03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Ocak 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Kur belimizi büktü’ ekonomi 9 Erkunt Traktör Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan: Ekonominin dalgalanması çok kötü. Ne yapacağımızı bilmemiz öngörmemiz lazım. Kura bağlı maliyetler çok arttı Traktör üretiminin ve tarımın anavatanı, İtal necilerinin burada büyük katkısı oldu. AB’nin aday ülkeler için uyguladı ya, İngiltere ve Alman ğı programlar sayesinde ya gibi pazarlara ihra bizim tarım makineleri cat başarısı gösteren yerli traktör markası Erkunt ŞEHRİBAN KIRAÇ nin kalitesi de arttı ihracatı da. Türkiye’deki fir Traktör’ün patronu Zey malar çok iyi ürünler çı nep Erkunt Armağan’a göre, kardılar. Tarım makineleri ala Türkiye organik tarıma yönelir nında 2015’te AB’ye 152 milyon se yıldız haline gelebilir. Tarım dolar (yüzde 23) ihracat yaptık. ilaçları, hormon kullanımının İhracatın 182 milyon doları da zararları, daha az mazot kulla ABD’ye yapıldı. ABD, AB laf ol nımı konusunda çiftçilere eği sun diye bizden ürün almaz. Biz tim veren Erkunt Armağan, ta kalitemizi çok yükselttik. Yurt rım ve sit alanlarının inşaata dışında tanıtıma çok önem ver açılmasından vazgeçilmesi ge dik. AB’nin bize çok değerli bir rektiğine dikkat çekti. yol gösterici oldu. Daha az kar Aynı zamanda Makine İh bon emisyonu. Çevreye duyarlı racatçıları Birliği, Türk Tarım lık, kaliteli üretim, AB bize bun Alet ve Makineleri İmalatçıla ların baskısını uygulamasaydı rı Birliği’nin de Yönetim Kurulu biz bu noktada olamazdık. üyesi olan Erkunt Traktör Genel Müdürü Zeynep Erkunt Ar Algı düzelmedi mağan ile şirketi, Türk tarım n Darbe girişiminden sonra makineleri sektörü ve Türkiye gittiğiniz fuarlarda Türkiye’ye ekonomisini konuştuk. bakış nasıl oldu? n Tarım makinelerinde 2016 Gittiğimiz fuarlarda çok en nasıl geçti? teresan sorular sordular. Üre Tarım makineleri açısın timiniz devam ediyor mu? Ya dan sezon başında ümidimi kı bancılarda üretim durabilir en ran şey bir damla yağmur yağ dişeleri vardı. Ama biz anlattık madı. Kuru soğuk, ürünün top işlerin devam ettiğini. İnsanla rak altında çürümesi anlamı rı tek tek ikna etiğimizi düşü na gelir. Eylül, ekimde yağışla nüyorum. Ama bize kadar gele rın olmaması çok kötü oldu. Bu ni ikna edebiliyoruz. O algı her kuraklık beni çok endişelendir keste düzeldi mi hayır. Biz de di. 2017’de bu anlamda ümidim anlatacağız yılmayacağız. yoktu. Avrupa’nın tarım maki n Siparişlerini durduran ol neleri grafiği iniyor. Biz yerli du mu o dönemde? ler yüzde 8 ile alıp yüzde 18 ile Fuarları beklemeksizin 15 traktörü satmak zorunda oldu Temmuz yaşandıktan sonra ha ğumuz için üstümüze çok ciddi yatın, üretimin devam ettiği devreden KDV var. Bu bazı fir ne dair müşterilerimize binler maların kapısına kilit vurması ce mektup gönderdik. İhracat na neden oldu. İthalatçılar 8 li pazarlarımızı kapatmamak için raya alıp 8 liraya satıyor. Bizim özel çabalara girdik. Yoksa ka bütün derdimiz KDV’deki hak panırdı elbette. Sık sık seyahat sızlığın durdurulması. ler yaptık. Yurtdışı servislerde Belirsizlikler çok ki arkadaşlarımız yerinde oturmadı. Bu ek bir maliyet getirdi n Sektör açısından 2017’de tabii ki. Ama katlandık. Katlan ne tür riskler görüyorsunuz? maya da devam ediyoruz. Ekonominin dalgalanması n Alım grupları gelişlerini çok kötü. Ne yapacağımızı bil durdurdu mu bu dönemde? memiz, öngörmemiz lazım. Yal Evet gelmediler. Alım grup nızca makine değil bütün sek ları Türkiye’ye seyahatler ya törler için böyle. Maliyetler çok saklandı dediler. Ekim ayının arttı. İthale bağlı olan ürünler sonuna kadar hiçbir yabancı de dolar kuru nedeniyle belimiz alım heyetini Türkiye’de ağır büküldü de artık görünmüyo layamadık. Hiç kimse gelmedi. ruz. Bu belirsizlik beni çok öl Bunun tek nedeni 15 Tem dürüyor. Hiçbir şey yapmadan muz değildi. İstanbul’da bekliyoruz. Döviz bu şekilde de Ankara’da patlayan bom vam edecek mi, etmeyecek mi, balar, artan terör saldırı referanduma gidilecek mi, faiz ları da insanları çok ür ne olacak? Ekonomik paramet küttü. Özellikle Atatürk relerin hepsi altüst oldu. Derbe Havalima’nındaki pat girişiminden bu yana çok faz lama insanları çok ür la devlet memuru görevinden küttü. uzaklaştırıldı. O kadrolar boş n Şimdi normale duramaz. Özel sektörde çok cid döndü mü? di bir personel hareketliliği var Şu anda geliyorlar. Sa şu anda. Hiçbir dönem personel kinledi. Biz de fuarlarda değişimi bu kadar olmamıştı. şurda burda, biz tamamız, Bu yıl daha zor olacak gibi gö biz ayaktayız, üretiyoruz rünüyor. diyoruz. Müşterilerimizle Ayrıca ArGe faaliyetlerinde internet üzerinden görün sıkıntılar var. Evet çok güzel te tülü konuşuyoruz. Toplan şivikler verildi. Ama ArGe ya tılarımızı internet üzerin pacak tasarımcılarımız yok. Ay den Skayple ile yaptığı rıca ArGe’si yapılmış ürünün mız dönemler oldu. ticarileştirilmesi gerekiyor. Bi Olmadı mı oldu. zim bütün paralarımızı başlan Ama bir buruk gıç sermayesi yiyiyor. luk vardı. İle n Makine sektörünün genel riye ümitle performansı nasıl? bakmak zo 2015’te toplam makine ihra rundayız. catı 12.3 milyar dolar oludu. Bu nun 650 milyon dolarlı tarım makinelerine ait. Makine ihra catında son 45 yılda müthiş bir hamle yaptık. Türkiye’nin maki Erkunt Traktör’ün 14 yıldır üretim yaptığını belirten Zeynep Erkunt Armağan, üretimlerinin yüzde 10’unu ihraç ettiklerini söyledi. Erkunt’un hedefi ikincilik n Erkunt’tan bahseder misiniz, üretim kapasiteniz ne? * Erkunt’ta 400’e yakın çalışan var. 2016’da 5 bin 500 traktör ürettik. 2017’de 7 bin traktör üretim hedefimiz var. 2016’da toplam üretimimizin yüzde 10’unu ihraç ettik. 2017’de 1000 adetlik ihracat hedefliyoruz. Tabii çok zor bir hedeften bahsediyorum. n Nerelere ihracat yapıyorsunuz? Bütün Balkan ülkeleri, Almanya, İngiltere ve İtalya’ya ihraç ediyorum. Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine satıyo rum. Çok güzel ihracat yaptığımız ülkeleri pıt pıt kaybettik. Suriye ve Yemen tamamen bitti. Irak yeniden başlayacak. Şu an İngiltere ve Balkan ülkelerine ihracatımız çok iyi gidiyor. Mısır’a girdik; girmemizle çıkmamız bir oldu. Cezayir’de pazar beşincisiyiz. Türkiye’de pazar üçüncüyüz. 2017’de ikinci olmak için çalışacağız. n Bu alana nasıl girdiniz nasıl traktörcü oldunuz? Türkiye’de bir yerli traktör markası olsun dedik ve başladık. İyi ki de başladık. Türkiye bazı dönemlerde tökezlemeseydi çok daha iyi yerlerde olabilirdik. Eminim ekonomi biraz daha düzelidiğinde Türkiye daha huzurlu bir ortama kavuşutğunda bizim arkamızda yeni traktör markaları gelecektir. Türkiye gibi bir tarım ülkesinde üretimin 5 katı ithalata ihtiyaç yok. Çiftçinin Zeynep Ablası n Kadın olarak böyle bir alanda faaliyet göstermenin ne tür zorlukları var? İlk başta Türkiye’den kabul görmekte çok zorlandım. Toplantılarda genel müdür diye beni tanıttıklarında bu na sıl genel müdür diyorlardı. Ama kadın olmak yönetememek, geliştirememek demek değil. Çiftçinin sesi her an kulağımızda ve tasarım ekibimizi ona göre yönlendiriyoruz. Şimdi bütün çiftçilerin Zeynep ablasıyım. n Erkunt’ta çalışanların yüzde kaçı kadın? Yüzde 24’ü. Mavi yakada da kadınların olmasını istiyorum. Kadın hassasiyeti başka. Öyle güzel ürünler çıkarıyorlar ki. Kadınları çalıştıralım diye çıkarılan birçok kanun kadınları çalıştırmama üzerine kurulu. Kadınları istihdam edecek çıkarılan her kanunun kadın işverenlerle görüşmek onlardan görüş almak gerekiyor. Sanayiyi de çok renkli çoksesli yapabilmek için uğraşmalıyız. Kadın sadece tekstilde çalışıyor. Sadece dikiş dikmek talihiymiş gibi. Her şeye rağmen yüzde 50 kadın çalışan sayısına ulaşmak istiyorum. Çiftçi korkmaya görsün n Tarım sektöründe kullanılan makinelerin yüzde kaçı yerli üretim? Biz Erkunt olarak bu işe girdiğimizde yani 2004’te yüzde 2.3’tü ithal payı. Şu anda yüzde 33 ithal. Çok arttı ithalat. Türkiye gibi bir tarım ülkesinin hiç de ithal traktöre ihtiyacı yok. Türkiye’de yılda 70 bin civarında traktör satılıyor. 2016’da bu rakam 68 bin olur. 2017 sonun da ise pazar daha kötüleşirse 65 bin adete inebilir. Türkiye’de 5 tane üretici , 31 tane marka var. Ama KDV dengesizliği nedeniyle ithalat giderek artıyor. n 2017’de traktör satışları neden düşecek? Kuraklık nedeniyle bazı bölgelerde ciddi düşüşler olacak. Ekonomik berisizlik ülkeyi vuruyor geçiriyor. İnsanlar ürküyor artık. Çiftçi korkmaya görsün. Satışların düştü mü çok dramatik düştüğünü biliyoruz. Ürkenlerin ürününü de iyi olmayacğını düşündüğümüzde yeni alım yapmayacaklar. n Tarım alanları ve çiftçi sayısı sürekli düşüyor bu sektörünüzü nasıl etkiliyor? 1960’lı yıllarda Türkiye’deki çiftçi nüfusu yüzde 48’di. Şu anda yüzde 24. Türkiye’nin tarımsal ürünü de ihraç ediyor hale gelmesi gerekiyor. Benim en büyük hayalim organik tarımın yaygınlaştırılmasıdır. Anna baba usulü tarımın geri gelmesi gerekiyor. Bununla Türkiye’yi bir yıldız yapabiliriz. Tarım alanlarında inşaat işlerine son verilmeli. SİT alanlarının inşaata açılması içimizin yarası. Hegemonya krizi derinleşirken ABD hegemonyasının gerileme sürecinin nihai aşamasına girdiğine ilişkin belirtiler 2016 yılının son haftalarında yoğunlaştı. ABD yönetiminin bu tarihsel (maddi) gelişmeye uyum sağlamaya çalışmak yerine, sonuç verme şansı olmayan süreci geri çevirme çabalarında ısrar etmesi, reaksiyoner, gerilemeyi, hatta sistemik dağılmayı hızlandıran dış politika reflekslerine yol açıyor. Strateji sorunu “Soğuk Savaş” sonrasında ABD açısından, bir “dış politika paradigması sorunu” oluşmuştu. Bir taraftan ABD kendini “tek süper güç” olarak tanımlıyor, diğer taraftan, geleneksel müttefiklerinin ABD’den bağımsız davranma eğilimi güçleniyordu. “Küreselleşme”, “Yeni ekonomi” (internet vb...) heyecanının yüksek olduğu Clinton döneminde, bu “paradigma krizi” kendiliğinden aşılır gibiydi. Ancak Clinton’un II. döneminde, “Asya Krizi” sırasında, IMF’de temsil edilen ABD modeline yönelik eleştiriler yoğunlaşınca, ABD’nin Kosova savaşı deneyiminin de etkisiyle yeni bir “stratejik yaklaşım” şekillenmeye başladı. Her ne kadar bu yeni yaklaşım pratiğe Bush döneminde konacak olsa da, “Bütün Olası Savaşlar” (iki partiden), “Project for New American Century” (neocon), “Clean Break” (neocon) gibi raporlar, Clinton yönetiminde üretilen “Büyük Ortadoğu” kavramı, ABD’nin konumunun, “vazgeçilmez ülke” olarak biteviye vurgulanması, “imparatorluk projesi” olarak tanımlanan yeni bir stratejinin temel unsurlarının yerine oturmaya başladığını gösteriyordu. G.W. Bush’un II. dönemine gelince, bu kez, imparatorluk projesinin başarısızlıklarının eleştirisi üzerinde yeni bir dış politika yöneliminin temel unsurlarının, hatta kadrolarının, daha Obama yönetime gelmeden yerine oturmaya başladığını görüyoruz. Ancak, şimdi durum farklı. Obama’nın ikinci döneminde, Libya’da kaosla, Ukrayna’da Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesiyle, Suriye üzerinden, Rusya’nın Ortadoğu’da etkin bir güç olarak geri gelmesiyle sonuçlanan hatalara ilişkin yaşanan tartışmalara bakınca şunu görüyoruz: ABD yönetici seçkinleri, devletin çevresindeki uzmanlar, yeni bir dış politika stratejisi üzerinde, özellikle Rusya konusunda anlaşamıyorlar. Bu tartışmalar, yönetimin refleksleri de ABD’nin zaaflarını sergiliyor. ‘Vazgeçilmez ülke’ mi dediniz? Örneğin, Obama yönetimi, Rusya’yı başkanlık seçimlerine müdahale ederek sonuçları etkilemekle suçladı, elindeki kanıtları hâlâ açıklayamadı ama, 35 Rus diplomatını sınır dışı etti. ABD yönetici eliti, bu suçlamaya ilişkin ortak bir tutum takınamadı. Şimdi, kimi ülkelerin liderleri, ABD’nin, 1946 2000 arasında 80’den fazla ülkede seçimleri, açık ya da gizli yöntemlerle etkilemeye çalışmış olduğunu (NPR, 22/12/2016) anımsayarak, “ABD bu ülkelere benzemeye başlamış”, “ABD sanal uzayını, hele başkanlık seçimleri gibi kritik bir dönemde, dış etkilere karşı koruyamıyor” sonucunu çıkarıyorlar. İkincisi: Türkiye önemli bir NATO ülkesi ve AB’nin üye adayı. ABD yönetimi Türkiye’de “siyasal İslam”ın iktidara gelmesini kolaylaştırdı. Son yıllarda ABD yönetimi, bu akımın totaliter bir rejim kurma yolunda hızla ilerlediğini, ülkesinin sınırlarını Suriye’ye giden cihatçılara açtığını, Avrupa’da bir göçmenler krizinin oluşmasına doğrudan katkıda bulunduğunu gördü. Daha sonra Türkiye, Rusya ve İran’ın, ABD’nin bölgedeki etkisini kırma stratejisini desteklemeye, ABD’yi IŞİD’e destek vermekle Türkiye’ye karşı komplo kurmakla, suçlamaya başladı. Bu iki örnek bize ABD’nin “vazgeçilmez ülke” iddiasının anlamsızlaştığını; ABD merkezli, küresel güvenlik mimarisinin dağılma sürecinin 2017’de hızlanacağını söylüyor. “Trump nasıl bir dış politika uygulayacak” sorusunun cevabı ilgiyle, kaygıyla bekleniyor. Dış hatlarda rekor düşüş Antalya Havalimanı’nda 2016’daki uçak trafiği dış hatlarda yüzde 32.6, iç hatlarda ise yüzde 0.5 geriledi. Yolcu sayısında ise dış hatlarda yüzde 43 düşüşe karşın iç hatlarda yüzde 3.7 artış oldu. Antalya Havalimanı Mülki İdare Amirliği verilerine göre, dış hatlardaki uçak trafiği 76 bin 233, iç hatlarda 51 bin 264 olmak üzere toplam 127 bin 497 oldu. Dış hatlara toplam 38 bin 62 uçak gelirken, yurtdışına 38 bin 171 uçuş gerçekleşti. 2016 yılında dış hatlara toplam gelengiden uçak sayısı 76 bin 233 olurken, 2015’te bu rakam 123 bin 737 idi. l Ekonomi Servisi Akfen’e iki katı talep Akfen Holding tarafından 3 yıl vadeli ve 3 ayda bir faiz ödemeli olarak yapılan 300 milyon TL tahvil ihracı tamamlandı. 5 Ocak 2017 tarihinde İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. aracılığıyla yapılan tahvil satışına 200’ün üzerinde nitelikli yatırımcı ilgi gösterdi. Akfen Holding Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CFO) Kadri Samsunlu “Ocak ayı içinde 140 milyon TL’lik bir tahvil geri ödememiz vardı, 150 milyon TL’lik bir tahvil ihracı planladık. Ancak talep çok yüksek geldi ve ihraç miktarımızı arttırarak 300 milyon TL’lik tahvil satışını başarıyla gerçekleştirdik” dedi. l Ekonomi Servisi Açıkalın, faizlerde yükseliş bekliyor Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Faik Açıkalın, küresel belirsizliklerin devam etmesi ve Fed’in bundan sonraki adımlarında beklenenden daha agresif davranması gibi nedenlerin etkisiyle TL’deki değer kaybının artması ve TCMB’nin faiz artışına devam etmesi halinde fonlama maliyetlerinin ve dolayısıyla faizlerin bir miktar yükseleceğine dikkat çekti. Açıkalın, “Bankalar sürdürülebilir kârlılık ve verimliliklerini artırabilmek için gelecek dönemde etkin aktif kali tesi ve gider yöneti mine daha da ağır lık vermeliler. TCMB ve BDDK’nin des tekleyici uy gulamaları nın 2017 yı lında da be lirsizlikler ve risklerin etkisini sı nırlaması nı bekliyo ruz” dedi. l Ekonomi Servisi Faik Açıkalın Beş kuruyemişten 15.8 milyar katkı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, sert kabuklular denilen fındık, kestane, antepfıstığı, ceviz ve bademin ekonomiye 15.8 milyar 830.7 milyon liralık katkı yaptığını belirtti. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, 2015 yılında Türkiye, 9 milyar 709.4 milyon liralık fındık, 2 milyar 555.5 milyon liralık ceviz, 2 milyar 514.2 milyon liralık antepfıstığı, 585.6 milyon liralık badem, 466 milyon liralık kestane üretti. Bayraktar, sert kabuklu meyvelerin ülke meyveciliğinde özel bir yere sahip olduğunu, değer olarak toplam meyve üretiminin yüzde 38.3’ünü, toplam bitkisel üretimin yüzde 13.2’sini karşılayan 5 üründe Türkiye’nin dünya üretiminin yüzde 5.9’unu gerçekleştirdiğini, sıralamada ise Çin, ABD ve İran’ın ardından dördüncü olduğunu vurguladı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle