaları hep korkudan kaynaklı. Ben çocuğuma azıcık heyecanlı konuşsam, ‘bana niye bağırıyorsun’ diyor. İlişkimiz böyleyken, birileri onu dövüyor ve korkudan sesini çıkaramıyor. Çünkü, ‘söylerseniz sizi öldürürüm’ deniyor. ‘Öldürürüm’ sözü çok sık kullanılıyormuş. Yönetim, saldırganı çocuklardan özür dilemesi için göndermiş. O, ‘iyi mi oldu beni şikâyet ettiniz? Mutlu musunuz?’ deyip, yine çocukları tehdit etmeye yönelmiş. n Okul yönetiminin size tavrı nasıl? Şu an savunmaya geçmiş durumdalar. İlk günler düşman gibi görüp selam bile vermiyorlardı. Hem suçlu hem güçlü rolünü üstlenmişler. Üniversitede bölümler var. Ortaöğretim, lise, üniversite. Dört yıllık her biri. Bu sınıflarda kaçar kişi var? Üniversitede, ortada, iki kişi var. Lisede üç dört kişi... Nasıl bir sistem bu? Çocuklar eğitim zor geldi de mi kaçıp gittiler? Bu sınıfların niye boş olduğu yetkililer tarafından sorgulanmalı. Buraya girmiş ve ayrılmış insanlara da sormak lazım. Onların söyleyecekleri de aslında çok önemli. AİHM’ye kadar gideriz n Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bu iş sonuçlanana dek peşi bırakılmayacak. Mesele bale bölümündeki bu sistemin ortadan kaldırılması. Sadece şiddeti uygulayan genç ceza alır da yönetime yaptırım uygulanmazsa biz bu davayı AİHM’ye taşıyacağız. Bu sistemin asıl sorumlusu yöneticileridir. Hesap vermesi gereken onlar. Biz sanat, estetik, insan derken, çevreye duyarlı bireyler yetiştirelim derken, barada çocuklar canavarlaştırılıyor. Asıl mesele bu. Çocuklara bu fiili uygulayan da aynı zamanda bu sistemin kurbanı. Bölümden açıklama: Gerekli tedbirler alındı MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Lisans 3 öğrencisi ve ilköğretim 5. sınıf öğrencileri arasında 15 Kasım’da yaşanan olaya okul idaresi tarafından hemen müdahale edilmiştir” denildi. Ertesi gün idare tarafından velilerle toplantı yapıldığı, iki öğrenci velisinin, lisans 3 öğrencisini darp ettiği ifade edilerek, “Tepkinin nedeni olan şiddete şiddetle karşılık vermiştir. İdarece velilerden talep edilen şikâyet dilekçelerinin müdürlüğümüze ulaştırılması üzerine öğrenciyle ilgili disiplin soruşturması başlatılmış ve sürecin sağlıklı devamını sağlamak adına gerekli tedbirler alınmıştır. Okulumuzun adının basında öğrencilerimizin kazandıkları başarılarla değil de bu şekilde yer alması son derece üzücüdür ” ifadeleri kullanıldı. Sinmeyeceğiz, korkmayacağız CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba, Malatya’da evleri işaretlenen Alevileri ziyaret etti SELAHATTİN GÖKATALAY CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’da evleri kırmızı boyayla işaretlenen Alevi yurttaşları ziyaret etti. Cemal Gürsel Mahallesi’nde yurttaşlarla biraraya gelen Ağbaba, “Adıyaman’da Çorum’da farklı illerde bu tür girişimler oldu. Üzülerek söylemeliyim ki bu işler cezasız kaldığı, failleri bulunmadığı sürece bu olayların önlenmesi mümkün değil. Öncelikle bu olayın failleri mutlaka bulunmalı, hesap vermelidir. 15 Temmuz sonrası birkaç provokatör ‘Haydi Paşaköşkü’ne yürüyo ruz’ demişlerdi. O zamanda Paşaköşkü, Cemal Gürsel ve Ataköy Mahallesi sakinliğini korudu. Bütün ısrarlarımıza rağmen yetkililer o provokatörleri bulup, yargı önüne çıkaramadılar. Provokasyona gelmeyeceğiz. Alevi vatandaşların evlerine işaret koyanlar amaçlarına ulaşamayacaklar. Bizim sinmemizi, korkmamızı sağlayamayacaklar. Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberlik içeresinde, cesaretle sokakta olmaya devam edeceğiz” dedi. Mahalle sakinleri ise “Bu olay nedeniyle tedirgin olduk. Aklımıza Sivas geldi, Adıyaman geldi. Gece polisler bekliyor ama her an her şey olabilir. Sokağımı za kamera ve güvenlik istiyoruz” dedi. Evlerin işaretlendiği sokakta yaşayan kadınlar da olaydan sonra dışarıda soba yakarak oturduklarını söyledi. İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray da bir açıklama yaparak Alevilerin evlerinin işaretlenmesine tepki gösterdi. Çıray, Türkiye’nin AKP ve Erdoğan tarafından çok tehlikeli bir sürece sokulduğunu belirterek “Yakın tarihimizin ibret verici tecrübeleri göstermiştir ki, bu kötülük tezgâhçıları ne zaman harekete geçseler önce karanlık niyetlerini Alevi vatandaşlarımızı hedef alarak ortaya koymaktadırlar” dedi. l MALATYA ‘İyi ki doğdun Nuriye’ dediler gözaltına alındılar Ankara’da Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nın 300 günü aşkındır abluka altında olmasına rağmen devam eden “İşimizi geri istiyoruz” eyleminde eylemi başlatan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen’in doğum günü kutlandı. 261 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın destekçileri, Yüksel Caddesi’ne gelerek “NuriyeSemih işe geri alınsın” pankartı açtı. Polis bariyerlerini aşarak İnsan Hakları Anıtı önüne oturan 5 destekçi, polis müdahalesi sonrası gözaltına alındı. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün Nuriye Gülmen’in doğum günü olduğunu belir ten Alev Şahin, gözaltına alınmadan önce, “İyi ki varsın Nuriye! İyi ki doğdun Nuriye” dedi. Vapurda eylem İstanbul’da Beşiktaş Kadıköy vapurunda 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla ihraç edilen eğitimciler, yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek için eylem yaptılar. “İşimizi geri istiyoruz” pankartı açıp, ellerinde ihraç edildikten sonra hayatını kaybeden, intihar eden ve açlık grevinde olan Nuriye ve Semih’in fotoğraflarını taşıyan eğitimcilerin eylemine yolcular alkışlarla destek verdi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle