06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Ocak 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ECE KURTULUŞ haber 11 ‘Laiklik barışın olmazsa olmazıdır’ Reina’daki terör saldırısına tepkiler sürüyor. Çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve meslek örgütü Reina’nın önüne karanfil bıraktı. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan ve çok sayıda eğlence mekânı sahibi Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’ndan Reina’ya yürüdü. Burada konuşan Hayri İnönü, “Buranın açılışında hep birlikte bulunup, bu acıları unutmaya çalışacağız. Unutulmuyor acılar tabii, ateş düştüğü yeri yakıyor” dedi. Murat Hazinedar da “Teröre karşı yaşamımıza sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu. Demircan da “İşte bütün bu terör saldırılarının ardında toplumsal birliğimizi, beraberliğimizi, tek vatan ülküsü içerisinde, tek bayrağın gölgesi altında hep birlikte nasıl yaşamamız gerektiğini, bu toplum her defasında bir araya gelerek, kenetlenerek ifade ediyor” dedi. Turizm Restaurant Yatırımcıları İş letmecileri Derneği Başkanı Kaya Demirer ise terör saldırılarının kendilerini korkutmadığını söyledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Merkezi ve şubeleri de saldırıyı kınadı. Reina’nın önünde konuşan ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel, “Toplumumuz, çağdaş yaşamı korumakta kararlıdır. Yüreğimiz hayatını kaybedenler, yakınları ve yaralı kardeşlerimizle beraber, Onlar, laik ve demokratik Türkiye’de hortlayan irticanın he defi oldular. Aslında hedef olan laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ydi. Laikliğin toplumun ve devletin yaşam biçimi, barışın olmazsa olmazı olduğu bilinmelidir” dedi. İHD ve THİV adına konuşan Gülseren Yoleri de “İnsan hakları savunucuları olarak bir sorunun şiddet kullanılarak çözüleceğine asla inanmıyoruz” diye konuştu. İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu da (İMOK) dün akşam saatlerinde saldırının meydana geldiği yere gidip karanfil bıraktı. TUrkIye alarmda Reina saldırısının ardından kaçan teröristin yakalanması için çalışmalar sürüyor. Gözaltı sayısı 14’e yükseldi, İstanbul’da güvenlik önlemleri artırıldı İstanbul Ortaköy’de gece kulübü Reina’ya yönelik gerçekleştirilen saldırının ardından gözaltına alınanlarını sayısı 14’e çıktı. 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili soruşturma kapsamında Atatürk Havalimanı’nda Reina saldırısı ile ilgili olabileceği değerlendirilen iki kişi gözaltına alındı. Atatürk Havalimanı Koruma Şube Müdürlüğü ekipleri, metro katında iki şahsın durumundan şüphelendi. Zanlıları, özel bir odaya alarak üst araması gerçekleştiren ekipler daha sonra zanlıları gözaltına aldı. Şu ana kadar gözaltına alınan 14 kişinin Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri sürüyor. Eşi ve çocuklarıyla geldi Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Konya’da gerçekleştirdiği operasyonda şüphelinin eşinin de gözaltına alındığı belirtildi. Teröristin eşinin Emniyet’teki ifadesinde saldırıyı televizyondan öğrendiğini ve kocasının IŞİD’e sempati duyduğunu bile bilmediğini söylediği belirtildi. İsmi açıklanmayan teröristin Kırgızistan’dan eşi ve 2 çocuğuyla 20 Kasım’da uçakla İstanbul’a geldiği iddia edilirken, buradan karayolu ile önce Ankara’ya giden terörist ve ailesi yine karayolunu kullanarak 22 Kasım’da Konya’ya geldi. Konya’da bir stüdyo daire kiralayan terörist, 3 aylık kirayı peşin verdi. Teröristin emlakçılara iş bulmak amacıyla Konya’ya geldiğini söylediği öğrenildi. Teröristin 29 Aralık’ta yine saldırı için karayolunu kullanarak İstanbul’a gittiği bilgisine ulaşıldı. Bilette adı Ebu Muhammed FLASHBANG KULLANMIŞ Saldırının ardından çalışmalarını sürdüren po lis ve istihbarat ekipleri çeşitli bilgilere ulaştı. Emniyet’te ifade veren bir garsonunun söyledikleri, şüphelinin askeri birliklerin kullandığı malzemelerle katliam yaptığını ortaya koydu. Elde edilen bilgilere göre, Türki cumhuriyetlerden birinin pasaportunu taşıdığı tespit edilen saldırgan Reina’ya girdikten hemen sonra “Flashbang” isimli bir şok bombası attı. Terörist zemin katta bir Flashbang daha patlattıktan sonra 3’üncü şok bombasını da çıkmadan hemen önce kullandı. Teröristin her Flashbang patlatışından sonra şoka giren insanları taradığı ifade edildi. Türkiye’de daha önce hiçbir saldırıda kullanılmadığı anlaşılan ABD malı Flashbang’lerin Amerikan ordusu envanterinde bulunduğu, fabrikasının Pensilvanya’da olduğu, bombanın insanları kısa süre sersemlettiği kaydedildi. Havalimanında gözaltına alınan iki kişi Emniyet’e götürülürken, İstanbul’un pek çok noktasında polis geniş güvenlik önlemleri aldı. ‘BİTİŞİK ATIŞ’LA SALDIRDI 39 kişinin kimlikleri tespit edilirken ön otopsi raporlarıda tamamlandı. Rapor ölen 39 kişinin yakın mesafeden ve bitişik atış ile öldürüldüğünü ortaya koydu. Bu da saldırganın yerde yatan yaralılara tek rar ateş açtığını gösterirken, kurşunların vücutlara isabet noktaları ise göğüs, ka fa ve sırt bölgeleri olarak geçti. Bazı kur şunlar bir kişiden çıkıp başka birine sapla nırken, kurşunların tamamının tek bir silah tan çıktığı belirtildi. Raporda silahın 7.62 mm’lik mermi atan AK47 (Kalaşnikof) pi Teröristin saldırı öncesinde Konya’daki görüntüle yade tüfeği olduğu açıklandı. Saldırıda denize atlama sonucu ölenin ise olmadığı kaydedildi. Filistin asıllı Suudi Arabistan vatandaşı Ahmed Abbolos’un cenazesi ise ri ortaya çıktı. Adli Tıp Kurumu’nda bekliyor. Teröristin görüntüsü İstanbul’a gitmek için geldiği Konya Şehirlerarası Terminali’ndeki güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı. Bir otobüs firmasından Ebu Muhammed adına bilet alan teröristin yalnız olduğu bildirildi. 3 ev boş çıktı Teröristin, kentin Selçuklu ilçesindeki Bosna Hersek Mahallesi’nde stüdyo tipi evlerde kalan yabancı uyruklu 3 aile ile temasa geçtiğinin saptanması üzerine polis operasyon yaptı ancak kimseyi bulamadı. Yabancı uyruklu ailelerin Reina saldırısından hemen sonra evleri terk ettikleri bilgisine ulaşılırken, evleri kiralayan 2 emlakçı da gözaltına alındı. Emniyet’e ihbar yağdı Teröristin fotoğrafının yayımlanmasının ardından Emniyet’e çok sayıda ihbar gelirken polis İstanbul’un çeşitli yerlerinde denetimler yaptı. Önceki gün akşam Zeytinburnu’ndaki operasyonun ardından gelen ihbarları değerlendiren polis ekipleri, Üsküdar Kısıklı’da şüphelinin görüldüğü ihbarı üzerine hemen hareket geçti. Selami Tekkesi Sokağa gelen ekipler, sokağı dolaştıktan sonra eşkâle benzeyen bir şahsı inşaatta çalışırken buldu. Saldırgana benzerliği ile dikkat çeken şahıs, ekipler tarafından kimlik kontrolünden geçirildi ve sorgulandı. Şahsı inceleyen ekipler, ihbarın asılsız çıkması üzerine sokaktan ayrıldı. Polisler, gelen çok sayıda ihbarı değerlendirirken şüpheliye ait bir ize rastlayamadı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Reina ilk kez görüntülendi Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’nun ziyareti sırasında terör saldırısı sonrası Reina’nın içi ilk kez görüntülendi. Topçu’nun ziyaretinde çekilen fotoğraflarda duvardaki kurşun izleri dikkat çekiyor. Yılbaşı süslemeleri aynen dururken kapıda müş teriler için verilen giriş kolyelerinden üç tane kaldığı görülüyor. Aynı bölüm üzerinde bir de pasaportun yer aldığı görülüyor. Yalçın Topçu, Reina’yı incelerken polis ekiplerinde de olayla ilgili bilgi aldı. Emniyet yetkilileri olayla ilgili Topçu’ya detaylı bilgi verdi. Yalçın Topçu Gömme biçimleri John Berger, Görme Biçimleri’nin bir yerinde okura önce üzerinde kuşlar uçuşan bir mısır tarlasının resmini gösterir. Sonraki sayfada aynı resmin altında bir yazı vardır: “Bu Van Gogh’un kendini öldürmeden önce yaptığı son resimdir”. Bu örnekle Berger, eklenen bir sözün imgeyi nasıl değiştirdiğini anlatır. İmge artık sözü aydınlatmaktadır. Şimdi siz de önce Barbaros Şansal’ın uçaktan indirildiğinde nasıl küfürlerle dövülüp linç edildiğine bakın. Sonra sayfayı çevirin. Şansal’ın yılbaşında çektiği ve yayımladığı o görüntülerde söylediklerine bakın. Söz imgeyi nasıl değiştiriyor görün. İmge artık sözü aydınlatmaktadır. O aydınlıkta “Kendi bokunda boğulan ülke” en korkunç haliyle gözler önünde. Zihnimizi, hayatı ve sanatı anlamanın... Bizi gördüklerimizi hissetmenin, analiz etmenin, kavramanın... Nefes almanın, yaşamanın incelikleriyle eğiten bir çağ düşünürünün öldüğü gün... Biz öfkesini, itirazını avangart bir şekilde, kendi özel tarzında, bir sahne şovu gibi dile getirmekten çekinmeyen... Muhalif düşüncelerini ve eleştirilerini en sert ve edepsiz biçimde, kendi üslubunca sergilemeyi göze alan bir insanın... Havaalanında, polis eşliğinde, daha uçaktan iner inmez, “kim olduğu belirli” kişilerce linç edilişini izledik. Bize görme biçimlerini öğreten bilge yazar John Berger’in öldüğünü öğrendiğimiz gün... Biz bu ülkede gömme biçimleriyle korkutularak biraz daha eğitildik. Sistemin Barbaros Şansal’ı muhtemel tehlikelerden asla korumayacağının işareti bize görüntülü bir şekilde servis edildi. Aleni yanlış politikalar ve tercihler yüzünden art arda dehşet verici şeyler yaşanan şu ülkede, politikacıların ve halkın tepkisizliğine isyan edip “Bokunda boğul Türkiye” demek nasıl bir suç olabilir? Çok zorlanırsa, Şansal Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamaktan dolayı yargılanabilir. Ama amaç o değil. Artık hepimiz biliyoruz; Şansal’ın cinsel kimliğinden alınan vahşi bir cesaretle sarf edilen o laflar ve tekmeler ve tokatlar aslında ona değil bize; bizim ideolojik kimliğimize... Tüm farklı, muhalif, gözü pek, endişeli, üzgün, sinirli, dirençli, umutlu, laiklik isteyen, ülkenin yeniden çağdaş bir akılla yönetilmesini talep eden, olan bitene yeter diyen herkesin hayatına yönelik bir tehdit. Daha havaalanında başlayan bu korkunç lincin sorguda da sürmeyeceğinin hiçbir garantisi yok. Şansal tutuklanırsa muhtemelen şiddet cezaevinde de bitmeyecek. Yılbaşını kutlamaktan, sisteme sövüp saymaya kadar artık her şeyin ölümcül bir tehlike olduğunu kavramamız isteniyor. İktidardaki mantık kendisine cahillikten ve öfkeden harmanladığı hem sivil hem de kurumsal gözü dönmüş ordular kuruyor. Şansal’ın tarzını istediğiniz kadar avam, küstah, edepsiz ya da çirkin bulun. Ama o videoda sergilediği aslında sokağa ait anarşist bir sanat eseridir; Etkisi ve gördüğü tepkiyle birlikte, zamana damgasını vuran sert bir performanstır. Siz eğer görme biçiminizi sorgularsanız bu sert ve avam sanat dilinden hayati bir şey öğrenirsiniz; Onu sokaktaki ve devletteki linç kültürüne terk ettiğinizdeyse... Gerçekten ülkece bokunuzda boğulur gidersiniz. Şüpheli Kırgız sorgulandı Reina saldırısını gerçekleştiren teröriste ait olduğu öne sürülen bir pasaport fotoğrafı dün çeşitli internet sitelerinde yer aldı. Bir Kırgızistan vatandaşına ait olduğu öne sürülen pasaportun sahibinin dün sabah İstanbul’dan ülkesine gittiği belirtildi. Çeşitli internet sitelerinin Kırgız güvenlik güçlerine dayandırdığı haberlerde, pasaportun sahibinin “Ben 1 Ocak’ta İstanbul’a uçtum, işlerimi hallettim ve bugün (dün) sabah geri dönerken İstanbul’da uçakta Türk güvenlik güçleri beni yakaladılar, bir saat sorguladılar. Teröristin fotoğrafı bana biraz benziyor; ama ben o değilim. Pasaportumun kopyasının Türk basınına nasıl yayıldığını bilmiyorum” dediği öne sürüldü. ‘Reina gibi tarayacağım’ Sosyal medya sitesi periscope üzerinden canlı yayın yapan İlker G. adlı kişi, “Reina gibi Gaziantep’te bir mekânı tarayacağım” dedi. Yurttaşların haber vermesi üzerine harekete geçen polis, İlker G’yi Gaziantep’teki kafede gözaltına aldı. Bu sırada kafede bulunanlar gözaltına alınma nedenini öğrenince İlker G.’ye hakaret edip tekme tokat saldırdı. Emniyette sorgulanan İlker G. sosyal medyada suç unsuru taşıyan herhangi bir paylaşımda bulunmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. IŞİD mesajı atan polise gözaltı Siirt’te, sosyal medya hesabından terör örgütü IŞİD lehine övücü ifadelerin yer aldığı paylaşımlar yaptığı tespit edilen polis memurunun adresine, operasyon düzenlendi. Gözaltına alınan şüpheli polis Emniyet’e götürüldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle