04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Ocak 2017 TASARIM: SERPİL ÜNAY haber/yorum 13 ‘Sentezin’ anayasası Meclis Genel Kurulu’nda anayasa değişikliğinin görüşülmesine bugün başlanıyor. Adına değişiklik denilmesine bakmayın, yapılan ülkenin yönetim biçimini tümüyle değiştirmeye yönelik yepyeni bir anayasadır. Uzun süre bir sır gibi saklanan; içinde bulunulan terör ortamı nedeniyle kamuoyunda hemen hiç tartışılamayan; Meclis’teki komisyon görüşmelerinde de tüm yönleriyle ele alınmayan düzenleme, anlaşılan Meclis’ten de aynı hızla geçirilmek isteniyor. İslamTürk sentezinin ürünü Cumhurbaşkanlığı adıyla da olsa, yasama, yargı ve yürütme erklerinin tek elde toplanmasını öngören; hiçbir özgürlükçü öğesi ya da hücresi bulunmayan; dünyada eşibenzeri olmayan, yani, kendine özgü bir başkanlık sistemi getirilmek isteniyor. Ancak, bu doğumun hemen öncesinde Meclis’te temsilcisi bulunan partilerden Halkların Demokratik PartisiHDP’nin yöneticileri ve çok sayıda milletvekili hapsedilmiş, CHP de sürecin dışında tutulmuştur. Anayasa, aslında, AKPMHP işbirliğinin değil, AKP’nin tek başına yaptığı düzenlemeye MHP Genel Başkanı’nın destek vermesinin ürünüdür. Bu nedenle anayasal sürece İslamTürk sentezi denilirse, bu, hiç de yanlış olmaz. Anayasa iki eski düşünce akımının, dinci sağ ile aşırı milliyetçi sağın, yönetim anlayışlarının olağanüstü koşullarda topluma dayatılmasından başka bir şey değildir. İki eskiden ne beklenir? İçinden geçilmekte olan dönemin iki olağandışı özelliği var: terör ve baskı. Ucu seferberlik ilanından söz edilmesine varan bir savaş benzeri terör ortamı yaşanıyor ve başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere insan hakları üzerinde çok ağır bir baskı var. Görüşülmekte olan anayasa değişikliğinin içinde bu iki konuda herhangi bir çözüm önerisi değil, onun belirtisi bile yok. Olamaz; çünkü, savaş ortamı nedeniyle yapılan AKP’den yükselen birlik, beraberlik çağrılarına karşın ve tam çelişkili bir tutumla ortada tek başına hazırlanan ve dayatılan bir anayasa var. Yakından incelenirse kolayca görülür ki AKPMHP düşünce çizgisi, savaşçı özelliğinin bir gereği olarak ölüme övgüyü öne çıkarır; bunun doğal bir sonucu olarak barışı da bir türlü içselleştiremez. Ek olarak, AKPMHP anlayışı, kendi örgüt yapıları içinde bile düşünce ve ifade özgürlüğünü özümseyemiyor. Bu ikilinin ülke insanının özgürleşmesine çalışacağını ummak tam bir ham hayaldir. Dahası siz 2023, 2053, 2071 palavralarına bakmayın, AKP düşüncesi, öykündüğü Osmanlı kadar bile yenilikçi değil; eğitimde, hukukta ve insan haklarında bütünüyle eskiye bakıyor. AKP’nin içinde eriyen MHP düşüncesi de özünde öyle. Çoğu basın çalışanı olmak üzere, yalnızca barış ve özgürlük istedikleri için yüzlerce insanın hapsedilmiş oluğu; binlercesinden sonra, OHAL kanun hükmünde kararnamesi KHK ile daha dün 631 bilim insanının üniversitelerden uzaklaştırıldığı bu düşünme korkusu ve bundan doğan terör ortamı yaşanıyor. O kadar ki ana muhalefet partisinin genel başkanı iktidarın verdiği zırhlı araçla korunuyor; seni başkan yaptırmayacağız diyen HDP eş genel başkanı hapiste! Böyle bir ortamdan yalnızca karanlığın anayasası çıkar. Önemle yinelenmeli; iki eskinin birlikteliğinin anayasasından yarınların özgürlük, eşitlik, bilim ve barış temellerine dayalı ve dünya ülkeleri arasında saygın yeri olan Türkiye’si çıkmaz. Türkiye bu ikilinin tutsağı olmayacak birikime sahiptir ve bu ikiliden çok ama çok daha büyüktür. Önce Meclis, eğer o başaramaz ve kendi varlık nedenini yok ederse, yani intihar ederse, bu ülkenin onurlu insanları, gayri yeter diyerek bu karanlık gidişi sandıkta aydınlığa dönüştürmesini kesinlikle bilecektir. Yeter ki bu yönde çalışılsın! 9 OCAK 2017 SAYI: 33332 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.49 06.32 06.53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08.22 13.18 15.39 08.03 13.03 15.27 08.22 13.25 15.54 Akşam 18.02 17.50 18.17 Yatsı 19.28 19.14 19.38 Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Anayasa taslağı üzerine hak ve özgürlük alanlarını, 3 Bun keenlemyekun, inexistence juridi Prof. Dr. Sami SELÇUK ların çiğnenmelerine karşı denetim que, inesistenza giuridica) kavram Eski Yargıtay Başkanı yollarını belirleyen, 4 İktidarın tek ları arasında ayrımı 1999’da bile an 1 elde toplanmasını önleyen, 5 Ço lamamışlardı. Hukuk bilimine gö ddogklrrgmçklinsğtğynlntördğlrnlAarbaisrsyiysmd“bntçtgğAbmaaaealkleoıaeaioıiseıuıiitçlluüiöuiüaaaeeieiaeiuüaeueeknnnn,nlrtmrnşaükllnarkeaae,t(sk)ÖÜD1B1İEnıgrylpssnsentttnrnid,kçşeiıiCtkdiaanaacminzd2iisynmahentaüll99aationsdtmenilıızöturklçelzasislle(aiiydynbılaeiünklnğlalan0mrkaiiea.auud,klnş88tabrlDaürii,nondeéamlanüşngakaanioaiüymeanbıkrryi0lsnÇiaauhmdırsğk22maknsşmgl9kçnrakpntcvnkeuınünmsslfşııodlya“eiı,d,dn0ııogügşrauıır“ğüa,inımeeitya9iruürrenaaaciıızikvşitccntsnsAAiağenpaçeufişeen’nilöb,şrlanh“imyrunnğümotss9ktrll.üeiaekoaksutskıayşantnlso“nesaadamçirınnbiküıiueııuyceiseblrlklirKirndrkianloonsrı.yçüırreiuleşl’,kreeçaocaayaamişystaaenalüarnmklgndgnyatmueküvieşyldeielalrrnaiknüuııkmrhnerrlrynt,aiiaotmyynayımaaenlunrılksuısaueğüşalıylyeeya.uaelaoeyesallöe.aaraukmytunrbiaaenamımralbies,rlrıaesincsdakalüngmigıuslpmrcsnaazalznidta)lşdyrdlssnnigkucaımnlrasaıbrşntekrsaisiıaeddeıu,ırileanrnk)citynaaeaeaaaiekynökş,aem,nriealhr”ağniiaaa.nıırlaraieenryyuısu,vbılazklytradı.rnzeodayd,.tillneOd/şırdizbnmşiyıaıııoiietblakıöktoıglrarnbaa.eeldr,,ldmşnbneaeaeşyüeaiyşnaaraiarğiılmi”,onsulsıe,ohietmanrkiylnlabnıdneir%ınyseyşnaçarearyileiaknkdfnlvaalameanbreuamuçıenmtüraceyyuailsb9sıncairenkylaaçieıreamsialışçslrak,ninveaalase.uş7soynebmnıkeımfuuatia“arsnali”şaaçoanoysatdjsemekaiHş,dtysaleğkehiıAiese”yıvşniknno%iauılaneğyatrpdiaahy2bn”emslsiarçsnubtbegOaybibuvkaldriiiaşlı”ealnnlkdl1iuıtgklıi?aia//rarnrkiaesaökpduaaeynfirıylşsubatlmçöluimrat0sietl(spB.inkrıerraendBsurıuraueaeoiktıdoıFrerrtgndirtelıçbg,0önrakhsaaltii,ıgiıninlszaudlluauspnaıokehedhrllpiyeıeğatıö1mruiıdlnh.iaeemymdzdkmrguaüearynkşrkla1ieğrnoetslıry1yrbkılullat’melyieroeeyk,mtrnesnuğivketümand9keıiçeıaaiça.ıaÖnu9yia,ymnamirtröenş“işunırlınyoa8ku,ohkğtlioPni8ıyşsinambilrıi,dşaak,nşnmeeçana2yilluşuğ,oee2siıennazmnerünanisiaiğigoatCriçeenlsau,hlligççi2cdlknbğkllçk“lğAçlmlnvtscdmsdbymritmlmmğtygıüiaeeairlçseeieiiTiaüeoiıun“veeüiaeuiieoea0meeuiakmredntznirrrnkrlrrueııeapğBOE1Ölnkkülrceynmllknlnniiln0,ltöşyeeiiıaslerlöıakeoadlzel,açsülrcs9snnltiut,uirülykyı,ulseedansr1,illherrszymblrdğrdrneeğuarioneıudaekaünök8aiaıaidrslzliyşa!irn7ışktggıiğarşeinıiaikalnniealetüuyunnlannhnkneida2nrıiyeselv.nneOll“iüösahltsutmnpryiiaraleıalişkmldeıbseayiaıhvtihEd,rnemaçarrinluHrn1şslaieydrtAğpçslrlmkeşirnyaı/celyudamslbosaleeuadlekslkvbacte,ıyhe9eıniaaauetigvrlümıeemenmanapaayiödğağzçnmrouaıkaaıelioolidşet8tukakgmiüeaşbrmnrpkrTmlsaignblslmuiaybelşyncaurreaüblneimdnadr2ıeilıgn,kbşaetaeymlşâüaıungt.tdeutt,lrac,kıemdlutıkleıırkeötagüıenmşüıaaaaeianşaahberşdmikirukşreBAnle”tmşnüvrlyidrlısnkrreenmuykğcıaurrksışrmdnl,kyuınomvo,şemiieaaiune.viamihnğatlnüıildalkeıaaamnyçlhşlaiotmlıatldodkekinnütğompaEleeiınılaayaauınmeud’ıesdnrlehnyınlmuzryelişşesa.çeğlluzşe,aryltçymlyimetemtsnedlarbaeaühtıusthslbıdkrııçk;B,dab,ödéraıhyııllok;iıliekakaeaivkddneıruinkdsrue;ul,ıayba’h,trii,aayiii”eöTdzkyuvnr“syssnysaoelo.snıenşaimri.e,neat“kmkdbunkkseasemylnyınalıyaüeenslksşteprt,ÇlnbblhlıescnneyHıulaitbiiirukeaenuulusosiltuıeğtiarniehauanam.aueuriseürgıiseieıdnlınigğkiııhirktknllıklnçymekrrrrs.dn,nkağakryvsatezçşlelalnnlıddteiag”tiiiıbıllemdaurrıiöi.uAillç6netineulnserhçlieilaı.ardktıyulaeanekeeiynimişieaneeakp(mnBgvaırànurie,aaçyrnssrnuaişarısvhjüöö:nMtgeaerdr,mdelhesn”şl)umtuişkiıyÇbaçıdariskarizraei2irh,unlermnleair,rtu”üiıu“kauigykennkaetec(seaedngiyaotiurl1ıdesebrtakysüydaubikg.sykcmüanseankılglmneğaiaçzüekaiakvdk’esokeeaoreğshdmuantiuzuAeaalkpismivvieluuidshts;ürğıaeyeülinrelmniçbırüielharkyisiltihltıkireaiekbamlıkbsndilrlmgnnnauykıemzrmiiaiküaae.dıağaieedneddalnyotğleaşmiiirıpkelbd”eni,anka.reemiitttliıezasr,şşlaeihntata,.,riamkuriğımı,rianegn“bnmknpmvkcğldryislAng“rkyc‘gthivhslididğslmağyClStööeuaeenrnkyieectauüaeyieeaıieieıeeeaıaaoaaeeatru’ndÜlmcymnlsüeekektusskHİPBNr,kietçatnrnrrndbebynt,haihtmeşshaıetheyoyyitaamntamıelmtmedrdeuaiyugeu,eohearRuuienbvktkiaalyvetclynnekkaiiiğncr,kıçsmedashtklıpüdtzh,çleeiükaşrere’”haerğlpseialsrigaEaıhlsAlçnairiiaiuiiulkdubornaklmekKyeauiszköehdı,ulüesldıtiayöımlayakienkdehCnkllberloriutsğaennirıdmğyiızdktkbsilukrorrnlaönam.mtklsşnaıbel.irreelsıi’lualıidibiyküebddieuyiçğeernnslurEaiÇmılmtted.t,.znlneaB,iğrhtadllbaaiolaaeuaaüetoeeşbıl”mgtectrr,rBbk1aGedşroi“sKitediabren’reklrkiüssedaşkldrindyGützıicakhneraal9ksereuakdıignrsaüağeelik)ımnesşiaknAiuonrlnçalaks”yö:ialgy.8yieaeeğazrryiıHlalcaiöhrk,sayaknydıi.dkğelnüdBnHlari;kölnco2ldvleirıkHnh,dt,rdadnrouaaeiüealOesmıenbaaterıonuerıDlriğıtduabş“neıanzaçce’niAerkczt,dzdtvllaanıniyö”inüsie“zıözaeaavk,eaı,,zeth,ker.şldkmuünğenumynvnkktasiırdıaypaclnğnrıihrğAkielrrylbydtsyoubmkMatyo.eraliakukk,arme.aykakeü!laaiairlislue.iaaktlulnralaaaaiaapyynKtoelBrmlge”ydasyd,Dınçllramayadpayakeratkvuaaedrkhlllss.lneeidkamraalaetimruaDhoipyaurdukanleçdaodkdayosn’habthıdaat?yarruOktrirkı,yuçiAylrkklerinarstaameğuğtloıyıoaıssln,eaeideymaaamtaauadkikhtııeianmıtre.bıikkynabsitkşmrttğuunnkalkykp,rmnalnmbiğtlnırzmdıo,rrt”ntıuliuiid’uucelmurağieaıarrnı“nmntuaaşmnaserdıatuirdıikl“lıgme.aniaşankköüuhıt(ıbtnsnatkyrğmadillırdmdHunnıeycsülganvtaearavöÖyrkaniysnyruaasaisu.şlieııanmoeiaıitıtğıtiüssü.çsalnaloşvnlyoeıreia.aakhıaiyaüysrdu1muğttkntmbekkokeüş,çiaınmeltl.rrzglnaeinetlbmayDsaltzyla”laıkna9oıısniadcüıdueğdleıe’ğnıüreyadıaıerakyerdalnuakiinyan,kyeoh’shiy8gnüelruiurgvetmüamntkçsraıktayesşördasıinioüdaüğcackılüunlmöaiç2ağere‘aöyğğdasıl,ladaiışnnavrgudkzlainaögiehgiearnrnl,nlçnariyaıuania,vnaebeölionoerezneriersae,ılueşaerrii,n”ırr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Erhan Ünal, Köy Enstitüleri ve ‘Küresel Finans Oligarşisi’ (1) Geçen cumartesi Halk TV’nin Gürkan Hacır tarafından hazırlanan ve hiç kaçırmamaya gayret ettiğim“Şimdiki Zaman” programının konuğu, değerli yazar Erhan Ünal’dı. Ünal’ın “Toprak Biterken Küresel Oligarşi ve Yaşamın Gaspı” başlıklı son kitabının çıkış noktasını oluşturduğu programda tartışılanlar, Köy Enstitüleri konusunda kafamda biraz “ütopik” nitelik de taşısa! yeni soruların belirmesine yol açtı. “Toprak Biterken Küresel Oligarşi ve Yaşamın Gaspı” adlı kitabın tanıtım yazısı şöyle: “Küresel Finans Oligarşisi’nin kesin ve değişmez hedefi, küresel olarak tüm insanlığın üzerinde mutlak bir hâkimiyeti, her bir insan için kaçınılmaz olan beslenme zorunluluğu üzerinden devamlı kılmaktır. Bu sebeptendir ki KFO, çeşitli kıtalarda var olan tarımsal üretim tarzı ve ona dayanan değişik beslenme biçimlerini, oluşturmuş olduğu bir ana plan (Master Plan) doğrultusunda yeniden şekillendirmek ve standart hale getirmek amacındadır. Küresel Finans Oligarşisi’nin (KFO) son hedefi, dünyanın üzerindeki ‘Küresel Diktatoryasını’ açık ve karşı konulamaz biçimde ilan etmektir. Bu hedefe ulaşabilmek için de güç biriktirmektedir. Bu güç birikimi, yukarıda ifade ettiğim gibi gücü oluşturan tüm öğelere teker teker sahip olmakla mümkün olabilir. Yani; tohuma, toprağa, suya ve dolayısıyla insana, tam anlamıyla sahip ve hâkim olmayı gerektirir. ‘Küresel Finans Oligarşisi’ (KFO) tarafından, kısa vadede tarımsal üretimde çeşitliliğin en aza indirgenmesi ve bu sayede dünya gıda pazarının kontrolü ve yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. Orta ve uzun vadede ise dünyada tüm insanlığın beslenmesi; yani kimin ne yiyeceği ve kimin neleri yiyemeyeceği bu merkez tarafından belirlenecek, daha açık bir ifade ile ‘dikte’ edilecektir…” Köy Enstitüleri kalsaydı… Alıntının içeriğinden de anlaşıldığı gibi, KFO’nun kısa vadede tarımsal üretimde çeşitliliğin en aza indirgenmesi hedefinin olmazsa olmazı, tarımda köylülerin çabalarıyla gerçekleşen çeşitliliğin bir an önce sınırlandırılması, hatta orta vadede sonlandırılmasıdır. Çünkü küresel ölçütlerde planlanan “endüstriyel tarım”, ancak böyle bir sınırlandırmadan ve onun ardından gelecek köy tarımı tasfiyesinden sonra kendine yaşama alanı bulabilir. Şimdi gelelim Köy Enstitülerinin kurulmasını sağlayan yasanın bir maddesine. Bu maddeye göre yasa, köylerde gerçekleştirilecek “üretim eşliğinde eğitim”i bu eğitimden geçecek köy çocuklarını sonradan köylerine yabancılaştırabilecek yönelimlerden korumak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Yasada bu hedefe erişilmesi amacıyla enstitü mezunları için eğitimlerini tamamlamalarının ardından on yıllık bir zorunlu hizmet süresi de öngörülmüştür. tKtaaürrrııemmsııen…l kbaoryşuıttıtoalaernadküksötryiyel Köy Enstitüleri projesinde 1960 yılına kadar Türkiye’nin her yerinde bu enstitülerin faaliyete geçmesi öngörülmüştü. Bu durumda Küresel Oligarşi’nin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de endüstriyel tarım aracılığı ile köylerdeki tarımsal etkinliği yok etmesi, daha en baştan önlenmiş oluyordu. Eğer Köy Enstitüleri 1953 yılında kapatılmasaydı, yakın zamanlara kadar dünyada temel gıda maddelerini tümüyle kendisi üretebilen birkaç ülkeden biri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün yumurtayı ve samanı bile ithal etme zorunluluğu ile karşılaşması düşünülebilir miydi? Sorunun yanıtını haftaya, yazımın son bölümünde vereceğim. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ‘Laiklik’ pankartı açan CHP’li gençlere saldırı Sakarya’nın Serdivan ilçesindeki bir alışveriş merkezinde “Türkiye laiktir, laik kalacak” yazılı pankart açıp slogan atan CHP Gençlik Kolları üyesi 3 genç saldırıya uğradı. Darp edilen gençler polis tarafından gözaltına alındı. Sakarya’nın en büyük alışveriş merkezi olan Serdivan AVM’ye gelen kimlikleri öğrenilemeyen 3 genç üst kattaki restoranların olduğu kata çıkarak “Türkiye laiktir, laik kalacak” yazılı pankart açtı. Pankartta ayrıca “Ankara, İstanbul, Antep, İzmir, Reina” ve “CHP Sakarya Gençlik Kolları” yazıları yazarken 3 genç sloganlar attı. Bazı kişiler gençlere tepki göstererek saldırdı. Gençler kendilerine saldıran kişiler tarafından dövülürken, özel güvenlik görevlileri olaya müdahale ederek 3 genci alışveriş merkezine gelen polise teslim etti. 3 genç ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürülürken, soruşturma başlatıldı. l SAKARYA/ DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle