Katalog

Pazartesi 9 Ocak 2017 6 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Fırat KalkanI 47. şehit uğurlandı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de sürdürdüğü Fırat Kalkanı Harekatı’nda şehit olan 25 yaşındaki Piyade Astsubay Çavuş Osman Açıkgöz için dün sabah Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda uğurlama töreni düzenlendi. Açıkgöz’ün Türk bayrağına sarılı cenazesi daha sonra toprağa verilmek üzere karayoluyla memleketi Kahramanmaraş’a gönderildi. Şehit için mahalle meydanında cenaze töreni düzenlendi. Açıkgöz’ün cenazesi mahalle mezarlığında toprağa verildi. l DHA Şehidin babası taziyeleri kabul etti. O isim şimdi tanık oldu İtirafçı eski HSYK üyelerinin cemaatin yargıdaki örgütlenmesini anlatırken ismini verdikleri Başbakan’ın danışmanı Birol Erdem’in tanık olarak ayrılması eleştiriliyor 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan ve itirafçı olan eski HSYK üyelerinin cemaatin yargıdaki örgütlenmesini anlatırken es ki Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü ve Müsteşarı Bi rol Erdem’in ro lüne dikkat çek mesine karşın Erdem’in tanık ALİCAN ULUDAĞ olarak ayrılması soru işaretlerine neden oldu. İdari yargı hâkimi olan ve 2000’li yıllarda Personel Daire’de görev alan Erdem, Per sonel Daire Başkanlığı’na ka dar yükseldi. 2010’daki anaya sa değişikliğinin ardından yapı lan seçimler sonucunda cema atçilerle birlikte HSYK üyeliği ne atanan Birol Erdem, Ahmet Kahraman’ın emekliye ayrılmasının ardından 21 Kasım 2011 tarihinde Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevine getirildi. Erdem, 17 Aralık sonrası 1 Ocak 2014 tarihinde görevden alındı ve Bakanlık Yüksek Müşaviri olarak atandı. Şu anda Başbakan Yıldırım’ın başdanışmanlığını yapan Erdem, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından binlerce hâkim ve savcı FETÖ kapsamında ihraç edilip, tutuklandığı süBirol Erdem reçte savcılık tarafından “tanık” olarak dinlenildi. Erdem’in Adalet Bakanlığı’nda ve HSYK’de beraber çalıştığı İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Mustafa Kemal Özçelik ise şüpheli olarak sorgulanıp tutuklandı. Okur, Hamsici ve Özçelik, ifadelerinde Erdem’in cemaatin yargıda etkinleşmesindeki rolünü açıkça ortaya koymuştu. Pazarlıkta vardı Örneğin Ahmet Hamsici, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve müsteşar Ahmet Kahraman’ın Yargıtay ve Danıştay’a yapılacak atamalar için hazırlık yapılması talimatının verdikten son ra yaptıkları toplantıları anlatırken, FETÖ üyeliğinden ihraç edilen HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya’nın evinde yapılan toplantıya İbrahim Okur, Teoman Gökçe, Nesibe Özer, Ömer Köroğlu, Hüseyin Serter, Ahmet Kaya, Ahmet Berberoğlu, Resul Yıldırım, Bülent Çiçekli’nin yanı sıra Birol Erdem’in de katıldığını anlattı. Hamsici’ye göre Erdem ve Okur ile cemaat mensupları arasında Yargıtay ve Danıştay üyeliği için liste pazarlığı yaptı. Tutuklu HSYK üyesi Ahmet Berberoğlu, toplantıda “Hoca efendiye danışılmış, arkadaşların 140’tan aşağı razı olmaması gerektiğini” ifade etti. Anlaşma sağlanamayınca Hamsici, İbrahim Okur ve Birol Erdem, Müsteşar Ahmet Kahraman’ın yanına gitti ve en az 140 kişi Yargıtay üyesi istediklerini anlattı. Kahraman, gelenlere “anlaşın, ortaklığı baştan bozamayız, önümüzde 4 yıl var, anlaşın” dedi. Hamsici, sonrası nı şöyle anlattı: “Gülen cemaati mensubu kurul üyeleriyle tekrar bir araya geldik. 108 üyeye razı oldular. Bizim ve diğer üyelerin belirlediği bazı isimler de listeye girince sayı 180’e kadar çıktı. Ancak resmi seçim sonucu Gülen cemaatinin daha önce belirlediği 108 adaydan 107’si Yargıtay üyesi seçildi. Danıştay’da ise cemaatin belirlediği tüm adaylar seçilmiş oldu.” Toplantılara katılırdı Hamsici, Mustafa Kemal Özçelik ve Engin Durnagöl’ün 2001 yılında personel genel müdürlüğüne tetkik hâkimi olarak gelmelerinden sonra 2008 yılına kadar bu kişilerin düzenlediği Gülen cemaati sohbet toplantılarına İbrahim Okur, Birol Erdem ve Hüseyin Yıldırım ile katıldıklarını ifade etti. l ANKARA FETÖ ZONGULDAK İDDİANAMESİ ‘Kamu malları peşkeş çekildi’ Zonguldak’ta,15 Temmuz darbe girişimi ne ilişkin yürütülen soruşturmada meslekten ihraç edilen Zonguldak Garnizon Komutanı Tuğgeneral Birol Şimşek, Garnizon Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Kamil Günler, Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan ile Karadeniz Bölge Komutanlığı Üst Savunma Birlikleri Komutanı Deniz Albay Mustafa Kemal Öztürk hakkında hazırlanan iddianame, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Gökhan Yüksel’in hazırladığı iddianamede şüpheliler hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi. İddianamede örgütün gelir kaynakları belirtilerek, örgütün şirketleri aracılığıyla piyasayı ve kamu mallarını ele geçirdiği ifade edildi. Örgütün gelirleri arasında kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi, belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek, veya şirketler lehine yapılması, işadamlarının şantajla saf dışı bırakılması yer alması dikkat çekti. l DHA Kartepe emniyet müdürü açığa alındı Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sakarya’ya giden tankları D100 Karayolu’nda durdurarak, askerleri gözaltına aldırdığı idda edilen İlçe Emniyet Müdürü Cüneyt Akkaya, FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındı. l DHA Adliyede intihar etti Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda bulunup adliyede görev yapan polis memuru Sadullah K. hakkında, FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle yürütülen idari soruşturma kapsamında açığa alma kararı verildi. Kararı bildirmek üzere adliyede görevli olduğu polis merkezine gelen yetkililerin silahını ve kimliğini istemesi üzerine polis memuru K., zimmetindeki tabanca ile kafasına bir el ateş ederek yaşamına son verdi. Öte yandan olay sırasında polis memurundan sadece silahı istenip emniyete davet edildiği öğrenildi. l DHA Polis intihara kalkıştı Samsun Kapalı Cezaevi’nde FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında tutuklu bulunan polis memuru A.A.(36), kendini asarak intihara kalkıştı. Tedavi altına alınan A.A.’nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. l İHA Savaşları bitirecek gelişme, iktidara ne zaman gelir Eski dünyanın şirketleri yerini Bilgi Toplumu şirketlerine bırakıyor. Ama siyaset 400 yıllık geçmişin elinde.. “Üçüncü dünya savaşı” seri yazılarında, 300 yıllık Sanayi Toplumu ve öncesinin “bilgi, politika, alışkanlıklar, emperyalist sömürü biçimleri, silahlanma, kültür, gelenekler ve dini kültürler”den oluşan bir “birikim”in, ulus devletleri ve çağımızı yönettiğini belirtmiştim. Bugünkü “yönetimegemenlik müktesebatı”nın arka planında en az 300 yıllık birikim var. Bugünkü siyasi kültürün ve partilerin hemen hepsi de bu müktesebatın ürünü. Yönetim ve var oluş biçimlerine kadar. Dünya bunu aşacak mı, aşamayacak mı, işte bütün sorun bu! Yeni ve farklı bir toplum, ekonomik ve yönetim boyutuna geçmek zorunda dünya. Ekonominin biçimi bunu belirleyecek varsayımından hareket edeceğiz. Çünkü toplumların ve tüm yönetim biçimlerinin esas altyapısını ekonomik faaliyetler oluşturuyor. 10 yılda büyük değişim Bugün dünya ekonomisinde şirketlerin uğraş alanlarında son 10 yılda bile büyük değişimler gerçekleşti. Şimdi aşağıdaki listeye bakın. Orada 2006 ve 2016 yıllarında, halka açık şirketler arasında piyasada değeri en yüksek 6 şirketin sıralamasını görüyorsunuz. 2006’daki sırada teknoloji şirketi olarak sadece Microsoft’u görüyoruz. Diğerleri: 3 tane petroenerji şirketi, bir tane finans (Citigroup) ve bir tane de çoklu üretim yapısına sahip G. Electric. Belirteyim: Bu şirketlerin hepsi dijital teknoloji çağından önce, yani Sanayi Toplumu ve ekonomisinin (Microsoft dışında) devleri. Microsoft ise 2001’den itibaren tek tekno şirket olarak listede yerini almıştı. 2016’ya gelince, 5 tane teknoloji çağının şirketi listeyi istila etmiş durumda. Sadece Exxon Mobil yerini koruyabilmiş, o da 5. sırada. Aralarına finans bile girememiş. Çok ciddi radikal dönüşüm var 2016’ya damgasını vuran şirketlerin hiçbirinin “sanayi toplumu ve ekonomisi” ile ilişkisi yok. Tarihsel “ailesel” bir geçmişi yok, hiçbir sanayi toplumu çağı şirketi ile hiçbir göbek bağı bulunmuyor. Yaratıcıları, dijitalelektronik çağının gençleri. 1980 sonrası nesiller. Dijitalleşme ve bilgisayarlaşma başlayınca ortaya çıktılar. Servetlerini, şirketlerini tamamen bu ortamda yarattılar. Bu yeni dönem, Bilgi Toplumu/ Ekonomisi dönemi. Var olan eski sanayiyi de dönüştüren, dijitalleştiren, “yeniden elektronik olarak giydiren” bir ağ ortamında iletişimini geliştiren Bilgi Toplumu Ekonomisi/ şirketleri.. Sanayi 4.0 budur. Ve sahibi Bilgi Toplumu şirketleri – ekonomisidir. Sanayi toplumu siyaseten tabii ki ekonomik olarak küçülerek yaşarken ve dünyayı yönetirken, Bilgi Toplumu ekonomisi tabandan hızla dünyayı ele geçiriyor ve siyaseti de etkilemeye başlıyor. Bu bir yeni durum. Savaşa ihtiyaçları yok Bilgi ekonomisinin savaşa ihtiyacı yok. Dünya Savaşı’na (3. mesela) tabii ki hiç yok. Yerel savaşlara da.. Suriye savaşına, Irak savaşına hiç mi hiç yok. Tersine bu savaşlar, kendilerinin ekonomik olarak da bu ülkelerde yayılmalarına engel. Pazar daralması yaratıyorlar. Savaşların destekçileri eski dünyanın savaşpetrol, enerji şirketleri. Bunların destekçileri de Neoconlar (Yeni Muhafazakârlar). Dünyanın açmazı burada Sanayi Toplumu ekonomileri henüz siyasette çok etkenler. Çünkü her zaman bugünü yöneten eski toplumun müktesebatı oluyor. Toplumun kılcal damarlarında yaşıyorlar ve yönetiyorlar. Din gibi bir müktesebata da dayanarak. Bizi geçmiş yönetiyor. Yeni Bilgi Ekonomisi ve Toplumu yeni büyüyor. İktidardan uzak henüz. Ayrıca, ileri sürülenlerin aksine, bilgi toplumu yeni bir sınıf da yaratıyor (proletarya değil). Bu konuyu yer yer sürdüreceğim. 2009’da Türkiye Bilimler Akademisi yayınları arasında çıkan “Bilgi Toplumu Sınıfı Dünya ve İktidar Sorunu” 140 sayfalık kitapçığımda bu konuyu tartışmaya açmıştım. Şimdi yeni verilerle sürdürülmesi gerekiyor. C MY B