09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Arjantin denizaltısı 44 kişiyle kayıp Arjantin donanması en son çarşamba günü sinyal alınan denizaltı ile 44 mürettebat için arama çalışmalarını yoğunlaştırdı. Alman yapımı, TR1700 sı DUNYA nıfı dizelelektrik ARA San Juan denizaltısı görevden dönerken Patagonya açıklarında kaybolmuştu. Filistin Yönetimi: ABD ile ilişkileri dondururuz ABD Dışişleri, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Washington bürosunun faaliyet ruhsatını yenilemeyi 1980’lerden beri ilk kez reddetti. Filistin Yönetimi (FY) de “Büro kapatılırsa ABD ile ilişkileri dondururuz” restini çekti. Öncesinde FY Başkanı Mahmud Abbas’ın Riyad’a çağrılıp Trump’ın barış planını kabul etmezse istifa etmesi istenmişti. Pazar 19 Kasım 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 Paris’e gitti, sıra Beyrut’ta [email protected] Lübnan Başbakanı Riyad’da istifa açıklaması yapmasından 14 gün sonra Macron’un devreye girmesiyle Paris’e gitti. Hariri çarşamba günü Beyrut’a dönme sözü verdi Lübnan Başbakanı Said Hariri, 4 Kasım’da Riyad’da istifasını açıklaması ve ev hapsine alındığı haberleri eşliğinde ülkesi Trump’tan İran’a karşı yeni plan ne dönememesinin ardından nihayet Fransa’ya gidebildi. İran’ın Irak ve Suriye’deki kazanımlarına misilleme olarak Suudi Arabistan (SA) Yemen’in ardından Lübnan’ı da savaş alanına çevirmeye çalışırken devreye Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron girmişti. Macron, SA’da yüzlerce prens, bakan ve işadamını gözaltına aldıran Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la (MbS) pazarlıkların ardından, dün Elize Saray’ında Hariri’yi başbakan olarak ağırladı. MbS’nin hedefindeki İran destekli Hizbullah’ın siyasi müttefiki olan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun da yüz yüze görüşmeden istifasını kabul etmeyeceğini belirttiği Hariri ile telefonda konuştuğunu duyurdu. Hariri de “çarşamba günü bağımsızlık bayramı için ülkeye döneceğini” teyit edip “Bildiğiniz gibi istifa etmiştim, ama Aun’la görüştükten sonra krizle ilgili pozisyonumu netleştireceğim” dedi. Riyad’dan ailesinin akıbetinden endişe ettiğine dair mesajlar vermiş olan Hariri, dün Elize Sarayı’na eşi Lara ve en büyük oğlu Hussan ile birlikte gitti. EmmanuelBrigitte Macron çifti Haririleri çok sıcak ağırladı. Ama 2001 ve 2005 doğumlu Lulva ve Abdülaziz Hariri yanlarında değildi. Hariri’ye yakın bir kaynak, iki çocuğun sınavlar Hussan, Saad, Lara Hariri, EmmanuelBrigitte Macron çifti tarafından çok sıcak karşılandı. Ama Hariri’nin küçük çocukları Riyad’da kaldı. için Riyad’da kaldığını savunup “Bu olaya çocukları karıştırmak istemiyor. SA’dan ayrılmadan önce MbS ile şahane, verimli bir görüşme yaptı” dedi. RiyadBerlin krizi Suudilerle Berlin arasında da diplomatik kriz patlak verdi. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Lübnanlı mevkidaşı Cibran Basil’i ağırlarken, Riyad’ın Lübnan’a karıştığı ve Hariri’yi esir aldığını ima edip “SA’nın yayılan maceracılığına göz yumulmayacağına dair Avrupa’dan ortak sinyal” istemişti. Bunun üzerine Berlin’deki büyükelçisini “istişarelerde bulunmak üzere” geri çağıran Suudi Dışişleri, Gabriel’in sözlerinin “haddini aştığını ve gayri meşru olduğunu” iddia etti ve protesto notası verdi. Hariri de Riyad’dan ayrılmadan önce “Alıkonulduğum, çıkışıma izin verilmediği yalan. Sayın Gabriel, şu an havaalanı yolundayım” diye tweetledi. SA, BAE, Bahreyn ve Mısır dışişleri bakanları bugün Kahire’de Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Geyt ile görüşecek. Birlik, Suudilerin talebiyle gelecek hafta İran’ı görüşmek için toplanma kararı almıştı. Wall Street Journal gazetesi, Trump yönetiminin Lübnan krizinin çabuk halledilmesini ve İran’ın Hizbullah gibi müttefiklerine gelişmiş silahlar vermesi meselesine odaklanılmasını istediğini yazdı. Yemen’deki Şii Husilerin attığı füzelerden İran’ı sorumlu tutan Suudi Arabistan’a 15 milyar dolarlık füze savunma sistemi satışına onay veren ABD’nin, İran’ın füze nakliyatlarını önlemek için Körfez’de gemi baskınlarına hız verip silahları kamuoyuna göstereceği, balistik füze programını engellemek için de müttefiklerle birlikte girişimlerde bulunacağı belirtildi. İsrail’i Hizbullah’a ani saldırı düzenlememeye ve eylemlerini ABD ile koordine etmeye ikna içinse Ulusal Güvenlik Konseyi’nin üyelerinin İsrail’e gittiği aktarıldı. ‘Sana ne Macron?’ Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Tahran’ın bölgede saldırganlığı azaltıp balistik füze programının amaçlarını netleştirmesi gerektiği açıklamasına ise İran dini liderinin başdanışmanı Ali Ekber Velayeti’den yanıt geldi. Velayeti “Çok hassas olduğumuz İran’ın füze programına ve stratejik işlerine karışmak Macron ve Fransa’nın çıkarına değil. Bunlardan Macron’a ne? Kim oluyor da karışıyor? İranFransa ilişkilerinin gelişmesini istiyorsa bu meselelere karışmamaya çalışsın” dedi. NYT: Sivil kaybı olan saldırılar koalisyonun açıkladığının 31 katı Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı hava saldırılarında sivil ölümleri ile suçlanan ABD’nin Irak’ta örgüte karşı düzenlediği 14 bin hava saldırısından 2 bin 600’ünde sivil kaybı yaşandığı öne sürüldü. New York Times (NYT) gazetesinin 18 aylık araştırmasının sonucu olarak yayımlanan Azmat Khan ve Anand Gopal imzalı haberde ABD liderliğindeki koalisyonun verilerine göre koalisyon tarafından 2014 yılından beri IŞİD’e düzenlenen saldırılardan sadece 89’unun sivil kaybıyla sonuçlandığı ancak gerçek rakamın bunun 31 katı olduğu kaydedildi. Bu rakamların “Yetkililerin sivil ölümleri bazında bunun en şeffaf savaş olduğu yönündeki iddialarından çok uzak olduğu” ifadeleri kullanıldı. Khan ve Gopal, Nisan 2016 ile Haziran 2017 tarihleri arasında Irak’ın kuzeyindeki 3 bölgede hava bombardımanına maruz kalan150 sahayı ziyaret ederek kurbanların aileleriyle görüştü, aynı zamanda koalisyonun merkezi Katar’daki ABD üssünü ziyaret etti. Haberde bazı sivil ölümlerinin IŞİD hedeflerine yakınlıkları nedeniyle gerçekleştiği ancak çoğu sivil kaybının hatalı istihbarat nedeniyle yaşandığı aktarıldı. Ailesini kaybettiği hava saldırısından yaralı olarak kurtulan Basim Razzo’nun hikâyesine de yer verildi. IŞİD militanlarının Suriye’nin Rakka kentinden silahlarıyla güvenli bir şekilde ayrılmalarına izin verdiği suçlamalarının hedefindeki ABD’nin hava saldırısının görüntülerini yüklediği Youtube kanalında saldırının “bombalı araçların üretildiği bir merkeze” düzenlendiğinin belirtildiği ancak hedeflerin Basim’in evi ve hemen bitişiğindeki kardeşinin evi olduğu, yakınlarda bir IŞİD hedefinin de bulunmadığı belirtildi. Basim Razzo’nun ailesinin adlarının ise ölen IŞİD militanlarının listesine eklendiği kaydedildi. Barselona saldırganı İspanya’nın muhbiri İspanya’nın Katalonya bölgesinin başkenti ve dünyaca ünlü bir turistik merkez olan Barselona’da ağustosta gerçekleşen ve 16 kişinin canını alan “terör” saldırısını planlayan kişinin, 2014 yılında İspanyol istibaratına ülkede faaliyet gösteren radikal gruplar hakkında muhbirlik yaptığı ortaya çıktı. İspanyol Gizli Servisi, uyuşturucu suçlamalarıyla hapiste yatan Abdelbaki Essati ile 2014 yılında irtibata geçildiği ve kendisinden gayriresmi yollardan Ulusal İstihbarat Merkezi’ne radikal gruplar hakkında bilgi sağlamasının istendiğini açıkladı. Essati 16 Ağustos’ta Barselona’nın ünlü Las Ramblas caddesinde düzenlenen araçlı saldırıdan bir gün önce kentin güneyindeki hücre evinde kazayla gerçekleşen patlamada ölmüştü. Mugabe’ye ‘yetti artık, çekil’ dediler Afrika’nın güneyindeki Zimbabve’de yönetime el koyan ordunun “onurlu biçimde görevden ayrılmaya” iknaya çalıştığı Devlet Başkanı Robert Mugabe’ye (93) karşı dün on binler sokaklara döküldü. Dün başkent Harare’de “Mugabe gitmeli”, “Özgürlük” sloganları atan göstericiler, kendilerine zırhlı araçlar içinde eşlik eden askerlere sevgi gösterisi yaptı. Kimisi askerlere teşekkür etti, kimisi askerlerle selfie çekti. Bazısı, darbenin başındaki Genelkurmay Başkanı Constantino Chiwenga ve onun Mugabe’nin yerine geçirmek istediği eski Devlet Başkanı Yardımcısı Emmerson Mnangagwa’nın posterleriyle yürüdü. Göstericiler bunun yeni bir başlangıç, gerçek bağımsızlık ve özgürlük günü olduğunda sözbirliği etti. Konutuna yürüdüler 1980’den beri Zimbbave’yi yöneten Mugabe’ye karşı ilk kez bu çapta eylemin düzenlendiği tarihi günde bazı göstericilerin Arsenal futbol takımının teknik direktörü Ar sen Wenger için de “Çek git” pan olan için ölmeye hazır olduklarını” , kartı açması haber ajansları ve sos Mugabe’nin “koltuğunu bırakmaya yal medyanın ilgisini çekti. cağını, darbeye meşruluk kazandır Şarkı söyleyip dans ederek kutla maya niyetinin olmadığını” aktardı. ma yapan kalabalık, daha sonra gösteriyi organize eden bağımsızlık sa Partisi görevden alacak vaşı gazilerinin liderlerinden Vic Ama Mugabe’nin lideri olduğu ik tor Matemadanda’nın çağrısıyla tidar partisi ZANUPF, böl Mugabe’nin ev hapsinde ol ge merkezlerinin tale duğu Mavi Ev’e doğru yü biyle bugün toplanıp rüyüşe geçti. Ancak ko Mugabe’nin bütün nuta 200 metre kala görevlerinden askerler tarafından alınmasını görü durduruldular. şeceğini açık First Lady Gra ladı. Buna gö ce Mugabe’nin (52) re parti, Gra kocasının hale ce Mugabe’yi fi olma arzusuyla de kadın kol Mnangagwa’yı gö ları liderliğin revden aldırması den alacak ve üzerine ordu devreye “timsah” lakap girmişti. “Darbe” yap lı Mnangagwa’ya madığını savunan ordu, görevlerini iade Mugabe’nin gelecek yılki edecek. Ardından seçimden önce istifasını Mugabe’nin, bugün istiyor. Mugabe’nin yeğeni Patrick Zhuwao ise Mugabe çiftinin “doğru Grace Mugabe’ye kar ordu komutanlarıyla şı “liderlik cinsel yolla bu kendi akıbetini görü laşmıyor” pankartı açıldı. şeceği duyuruldu. ‘Putin’e bombalı saldırı’ ihbarı yağdı Suriye vesilesiyle Rusya, İran ve Türkiye arasındaki işbirliği sürecini 22 Kasım’da Soçi’deki üç lü zirveyle daha ileri taşımaya hazırlanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le ilgili konvoyuna bombalı saldırı düzenleneceği ihbarlarının alındığı haberi geldi. Kremlin Sözcüsü Peskov, St. Petersburg’da Putin’in konvoyuyla geçeceği ve ziyaret edeceği noktalara 50 patlayıcı düzenek yerleştirildiğine dair 60 telefon araması geldiğini, ama ihbarların hepsinin asılsız çıktığını duyurdu. Türkiye’den arıyorlar Peskov, bu yurtdışı aramaları yapanları “telefon teröristi” diye nite leyip “Er ya da geç bulunacaklar” dedi. Daha önce Rusya’nın çeşitli kentlerine asılsız bomba ihbarları yüzünden binlerce kişi tahliye edilmişti. Rus yetkililere göre bu aramaların çoğu Türkiye, Japonya, Ukrayna ve ABD’den yapılıyor. Suriye’de ise hükümet güçleri IŞİD’in elindeki Elbu Kemal kasabasının yüzde 80’inden fazlasında yeniden kontrolü sağladı. ‘Baba’nın ölümü Mafya ile mücadelenin simgelerinden Palermo’lu ünlü mafya fotoğrafçısı Letizia Battaglia; “Sen deli misin? Oraya tek başına nasıl gittin?” demişti. Letizia’nın “oraya” dediği yer Palermo’dan arabayla bir saat çeken mafya merkezi Corleone idi. 1992 yaz aylarında mafyaya savaş açan savcı Giovanni Falcone ile meslektaşı Paolo Borsellino henüz yeni, Uğur Mumcu gibi arabalarıyla havaya uçurularak öldürülmüşlerdi. Hemen bir mafya röportajı için Sicilya’ya gitmiştim. İlk işim, bir taksi kiralayıp mafyanın merkez üssü diye tanımlanan Corleone’ye gitmek olmuştu. Kıyıdan içerde yemyeşil tepelerle çevrili bu kırsal cennetle ilk bakışta kimse mafyayı yan yana getiremezdi. Şoföre beni merkeze en yakın yerde bırakıp, beklemesini söyledim. Arabadan inip kent meydanına yöneldiğimde, ilk izlenimin fena halde yanıltıcı olduğunu anladım. Öğlen vakti, dar sokaklardaki evlerin pancurları sımsıkı kapalıydı. Kapalı olmayan pencereler de ben önlerinden geçerken kapanıyordu. Feodaliteye yolculuk Muhteşem barok kiliselerin olduğu boş sokaklarda, yalnız ayak seslerimi duyarak meydana ilerlediğimi hatırlıyorum. Şehir meydanındaki insan grubu ise yalnız erkeklerden oluşuyordu. Koca meydanda gün ortası nazar boncuğu gibi olsun tek kadın yoktu. Kahvede taburelerini atmış adamlar dik dik “Sen de nereden çıktın?” diye bana bakıyordu. Etrafımda motosikletleriyle bir anda daireler çizerek biten 1314 yaşındaki ergen çocuklar, aralarında pis pis gülüyordu. “Corleone mafyası” hakkında kimseye bir tek soru soramasam da, olduğum yerin yazılmamış feodal yasaları hakkında yeterince fikir edinmiştim... Gece Letizia’ya yaşadıklarımı anlattığımda, “Bana baştan danışsaydın” dedi; “Yanına bir erkek almadan asla gitme derdim. Corleone’de sokaklar erkeklerindir. Kadınlar dışarıya sadece sabah saatlerinde bir başlarına okula gitmek veya ev alışverişi için çıkar!” “Babaların babası/capo dei capi” Corleone’li Toto Riina ölünce, gözümün önünde bir Sicilya kartpostalı gibi, Corleone’nin inişli çıkışlı yollarında kepenklerini indirmiş evler canlandı... Hayatta kalmak isteyenlerin uymak zorunda kaldıkları “omerta/ görmedimduymadımbilmiyorum üç maymun kuralı”nın ifadesi olan o manzara her şeyi anlatıyordu. Bugün Pablo Escobar’la karşılaştırılan Toto Riina, bu “üç maymun kuralı” sayesinde çeyrek yüzyıl mesela göz önünde “kaçak” yaşamıştı. Bu sürede eşi hastanelerde doğum yapmış, kendisi “300 mafya cinayetine” imza atmıştı. Ta ki Falcone adlı bir savcı çıkıp, Riina’nın işbirlikçilerini konuşturana dek bu kural bozulmadı. “Omerta”nın çözülmesiyle birlikte, “maksi dava” diye anılan bir davada, “mafyanın çatısı” çökertildi ve önde gelen babalar içeri alındı. İşbirlikçi savcılara alışık Riina bunu hazmedemedi, karşılığını Falcone ve Borsellino’yu havaya uçurarak verdi. Devlete açılan savaşı sineye çekmeyen İtalyan yargısı, bunun üzerine nihayet Riina’yı tutukladı ve “müebbet”e mahkum etti. Küreselleşmeyle yayıldı Demir parmaklıklarda kaldığı çeyrek yüzyılda nedamet getirmeyen ve “baba” sıfatını koruyan Riina, 87 yaşında, sonunda kanserden öldü. Ne ki Riina’nın ölümü, mafyanın ölümünü müjdelemiyor. Mafya sürekli nitelik ve boyut değiştiriyor. Riina’nın hapis yıllarında Sicilya mafyası zayıfladı ama İtalya’da başka suç örgütleri öne çıktı. Uyuşturucuda başı çeken Calabria mafyası “Nndrangheta” örneğin, bugün çok daha güçlü. Napoli’deki “Camorra” örgütü de Güney Amerika’nın uyuşturucu tekelleri ile aşık atıyor. Öyle ki İtalya’da artık TV dizilerine mafya değil “Camorra”nın maceraları konu oluyor. “Gomorra” adıyla konuyu işleyen bir dizi misal reyting rekorları kırıyor. Mafya beri yandan dünya çapında dal budak sararak güç kazanan ve lokalleşen bir organizasyon halini aldı. Rus mafyası, Ukrayna mafyası, Balkan mafyası, Türk mafyası.. yakın çevremize bakmak yeterli. Çeyrek yüzyıl önce Corleone’de mercekle mafya arayan ben, birkaç yıl önce Nişantaşı’nda evimin önünde Kalaşnikov’la birbirini tarayan babalar hesaplaşmasına tanık oldum. Küreselleşme mafyayı da kapımıza dek getirdi. ABD’den Polonya’ya Patriot satışına onay ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Polonya’ya 10.5 milyar dolarlık Patriot hava ve füze savunma sistemi satışını onayladığı bildirildi. Bakanlığa bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Kurumu, pakete 4 radar seti, 4 kontrol sistemi, 16 fırlatma istasyonu ve 208 İleri Kabiliyet Patriot3 (PAC3) füzesinin dahil olduğunu belirtti. Açıklamada “Saldırıları engelleme kapasitesine sahip bir Avrupa, hem NATO içinde hem de Avrupa kıtasında barışı ve istikrarı teşvik edecek” denildi. Polonya, Kırım’ın ilhakının ardından Rusya “tehdidi” gerekçesiyle silahlanmaya hız vermişti. ABD Kongresi de onay verirse Polonya, Patriot’a sahip NATO ülkeleri Hollanda, Almanya, İspanya ve Yunanistan’a katılacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle