02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Kasım 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İçişleri’nde rekor! ‘Atatürk’ü silemedik bari bize uyduralım’ AKP’nin 2002 yılında iktidara geldiği zaman ilan ettiği hedefi şuydu: İslam ile kapitalizmi bağdaştırarak, ülkede bölgede ve dünyada kapitalizmin ve onun son aşaması küreselleşmenin genel gidişine eklemlenmek, bu amacın gerektirdiği piyasanın güvenini sağlayacak denetim mekanizmalarını koruyarak, Türkiye’yi İslam inancı ile kapitalizmi uzlaştırmış egemen dünya düzeninin gerekleri doğrultusunda davranır yola sokmak. Formülü CIA’nın laboratuvarlarında geliştirilmiş olan model, ılımlı İslam olarak yazılıyor, uyumlu İslam olarak okunuyordu. Model yalnız Türkiye’ye özgü olmayıp evrenseldi ve Türkiye’deki aygıtının başındaki kişi de başlangıçta bu evrensel misyonun gerekli kıldığı ağırlıkla siyasal çekicilik gücüne sahip görünüyordu. AKP’nin 2002’de iktidara geldiği zaman, açıkça ilan etmediği bir amacı daha vardı. O da laik Cumhuriyetin kazanımlarını ortadan kaldırmak, Türkiye’yi mezheplerin tarikatların egemenliğinde, laiklik karşıtı, yalnız rejime ve onun egemenlerine biat edenlerin yaşama, çalışma, kazanma, her türlü denetimden azade olarak ceplerini doldurma özgürlüğüne sahip oldukları yeni bir yönetimin sultası altına sokmak. HHH Laik Cumhuriyet karşıtlığı, onun kurucusu ve simgesi olan Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığını da kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyordu. Gizli gündem, AKP’nin liderine İslam dünyasının önderi olarak içte ve dışta destek sağlayarak, güçlendirmeyi de öngörürken, aynı zamanda amacın gerçekleşmesine elverişli yeni dengeleri de zorunlu kılmaktaydı. Başlangıçta, açık gündem ile gizli gündeme yönelik dengelerin oluşturulması uyum içinde yürütüldüyse de, zaman içinde gizli gündem doğrultusunda atılan adımlar, istenen yürüyüşle uygun adımı sağlayamamaya başlamıştı. Ama bu arada dengeler, laik Cumhuriyetin kazanımları ve dolayısıyla Atatürk ile hesaplaşma doğrultusunda iktidara büyük olanaklar sağlayacak şekilde değişmişti. Dengelerin değişmesinde, emperyalizmin, Fethullah Gülen grubunun, çeşitli gerekçelerle Kemalizmin tasfiyesini “yetmez ama evet” diye destekleyen kendini garip bir biçimde sol olarak ifade eden grubun da etkisi olmuştu. 15 yıllık iktidar döneminde, AKP yurttaşın yaşamının her yönünü, beşikten mezara her anını denetleyerek, Milli Eğitim’i, üniversiteleri, basını, yasamayı, yargıyı bütünüyle sultası altına almasıyla, muhaliflerini, bulundukları yerden orası velev ki parlamento olsun, çıkarıp hapse tıkmasına karşın, ilan edilmiş amacında da, gizli gündeminde de başarı kazanamadı. Dış dayanaklar, sağladıkları desteğin kendi amaçları dışında kullanılmasını kabullenmediler, ılımlı İslamın yapısı gereği yeterince uyumlu olamayacağını gördüler, evrensel model çöktü. İçeride laik Cumhuriyetin kurum ve kazanımlarına karşı girişilen amansız savaşta Atatürk’ü silme yolundaki girişimler bir türlü istenen sonucu vermedi. Toplumun tepkisi arttı. Bunun üzerine şu kurnaz formül geliştirildi: Atatürk’ü ne yapsak silemiyoruz, bari kendimize uyduralım. Yöntem yeni değildi. Daha önce Washington’ın “bizim çocuklar” olarak niteledikleri 12 Eylül generalleri tarafından uygulanmış, her türlü zulüm ve baskı İslamcılıkla birlikte, yüksek milliyetçilik sosuna bandırılmış bir Kemalizm olarak kamuoyuna yutturulmaya çalışılmıştı. 12 Eylül zulmünün gerçek sorumlularıyla, laik Cumhuriyetin kurum ve kazanımlarının toplumun belirli bir kesimi tarafından birbirine karıştırılmasının, siyasal ekolojik dengesi bozulan ülkeyi getirdiği nokta da göz önünde bulundurulduğunda, yöntemin amacına ulaştığı söylenebilir. Ancak aynı suda iki defa yıkanılmayacağı gibi aynı yöntemin bu kez de başarı ile uygulanamayacağı görülüyor. Bir türlü silemedikleri Atatürk’ü kendilerine benzetme girişimlerine payanda olan tabanını yitirmiş Devlet Bahçeli’nin şaşkın haline bakarak da bu gerçeği kestirmek mümkün. Dışişleri’nden ABD’ye: Rıza Sarraf nerede? Dışişleri Bakanlığı, ABD’ye Mart 2016’dan bu yana tutuklu yargılanan ve avukatlarının 5 gündür haber alamadığı söylenen Rıza Sarraf’ın son durumuna ilişkin yazılı bir nota verdi. Notada, Sarraf’ın can güvenliği konusunda endişe edildiği belirtildi ve nerede bulunduğu konusunda bilgi istendi. Dışişleri Bakanlığı, ABD makamlarından resmi bilgi talep ettiklerini belirten bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Henüz bir yanıt alınamadı. Konu takip edilmektedir” dendi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Amerika’nın Sesi’nin nota hakkındaki sorusu üzerine diplomatik yazışmaların içeriğini açıklayamayacaklarını belirtti. Bakanlık, herhangi bir suçlama veya devam eden soruşturmalarla ilgili her türlü sorunun ABD Adalet Bakanlığı’na iletilmesi gerektiğini vurguladı. l ANKARA / Cumhuriyet Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi yüzde 25 artışla 50 milyara çıkarılırken Bakan Soylu 39 silahlı İHA’nın alınacağını belirtti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2018 yılında Emniyet ve Jandarma’ya 39 silahlı İHA alınacağını açıkladı. Son iki yılda 32 IŞİD eyle ALİCAN minin engellendiğini kay ULUDAĞ deden Soylu, Kamu Düze ni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın cezae vindeki IŞİD ve PKK üyeleriyle tek tek görüşerek, hangi motivasyon kaynakla rıyla hareket ettiklerinin tespit edilme ye çalışıldığını açıkladı. İçişleri Bakanlığı ile ona bağlı Em niyet Genel Müdürlükleri, Jandar ma ve Sahil Güvenlik Ko mutanlıkları ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın 2018 yılı bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Bakanlı ğının bütçesi üzerin de sunum yapan Soylu, 2017’de 6 silahlı İHA (Sİ HA) alındığını, 2018’de 39 SİHA alımı planlandı ğını, 2017 Ekim iti barıyla 1161 mini Süleyman Soylu İHA drone bulundu Ali İsmail tişörtüyle toplu koşmak sakıncalıymış Muhalefet milletvekillerinin soru ve eleştirilerine yanıt veren Bakan Soylu, İstanbul Maratonu’nda Ali İsmail Korkmaz tişörtleriyle koşuya izin verilmemesi ve katılımcıların üzeri çıplak koşmak zorunda bırakılmasıyla ilgili, “Toplu bir koşma söz konusu olursa siyasal bir tartışma olur, itişme kalkışma olur endişesi oldu. Bir değerlendirme yapılmış. Tişörtü giyenlerin ayrı ayrı koşmalarında bir problem ol madığına karar verilmiş. Çıplak mesele, nereden çıktı arkadaşlar bakacak” dedi. Soylu, işine geri dönebilmek için açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın terör örgütü üyesi olduğu iddiasını sürdürürken, haklarında halen süren ancak kesinleşmeyen davaları gerekçe gösterdi. Türkiye’de işkence yapılmadığını öne süren Soylu, “İşkenceye sıfır tolerans söz konusudur” ifadesini kullandı. ğunu söyledi. Soylu, 33 bin 677 personel alacaklarını belirterek, bunların 15 1200’ü emniyet, 10 bin 221’i jandarma, bin 256’sı Sahil Güvenlik personeli, 7 bininin ise bekçi olacağını kaydetti. Koruculara subayastsubay olma yolunu açacaklarını dile getiren Soylu, 226 korucunun uzman çavuş olması için eğitildiklerini kaydetti. Soylu, son bir yılda zırhlı araçların karıştığı 143 kaza olduğunu, 13 vatandaşın öldüğü, 55 kişinin yaralandığını, bir personelin şehit olduğunu söyledi. Kandil’e gidip oturacağız Soylu, sınırın 25 km ötesindeki PKK kamplarının tarumar edileceğini söyleyerek “Kandil’e gidip oturacağız” dedi. DHKPC’nin; kızına yönelik bir eyleminin önlendiğini belirten Soylu “Kızımın etrafından 3 kere DHKPC’liler alındı. Neyimi kaybedersem kaybedeyim bu örgüt tarihin en acı dönemini yaşayacak. Sabahları evden oğlumun ve kızımın öldürüleceğini düşünerek çıkıyorum. Buna alıştırıyorum kendimi” dedi. Soylu, terörle mücadelede idari tedbirler kapsamında 10 il, 70 ilçe, 21 belde belediye başkanı, 93 bölücü terör, 8 FETÖ olmak üzere toplam 101 belediye başkanının görevden alındığını, 20042017 arasında terörden zarar görenlere 4 milyar 55 milyon 493 bin 859 lira ödeme yapıldığını söyledi. Soylu, 15 Temmuz 2016’dan bu yana 154 bin 110 kişinin gözaltına alındığını, 48 bin 739 kişinin tutuklandığını, 666 kişinin gözaltında bulunduğunu söyledi. Soylu, FETÖ ile mücadelede İçişleri Bakanlığı’nda 44 bin 614 kişinin ihraç edildiği veya görevden uzaklaştırıldığını belirtti. Son iki yılda IŞİD ile ilgili 2016’da 22, 2017’de 10 olmak üzere 32 terör eyleminin engellendiğini söyleyen Soylu, son bir yılda 691 önemli olayın engellendiğini açıkladı. 4 milyon yabancı Türkiye’de 4 milyon 351 bin 709 yabancı bulunduğunu, kayıt altına alınan 3 milyon 303 bin 113 Suriyeli bulunduğunu, bunlardan 227 bin 332’sinin kamplarda, 3 milyon 75 bin 781’inin kamp dışında yaşadığını söyledi. Soylu, Suriyelilerin 2017’de 23 bin asayiş olayına karıştığını da açıkladı. Soylu, bakanlığının 2018 yılı bütçesinin 2017’ye (39.764.606.000 TL) oranla yüzde 24.57 artışla 49 milyar 536 milyon 180 bin lira olarak öngörüldüğünü söyledi. Buna göre bağlı kurumlarda bütçesi en çok artan yüzde 41.99 ile Jandarma oldu. l ANKARA İYİ Parti çıtayı yüksek tuttu İYİ Parti’nin TBMM başkan adayı Yusuf Halaçoğlu, 10 lira gibi sembolik bir ücretle partiye üye olunabileceğini ve hedeflerinin 5 milyon üye olduğunu söyledi sKaamtiamrizpioyazrleatrinde Resmi temaslarda bulunmak üzere Katar’ın başkenti Doha’da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Katar Emirlik Divanı’nda Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından törenle karşılandı. Törende Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in yerlerini almalarının ardından iki ülke milli marşları çalındı. Tören kıtasını denetleyen Erdoğan ve Şeyh Temim, baş başa görüşmeye geçti. Erdoğan ve Şeyh Temim, baş başa görüşmelerinin ardından TürkiyeKatar Yüksek Stratejik Komite 3. Toplantısı’na katıldı. Türkiye’nin gözü Afrin’de YPG militanlarının Afrin’e dönüşünden sonra Ankara bölgeye odaklandı. İdlib’deki konuşlanma işlemleri ise ağırdan alınmaya başlandı SERTAÇ EŞ Rusya ve İran’la Astana sürecinde varılan anlaşmanın ardından Türkiye’nin İdlib’in belirlenen bölgelerine gerilimi azaltma gücü yerleştirilmesine 7 Ekim’de başlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ilk aşamada İdlib ile YPG’nin kontrol ettiği Afrin bölgesinin sınırına iki konuşlanma noktası oluşturdu. Bu konuşlanmaların ardından YPG’nin güney ve batı yönlerinde İdlib kırsalına yönelme olasılığının fiilen ortadan kaldırıldığına dikkat çekiliyor. Türkiye’nin öncelik verdiği bu aşamadan sonra İdlib’in güney ve doğusundaki diğer konuşlanma noktalarının acele edilmeden ilerle ‘Sülo sığındı’ iddiası İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Ortadoğu muhabiri Riam Dalati,YPG’nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri’nin eski sözcüsü Talal Sülo’nun Cerablus’ta Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) sığındığını ileri sürdü. Reuters’e konuşan ÖSO sözcüsü İbrahim İdlibi “Sülo ÖSO komutanlarıyla gizlice koordinasyon içindeydi ve ÖSO kontrolündeki topraklara girip Türkiye’ye geçti” dedi. yen aşamalarda gerçekleştirileceği, konuşlanmanın tamamlanmasının kış aylarını bulacağı dile getiriliyor. Türkiye’nin bölgede bir önceliği ni de Afrin’deki gelişmeler oluşturuyor. ABD desteğinde IŞİD’in kontrolündeki Rakka’yı ele geçirmesinin ardından YPG’nin militanlarının önemli bir bölümünü Afrin’e gönderdiği biliniyor. YPG’nin Afrin’deki hareketliliği, İdlib bölgesine yönelik olası saldırıları nedeniyle de bölge havadan ve karadan izleniyor. YPG’nin İdlib’deki gözlem noktalarına yönelik saldırılarının engellenmesi amacıyla havadan İHA ve SİHA’ların yanı sıra Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki sınıra ateş destek birlikleri konuşlandırılmış durumda. Ayrıca Türkiye açısından İdlib’de konuşlanmanın yanı sıra Afrin’deki YPG hareketliliğinin de önem sırasına göre üste çıktığı vurgulanıyor. l ANKARA Kıbrıslı Türkler ‘barış’tan soğuyor! KKTC’nin kuruluş yıldönümünde çözümsüzlük ve Rum tarafındaki ‘milliyetçi’ yaklaşımların yoğunluğu karşısında, Türklerin, çoğunluğu ‘Müzakere yerine tanınmaya enerji harcansın’ diyor HAKAN DİRİK Cumhuriyet Bayramı töreni için önce İstiklal Marşı okundu, ardından geçit töreni yapıldı. Mehteran takımı da vardı törende “Mehmetçik” de. Ancak tören, Anadolu’nun herhangi bir kentinde değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inde yapılıyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde Türk toplumunun “devlet” oluşunun 34. yıldönümü kutlanırken, kendine ait bir “ulusal marş” okunmaması pek kimsenin dikkatini çekmiyor. Töreni izleyenlerin önemli bölümü Kıbrıs’ın demografik yapısı gibi Türkiye’den gelenler. Bir bölümü de 34 yıl önce “Ayşe tatile çıktığında” savaşan gaziler. Ancak onlar bulundukları konumdan pek memnun değil. Hatta, “Türkiye’de artık, ‘muharip’ olmamıza rağmen biz değil, Cumhurbaşkanı’nın gazileri var. Yalnızca 15 Temmuz’dakiler gazi kabul ediliyor” diyen emekli astsubay Yücel Tabak, Türkiye’de uğradıkları iti bar kaybının benzerini Kıbrıs’ta da yaşadığını anlatıyor. Törenin ardından bizi sınır kapısına ulaştıran dolmuş şoförü Ali Öztoker gibi “Türkiye’ye bağlanalım gitsin” diyen de var, “Artık ‘tanınma’ için çabalamalıyız” diyen de. Rastaldığımız gençler ise Rumların faşizme varan tutumu nedeniyle neredeyse “barıştan soğuduklarını” anlatıyor. Çözüm formülünü, “Artık barış için çabalamaktansa, tanınmak için uğraşmalıyız” diye aktarıyor. AYŞE SAYIN İddialı hedeflerle yola çıkan İYİ Parti, üye hedefini de yüksek tuttu. İYİ Parti’nin TBMM Başkan adayı olan Yusuf Halaçoğlu, 5 milyon üye hedeflediklerini söyledi. Parti yönetimi, üyeliği özendirmek için 10 lira gibi sembolik bir üyelik ücreti almayı planlıyor. Şaibeli isimlerin parti kademelerine girmesini engellemek için ise herhangi bir partinin “yönetim” kademelerinden istifa etmiş isimler ilk aşamada üye yapılmayacak. Özellikle “FETÖ’cü” geçmişi olan ya da akçalı işlerle ilgili şaibesi bulunanlara üyelik kapılarının tamamen kapalı olduğu vurgulanıyor. İyi Parti’ye kamuoyundan büyük “ilgi” olduğu yorumları yapılsa da, bunun ne kadarının partiye “oy olarak döneceği” en erken 2019 yerel seçimlerinde görüleceğinden, parti yönetimi, partinin üye sayısını mümkün olduğunca yüksek tutma hesabı yapıyor. Henüz kurucu yöneticilerin işbaşında olduğu partide, hızla olağan kongreye gidilmesi planlanıyor. Bunun içinde kurucu il/ilçe örgütlenmesi tamamlandıktan sonra, üye kaydına başlanması planlanıyor. Parti kaynakları ocak ayı sonundan itibaren üye kayıtlarına başlanabileceğini ifade ediyorlar. “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” ile yola çıkan Akşener, parlamentoda grubu olmadığı için, en az 100 bin imza ile aday gösterilebilecek. Parti yönetimi bu durumu da dikkate alarak üyeliğe büyük önem veriyor. MHP yönetiminin sert eleştirilerinin de hedefi olan Akşener’in, parti yöneticilerini özellikle MHP ile polemiğe girmeme konusunda uyardığı belirtiliyor. l ANKARA Destici de ‘ittifak’ dedi Anayasa referandumunda iktidara “evet” oyuyla destek veren Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, düzenlediği basın toplantısında, “seçim barajlarının tamamen ortadan kaldırılmasını, partiler arası işbirliğinin yasal hale getirilmesini, partilerin tek liste ile seçime girebilmesini, 600 milletvekilinin 500 tanesinin daraltılmış bölge sistemi ile 100 milletvekilinin ise Türkiye milletvekili olarak seçilmesini” istedi. “AKPMHPBBP” üçlü ittifakı için “olmaz diyemem” diyen Destici, “önce uyum yasaları çıkmalı” ifadelerini kullandı. Destici, “Mevcut seçim sistemi ve siyasi partiler yasası ile demokrasinin yerleşmesini beklemek hayal olur” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle