02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Kasım 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Rüzgârın etkisiyle oluşabilecek karbonmonoksit (baca gazı) zehirlenmelerine karşı bacaların sızdırmazlığı ve çekişinin mutlaka kontrol ettirilmesi gerektiği belirtildi. ‘Fışkiye’yi 220/9 0 240/1 1 0 170/1 1 0 200/1 2 0 220/5 0 150/2 0 120/ 1 0 150/5 0 240/1 1 0 210/7 0 160/5 0 210/1 5 0 100/7 0 250/1 6 0 130/9 0 40/1 0 120/4 0 190/3 0 120/6 0 170/8 0 130/2 0 150/5 0 TARİHTE BUGÜN 1949:Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) kuruldu. 1983: Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) kuruldu. 2000: Sanatçı Ahmet Kaya yaşamını yitirdi. 2009: TRT Müzik yayına başladı. kaldırdılar Gökçek’in yerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tuna , Gezi Direnişi sırasında ‘Belediyenin önündeki fışkiyeyi kim kırdı’ tweet’iyle gündem olan fıskiyenin yerini değiştirtti Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası önünde yer alan ve 2013 yılında eski başkanı Melih Gökçek adına açılan sahte hesaptan atılan “Belediyenin önündeki fışkiyeyi kim kırdı” tweet’iyle gündem olan ‘fışkiye’ yeni Başkan Mustafa Tuna tarafından kaldırıldı. Gökçek döneminde konulan fıskiye, 2013’teki Gezi olayları sırasında Gökçek adına açılan sahte bir hesaptan atılan tweet ile gündem olmuştu. Gezi Parkı protestolarının öne çıkardığı isimlerden biri olan Ankara Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Gökçek bu twe et ile Twitter’da günün TT listesine farklı etiketlerle girmişti. Sosyal medyada esprili paylaşımların yapıldığı tweet üzerine tüm Türkiye günlerce fıskiyedeki s harfi yerine ş harfiyle “fışkiye” kelimesini kullanarak “Fışkiye’yi kim kırdı” sorusuna cevap aramıştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tuna, dün gazetecilerin sorusu üzerine, “Fıskiyenin ününü bilemiyorum. Geçen Sayın Bakanımız geldiğinde trafikte sıkışıklık oldu. Araçların manevra yapamaması yönünde sıkıntı olduğundan dolayı kaldırıldı. Uygun olan yere gidecek” cevabını verdi. l Haber Merkezi YASSIADA’YA İÇME SUYU HATTI YAPILACAK İstanbul’da su tarifesine 2018’de yüzde 5 indirim İSKİ’nin 2018 yatırım bütçesi 7 milyar 436 milyon lira olarak belirlendi. Konutların su tarifesinde 1 Ocak 2018’den itibaren yüzde 5 indirim yapılacağı açıklandı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde görüşülen İSKİ bütçesi kabul edildi. İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, İstanbul’da son 44 yılın en kurak yılı olmasına rağmen barajların doluluk oranını yüzde 54 olarak açıkladı. Turan imara açılan Yassıada (Demokrasi Adası)Sivriada İçmesuyu Hattı’nı inşa edeceklerini anlattı. İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın talebiyle konutlarda geçerli olacak indirimle suyun Kademe 1 metreküp fiyatı 4.37 TL’ye, Kademe 2 fiyatı 6.40 TL’ye, Kademe 3 fiyatı ise 9.31 TL’ye düşecek. Şehit ve gazi aileleri ile engelli ve dar gelirli yurttaşların faturaları Konut 1 kademesinden tarifelendirilecek. l İSTANBUL / Cumhuriyet Uysal’a Sivas pRotestosu Halkevleri üyeleri dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Saraçhane’deki binası önünde bir araya gelerek İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın Sivas katliamına ilişkin açıklamalarını protesto etti. İBB Güvenlik görevlileri üyelerin önüne bariye çekerek “Sivas katliamdır! Katillerin avukatı İstanbul’u yönetemez” yazılı siyah çelengi İBB binası önüne koymalarına izin vermedi. Sivas katliamı sanıklarının avukatlığını yapan Uysal, “Sivas olayları halkın birbirine yaptığı bir şey değil. Orada can verenler de, hapis yatıp bedel ödeyenler de mağdur diye bakıyorum” demişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet 5 yıldızlı onay Çevre Bakanlığı, FETÖ’den yargılanan Topbaş’ın damadının da bir dönem ortak olduğu Vadistanbul projesi için yapılan başvuruya ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, FETÖ’nün iş için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “Turizm dünyası yapılanmasına yö Teşviki” almak istendiği ve nelik açılan davanın sa bu yüzden “ÇED gerekli de nıklarından eski İstanbul ğildir” belgesinin istendiği Belediye Başkanı Kadir belirtildi. Topbaş’ın damadı Ömer Fa HAZAL ruk Kavurmacı’nın bir dö OCAK Bakanlık başvurudan 15 gün sonra ‘ÇED gerekli de nem ortak olduğu Vadis ğildir’ belgesini projenin tanbul projesinin otel bölümü için şimdiki sahibi olan Vadistanbul Tu yapılan başvuruya, önceki gün, rizm Otelcilik A.Ş. adına verdi. ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Dosyada “215 oda kapasite (ÇED) gerekli değildir’ kararı ver li 5 yıldızlı otel blokunda da in di. Kaba inşaatı biten projede 4 şaat aşaması bitmiş olup, sadece yıldızlı 250 oda olarak planlanan iç dekorasyon işleri yapılacaktır” blok değiştirilerek 215 oda kapa ifadelerinin kullanılması dikkat siteli 5 yıldızlı otel yapıldı. çekti. Proje kapsamında 4 bod Sarıyer, Ayazağa’daki Vadis rum kat+zemin+16 kat olarak in tanbul Projesi’nin 250 odalı 4 Yıl şaat tamamlandı. dızlı otel projesi için 2013 yılında Kavurmacı’nın sahip olduğu ÇED’den de siliniyor Aydınlı ve ArtaşKeleşoğluAKF adi ortaklığı adına “Ofis, 250 odalı 4 yıldızlı Otel, 160 odalı 3 yıldızlı otel, dükkân pasaj (AVM)” projesi için “ÇED gerekli Değildir” kararı alınmıştı. Bu karardan 4 yıl sonra geçen 31 Ekim’de proje adına bakanlığa bir ÇED başvurusu daha yapıldı. Dosyada otel projesi Ömer Faruk Kavurmacı’nın yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü Aydınlı Grup, İnvest İnşaat ve Artaş İnşaat ile ortaklaşa yürüttüğü Vadistanbul projesinden geçen eylül ayında ayrıldığı açıklanmıştı. Aydınlı Grup’un adı yeni ÇED kararıyla ÇED belgesinden de çıkacak. l İSTANBUL ilk müftü nikÂhı kıyıldı! Müftülere nikâh kıyma yetkisinin yürürlüğe girmesinin ardından Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde ilk kez müftü resmi nikâh kıydı. Bismil Belediye Başkanlığı tarafından ilçedeki bir düğün salonunda toplu nikâh töreni düzenlendi. Müftünün nikâh sırasında zaman zaman gelin ve damada soru sorarken yaptığı yanlışları, resmi nikâh memuru müdahale ederek düzeltmeye çalıştı. Mehmet Emin Sevim ile Özlem Sevim çiftinin nikâhını kıyan Müftü Ahmet Durmuş, resmi evlilik cüzdanını geline verdi. Durmuş, burada yaptığı konuşmada, kendisinin 8 çocuğu olduğunu belirterek, yeni evlenen çifte en az beşer çocuk yapmaları tavsiyesinde bulundu. haber 3 Hep beraber gerilerken İnsan haklarının evrensel ölçekte gelişmeye devam edeceğine inanılıyordu. İnsan hakları sözleşmelerine katılım artıyordu, bunların düzenledikleri alanlar genişliyordu, daha önemlisi insan hakları ihlalleriyle mücadele edecek uluslararası mekanizmalar çoğalıyordu. Klasik uluslararası hukuk, devletlerin yönetim biçimleriyle ilgilenmese de demokrasi yaygınlaşıyordu. Akademik çevrelerde “demokrasi hakkının” da bir insan hakkı olduğu hararetle tartışılmaktaydı. İnternet coşkuyla karşılanmıştı. Demokrasinin temel şartı olan kamusal tartışma ortamı tarihte hiç olmadığı kadar tabana yayılma imkânı bulmuştu. Vatandaşlar hem ulusal hem de uluslararası ölçekte bir araya gelip baskı grupları oluşturabilecekti. İnsanlık arada sırada sendelese de gelecek parlaktı. İnsan haklarına dayalı demokrasi gezegenimizin yönetim standardı olma yolundaydı. Evrensel ilkelerden dem vurmayan siyasetçinin kariyeri başlamadan bitiyordu. Gelgelelim işin iktisadi ayağı serbest piyasa ekonomisinin her sorunu çözeceği hüsnükuruntusuna dayanmaktaydı. Sağsol kalmadığı için bu meseleye fazla kafa yormaya da gerek yoktu. Netice küresel bir finans krizi oldu. Gelir eşitsizliği en azgın neoliberali bile rahatsız edecek zirvelere vardı. Kabak da biraz insan hakları ve demokrasinin başına patladı. İnsan hakları ve demokraside dünya çapında bir gerileme olduğu açık. Evrensel değerlerden ya da uluslararası işbirliğinden pek söz eden kalmadı. ABD Başkanı Donald Trump “Amerika’yı yeniden büyütmekten”, Erdoğan rejimi “yerli ve milli değerlerden”, Macaristan’ın Viktor Orban’ı “özgürlükçü olmayan demokrasilerin erdeminden”, Brexit cephesi “kontrolü yeniden ele geçirmekten” bahsediyor. İyimser, hüsnükuruntunun damgasını vurduğu dönemde özgürlükçülük için büyük umutlar bağlanan internet ise tam tersi amaçlarla kullanılabilecek bir araç olduğunu gösterdi. WikiLeaks’in otoriter Rusya rejimiyle işbirliği, ABD seçimleri ve Birleşik Krallık referandumunda Cambridge Analytica’nın manipülasyonu ilk işaretler. Sosyal medyada herkesin kendine benzeyenlerden örülü bir hapse mahkum olması da ulusların ortadan ikiye yarıldığı bir çağın göstergelerinden biri oldu. Şimdi sırada “Büyük Veri”nin otoriter ve totaliter rejimler tarafından kullanılması var. Malum, internete her girdiğimizde bir iz bırakıyoruz. Bu izler de bir yerde toplanıp biriktirilip işleniyor. Sosyal medya şirketlerinden, alışveriş sitelerine bu veriler kullanılmakta. Wired dergisine göre Çin, bu verileri kullanma yolunda bir adım ileri gitmeye kararlı. Ülke, 2020 senesinde zorunlu Sosyal Kredi Sistemi’ne giriyor. Bütün vatandaşların bir notu olacak. Sosyal medya paylaşımlarınıza ve davranışlarınıza göre bu puan artacak ya da azalacak. Mesela hükümeti överseniz artacak, eleştirirseniz azalacak. Muhaliflerle sosyal medyada arkadaşsanız azalacak, fazla bilgisayar oyunu oynuyorsanız azalacak, çocuk bezi satın alıyorsanız sorumlu biri olduğunuz düşünüleceği için artacak. Bu puanlara göre internet hızınız yavaşlatılabilecek, çocuğunuzu kaydettirebileceğiniz okul değişebilecek. Puan artarsa karşılıksız finansal kredi alabileceksiniz ya da online çöpçatan sitelerinde aramalarda profiliniz daha yukarılarda çıkabilecek. Sistem şimdilik gönüllülük esasına dayanan bir deneme evresinde. Ama 2020’de zorunlu olacak. Freedom House’ın internet özgürlüğü raporunda bu sene Türkiye basamak basamak düşerek Çin’e çok yaklaştı. Tehlike açık ve büyük. Edebiyatta ve sinemada distopyanın bu denli popülerleşmesinin izahı biraz da burada. Dünya bir gerileme safhasında, bunu tersine çevirmek insanlığın büyük sınavı. PAPAZ SURIANO İÇİN KAMPANYA Vatikan’ın tayinine cemaatten tepki Türkiye’de 52 yıldır görev yapan LatinKatolik kilisesinin papazı Felice Suriano bağlı olduğu Vatikan’a bağlı Salezyen tarikatının Almanya’daki yönetimi tarafından Kudüs’te bir kiliseye tayin edildi. İstanbul’daki LatinKatolik cemaati ise çok sevdikleri papazın tayinini durdurmak için imza kampanyası başlattı. İtalyan papaz Felice Suriano 52 yıldır Türkiye’deki kiliselerde görev yapıyordu. Osmanlı zamanında ticaret ve çeşitli amaçlarla İngiltere, İtalya, Fransa gibi ülkelerden gelen ve “Levanten” olarak adlandırılan kişilere hizmet veren kilisenin Türkiye’deki en eski isimlerinden olan rahip Suriano, Bomonti’deki Notre Damme De Lourdes Kilisesi’nin yanı sıra Feriköy’deki Latin Katolik mezarlığından sorumlu papaz olarak da görev yapmıştı. Cemaati tarafından çok sevilen papaz, son olarak Harbiye’de Dame de Sion Lisesi’nin yanındaki Saint Esprit Kilisesi’nde görev yapıyordu. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle