27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Ekim 2017 haber 10 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY Dünyanın gözü bu davada Gazetemiz yazar, yönetici ve çalışanlarının yargılandığı davanın 4. duruşmasına çok sayıda yabancı yazar, basın meslek örgütü temsilcisi, delegasyon ve konsolosluk temsilcileri gözlemci olarak katılacak Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edilerek, asılsız ve akıl dışı iddialarla Genel Yayın Yö netmenimiz Murat Sabuncu, İc ra Kurulu Başkanımız Akın Ata lay, muhabirimiz Ahmet Şık ve mu hasebe çalışanımız Emre İper’in tutuk lu bulunduğu da vaya bugün İstan CANAN COŞKUN bul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sa at 09.30’da devam edilecek. 1 yıl önce bugün yapı lan operasyonla gözaltına alına rak tutuklanan yazar ve yönetici lerimizin yargılandığı davanın 4. duruşmasına çok sayıda yabancı yazar, basın meslek örgütü tem silcisi, delegasyon ve konsolos luk temsilcileri gözlemci olarak katılacak. Katılımcılar arasında Alman gazeteci ve yazar Günter dür tutuklu bulunan Emre İper Wallraff, Uluslararası PEN’den ile 9 ay tutuklu kaldıktan son Sarah Clarke, Belçika PEN’den ra 24 Temmuz’daki ilk duruşma Rachida Lanrabet, Norveç da serbest bırakılan yazar, yöne PEN’den Jorgen Lorentzen, Ulus tici ve avukatlarımız katılacak. lararası Basın Enstitüsü Başka nı John Yearwood, AB Tür kiye Delegasyonu’ndan Se ma Kılıçer ve Belçika Kon solosluğu temsilcisi Jesper Kamp yer alıyor. Kamp ay nı zamanda duruşmayı AB için raporlayacak. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davaya 1 yıldır tutuklu bulunan Murat AKIN ATALAY Sabuncu, Akın Atalay, 305 gündür tutuklu bulunan Ahmet MURAT SABUNCU Şık ve 208 gün Duruşmada, mahkeme tarafın si bekleniyor. 11 Eylül’de görü dan daha önce 2 defa tanık ola len bir önceki duruşmada iddi rak çağrılmasına karşın gelme aları iddianameye ve tutuklama yen ve yargılamanın uzamasına kararına dayanak yapılan Alev neden olan Aydınlık gazetesi ya Coşkun tanık olarak dinlenmişti. zarı Mehmet Faraç’ın Duruşmada Akın Atalay, Cum dinlenil huriyet Vakfı ile ilgili Cumhur me başkanlığı Genel Sekreterliği’ne gönderilen isimsiz dilekçe nin ekinde sunulan kupür ile Coşkun’un dosyaya sunduğu kupürün aynı olduğunu orta ya çıkarmıştı. Coşkun, aynı za manda, “Ben bu arkadaşlarımın geçmişini biliyorum. 22 yıl bera ber çalıştım. Yaşam biçimini bi liyorum. Bu arkadaşlardan te rörist olmaz, FETÖ’cü çık maz. Bu arkadaşlarımın hepsinin tutuksuz yar AHMET ŞIK EMRE İPER gılanması için yüksek mahkemeden talepte bulunuyorum” demiş ti. l İSTANBUL Duruşmaya katılım çağrısı CHPİstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm bugün görülecek Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazetelerinin davalarına katılım çağrısı yaptı. Yarkadaş, “FETÖ gitti ama ruhu iktidarda kaldı. Gazeteciler FETÖ’nün değiştirttiği AKP’nin de büyük bir iştahla destek verdiği ceza ya saları yüzünden, ‘örgüt üyesi olmak’ suçlamasıyla kolayca tutuklanıyor. Cumhuriyet çalışanları, gerçeğin peşinde koşmanın ve halkın yanında olmanın bedelini ödüyorlar. Ödedikleri bu bedel, AKP’nin yoğun bakıma soktuğu demokrasimizi yeniden yaşama döndürecek” dedi. Mehmet Tüm de Cumhuriyet da vasına katılım çağrısı yaparak, “Mahkemeler habercilikten suç çıkarmaya çalışan siyasi akılla değil; yasalarla, vicdanla ve adaletle işlemelidir. Akla mantığa sığmayan iddialar ve olmayan delillerle gazetenin yazar ve yöneticileri bir yıldır cezaevinde tutuluyor. Mahkeme başkanı Orkun Dağ’ın iddianame için ‘sorunlu’ ve tanık ların ifadeleri için ‘dedikodu’ gibi açıklamaları da davanın hangi kaygılarla sürdürüldüğünü bizlere gösteriyor. Bu mahkemede artık yargılanan taraf, gazetecileri tutuklayarak gerçekleri susturabileceğini düşünen zihniyetin kendisi olmuştur. Çağlayan’da, zorbalığa karşı dayanışmanın gücünü göstermeliyiz” ifadelerini kullandı. ÖZGÜR GÜNDEM DAVASI BUGÜN KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile ilgili 16 Ağustos 2016’da İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından açılan davanın 5’inci duruşması bugün görülecek. Gazetenini Yayın Danışma Kurulu Üyeleri Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Bilge Aykut, Ragıp Zarakolu ve Filiz Koçaili, Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ve Yazar Eren Keskin’in yargılandığı davada tutuklu yargılanan Kızılkaya 440 gün, Sancılı ise 301 gün sonra 5’inci defa mahkemeye çıkacak. ‘OHAL başvurusu da ihlal’ 10 gazetecinin AİHM’ye yaptığı başvuruya müdahil olan sivil toplum örgütleri gürüşlerini açıkladı. Örgütler, ilk defa “Türkiye’nin OHAL ilan etmek için yaptığı başvurunun ihlal olduğuna” işaret etti DUYGU GÜVENÇ İfade özgürlüğü alanında önde gelen kuruluşlar, 10 gazetecinin AİHM’ye yaptığı başvuruya müdahil olmasının ardından görüşlerini sundu. Sivil toplum örgütlerinin ortak görüşünde ilk defa “Türkiye’nin OHAL ilan etmek için yaptığı başvurunun ihlal olduğuna” işaret edildi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması” ile ilgili 18’ci maddesinin ihlal edildiği belirtildi. Aralarında Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’nun adıyla anılan Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin başvurularının yanı sıra Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık ile gazeteciler Deniz Yücel, Şahin Alpay, Ahmet Altan, Ali Bulaç, Atilla Taş, Nazlı Ilıcak, Murat Aksoy’un, AİHM’ye yaptıkları başvuruyu mahkeme öncelikle ele almaya karar vermişti. Bu kararın ardından Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks Türkiye’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5 ve ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddelerini ihlal ettiğini, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye de ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddenin yanı sıra BM’nin Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ndeki (KSHUS) 19’uncu maddesini ihlal ettiği İŞTE GÖRÜŞTEKİ O MADDELER ği, terörist ve devlete karşı faaliyette bu l 10’uncu madde: İfade özgürlüğüyle ilgili, gazetecilerin tutuklanması için “en sıkı inceleme”nin gerektiğini ve gazetecilerin işleriyle ilgili böylesi bir adımın ancak “suç ve istisnai durumlarda” geçerli olabileceği belirtildi. Mahkemenin, bir devletin özgürlüklerde kısıtlamaya gitme kararını “sıkı incelemeye” tabi tutması ve ilgili olguların kabul edilir olup olmadığını incelemesi gerektiği belirtilirken Mahkemenin Türkiye ile ilgili 2010’da verdiği ‘Gül ve diğerleri kararı’ anımsatıldı. Mahkemenin bu olayda “demokratik bir toplumda şiddet çağrısı yapmayan, silahlı direnç göstermeyen, ayaklanmaya kalkışmayan, yaralama olmayan durumlarda ceza kanununa başvurulmasına gerek olmadığı” kararına işaret edildi. l 18’inci madde: Devletlerin, haklara getireceği kısıtlamayı düzenleyen madde kapsamında, ceza kanununun kasti ve keyfi olarak hükümeti eleştiren gazetecileri ve medyayı hedef aldığı belirtilirken, cezalandırma ile asıl amacın, farklı görüşleri önleme olduğuna işaret edildi. Mahkemenin daha önce Rusya ile ilgili aldığı ihlal kararına işaret edilerek, devletin “iyi niyetle” davrandığına dair “tekrarlanabilir varsayım”a ihtiyaç olduğu ancak gerçek amacın yetkililerin ilan ettiği gibi olmadığı belirtildi. İfade özgürlüğü kuruluşlarının görüşünde Mahkeme’nin, Türkiye’nin kanunları uygularken Sözleşmede korunan hak ve özgürlükleri “çok geniş, muğlak veya keyfiliğe açık” şekilde yorumlanmasına karşı çıktığı anımsatıldı. Bunun için verilen örnekler de yine Türkiye ile ilgili kararlardan seçildi ve Şık’ın serbest kalmasına imkân veren 2014’teki kararının yanı sıra DemirelAteş, Üstün, Dink kararlarını anımsattı. Türkiye’nin “gerçek motivasyonu” ile ilgili de, “tekrarlanabilir varsayım” için “üst düzey devlet görevlilerinin ve hükümet yanlısı medyanın yorumlarına” işaret edildi. Bu gazetecilerin eleştirel olduğu için hedef alındığına ve “vatan hainli lunma” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığına işaret edildi. Görüşte ayrıca, Türkiye’de kapatılan medya kuruluşları, sivil toplum örgütleri, uygulanan sansürler, çok sayıda gözaltı ve tutuklama da anımsatıldı. l 15’inci madde: Sözleşmenin, devletlere insan haklarına yönelik yükümlülüklerinde sadece “nadir olarak yasal ve fiili durum” gereğince 15’inci maddesine çekince koyma hakkı tanıdığına işaret edildi. Görüşte, Türkiye’nin neden AİHS’deki yükümlülüklerine çekince getirmesine dair meşru nedenlerin bilinmediği belirtilirken, “Bu çekincenin geçerli olması için “etkili bir resmi deklarasyon” gerektiği ve 3 şartın karşılanması gerektiği savunuldu. Bu üç şart, örgütlerin tutumunda şöyle yer aldı: *Savaş zamanında veya halkın güvenliğini tehdit eden acil durumlar *Alınan önlemler, acil durumun ötesine geçmemeli *Alınan önlemler bir devletin uluslararası kanundaki diğer yükümlülükleriyle çelişmemeli. ni belirten görüşlerini sunmuştu. Türkiye, bu sırada mahkemeden savunmasını sunmak üzere ek zaman istemiş, Mahkeme de 7 Kasım’a kadar süre vermişti. Davaya üçüncü müdahil taraf olarak Medya Yasal Savunma İnisiyatifi, PEN, Madde 19, Avrupalı Gazeteciler Derneği, Gazetecileri Koruma Komitesi, Basın ve Medya Özgürlüğü için Avrupa Merkezi, Avrupa Gazeteci ler Federasyonu, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sansür İndeksi, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Uluslararası Basın Enstitüsü, Uluslararası Kıdemli Avukatlar Projesi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler ortak görüşünü geçen hafta sundu. 13 örgütün müdahillik görüşleri ise medya alanında uzmanlığıyla tanınan Eddie Craven’ın da yer aldığı bir grup İngiliz avukat ta rafından hazırlandı. Bu görüşte Sözleşme’nin 10’uncu maddesinin yanı sıra Türkiye’nin OHAL ilan etmek için başvurduğu 15’inci madde ile bir devletin haklara getireceği kısıtlamalarda sınırlandırırken 18’inci maddeyi ihlal ettiğine işaret edildi. Cumhuriyet’in AİHM’e yaptığı başvuruda da Sözleşmenin 5, 10 ve 18’nci maddelerinin ihlal edildiği belirtilmişti. YUNAN DARBESİ ÖRNEĞİ Mahkemenin kısıtlamaları meşru kabul etmesine yönelik PKK ve Kuzey İrlanda ile ilgili önceki kararları anımsatılırken, Yunan darbesine yönelik kararına işaret edildi. Şu görüşe yer verildi: “Komünistler ve müttefikleri Yunan ordusuna açıkça karşı olmasına karşın, kamu düzensizliğinin kışkırtılacağı ve polisin de kontrolünün ötesine geçeceği yönünde bir işaret yoktu. Aksine, komünistlerin ve müttefiklerinin kalkışması, aslında, Yunan ordusu tarafından hızla etkisiz hale getirilmişti.” Bu görüşe dayanarak da bir devletin mahkemeyi “vahşi bir kalkışmayla ilgili acil tehdit” konusunda ikna edememesi halinde, mahkemenin çekinceleri kabul etmemesi gerektiği belirtildi. Bir devletin çekince getirdiği haklarla ilgili açıklama getirmemesinin keyfi kullanımlara yol açacağı görüşü savunuldu. l ANKARA Aynı mahkeme Yardım ve yataklığa tahliye Yargılamayı yapan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, itirafçı olarak tahliye edilen Ergenekon davası hâkimlerinden Dursun Ali Gündoğdu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı tutuklatmak isteyen savcı Sadrettin Sarıkaya’yı evinde saklayan Gündoğdu’nun akrabası tutuklu Erol Yılmaz İrfanoğlu’nun davasını da yürütüyor. Oda TV’den Barış Pehlivan’ın haberine göre, 24 Temmuz’da başlayarak 5 gün süren Cumhuriyet davasının 2. günü olan 26 Temmuz’daki bu duruşmada savunma yapan İrfanoğlu, evinde sakladığı teyze oğlu olan Gündoğdu ve Sarıkaya’nın FETÖ’den arandığını bilmediğini iddia etti. Sakladığı isimler ile internet üzerinden iletişim kurmalarını, evin tüm faturalarını sözde kiracılarının değil kendi üzerine kayıtlı tutmasını, yaşadığı evdeki Fethullah Gülen kitaplarını ve daha birçok suçlamayı “FETÖ ile bağım yok, zor durumdaki teyze oğluna yardım ettim sadece” şeklinde savundu. Duruşma sonunda İrfanoğlu, mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ’ın muhalefet şerhiyle, üye hâkimler Halit İçdemir’in ve Ramazan Çiçek’in oylarıyla tahliye edildi. Tahliye kararına sanık savunmasının alınmış olması, suçun vasıf ve mahiyetinde değişiklik ihtimali, tutuklulukta geçirdiği süre, delilleri karartma ihtimalinin bulunmadığı, sabit ikametgâhının bulunması, tutuklama tedbirinin devamını zorunlu kılacak bir husus bulunmadığı gerekçeleri gösterildi. YARKADAŞ AÇIKLADI: Ekim ayı da gazeteciye zulüm oldu AKP iktidarının gazetecilere yönelik baskısını artırdığını söyleyen CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, ekim ayı içerisinde 12 gazetecinin gözaltına alındığını ve 4’ünün tutuklandığını belirtti. Raporu Malta’da aracına konulan bombanın infilak etmesi sonucu öldürülen gazeteci Daphne Caruana Galizia’ya ithaf ettiğini belirten Barış Yarkadaş’ın raporlaştırdığı hak ihlallerinden bazıları şöyle: n ABD merkezli Wall Street Journal muhabiri Ayla Albayrak’a yazdığı bir makalede “örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi. n Milliyet Muhabiri Meriç Tafolar’ın, sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek işine son verildi. n TRT İzmir Stüdyoları’nda çalışan 8’i HaberSen üyesi 12 kamu emekçisine daha sosyal medyada AKP ve başkanlık karşıtı paylaşımları beğendikleri gerekçesi ile idari soruşturma açıldı. n Evrensel Gazetesi’nin Sorumlu Yazıişleri Müdürü Çağrı Sarı’ya, Evrensel’de 30 Ocak 2017’de yayımlanan “Kardeşçe, barış içinde, hürce yaşamak için ‘hayır’ diyelim” başlıklı mektupta yer alan ifadeler nedeniyle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. n İlahiyatçıyazar İhsan Eliaçık, Kayseri’de katıldığı kitap fuarında bir grubun saldırısına uğradı. n Hopalı yazar ve yayıncı Cemil Aksu, Facebook paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı. n 19 Ekim 2017’de gözaltına alınan Etkin Haber Ajansı’nın muhabirleri Havva Cuştan ve İsminaz Temel tutuklandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle