03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Ekim 2017 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Milli iradeye engel’ Kâğıttan kaplan ve yataktaki ayı ya da fil 70’li yıllarda dillerimize pelesenk olan bazı siyasal tartışmaların hınzır bir mizah sosuna bulanmışlarını gel de bugünlerde hatırlama... Mesela Mao Zedung “Emperyalizm kâğıttan bir kaplandır” buyurmuştu. Cevap Sovyetler Birliği’nin bin yıl dışişleri bakanlığını yapan Andrey Gromiko’dan geldi: Evet, ama atomdan dişleri var... Mesela yine o yıllarda, kapitalist dünya (ABD denmek isteniyordu) ile sosyalist dünya (Sovyetler Birliği denmek isteniyordu) arasında detant diye adlandırılan “yumuşama” politikalarına itirazı olanlar “ayı ile yatağa girmek” deyiminden yola çıkıp onlarca politik eleştiri üretmişlerdi. Sovyetler Birliği’nin karikatürlerde “ayı” olarak çizilmesi en çok kullanılan “politik espri” kaynağıydı. “Ayının dostça bakan gözleri ancak can yakacak güçlü pençeleri var” diye hatırlatılıyor, ardından “Ya gece uykusunda sana sarılmaya kalkarsa” diye soruluyordu. Keza “Fille yatağa girmek” deyimi de ABD’de iktidardaki Cumhuriyetçi Parti’nin simgesinin fil olmasından hareketle siyasal mizahın sıkça ve çokça kullandığı bir kaynaktı. Bir örnek yetsin: “İyi de ya fil gece uykusunda bir yandan öbür yana dönerse...” HHH Bu anı dilimcikleri de nereden çıktı şimdi, diye soranlara: Medyada, hele hele sosyal medyada ABD ile ilişkiler bozuluyor diye yas tutanlar “Putin Rusya’sının kucağına mı oturacağız” diye sormakta; zıt görüşte olanlarsa NATO blokundan kopup Avrasya blokuna geçişi bir “bağımsızlık kazanımı” olarak yağlayıp yıkamakta ve önermekteler... Haydi bugüne ışık tutabilecek bir kısa anı dilimciği daha: Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığına itiraz edenlere dönemin Başbakanı Süleyman Demirel “Ne yani Amerika’dan kopup Rusya’nın kucağına mı oturalım” diye sorup ardından o ünlü gevrek kahkahayı patlattığında, meslek hayatını Cumhuriyet’te noktalayan, yazısının da, öğlen rakıları sohbetinin de tadına doyulmaz Mehmet Kemal Ağabeyim “Ulan ille birinin kucağına oturmamız şart mı? Bir kere de kendi kendimize oturalım” deyip “karşı kahkahayı” patlatmış, sonra da kederle eklemişti: Öyle ya, kimsenin kucağına değil, kendi kendimize otursak, demokrasimizi de refahımızı da geliştirip çubuğumuzu yakıp yaşamın tadını çıkarsak... HHH “ABD ile ipleri koparıp Avrasya blokunda yerimizi alsak” diyenlerle “ABD ile arayı bozmak bu ülkenin felaketi olur” diye ağlaşanlar arasında sürüp giden tartışmanın bir parçası olmaya niyetim yok. Her iki tarafın da “kâğıttan kaplan” olmadıklarını ve “atomdan dişleri” olduğunu bilenlerdenim. Fille ya da ayı ile yatağa girmek yerine sevdiği ile aynı yatağı ve yastığı paylaşmanın çok daha insanca ve onurlu ve doğru olduğunu bilenlerin de çok olduğuna inanırım... AKP Reisi’nin Türkiye’nin dış politikasını kafası kesilmiş tavuğa döndürdüğü şu günlerde en azından genç okurları geçmiş yılların “anlamlı” anı dilimcikleri arasında gezdirmeyi tercih ettim. Bence iyi de ettim... l MEŞALE TOLU DAVASI ‘Mesnetsiz suçlamalar’ SEYHAN AVŞAR Almanya vatandaşı, Etkin Haber Ajansı (ETHA) çevirmeni Meşale Tolu’nun da aralarında bulunduğu 18 kişi, “örgüt üyeliği” ve “terör örgütü propagandası”’ yaptıkları iddiasıyla dün yargıç karşısına çıktı. Foto muhabiri Ulaş Ömer Sezgin’nin de aralarında bulunduğu 8 kişi tahliye edilirken, Tolu’nun da aralarında bulunduğu 6 kişinin ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Silivri Cezaevi’nde görülen davada mahkemeye, sorgu hâkimi olarak tutuklama kararı veren Mustafa Çakar başkanlık yaptı. Avukatlar, Çakar’ın davadan çekilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise talebi reddetti. Duruşma öncesi basın açıklaması yapmak isteyen Tolu’nun babası Ali Rıza Tolu’yu jandarma gözaltına almak istedi. Savunmasında, MLKP için Gazi Mahallesi’nde faaliyet yürüttüğünü iddia eden gizli tanığın beyanlarını reddeden Tolu, “Gizli tanığın bahsettiği 20142015 yılları arasında çoğunlukla Almanya’daydım. Hamilelik sürecime denk geliyor’’ dedi. Savcının 1 Mayıs’a molotof ve silahla çıkacakları iddiasında bulunduğunu aktaran Tolu, 1 Mayıs’a katılmadıkları halde 5 ayı aşkın hapishanede olduğunu söyledi. Tolu, tutuklanmalarını muhalefete gözdağı ve muhalefeti sindirmek olarak değerlendirerek, “1 Mayıs gecesi evim özel harekât tarafından basıldı. 2.5 yaşındaki oğluma silah doğrultuldu. Oğlumun gözleri önünde darp edildim. Mesnetsiz suçlamalarla tutuklandım’’ dedi. Berberoğlu’nun tahliyesi için üç mahkemeye başvuru yapıldı BARO BAŞKANLARI: BERBEROĞLU TAHLİYE EDİLMELİ ölü doğan dava ikinci kez çöktü Tutuklu CHP İstanbul Milletveki zetemize anlattı. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet li Enis Berberoğlu’nun, ye Durakoğlu, “Aslında be rel mahkemenin verdiği nim inancım istinaf mah mahkumiyet kararının İs kemesinin tahliye kararı tanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından bozulmasına ilişkin ka ZEHRA ÖZDİLEK nı vermesiydi” diye konuştu. Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran ise Er rarı ve gelecekteki süreci İstan dem Gül ve Can Dündar hakkın bul ve Ankara Baro Başkanları ga da Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı hatırlatarak, “Bölge Adliye Mahkemesi’nin (BAM) aynı dava kapsamında CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na casusluk suçundan verilen 25 yıllık hapis cezasını esastan bozmasıyla bu dava ikinci kez çökmüştür” ifadelerini kullandı. İstanbul ve Ankara Baro Başkanları’nın Berberoğlu’nun durumuna ilişkin görüşleri şöyle: MAHKEME KARARA UYMAK ZORUNDA İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu istinaf mahkemesinin kararı dört önemli noktada bozduğunu belirterek özellikle bir tanesinin kamuoyunun üzerinde durduğunu ama mahkemenin üzerinde durmadığını söyledi. O noktanın da haberin daha önce Aydınlık gazetesinde çıkmış olması olduğuna değinen Durakoğlu şöyle devam etti: “Dolayısıyla bozma kararına mahkeme uymak zorunda. İstinaf mahkemesi casusluktan da yargılanamayacağını söylüyor. Böyle bir tablo karşısında şimdi davayı gören mahkemenin ivedilikle bir tahliye kararı vermesini bek lemek sürpriz olmayacaktır. Yapılması gereken budur. Aslında benim inancım istinaf mahkemesinin de böyle bir tahliye kararını vermesiydi.” Durakoğlu davanın mahkumiyet gerekçelerinin zayıf olduğunu önceden beri söylediğini dile getirerek, “İstinaf mahkemesinin bu anlamda bu tezi haklı çıkaran bir karar vermiş oldu. Öyle umuyorum ki bu dava istinaf mahkemesin kararından sonra bir hukuksal içerik kazanmış olsun. Yeniden siyasal içeriğinin üzerinde durmamızı gerektirmeyecek bir boyut kazansın ve o boyut içerisinde değerlendirmemizi yapalım” dedi. Mehmet Durakoğlu SUÇLAMALARIN DAYANAĞI KALMADI MİT TIR’larının Suriye’ye taşıdığı yükün içeriğini belge ve somut bilgi yoktur’ tespitinde bulunmuştu. Bölge Adliye fotoğraflarıyla ortaya koyan habe Mahkemesi’nin (BAM) aynı da re imza attıkları için gazetemizin va kapsamında CHP İstanbul eski Genel Yayın Yönetmeni Can Milletvekili Enis Berberoğlu’na Dündar ve Ankara Temsilcisi Er casusluk suçundan verilen 25 dem Gül hakkında açılan casusluk yıllık hapis cezasını esastan davasının ölü doğmuş bir dava ol bozmasıyla bu dava ikinci kez duğunu dile getiren Ankara Ba çökmüştür” diye konuştu. rosu Başkanı Hakan Aynı konuya ilişkin fotoğ Canduran dava rafların daha önce başka bir nın iddiana gazetede yayınlandığına işa mesinde ga ret eden BAM’ın sırrın daha zete haber önce ifşa edildiğinin kabulü leri dışında halinde casusluk suçunun un hiçbir de Hakan Canduran surlarının oluşmayacağını vur lil olmadığı guladığını belirten Canduran nı söyledi. Candu şöyle devam etti: “Yani aleniyet kazanmış ran, Gül ve Dündar bir sırrın ikinci kez ifşa edilmesinin casus hakkında Anaya luk suçu olmayacağına dikkat çekmiştir. Ya sa Mahkemesi’nin ni söz konusu davanın en önemli argümanı verdiği kararı ha olan casusluk iddiası, hem Anayasa Mahke tırlatarak, “Hatır mesi hem de BAM tarafından reddedilmiş larsanız Anaya tir. Bu dava kapsamında Can Dündar ve Er sa Mahkeme dem Gül’e casusluk suçundan verilen 5’er si, Dündar ve yıllık cezaların da dayanağı kalmamıştır. Gül’ün tutuk Yargıtay’ın da benzer bir kararla bu cezala lu yargılanma rı bozması gerekir. Burada örgüt adına iş sının hak ih lendiği iddia edilen suç casusluktur. Onun lali olduğu da bir dayanağının olmadığı yüksek yar na hükmet gı kararlarıyla ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla tiği kararı örgüte yardım suçunun da hiç bir dayana nın gerek ğı kalmamıştır. Şimdi mahkemenin her iki çesinde ‘Ca suçlamayla ilgili de sanıklar hakkında be susluk yap raat kararı vermesi ve Enis Berberoğlu’nu tıklarına ilişkin derhal tahliye etmesi gerekir.” Enis Berberoğlu MİT TIR’ları davasında “casusluk” suçundan verilen 25 yıl hapis cezası istinaf mahkeme si tarafından bozulan CHP İstanbul Mil letvekili Enis Berberoğlu’nun avuka tı Murat Ergün, Anayasa, İstinaf ve 14. Ağır Ceza mahkemelerine ayrı ayrı baş vurarak tahliye talebinde bulundu. Avukat Murat Ergün, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Böl ge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ve Anaya sa Mahkemesi’ne üç ay rı tahliye talebinde bulun du. Berberoğlu’nun Er ALİCAN ULUDAĞ dem Gül ile birlikte yargılandığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne veri len dilekçede, Berberoğlu’na verilen mahkumiyet kararının İstanbul Böl ge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Daire si tarafından bozulduğu anımsatıldı. Bozma gerekçelerinin, sanık hakkın da yerel mahkeme tarafından verilen mahkumiyet kararının usul ve hukuka ne denli aykırı olduğunu ortaya koydu ğu belirtilen dilekçede, “Özellikle, boz ma kararında yer alan Anayasa Mah kemesi ve AİHM kararlarına yapılan atıf casusluk olgusunun tartışılması ve Aydınlık gazetesindeki önceki tarihli yayının hukuki değerlendirmesi, sayın mahkemenize yaptığımız savunmaları mızda değindiğimiz gerekçelerle bire bir örtüşmektedir” denildi. Kaçma şüphesi yok Bozma kararından sonra artık var olmayan bir ceza mahkumiyetinden bahisle “cezanın ağırlığı dikkate alınarak kaçma şüphesi” olgusundan bahsedilemeyeceği vurgulanan dilekçede, şöyle devam edildi: “Çünkü artık ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmamaktadır. Müvekkilim verilen cezanın ağırlığından bahisle kaçma şüphesi sebebiyle tutuklanmıştır. Ortada ne karar, ne de şüphe vardır. Tam tersine usul ve yasaya hukuka aykırı olduğu ortaya çıkan bir karara dayalı tutuklama tüm çıplaklığıyla ortadadır. Müebbet hapis cezasıyla yargılandığı halde değil kaçmak, kaçmaya dair en ufak bir emare sergilemeyen, her duruşmaya mahkeme heyetinden önce gelen, karar duruşmasında verilen öğle arasında adliye çevresinden ayrılmayıp derhal salona dönen sanığın kaçma şüphesinden bahsedilemez.” Dilekçede, Berberoğlu’nun ileride beraat etme olasılığının çok yüksek olduğuna dikkat çekilerek, yeniden başlayarak bir yargılamada sanığın tutukluluğunun devam etmesinin hukuki ve adil olmadığı vurgulandı. Acil ve kaçınılmaz TBMM üyesi olan Berberoğlu’nun milletvekili olarak bulunması gereken yasama faaliyetlerine katılamadığı belirtilen dilekçede, şöyle devam edildi: “Bu aşamada tutukluluk hali, milli iradenin tecellisi önünde çok açık bir engel oluşturmaktadır. Sayın mahkemenizin yetki ve sorumluluğunda bulunan bir hak ihlaline müdahale ederek müvekkilimin özgürlüğüne kavuşması için gerekli kararı vakit kaybetmeksizin alması kanaatimizce son derece gerekli, acil ve kaçınılmazdır. Ortaya çıkan durum, müvekkilimin cezaevinde kaldığı her bir günü hukuka aykırı kılmaktadır.” l ANKARA CHP’Lİ ALDAN: BERBEROĞLU’NUN GELECEĞİ, ERDOĞAN’IN DA GELECEĞİDİR Bu mahkumiyet delil olur CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Enis Berberoğlu’na yöneltilen suçlamaların “devlet sırrı” olmadığını belgeleriyle ortaya koydu. Berberoğlu hakkındaki casusluk suçlamasının kabul edilemeyeceğinin belirten Aldan, “Yargılama sonucunda Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül casusluk suçundan mahkum edilirse Türkiye’nin kaçak olarak terör örgütlerine silah sevkıyatı yaptığı tescillenmiş olur. Uluslararası mahkemelerde yargılama olursa en büyük delil de Türkiye’deki mahkumiyet kararı olacaktır. Berberoğlu’nun geleceği Tayyip Erdoğan’ın da geleceğidir” dedi. Tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Berberoğlu’nun yargılanmasıyla ilgili CHP bünyesinde kurulan komisyon üyeleri Ömer Suha Aldan, Barış Yarkadaş, Cemal Okan Yüksel ve Mehmet Gökdağ, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Komisyon üyeleri davaya delil olacak nitelikteki belgeleri ilk kez paylaştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup top Berberoğlu davasını izlemek için oluşturulan komisyon basın toplantısı düzenledi. lantısnında gösterdiği belgeye dikkat çeken Aldan, söz konusu belgenin Adana Cumhuriyet Savcısı’nın MİT TIR’larının arandığı 2014’te düzenlenen belirterek, “Aramada ele geçirilen mühimmatlar hakkında gerekli fiziki incelemenin yapıldığını Jandarma Komutanlığı’na yazıyor. Savcı mühimmat olduğunu zaten açıklıyor. Bu şu anlama geliyor; bu dosyada devlet sırrı diye bir durum yok. Gizlilik kararı alanlar FETÖ terör örgütüne üye olmaktan cezaevindeler” dedi. BBC Türkçe’de 15 Ocak 2015’te yayımlanan belgeye de dikkat çeken Aldan, “Belgeler açık şekilde internette var. Hollanda da Hıristiyan Demokrat Parti’ye götürülüp verilmiş bu bel geler. Milletvekilinin elinde, Hollanda istihbaratının elinde... Belgeler 2014’ün Kasım ayında, yani Cumhuriyet gazetesinin yayınından 1.5 yıl önce belgeler, Hollanda istihbaratının, milletvekillerinin elinde” dedi. “Ortada bir devlet sırrı yok birinin sırrı var, milletten saklanan devletten saklanan, bir sır bu’’ diyen Aldan, yargılanma sonunda Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül’ün “casusluk”tan mahkum edilmesi durumunda “Türkiye’nin izinsiz, kaçak olarak terör örgütlerine silah sevkiyatı yaptığı”nın tescilleneceğini dile getirdi. Aldan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uluslararası mahkemede yargılanmasının istendiğini belirterek, “O zaman uluslararası mahkemelerde yargılama olursa en büyük delil bu olacaktır. Erdoğan’ın, iktidarın hiç dikkat etmediğini görüyoruz. Berberoğlu’nun geleceği Erdoğan’ın geleceğidir. Erdoğan etrafındakilere iyi baksın. Kendisinin nasıl garabete sürüklendiğinin farkında olsun” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle