03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Ocak 2017 10 Cesur bir yetkili aranıyor Başlıktaki “cesur” yerine “Karar verebildiği kadar hesap da verebilmekten çekinmeyen bir yetkili” yazabilirdim ama çok uzun olurdu. Siz uzununu okuyun... Bu “yetkili”nin kim olduğunu bilmiyorum. Sulh ceza hâkimliklerinde görevli bir yargıç olabilir, bir savcı olabilir, bir polis şefi olabilir, bir bakan, başbakan, cumhurbaşkanı bile olabilir. Böyle bir yetkili aranıyor, çünkü çok yalın, çok kestirme bir soru aylardır yanıtsız ve son günlerde bu yalın soru pek yoğun sorulur oldu. Soru şu: Ege Üniversitesi’nde Profesör Melek Göregenli neden üniversiteden atıldı? Kim, onun hangi suçu işlediğini iddia etti ve karar veren yetkili hangi iddiayı doğru bulup Melek Göregenli’nin üniversitede ders vermesini sakıncalı bulup atılmasına karar verdi? Şimdi lütfen kalemi elinize alın; Ege Üniversitesi yerine mesela Ankara Üniversitesi, Melek Göregenli yerine mesela Dr. Cenk Yiğiter, Dr. Faruk Alpkaya, Doç. Dr. Sevilay Çelenk yazın. Dilerseniz Dicle Üniversitesi yazın, dilerseniz saydığım akademisyenler yerine son KHK ile atılan 631 akademisyenden ya da önceki KHK’ler ile atılan akademisyenlerden birinin adını yazın. Soru değişmiyor: Kim, onların hangi suçu işlediğini iddia etti ve karar veren yetkili o iddiayı doğru bulup o akademisyenlerin üniversitede ders vermelerini sakıncalı bulup atılmalarına karar verdi. Soruyu biraz, çok az değiştirelim: Savcı Ahmet Şık arkadaşımın hangi suçu işlediğini iddia etti ve o yüzden tutuklanmasını istedi? Savcının yazısı önüne gelen sulh ceza yargıcı hangi kanıtları görüp, değerlendirip onun tutuklanmasına karar verdi? Şimdi de Ahmet Şık’ı değiştirelim: Akın Atalay, Murat Sabuncu, Turhan Günay, Kadri Gürsel, Güray Öz, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Musa Kart, Önder Çelik, Hakan Kara arkadaşlarım savcının hangi kanıtlarıyla, hangi suçu işlediklerinden dolayı sulh ceza yargıcı karar verdi ve tutuklandılar? Bitmedi. Zaten bitecek gibi de değil. Necmiye Alpay ile Aslı Erdoğan’ın hangi suçu işledikleri kanıtlandı da yargıç onları tutuklayıp dört buçuk ay hapiste tuttu? Dedim a bitecek gibi değil. Ahmet Altan, Mehmet Altan kardeşler niye tutuklandılar? Şahin Alpay’ın, Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak’ın tutuklanmalarını gerektiren suçları nedir? Selahattin Demirtaş’ın, Gültan Kışanak’ın, Ahmet Türk’ün tutuklanmalarına karar verilecek kadar ciddi ve kanıtlanmış suçları nedir? Evrensel’den, Özgür Gündem’den, BirGün’den, haber ajanslarından mesleklerini yaparken gözaltına alınıp ardından tutuklanan meslektaşlarımı suçlayan savcının kanıtları ne, ve o kanıtlara bakarak (ya da bakmaya bile gerek duymayarak) tutuklama kararı veren yargıç(lar) neye dayanarak bu kararları verdi? Hepsini, işten atılan ya da içeri tıkılan herkesi sayamam. Ama sorarım: Akademiden, medyadan, yaşamın hemen her alanından kanıtlanmamış ve kanıtlanmaya ihtiyaç bile duyulmayan kararlarla tutuklananlarla ilgili “karar verebildiği kadar hesap da verebilecek bir yetkili” arıyoruz ve... Ve bulamıyoruz. Yaşadığımız günlerin bir özeti de bu cümle olsa gerek... haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Hepimiz ‘AHMET ŞIK ÖLDÜREMEDİKLERİ METİN GÖKTEPE’DİR’ Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe de BirGün gazetesine kardeşinin yakın arkadaşı Ahmet Şık’ın tutuklanmasını anlattı. Meryem Göktepe, “Tam da slogan olduğu gibi… Ahmet Şık, öldüremedikleri Metin Göktepe’dir. Bir gazeteciyi neden öldürürler, neden gözaltına alırlar? Buna bakmak lazım. Aslında öldürmek istedikleri, tutsak yapmak istedikleri gerçeklerdir. Onların şahsında ‘haber’ ve halkın bir bölümü yok edilmek istenir. Metin öldürüldüğünde Ahmet’in elinde kardeşimin fotoğrafı vardı. Kardeş yadigârı bir kardeş. O günden beri benim seçilmiş kardeşim. Annem, Ahmet’in annesine sesleniyor; ‘O benim de oğlum, onunla gurur duy’ diyor. ‘Çalmadı, çırpmadı, öldürmedi… Halkın yanında olduğu için tutsak edildi.” birer Metin’izFotoğraf:SEYHANAVŞAR 21 yıl önce katledilen Metin Göktepe, mezarı başında anıldı. Anne Fadime Göktepe, “Ahmet Şık niye şu an cezaevinde? Gerçekleri yazdığı için. Metin’i de onun için katlettiler” dedi 21yıl önce polisler tarafından haber takibi sırasında gözaltına alındıktan sonra dövülerek öldürülen gazeteci Metin Göktepe katledilişinin 21.yılında mezarı başında anıldı. Anmada konuşan Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, “Metin’im 21 yıl önce öldürüldü. O bir gazeteciydi. Benim için emekçiler, kadınlar, çocuklar birer Metin’dir. Ahmet Şık benim için bir Metin’dir. Ahmet Şık niye şu an cezaevinde? Ger çekleri yazdığı için. Metin’i de onun için katlettiler” dedi. Metin Göktepe’nin Esenler Kemer Mezarlığı’ndaki anma törenine annesi FadimeGöktepe, ablası Meryem Göktepe, yakınları ve arkadaşlarının yanı sıra Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Emek partisi MYK üyesi Levent Tüzel, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Berkin Elvan’ın ailesi, Cumarte si Anneleri, İnsan hakları savunucuları ve çok sayıda partili katıldı. Metin’in yanındaydı Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Bugün tutuklu olan Ahmet Şık, Metin’in her zaman yanındaydı. Onun da özgürlüğü için elimizden geleni yapacağız. Bugün başta Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetici, yazar ve çizerleri ile birlikte çok sayıda gazeteci tutuklu. Biz bu davaların da takipçisi olaca ğız” diye konuştu. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş da Türkiye tarihinde gerçeğin peşinde koşan onlarca gazetecinin öldürüldüğüne dikkat çekerek, “Metin Göktepe onlardan birisiydi. Gerçeğin, haberin peşinde olduğu için  öldürüldü” dedi. Gazeteci Nazım Alpman da “Metin bizim için direniş noktasıdır. Bu direniş noktasından yola çıkarak Ahmet Şık’a ve bütün gazetecilere sözümüz olsun, onlar özgürlüklerine kavuşana kadar direneceğiz”dedi. Selma Gürkan da Metin Göktepe’yi öldüren siyasal koşulların günümüzde de sürdüğünü belirterek “Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, İnan Kızılkaya, Ahmet Şık şu an cezaevinde. 6 gazeteci ise iki haftadır gözaltında. Örneğin bugün yaşadığımız bombalı ve silahlı saldırıların ne kadarı MİT TIR’larıyla giden silahlardır? Biz bu soruları sormaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kayyım anıt ve heykele düşman Belediyeye atanan kayyım, Roboski anıtı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki insan başlı kanatlı aslan heykelleri kaldırıldı Roboski Anıtı, 34 kişinin anısına Kayapınar ilçesinde yaptırılmıştı. Anıtın tamamı sökülürken yerinde sadece beton kaidesi kaldı. MAHMUT ORAL Kayyım atanan belediyelerde tiyatrolar, kültür ve kadın merkezleri, çokdilli tabelalarının kaldırılmasının ardından heykeller de kaldırılmaya başlandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki Asur mitolojisinde “Lamassus” olarak isimlendirilen, insan başlı kanatlı aslan figürü 2 heykel kaldırıldı. Önceki gün akşam saatlerinde de merkez Kayapınar ilçesindeki Parkorman içinde 28 Aralık 2011’de Roboski’de kaçaktan dönerken savaş uçakları tarafından bombalanarak yaşamını yitiren 19’u çocuk 34 kişi anısına yaptırılan Roboski Anıtı kaldırıldı. Kaldırılan anıt ve heykeller için belediye yetkilileri bir açıklama yapmadı. Belediye önündeki insan başlı kanatlı aslan figürü kaldırıldı. 5 yıldır adalet beklediklerini, ailelerin adalet talebi için kurulan Roboski Derneği’nin de KHK ile kapatıldığını vurgulayan Veli Encü, “Roboski katliamını simgeleyen anıtı kaldırdığında katliamı olmamış mı sayacaklar? Hafızalarımıza ve yüreğimize kazınan, acıyı, öfkeyi ve yakınlarımızın paramparça olmuş bedenlerini nasıl sökecekler? 5 yıldır inkâr ettikleri katliamın, anıtını yıkmalarını şa şırmamak lazım” dedi. ‘Unutturamayacaklar’ Heykel ve anıtın ne amaçla yerinden kaldırıldığını öğrenmek istediklerini belirten Encü, Roboski Anıtı’nın yerine konulmasını istediklerini da anlattı. Encü “Roboski’ye dair ne varsa unutturmak istiyorlar, bizim adalet ve barış arayışımız karşılık bulana kadar devam edecek” diye konuştu. l DİYARBAKIR Uzun namlulu silahlarla polis gözetiminde yapılıyor Mersin’de esrarengiz kazı Mersin’in Tarsus ilçesinde 82 Evler Mahallesi’nde gecekondu türündeki bir evde özel harekât polisleri gözetiminde yapılan esrarengiz kazı yaklaşık 1.5 aydır sürüyor. Kazının yapıldığı eve girmek isteyen CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’ya gizlilik kararı nedeniyle izin verilmedi. Kazının 2012 yılında Tarsus’ta, tarihi eser kaçakçılığı şebekelerini araştırırken öldürüldüğü iddia edilen polis memuru Mithat Erdal cinayeti ile ilgili olabileceği iddia ediliyor. 24 saat nöbet Ankara’dan oluşturulan özel bir ekip, özel harekât polislerinin aldığı önlemler altında yaklaşık 1.5 ay önce mahalleye girdi. MİT görevlilerinin Kapalı olan sokağın girişinde kurulan derme çatma sobalı kulübede uzun namlulu silah taşıyan polisler görevde. de yer aldığı ekip çalışmalara başlarken, sokağın giriş ve çıkışı zıhlı polis araçlarıyla kapatıldı. Kazıda, 24 saat esasına göre 20 kişi çalışıyor. Kazının ilk başladığı günlerde çevredeki binalara keskin nişancıların yerleştirildi. Evin damında kurulan kulübede tam donanımlı özel harekât polis leri 24 saat esasına göre nöbet tutup çevreyi dürbünle sürekli kontrol ediyor. Kazının 2012 yılında Tarsus’ta, tarihi eser kaçakçılığı şebekelerini araştırırken öldürüldüğü iddia edilen polis memuru Mithat Erdal cinayeti ile ilgili olabileceği konuşuluyor. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle